Malatya’da “Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)” mensubu oldukları iddiasıyla, geçtiğimiz 26 Ocak ve 1 Mart 2016 tarihlerinde yapılan ve toplam 33 şüpheliyi kapsayan operasyonla ilgili davanın görülmesine Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. ilk duruşmada 5 kişi tahliye edildi.
İLK DURUŞMA..
Malatya’da "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma” ile “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanuna Muhalefet" suçlamalarıyla yargılanan, 10'u tutuklu, 12'si tutuksuz, 11’i firari toplam 33 sanıklı ‘Paralel Devlet Yapılanması’ davasının ilk duruşmasına tutuklu sanıklar Muzaffer Erşan, Gökhan Gökbulut, Kubilay Karaaslan, Zekai Işık, Suat Sarın, Kaan Emre Öztaş, Yücel Yılmaz, Halil Kayış, Turgut Altın ve Turan Canpolat ile tutuksuz sanıklardan Hikmet Ö., Bayram E., Nurettin K., Haşim O., Sadullah I., Ömer Fatin N., Murat B., Mahmut O., Yakup Ö. ve Eray E. katıldılar.
Duruşmada savunma yapan sanık Gökhan Gökbulut, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini, Beşer Eğitim Kurumları ve Kardelen Eğitim Kurumlarındaki hisselerini cezaevine girdikten sonra devrettiğini, bu devir işleminden dolayı zarar ettiğini, kendisinin 1997-2000 yıllarında MAKİAD’da başkanlık yaptığını, halen bu derneğin üyesi olduğunu, cezaevine girmeden önce işletmiş olduğu konfeksiyon mağazasının ise kapandığını, FETÖ kapsamındaki il imamlarını tanımadığını, cemaat adına para toplamadığını, davanın tutuksuz sanıklarından olan ve kendileri aleyhinde ifade veren Mehmet T. adlı şahsın yönetim kurulu başkanı olduğu Kardelen A.Ş.’de çaycılık ile birlikte getir-götür işlerini yaptığını ileri sürdü.
Sanık Kubilay Karaaslan ise, suçlamaları kabul etmediğini, Beşer Eğitim Kurumları ve Kardelen Eğitim Kurumlarına ortak olduğunu, her iki şirketteki hisselerini de devrettiğini, kendileri aleyhinde ifade veren Mehmet T.’nin ortağı olduğu şirkette hizmetli olarak çalıştığını, şirketin yönetim kurulu toplantılarının mütevelli heyet toplantısı olarak algılanmış olabileceğini, MAKİAD adlı dernekte bir dönem başkanlık yaptığını ve cezaevine girdikten sonra bu dernek üyeliğinden ayrıldığını, FETÖ il İmamı olduğu iddia edilen Yücel Yılmaz’ın şirketlerinde matematik öğretmeni olarak çalıştığını, yine FETÖ İl imamı olduğu iddia edilen Eyüp Doğan’ın şirketlerinin çalışanı ve matematik öğretmeni olduğunu, bu isimlerin bizzat ders verip vermediğini bilmediğini, bu her iki şahsın İl imamı olup olmadığını bilmediğini ve bu şahıslardan emir almadığını belirterek, ‘Ben şirket çalışanlarımdan nasıl talimat alayım?’ dedi. Karaaslan, Ramazan Çiftçi’nin şirketinde muhasebeci olarak çalıştığını, şuanda nerede olduğunu bilmediğini, yine Eyüp Doğan'ın da nerede olduğunu bilmediğini iddia etti.
Sanık Muzaffer Erşan da, “Suçlamaları kabul etmiyorum. Her hangi bir terör örgütüne üye olmadım ve finans sağlamadım. İhracatta bölge birincisi, vergide ise altıncı sırada olan şirketim var. Vatanını ve milletini seven bir insanım. Bütün zamanımı işlerime ayırmaya çalıştım. Şuanda işlerimde yüzde 50 oranın da düşüş var. Kardelen Eğitim Kurumları şirketinden 2 yıl önce ayrıldım. , MAKİAD’da 2 dönem başkanlık yaptım. TSO seçimlerine kendi öz iradesiyle aday oldum ve cemaattin talimatıyla TSO’ya aday olmadım. İl imamlarını söylediğim belirtilen Emniyet’teki ifadeyi kabul etmiyorum. Bu ifademi verirken yönlendirildim, avukatım da müdahalede bulunamadı. Eyüp Doğan’ın matematik öğretmeni ve eğitim danışmanı olarak çalışıyordu. Derslere girmiş olduğunu tahmin ediyorum. İl imamı sıfatı olduğunu bilmiyorum. Yücel Yılmaz matematik öğretmeni ve eğitim danışmanı olarak çalışıyordu. il imamı olup olmadığını bilmiyorum. Derslere bizzat girip girmediğini de bilmiyorum. Zekai Işık’ın il imamı olup olmadığını da bilmiyorum. Malatya’da cemaatin kasası olduğu iddiası tamamen yalandır. Ben kendi kasama sahip çıkamıyorum. Ben 17 Aralık’tan sonra dershanelerin kapatılacak olması ve ülkede yaşanan gelişmelerden rahatsız oldum ve eğitim şirketinden ayrıldım.” iddialarını ileri sürdü.
Sanık Suat Sarın, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi ve Beşer Eğitim kurumlarındaki hisselerini cezaevine girdikten sonra devrettiğini aktararak, “Devlete zarar verebilecek bir organizasyonun içinde olmadım. Eyüp Doğan’ı tanıyorum. Ders verip vermediğini bilmiyorum. İl imamı olup olmadığını da bilmiyorum. Yücel Yılmaz’ın da il imamı olup olmadığını bilmiyorum. Örgütün kasası olduğu iddiası tamamen iftiradır. MAKİAD başkanıydım, bir süre önce başkanlıktan ayrıldım. Mehmet T.’yi şirkette çalışan çaycı olarak tanıyorum.” iddialarını ileri sürdü.
