AKP Malatya Milletvekili Hakan Kahtalı, MESOB Başkanı Şevket Keskin’in, Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan Esenlik şirketinin gayrimenkullerinden birinin kendisine has satışının yapıldığı yönündeki iddialara cevap verdi.
Malatya Milletvekili Hakan Kahtalı, hissedarı olduğu şirkete Esenlik'in talebi üzerine piyasa değerinin üzerinden bir gayrimenkul satışı yapıldığını söyledi. Kahtalı, Keskin’e de seslenerek “Kendisine 15 gün müsaade bana bir müşteri bulsun alınan gayrimenkulü tapudaki fiyatın yüzde 10 altında vermeye hazırım” dedi.
AKP Malatya Milletvekili Hakan Kahtalı, ER TV’de Tutku Eren’in hazırlayıp sunduğu Gündem Siyaset’in konuğu oldu. Kahtalı, Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan Esenlik şirketinin gayrimenkullerinden birinin kendisine has satışının yapıldığı iddialarına yanıt verdi.
“Ben bu şirketin küçük bir ortağıyım”
Kahtalı, programda yaptığı konuşmada, babadan kalma 21 yıllık şirketin hissedarı olduğunu hatırlatarak, "Bizim tabi babam rahmetli dedem hepsi tüccar, biz de Allah’a şükürler olsun ticaretle devam ediyoruz. Zaten bir şirketin hissedarıyım ve o şirkette 1998 yılında kurulmuş 21.yılında olan bir firma. O tarihte kurulduğunda AK Parti kurulmamıştı. Allah’a şükürler olsun o günden beri de çalışıyoruz, ailemizin çocuklarımızın rızkını nafakasını oradan temin ediyoruz. Şirket hissemiz duruyor ama ben oranın bir hissedarıyım 2 ortağım daha var, il başkanlığımdan beri de şirketle çok uğraşamadım mümkün değil yani gitmek gelmek. Haftada bir ya sabah kahvaltıya gitmişimdir ya başka bir şey. Uğraşacak zaman da yok, zaten mümkün değil ama şirketi şuanda ortaklarım yönetiyorlar, şirketteki hisselerim de duruyor. Yani bir milletvekili veyahut belediye başkanı bir siyasetçi bir şirkette hissesi varsa siyasetçi olduğu zaman hisselerini devreder diye bir kanun da yok. Benim firmam 1998 yılında kurulmuş bir firma, Esenlik’de 1990 yılında kurulmuş bir firma ve tamamı belediyeye ait. Türk Ticaret Kanununa uygun bir şirket olarak kurulmuş bir firma. Bu şirket demek ki hızlı karar alıp yönetilebilen ve şu anda da bine yakın çalışanı olan, 200’ün üzerinde tedarikçi ile çalışan ve yine 300 milyonun üzerinde cirosu olan ve Malatya’ya da katma değer üreten bir şirket Esenlik şirketi. Bir defa bu şirketin adının yıpratılmasını hiç doğru bulmuyorum. Orada bin tane kardeşimiz çalışıyor. Bu şirketimiz zarar görürse bir defa oradaki çalışan çocuklarımıza, kardeşlerimize zarar vermiş oluruz, Malatya ekonomisine zarar vermiş oluruz. Esenlik şirketi Malatya’da sadece marketçilik alanında da değil birçok alanda hizmet üretiyor. Yani asfalt plentleri var, kimya sanayisi var, beton elemanları üretiyor, birçok sektörde daha Malatya’ya katkı sunan bir şirket. Biz şimdi 1998 yılında kurulmuş bir şirketiz ama bizim faaliyet alanımız gıda ve temizlik maddeleri üzerine distribütörlük yapan bayilik yapan bir firmayız. Yani biz bir ürünün bayisi isek o ürünün üreticisi bize çizmiş olduğu alan içerisinde hangi illeri bize bağlamış. Mesela ben 6 vilayete dağıtım yapıyorum. Ulusal marketler hariç ama yerel marketlerin tamamını