Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "TÜBİTAK Ödül Töreni"ne katıldı.
Bilim insanlarını Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, ödüllerini tevdi edecekleri bilim insanlarını ve ödüllerin tespitinde gösterilen hassasiyet dolayısıyla da TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Arif Ergin ve ekibi ile TÜBİTAK Bilim Kurulu üyelerini tebrik etti.
Yarım asırdan fazladır devam eden bu geleneğin bundan sonra da prestijine prestij katarak devam edeceğine inancını vurgulayan Erdoğan, bu yıl 4 bilim ödülü ve 11 teşvik ödülü verildiğini belirtti.
Bilim insanlarına bundan sonraki çalışmalarında başarı dileyen Erdoğan, "Kendilerinden ülkemizin önünü açacak, bilim dünyasına yön verecek çok daha büyük başarılar beklediğimizi de özellikle ifade etmek isterim." dedi.
Erdoğan, "Son iki asırda yaşadığımız geri kalmışlığı yalnızca maddiyatla, bütçeyle veya insan kaynağıyla açıklamak bana göre hatalı bir yaklaşım olacaktır. Ben burada temel sıkıntının zihniyet meselesi olduğunu düşünüyorum. Evet, biz mücadeleyi önce zihinlerimizde ve gönüllerimizde kaybettik. Bu süreçte en büyük hatayı, özgüvenimizi, kendimize olan itimadımızı, başarabileceğimize dair inancımızı törpüleyerek yaptık." dedi.
"En büyük ihtiyacımız başarabileceğimize inanmaktır'
"En büyük ihtiyacımız para, petrol, elmas ve silah değil, başarabileceğimize inanmaktır." diyen Erdoğan, "Şu anda petrolü olanları görüyoruz, parası olanları da görüyoruz. İnanın, biz onların çok çok önündeyiz, ilerisindeyiz." ifadesini kullandı.
"İnternet kafeler vardı, şimdi iş ne yazık ki evlerde kurulur hale geldi. Artık internetler eve yerleşti. Yani zehir evin içerisine girmiş vaziyette." diyen cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Şimdi bu tehlikeye karşı hocalarımız, anne babaları uyarmak durumunda. Bu tehlikeden kurtulmamız lazım. Bu çok ciddi bir uyuşturucu müptelasıdır. Uyuşturucu müptelası olmaktan gençliğimizi kurtarmamız lazım. Teknolojinin, uyuşturucu müptelası olmaya gençliğimizi sevk etmesi, şu anda en büyük tehlikemiz. Bu noktada çok ciddi adımlar atmamız gerekiyor."
Erdoğan, "Taklit eden, hep bir adım geride olmaya mahkumdur. Bizim artık takip etmekten, taklit etmekten çıkıp öne geçmeye, takip ve taklit edilen olmaya ihtiyacımız var. Bizim artık, bize çizilen sınırları, zihnimize vurulan prangaları parçalayıp atmamız gerekiyor. Bu millet, tarihi şanlı zaferlerle dolu, çağ açıp çağ kapatan ecdadın torunu olan asil bir millettir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi biz bırakın insansız hava aracını yapmayı, silahlı insansız hava aracını yapar hale geldik. Ve bu insansız hava araçlarımız 32 bin fite çıkıyor. Terörle mücadeledeki başarımızın arkasında şu anda onların çok büyük payı var. Ve daha da şu anda güçlü olanlarını inşallah üretir hale geldiler, geliyorlar." diye konuştu.
"Temel sıkıntı zihniyet meselesi"
"Yüzyıllarca sayısız yeniliğe imza atmış bir ecdadın torunları olarak acaba neden bu kadar mevzi kaybettik? Nasıl oldu da bilim ve teknoloji konusunda bu kadar geriye düştük?" diye soran Erdoğan, kimilerinin buna maddiyat dediğini, kimilerinin problemi beşeri sermayede aradığını, kimilerinin de sorunun kaynağı olarak devleti veya akademiyi gösterdiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çoğunluğun ise bütçe rakamlarıyla meseleyi açıklamaya çalıştığını aktardı.
Bu sayılanların tamamının belli oranda etkisinin bulunduğunu dile getiren Erdoğan, "Son iki asırda yaşadığımız geri kalmışlığı yalnızca maddiyatla, bütçeyle veya insan kaynağıyla açıklamak bana göre hatalı bir yaklaşım olacaktır. Ben burada temel sıkıntının zihniyet meselesi olduğunu düşünüyorum. Evet, biz mücadeleyi önce zihinlerimizde ve gönüllerimizde kaybettik. Bu süreçte en büyük hatayı, özgüvenimizi, kendimize olan itimadımızı, başarabileceğimize dair inancımızı törpüleyerek yaptık." diye konuştu.
"Kendi değerlerine karşı da nobran kuşaklar yetişti"
Erdoğan, "Eğitim öğretim sistemimiz kendinden utanan, tarihinden, kimliğinden, inancından hicap duyan nesiller yetiştirmeye ayarlanmıştı. Bunun neticesi olarak Batı karşısında ezik ilerlemeyi Batı'ya öykünmekte gören, öte yandan kendi değerlerine karşı da nobran kuşaklar yetişti." dedi.
Başarının sırrının önce yapabileceğine inanmak olduğuna işaret eden Erdoğan, "Biz bile ilkokula giderken alfabemizde belki çok basit gelecek ama 'yat yat uyu, uyu uyu yat', bununla yetiştirildik. Halbuki tam aksi olması gerekirdi. 'Çalış çalış, oku oku' denmesi gerekirdi. Benim okuduğum alfabede bu yazıyordu. Başarının anahtarı özgüven sahibi olmak. Kendi kabiliyetlerinin farkına varmaktır. İman varsa Allah'ın izniyle imkan da vardır." şeklinde konuştu.