Sanık Halil Kayış, Emniyet imamı olduğu iddialarını kabul etmeyerek, kendisinin Polis Amca İmam Hatip Ortaokulu’nda öğretmen olduğunu ve terör örgütü üyesi olmadığını iddia etti.
Sanık Kaan Emre Öztaş ise, suçlamaları kabul etmezken, 2012 yılında Malatya’dan ayrıldığını ve Batman’a gittiğini, Batman’da gözaltına alınırken sahte isim söylemesindeki nedenin polisleri önce tanıyamamış olmaktan kaynaklandığını ileri sürdü.
Sanık Turgut Altın da, “Suçlamaları kabul etmiyorum, Sınıf öğretmenliği mezunuyum, Malatya’da Küresel Doktorlar Derneği’nde büro elemanlığı yaptım. İşsiz olmam nedeniyle Batman’a gittim ve Batman’a gittiğim gün gözaltına alındım. Kendi telefonumu Malatya’daki eve bıraktım, annemin telefonunu aldım. Bunu takipten dolayı değil, benim cep telefonum çok eskiydi ve şarj sorunu vardı. Kartı da yeni bir telefona takmak için birçok ayar yapmak gerekiyor. Bununla uğraşmak istemedim. Ben evde 5-6 yaşına kadar Musa olarak biliniyordum. Bu kod ismim değil.” ifadelerini ileri sürdü.
Sanık Yücel Yılmaz ise İl İmamı olduğu iddiasını kabul etmedi ve her hangi bir terör örgütüne üye olmadığını ileri sürdü. Kendisinin Kahramanmaraş’ta özel bir okulda görev yaparken çocuğunun tedavisi nedeniyle Malatya’ya geldiğini ve burada HÜGEM dershanesinde Matematik Öğretmeni ve Eğitim Danışmanı olarak görev yaptığını anlatarak, “Mehmet T.’yi tanıyorum. Bulunduğum kurumun çaycısıydı. Ali Yılmaz olarak biliniyorum. Babamı arayıp, ‘Ali nerede’ derseniz yadırgamaz. Benim dergi ve gazete aboneliklerim hep Ali Yücel Yılmaz adınadır. Eyüp Doğan’ı tanımıyorum.” ifadelerini ileri sürdü.
İl İmamı olduğu iddia edilen Zekai Işık ise, kendisinin Burdur’da İl Vaizi olarak görev yaparken Malatya’ya tayin edildiğini, il imamı olmadığını, dershanelerin muhasebecisi olan ve şuanda firarda olan Ramazan çiftçi’yi uçak bileti alırken tesadüfen tanıştığını, kendisi adına havale yapan Mehmet T.’yi ise tanımadığını ileri sürdü.
Sanık Avukat Turan Canpolat ise hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, terör örgütü üyesi olmadığını ve operasyonun yapıldığı sabah avukat olarak sanık Muzaffer Erşan’ın evine gittiğini belirtti. Canpolat, kendisinin sonradan dosyaya eklendiğini, M.C. adlı şahsın dosyadan çıkartıldığını ve kendisinin eklendiğini ileri sürdü.
Tutuksuz sanıklar Mahmut O., Ömer Fatin N. ve Yakup Ö.’de duruşmada ifade vererek, haklarındaki suçlamaları kabul etmediler.
MAHKEME BAŞKANININ SORUSU
Bu arada, duruşma esnasında mahkeme başkanı Faruk Fidan, vermiş olduğu ifadeleriyle operasyonun yapılmasına neden olan ve sanıklar tarafından “Çaycı”, hizmetli”, “getir-götür” işlerine bakan birisi olarak gösterilen, tutuksuz sanıklar arasındaki Mehmet T.i için, “Mehmet T.’nin kimse tahsilatçılık yaptığını söylemiyor. Çaycı olduğu söyleniyor, hizmetçi olduğu söyleniyor. Ama bir sürü para sirkülasyonu var, bunu aranızda açıklayacak birisi var mı?” sorusuna mahkemedeki sanıklardan hiç birisi cevap vermezken, salonda dinleyici olarak bulunan bir sanığın oğlu cevap vermeye çalıştı.
Duruşma sonunda Mahkeme Heyeti tutuklu sanıklardan Muzaffer Erşan, Gökhan Gökbulut, Kubilay Karaaslan, Suat Sarın ve Halil Kayış’ın adli kontrol kaydıyla tahliyesine karar verirken, bu kişilere yurt dışına çıkış yasağı getirdi. Mahkeme, diğer 5 sanığın tutukluluk haline karar verdi.
Mahkeme heyeti duruşmayı 26 Temmuz 2016 tarihine erteledi.
Cumhuriyet Savcısı Aziz Yaşar Yetkinoğlu tarafından hazırlanan ve 171 sayfadan oluşan iddianame 33 sanığa "Silahlı terör örgütüne üye olmak, Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanuna muhalefet" suçları yöneltilmiş, şüpheliler hakkında 10 yıldan 20 yıla kadar hapis istenirken, Mehmet T. hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması talep edilmişti.
Öte yandan dava kapsamında halen Saadettin Çevik, Eyüp Doğan, Ali Çetinkaya, Mustafa Akar, Osman Çekiç., Hasan Yılmaz, Musa Tarkan Ak, Ramazan Çiftçi, Sedat Abiş, İmdat Özçelik ve Kürşad Boyraz ise firarda bulunuyor.
FOTO: AA
Burhan KARADUMAN, Ferdi DURDU, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com