"Bir Tarihçi Gözlemiyle Amerika-New York konulu konferans veren İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih bölümü öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr.Göknur Akçadağ, ABDde kaldığı süre içerisinde Türk toplumunun durumu, Ermeni meselesi konusunda çalışmalar, lobi faaliyetleri ve Türk derneklerinin yeni stratejileri hakkında bilgi verdi. New York ve Washingtonda üniversiteler, kütüphane ve arşivler, bilginin Amerika toplumuna yayılma yolları, Amerikada yaşayan Türkler konusunda da 350 fotoğraflık bir sunum eşliğinde gerçekleşen konferansı Malatya Valisi Halil İbrahim Daşöz, öğretim üyeleri, sosyoloji ve tarih bölümü öğrencileri ilgiyle dinledi.
Bir süredir ABD'de bulunan ve New York Eyalet üniversitesindeki bir araştırma merkezinde misafir öğretim üyesi olarak kabul edilen Yrd.Doç.Dr. Göknur Akçadağ, süreci tamamlayarak İnönü Üniversitesindeki görevine döndü. Osmanlı-Amerika münasebetlerinin askeri tarih kayıtları üzerine çalışan ve New York, Washington ve Binghamtondaki kütüphaneler, USA Milli Arşivinde Türk tarihi üzerine dokümanları ve literatürü irdeleyen Akçadağ, İnönü Üniversitesi Sosyoloji Toopluluğu ve topluluk başkanı Yrd.Doç.Dr. Vehbi Bayhanın önerisi ile ABDdeki gözlemlerini yansıttığı bir konferans verdi. Amerikada başlayan çalışma sürecinin projelerle devam edeceğini ifade etti. Yrd.Doç.Dr. Göknur Akçadağın konferansında anlattıklarından bazı notlar şöyle:
"* Amerika-New York-Manhattan
5000 yıl 250 kuşaklık dünya geçmişinde, Amerikanın son 500 yılın içindeki süreci nedir? Keşifler çağının çocukları, göçmen kuşağı yönetimi ve son 50 yılda süper güçlerin en güçlüsü, gökleri bile kontrol süreci ile 4. boyuta son 10 yıla damgasını vurmuş bir ülkedir Amerika, beğenelim-beğenmeyelim, sevelim-sevmeyelim..Global devlet, zenginliği yönetme kuralları ve dev şirketler, dünyaya nüfuz gücünü artırma yarışı içinde olan ABD, Rusya, Çin, Japonya, kıta Avrupasının belli ülkelerinin yarışında önde gidiyor ama rekabet artmış durumda. ABD, 469 milyarderi ile de büyük bir güç. Finans sektör gücü, Google-Microsoftu, onlarca teknoloji şirketi ile kar marjını en üst düzeylere taşımış bir ülke ve özellikle New York, bunun odak noktası. 1626 da 24 altına yerlilerden alınması sonrası 1664 de İngilizlerin Almanlardan alması ile bugün dünyaya meydan okuyan Manhattan adasının bu noktaya geleceğine bu tarihi süreci düşünülünce şaşırmamak mümkün değil.
Manhattan adasının bilgi çoğaltıcıları merkezi olan 60 km karelik adaya o kadar çok beyin gücü toplamışlar ki Medison Avenuenin reklam ajansları ile Wall Streetin finans güçleri dünya çapındaki etkilerini giderek artırmışlar. Burada her şey herkes birbiriyle harmanlanmaktadır. Her dil,din ve milletten insanın harmanlandığı, başarının ön planda tutulduğu bir meydan okuma alanı.
İlk önce Amerikan vatandaşlığında herkesi birleştirme ve sonra son 20 yıl yoğun olmak üzere, etnik farklılıkları daha kurumsal ve kültürel yasamaya destek olunan bir sistemin en çarpıcı unsurları New Yorkta Göçmenlik olgusu gettolar oluştursa bile Amerika vatandaşlığını sözde yaşamaya meyilli bir yapı oluşturmamıştır.
* Osmanlı-ABD ilişkisinin başlaması 18. yüzyıldadır. Türklerin ilk göçleri ise 19. yüzyıl sonlarından itibaren başlamıştır...