kapsıyor. Malatya, Elazığ, Tunceli, Bingöl, Adıyaman ve Kahramanmaraş illerinde dağıtım yapan bir şirketiz biz. Şirketimiz böyle bir firma, bende bu firmanın küçük bir hissedarıyım. Şimdi burada bu firma bu işi yaparken esenlik market de bu işi yapıyor. Ben kendi ilimin dışında başka ile diyelim ki Antep benim bölgem değil ya benim Antep’e mal satmam zaten yasak, satarsam, fatura kesersem, bayiliğimi iptal ederler. Üretici firma böyle, üretici firma bunu niye yapıyor fiyat dengesini korumak için. Yani Hakkari’de de aynı fiyattan satmak istiyor, Malatya’da da aynı fiyattan satmak istiyor ürünün. Çünkü bunların da kendi aralarında rekabet ettiği firmalar var. Biz bayiliğimiz olmayan hiçbir ürünü satmayız, satamayız zaten. Eğer siz marketseniz gıda ve temizlik ürünleri satmak zorundasınız, değil mi? Bu ürünler de eğer Pazar lideri olan ürünlerse nasıl satmayacaksınız. Siz bu televizyonu çalıştıracağız ama kamera kullanmayacağız demeniz gibi olur. Yada biz kamera kullanacağız ama mikrofon kullanmayacağız, mikrofonsuz konuşacağız, bizi anlayan anlar öyle bir şey olabilir mi. Ben 21 yıldır bu işi yapıyorum, bu ürünleri her markete satıyoruz biz. Yerel marketlerimizin tamamına, bakkallarımızın tamamına, toptancılarımızın tamamına satıyoruz ve bunu da biz satmıyoruz biz bunu kendimiz satmıyoruz. Her firmanın kendi elemanı var, her firmanın kendi elemanının elinde el terminali var, bu el terminalinde her müşteri tanımlı ve orada ürün fiyatları her şey standart ve biz sadece distribütörlük yani dağıtıcılık yapıyoruz ve fatura kesiyoruz. Onların satmış olduğu malın biz sadece bayilik iskontosuna çalışıyoruz, başka bir satışımız yok. Üretici firmaya biz teminat mektubu veriyoruz. Üretici firmaya diyoruz ki sizin paranız garantide yani bu bölgede satan batan paradan bir şey olursa biz bunu temin ediyoruz yani teminat veriyoruz, biz bunu karşılayacağız. Bayiliğini yaptığım üretici firmanın parasını biz ödüyoruz. Markete de ben fatura kesiyorum. Market bana borçlanıyor" ifadelerine yer verdi.
"Yarın birbirimizin yüzüne bakacağız"
Esenlik şirketinin bir yönetim değişikliğine uğradığını belirten Kahtalı, "Daha önceki oradaki yöneten arkadaş Genel Müdürlük görevini Selahattin Sami Üzmez’e devretti. Yeni yönetim ise buradaki birikmiş borç yükünü hafifletmek için Malatya’da 25 tane büyük tedarikçisini davet etti. Bizim de şirket yöneticimiz bu toplantıya katılmış daha sonradan beni aradı. Demiş ki, ‘Arkadaşlar bizim bir borç yükümüz var, daha hızlı hareket etmek adına biz buradaki borç yükümüzü size nakit ödeyemiyoruz. Şu anda elimizde bulunan gayrimenkullerimiz var, dükkan var, daire var, araba var, bunları biz borcumuza karşılık tedarikçilerimize verelim.’ Bunu nasıl verelim nasıl fiyatlandıracaksınız peki. Belediyeler hariç tapuda çıkan bir fiyat var, o fiyatlara bakıyorlar, artı Emlakçılar Odası’ndan piyasa fiyatı istiyorlar, hani belediyenin fiyatı düşük olabilir, gerçek raiç ne kadar diyorlar ve onun üzerinde bir fiyattan tedarikçilere bunu borçlarına karşılık devrediyorlar. Şevket Bey bunu anlatırken sanki bize has, sanki sadece bizim firmaya has bir devir işlemi gerçekleştirilmiş gibi anlatıyor" dedi.