Erdoğan, "En büyük ihtiyacımız para, petrol, elmas ve silah değil başarabileceğimize inanmaktır. Şu anda petrolü olanları görüyoruz, parası olanları da görüyoruz. İnanın, biz onların çok çok önündeyiz, ilerisindeyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Eğer 2 yaşında, hatta hatta daha geri, bakıyorsunuz çocuk elindeki o telefonla nasıl oynuyor, nasıl onun esiri oluyor. Duygular eğer elinizdeki telefonun esiri haline gelmişse bu bizim için çok ciddi bir tehdittir. Buna karşı tavrımızı almamız buna karşı yeni nesilleri yetiştirmemiz lazım." dedi.
"Projenin aşamalarını yakından takip ediyorum"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 ay önce Türkiye'nin otomobili projesinin startının verildiğini anımsatarak, şöyle devam etti:
"Bu projenin aşamalarını yakından takip ediyorum. İnşallah hedeflediğimiz şekilde milletimizi senelerdir hayalini kurduğu otomobiliyle buluşturacağımıza da inanıyorum.
Taklit eden her bir adım geride olmaya mahkumdur. Bizim artık takip etmekten, taklit etmekten çıkıp öne geçmeye, takip ve taklit edilen olmaya ihtiyacımız var. Bizim artık bize çizilen sınırları, zihnimize vurulan prangaları parçalayıp, atmamız gerekiyor. Bu millet tarihi şanlı zaferlerle dolu, çağ açıp çağ kapatan ecdadın torunu olan asil bir millettir."
"O gece milyonlarca kardeşimiz istiklali için tanklara, silahlara meydan okudu"
Milletin 15 Temmuz gecesi İstiklal Marşı'nı sadece söylemekle kalmadığını, bizzat yaşadığını belirten Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"(Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda- Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda. -Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda.- Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.) diyerek tankların, topların karşısına dikilmiştir. F 16'ların karşısına dikilmiştir. O gece milyonlarca kardeşimiz işte böyle diyerek istiklali için tanklara, ölüm kusan silahlara meydan okumuştur. Hepimiz böyle bir milletin mensubu olmaktan daima gurur duyuyor, Rabbimize hamdediyoruz. Ya Rab bizleri bu millete hizmetkar ettiğin için sana sonsuz hamdüsenalar olsun. 15 Temmuz gecesi göğsünü namlulara siper eden, hele hele tankın altına kendini atacak kadar inançlı... Bir tankın altına atıyor, oradan çıkıyor, ondan sonra gelen ikinci tankın altına da kendini atıyor ve oradan da kurtuluyor. Tabi ki yarası vesairesi filan oluyor. Bu genç, işte bu gençlerin yapamayacağı -evelallah- hiçbir şey yok. Ben bu gençlere inanıyorum. Şimdi ben bu genci yurt dışına gönderdim. Dil yapıyor vesaire. İnşallah dönüp gelecek ve yazılımcı olarak da yoluna devam edecek. Bu çok önemli. Biz onların hizmetkarı olarak yeni nesli Türkiye'nin inşası ve ihyasında bu şekilde değerlendireceğiz."
"Bugün borç alan yarın emir de alır"
Son yaşanılan hadiselerin, "Bugün borç alan, yarın emir de alır." gerçeği de sık sık hatırlattığına değinen Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:
"Kendi teknolojimizi üretmezsek, kendi ürünlerimizi yapmazsak gerçek manada bağımsız olamayız. Şu 15, 16 yıllık Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığım döneminde başta Amerika olmak üzere onlardan insansız hava aracı isterdik. Dostumuz ya, stratejik ittifakımız var ya. Bize derlerdi ki, 'kongreden izin çıkmadı.' Tamam da nasıl bir stratejik ortağız, niye kongreden izin çıkmıyor? Ama ne oldu söyleyeyim, kötü komşu bizi ev sahibi yaptı. Şimdi biz bırakın insansız hava aracını yapmayı, biz şimdi silahlı insansız hava aracını yapar hale geldik. Ve bu insansız hava araçlarımız 32 bin fit... buraya kadar ne yapıyor, çıkıyor. Şu terörle mücadeledeki başarımızın arkasında şu anda onların çok büyük payı var. Ve daha da şu anda güçlü olanlarını inşallah üretir hale geldiler, geliyorlar."
Azmedildiği zaman her şeyin olacağını vurgulayan Erdoğan, ekonomik ve teknolojik açıdan desteklenmeyen bir siyasi bağımsızlığın, kağıt üzerinde kalmaya mahkum olduğuna işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
" Onun için bunu başarmamız lazım. Şayet Türkiye bugün bağımsızlığından zerre kadar taviz vermiyorsa bu ekonomiden üretime, teknolojiden savunmaya ve savunma sanayine kadar farklı alanlarda elde ettiğimiz mesafe sayesindedir. İnşallah sizlerin de projeleriyle bu başarı çıtasını daha da yükselteceğimize inanıyorum. Sizlerden Türkiye'nin önünü açacak, bu millete ufuk kazandıracak, heyecan kazandıracak yeni projeler bekliyoruz. Cumhurbaşkanlığı olarak sizleri desteklemeye, ilmi ve akademik çalışmalarınızda daima yanınızda olmaya devam edeceğiz."
Erdoğan, ödül alacak bilim insanlarını tebrik etti.
Ankara, AA