ABDye ilk gelişler 19.yy.sonları, özellikle 1903den sonraya rastlıyor. Fakat 1860 lerdan itibaren ABD-Osmanlı arasında ticari kültürel anlamda ilişki var ve karşılıklı heyetler gidip geliyor, ABD de şehbenderlikler kuruluyor. ABDnin Akdeniz ticaretine ilgisiyle başlayan ticari ilişkiler gelişiyor. 1797 de ilk ABD gemisi İzmir limanına geliyor ve 1810 dan itibaren Amerika-İzmir düzenli seferleri başlıyor. New York, Baltimore, Bostonlu tüccarlar İzmir ile sıkı ticaret ağı kurmuşlar.
Doğu Anadoludaki Amerikalı misyonerlerin başlatığı bu hareketle Türklerden de göç edenler oluyor. 1915e kadar sürdü bu. İkinci akım, 1930lardan itibaren Kıbrıs Türkleri ile devam etti. İlk cemiyetleşme de yine 1930-1931 yıllarına denk geliyor ki bu cemiyetlerden biri 1933de kurulan ve federasyonun 4 kurucusundan biri olan Türk Hars Birliğidir. Bir diğeri de Kıbrıs Türklerinin kurduğu Türk Yardım Cemiyetidir.
* Dernekleri çatısı altında toplayan New York merkezli Türk-Amerikan Dernekleri Federasyonu ile Washington merkezli Türk-Amerikan Dernekleri Assemblesi Türk toplumunun çatı kuruluşları..
Washington Post gazetesinin ve PKK terör örgütünü sempatik göstermesi, sözde soykırım lobisi yürüten Ermenilerin bir Amerikan kanalını etkileri altına almaları ve MSNBC kanalında 'sözde soykırım kabul edilmeli mi edilmemeli' başlığı altında bir anket hazırlanması, inkarla mücade birliği ADLi kurmuş Ermeni diasporasının türlü baskı ve lobi çalışmaları her koldan devam ederken, Türk dernekleri bu yıl farklı bir çalışma sürecine girdiler. Orada gözlemlediğim en önemli konulardan birisi bu idi. ATTA ve TADF çatı kuruluşları kendilerine bağlı Türk dernekleri ile lobi faaliyetlerini sürdürmekteler. Seçim sürecini yaşayan ABDde Türk oyları ne yöne akacak? Bu neden önemli Türkler için?
ABD'de yaşayan ve sayıları 700 bine varan Türk-Amerikan ve Azeri-Amerikan toplum üyelerinin, Kongre üyeleri ve yerel temsilcilerinin önce kim olduklarını öğrenip sonra onlarla iletişime geçmeleri gerçekten çok önemli. Türkiyedeki Türkler için de önemli.
Türk-Amerikan Dostluk grubundaki milletvekili sayısı 77ye, Azerbaycan-Amerikan Dostluk grubu vekil sayısı ise 37ye yükselmiş durumda. Bunlar içerisinde Kongredeki Türk-Amerikan Dostluk Grubunun kurucusu ve eş başkanı olan Robert Wexler Türk toplumuyla en fazla bir araya gelen milletvekili olma özelliğini taşıyor. Türk derneklerinin faal çalışanları, vakitlerinin çoğunu ABDnin çeşitli şehirlerinde Kongre üyeleri kişilerle görüşerek, Ermeni meselesi konusunda Türk tezini anlatmaya çalışıyorlar. Teke tek markaj yöntemi tüm hızıyla sürecek bu yıl. Bu yöntem için geç kalınmış olsa bile, ilk defa Türkler çok bilinçli ve işbirliği içerinde hareket ediyor. Bu çok önemli. Kıta ötesi, dünya devi bir ülkede dağınık ve çekişme yaşayan bir Türk kolonisinin kendini ifade etmesi mümkün olamaz. Türkiyedeki bazı hastalıklı tutumları oraya da taşımadan işbirliği içerisinde çalışmalı ve birbirlerine destek vermeliler. Ermeni diasporası 40 milyon dolarlık bir lobi harcaması ile çok mesafe almış durumda. Buna karşılık bizim 3.2 milyon dolarlık bir maddi harcama yaptığımız söyleniyor. Ermeniler, ilgiyi yayma, medya, ekip oluşturma, Ermeni tezlerini eğitim sistemine sokuşturma, Kongre üyelerine ve partilere baskı gibi çok yönlü bir çabayla bugün bu aşamaya geldiler. Şu anda Türkler bir yandan da çeşitli eyaletlerde ve şehirlerde mesela New Jerseyde okul müfredatlarında soykırım konusunu çıkartmaya çalışıyorlar, hukuki davaya dönüşmüş durumda bazı eyaletlerde.