“Şevket Keskin’i aradım telefonuma bakmadı, bana geri dönmedi”
Milletvekili Hakan Kahtalı, Malatya Esnaf Ve Sanatkarlar Odaları Birliği Şevket Keskin’i, böyle bir şeyi duyduğu anda kendisine sorması gerektiğini vurgulayarak, "Şevket bey ben il başkanı aradım sordum diyor. İhsan beye soracağına hani hukuku olmayan insanlar olsak bilmediği tanımadığı telefon numarasını bulamadığı bir insan olsak anlarım. Yapması gereken, beni arayıp, ’Ya arkadaş bana biri böyle bir belge getirdi, bilgi getirdi, şunu getirdi, bunu getirdi, bu gerçekten doğru mu, gerçeği ne’ diye sorması gerekmez mi etik olarak. Bunları geçtik, açıklama yaptığı günün akşamı aradım telefona bakmadı. Gece saat 23.00 gibiydi, tam hatırlamıyorum. Herhalde uyumuştur, görmemiştir diye düşündüm. Sabah kalktım bir daha aradım ki, doğruyu söyleyeyim kendisine. Bizim her gün beraber olduğumuz, her toplantı ortamında beraber yaşadığımız bir Malatya’mız var, yüz yüze bakacağız, birbirimizin cenazesine gideceğiz, birbirimizin düğününe gideceğiz. Ya bir insan, insan olarak bir arar sorar. Bunu da yapmadığı gibi sol gruptaki gazetelerine, iki dükkan el altından satılmış, hatta peşkeş çekilmiş’ gibi böyle bir iftira ve yalan ifadelerle hem şahsımı hem partimi zedelemek için söz etmesi bu beni kırmıştır" diye konuştu.
Mahir Ünal görüştüğü iddiasını yalanladı
Keskin’in AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal ile görüşüp, konuyu anlattığı iddialarına da açıklık getiren Kahtalı, kendisinin de Ünal ile görüştüğü, fakat böyle bir durumdan haber olmadığı yanıtını aldığını söyledi. Kahtalı, Mahir Ünal ile görüşmelerini ile ilgili ise, "Diyor ki ben Mahir Ünal ile görüştüm. Gittim Mahir Ünal’ın yanına, ’Başkanım bizim Esnaf Odası Başkanı size bazı iddialardan bahsetmiş’ dedim. Mahir Ünal ise, ’Yok başkanım, ben seçim zamanı, miting zamanı Malatya’ya gelmiştim. O süreçte görüştük. Milletvekillerimiz şöyle olsun, böyle olsun demişti. İhsan Başkan da yanımızdaydı. İhsan Başkan’a, ’bu arkadaşımız kim’ diye sordum. O da, ’Esnaf Odası Başkanı’ olduğunu söyledi. Konuşmalarımız bu kadar. Başka benimle bir şey konuşmuşluğu yok, benim konuştuğum da bu. Haberler de adım geçtiği için basın birimindeki arkadaşlarımız haberleri getirdiler, o zaman baktığımda, hatırladım Esnaf Odası Başkanı ve konuştuklarımızı’ dedi" ifadelerine yer verdi.
“Peşkeş iddialarını ispat etsin”
Milletvekili Kahtalı, Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Şevket Keskin’i peşkeş iddialarını ispat etmeye davet ederek, "Şimdi iddia ispatla mükelleftir. Benim hissedar olduğum şirketime esenliğin talebi üzerine, piyasa değerlerinin de üzerinde 1 dükkan satışı yapılmıştır. Gayrimenkul satılmıştır, market değil. Marketin sadece gayrimenkulü ve satın alan şirketin de hissedarıyım ben. Kaldı ki bizim bunu alma sebebimiz belli. Bunlar bizi zora soktular başka şekilde ödeyemeyiz’ dedikleri için birçok arkadaş aldı. Yani almak zorunda kaldı. Kimi daire aldı 9 tane, Esenlik Genel Müdürü, yapmış olduğu açıklamada, 3 dükkan diyor, 9 daire, 27 araç verdik’ diyor” şeklinde konuştu.
“Bana müşteri bulsun aldığımın yüzde 10 altında satayım”
Kahtalı, Esenlik’in daha öncede benzeri uygulamaları yaptığını hatırlattı. Hakan Kahtalı, borcu karşında alınan gayri menkulun fiyatının tapuda belli olduğunu vurgulayarak, 15 gün içerisinde müşteri bulunursa satın alınan bedelin yüzde 10 oranında daha ucuza satmaya hazır olduğunu ifade etti.