* Türkler ABD seçimlerinde kimi destekliyor?
Uzunca bir süre birkaç Ermeni meselesi çalışan tarihçimiz ve diplomatlarımızın konferansları dışında, ABDde yoğun ve kenetlenmiş bir Türk toplumu çabası ortaya konulamadı. İşte görünen o ki, özlenen kenetlenme gerçekleşiyor. Bu kenetlenme ve çabada efor sarfeden pırıl pırıl insanlarımız var orda. Mesela New Yorkta USA İstanbul Üniversiteliler Derneği Başkanı, başarılı bir Türk var: Ali Çınar. Ben kendisine de söylüyorum bu fikrimi. Belki ilerde senatör adaylarımız böyle insanlardan çıkacak. New York bölgesinde Fundrising yapan ve geçen hafta Cumhuriyetçi aday McCain ile Türk toplumu adına görüşen Ali Çınar, Türk camiasının bir kısmının Mccaini bir kısmının da Hilary Clintonu destekleyip, para toplayarak destek kampanyalarına katkıda bulunuyorlar. Her iki adayın da destekleniyor olması çok mantıklı. Sonuçta ikisinden biri başkan olduğunda, önceki seçilmeden farklı olarak Türkler size destek oldu denilebilecektir veya bağlantılı olunması Türkiye ile ilgili konuları, sorunları anlatmada etkili olacaktır. ABDde yaşayan Ermeni nüfusunun söylenene göre sadece 50 bini ermeni tezini ve soykırımı tanımak önşartı ile masaya oturmayı isteyen, bunun dışında bütün diyalog kapılarını kapatan kitle durumunda. Yıllardır Türkler Ermenileri iknaya çalışmışlar, oysa doğru olan Amerika kamuoyunu etkilemek ve Türk tezini çok yönlü ortaya koymaktır. Bu duruma dönülmüş olması sevindirici. Ben de orada bulunduğum süre içinde bu görüşümü hep söyledim. Karar mekanizmalarını etkilemek, Amerika kamuoyunu etkilemek önemlidir. Şartlı diyalog öne süren bir kitleye karşı verilecek bir ödün yoktur. Üstelik Diaspora Ermenilerinin bu kararlı ve konuyu rant haline getrmiş kitlesi, Ermenistan hükümetinin Türkiye ile komşuluk ilişkilerinin düzelmesini de hiç mi hiç istememektedir. Durum böyleyken Türklerin artık lobi çalışmalarını yetersiz para olanaklarına rağmen yapmaya devam etmeleri, derneklerarası işbirliğini hep ayakta tutmaları gerekiyor. Geçtiğimiz aylarda emekli diplomatımız Gündüz Aktanın İndiana Üniversitesindeki konuşmasını iptal ettirmeye çalışan Ermeni lobisi, üniversiteye 1.2 milyon dolarlık bağışı kesmekle bile tehdit etmişlerdi.
Tersi durumlar da yok değil, ABD medyasında bazen çok yüksek meblağlar ödeyerek yapacağınız bir işi bir sunucu veya komedyen yapabiliyor. MSNBC sunucusu Carlson, bir programında Ermeni tasarının baş destekçilerinden Cumhuriyetçi Parti milletvekili Radanovich'i canlı yayında azarlıyor ve şöyle söylüyor: Parmağımızı (Türklerin) gözüne sokuyoruz. Kimin için? 90 yıl önce ne olduğunu bilmediğimiz bir konu için bir milleti karalıyoruz demeye getirmiş.. "
Üniversitenin Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen konferans 15.00'de başladı ve yaklaşık 2 saat sürdü.
FOTO: Yaşar KARAASLAN