Kahtalı, "Esenlik Şirketi ilk kurulduğunda Ferit Sümbüllü iyi bir iş yapmış güzel temeller kurmuş. Ferit beyin yapmış olduğu Esenlik toplu konut var. O zaman ben bir firmada satış müdürü olarak çalışıyorum. Bizim şirketin sahibine ve diğer gıda toptancılarına mecbur bıraktığı için herkes buradan bir daire alacak satamıyoruz dedi ve paranızı ödeyemiyoruz dedi. Alacakları yerine o zaman da onlar toptancılara, gıdacılara oradan daireler vermişlerdi. Esenlik, ticari bir işletme, alır satar, bu onları bileceği bir şey. Ben şunu söylüyorum; peşkeş demiş ya, aldığım fiyat tapuda belli mi? Ben şunu iddia ediyorum; 15 gün kendisine müsaade yüzde 10 aşağısına bana müşteri bulsun vereyim yoksa müfteridir. Yani peşkeş çekilmiş, pahalı bir mal, ucuza verilmiş ya, eğer ucuz verilmişse tapuda kayıtlar belli. Kendisine de bütün Malatyalı hemşehrilerime de duyuruyorum yüzde 10 aşağısına hemen vermeye hazırım. Ortaklarımla konuştum, dedim ki; biz bunu zaten satmak için aldık paramızı alamadığımız için bize bir yıl sonraya ödeme verebiliriz diyebildikleri için bunu alıp paraya çevirelim diye aldık. Malatya’da ki bütün arkadaşlara, emlakçılara da söylüyorum buradan herkes duysun. Kardeşim tapudaki almış olduğum fiyat belli onun yüzde 10 aşağısına satacağım. 15 gün de size süre, acele de etmeyin adam bulun, bana yardımcı olun, burayı devredeyim, zararına vermek istiyorum. Ben tüccar adamım, her ne kadar başında durmasam da işletmede bir ortaklarım var. Bu işi yapanlar var. Eğer bu malı satamazlarsa benim malım ortada duruyor, tapuda kaydı da duruyor, yüzde 10 aşağısına da müşteri bulamazlarsa iftiranın katmerlisiyle kesinlikle iftara atmış olduğu kesin ve kesin olacak. Bulduğu zaman da haber versin, ben bir esnafım o da esnaf odası başkanı, yardımcı olsun bana, bir tane müşteri bulsun hemen yüzde 10 aşağısına vereceğim" dedi.
"Bana iftira attı, başkasına atmasın”
Kendisine iftira atıldığını ifade eden Kahtalı, Keskin’e tavsiyelerde de bulunarak, "Bana yaptığını başkasına yapmasın, “Eline bir bilgi ulaştığında muhatabına sorsun” dedi.
Fitne ve iftira ile ilgili ayetleri hatırlatan Kahtalı, "Benim şuanda hissedarı olduğum şirket bugüne kadar tek bir lira kredi kullanmamıştır. Bir tek lira hibe almamıştır, devletten destek almamıştır. Bakın biz bugüne kadar ne tek bir lira faiz aldık ne verdik. Biz Allah’tan korkan insanlarız. Yakinen göreceğiz, Allah kimsenin ahını kimseye koymaz. Bakın, Allah Resulü’nün hanımına bile iftira attılar. Hz. Aişe annemize iftira attılar, kaldı ki bana niye atmasınlar, atabilirler. Ama vallahi de yemin ediyorum, billahi de bunlar yapmış oldukları bu iftiranın altında kalacaklar. İnsanlar bizim bu memleketteki ürettiğimiz katma değeri de biliyor. Yüzümüz açık alnımız ak. Hiçbir zaman güneş balçıkla sıvanmaz. Kim de ne yaparsa kendine yapar. Ben Şevket beyden, beni aramasını ve ’başkan böyle bir iddia var, bunun aslı nedir’ diye sormasını beklerdim. Ben de kendisine, ’Esenlik böyle bir toplantı yapmış, bizim şirket yöneticisi katılmış, bunları mecbur bırakmış ve pahalı fiyattan almış, sana zahmet sende bir bak sağa sola, bir müşteri bul, bunu verelim de işimize gücümüze bakalım’ derdim" diye konuştu.
iha