Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun mimarideki ortak vizyonu yatay yapılaşma olmasına rağmen, 1. Derece Deprem Bölgesi olan Malatya’da özellikle merkez ilçeler Battalgazi ve Yeşilyurt’ta dikey yapılaşma furyası tam gaz devam ediyor. İmar kirliliği ve çarpık yapılaşmaya yol açmasının yanı sıra Malatya Belediyesi’nde 2009’da patlak veren İmar Yolsuzluğunun önemli nedenlerinden biri olan ‘Ek yoğunluk’ uygulamasının kaldırılmasından sonra, inşaat sektörü, maliyetleri yüzde 50 oranında düşürdüğü belirtilen dikey yapılaşmaya yöneldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, henüz başbakan olduğu 2013 yılında katıldığı yerel yönetimler sempozyumunda, yüksek binaları doğru bulmadığını belirterek “3-5 lira kazanacağız diye bu dere yataklarıyla oynamayalım. Şimdi çocuklar çocukluğunu yaşayabiliyor mu? Yaşayamıyor. Beton zeminler üzerinde çocuklara hayat inşa ediyoruz. Halbuki onlara toprak zemin hazırlamamız lazım. Ben yüksek bina inşa etmeyi doğru bulmuyorum. Yüksek binalar inşa etmekle insanları topraktan uzaklaştırıyoruz. Bizim mimarimizde bu yok” diyerek bu konudaki görüşünü ortaya koyarken Başbakan Ahmet Davutoğlu ise 62. Hükümet programında, “Başta kadim şehirlerimiz olmak üzere tüm mekanlarımızda politikamız, dikey değil yatay bir yapılaşma olacaktır” sözleriyle mimarideki ortak vizyonlarını ifade etmişlerdi.
Cumhurbaşkanı ve Başbakanın bu açıklamalarıyla birlikte Belediye Meclislerinin bundan böyle inşaat ruhsatlarında yatay yapılaşmayı esas alan düzenlemeye gitmeleri beklenirken, başta Başbakanlığa bağlı Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) yanı sıra Yeşilyurt ile Battalgazi Belediye Meclislerinde kat artışı talepleri birbiri ardına onaylanıyor.
Uzmanların, şehirdeki hava akımını kestiği, imar kirliliğine ve çarpık yapılaşmaya neden olduğu, kentlerin kimliğini yok ettiği gerekçesiyle karşı çıktığı dikey yapılaşmanın Malatya merkezdeki ilk örnekleri, sınırlı sayıda da olsa Fahri Kayahan’da başladı.
Kentsel gelişmenin, toplumsal, ekonomik ve mekansal olarak yeniden ele alındığı ve kentteki sorunlu alanların sağlıklı ve yaşanabilir hale getirilmesi için yıkıp, yeniden yapma, canlandırma, sağlıklaştırma veya yeniden yapılandırma için proje üretilmesi ve uygulama yapılması anlamına gelen Kentsel Dönüşümün, Malatya’da uygulandığı yerlerden birisi olan Beydağı Bölgesi’ne TOKİ tarafından yapılan konutlar ise kent merkezindeki en çirkin mimari örneklerden birini oluşturdu.
Meclislerinde aldıkları kararlar ile dikey yapılaşmanın önünü açan belediye yetkilileri, ‘Daha çok yeşil alan kazanıyoruz” gerekçesiyle yüksek yapılaşmayı savunurken müteahhitler ise “Böylece çağdaş ve yaşanabilir konutlar üretiyoruz” sözleriyle savunuyor.
Ancak konuyla ilgili uzmanlar, dikey yapılaşmadaki ısrarın altında inşaat maliyetlerinin yüzde 50’ye varan oranda düşmesine karşın daire fiyatlarının buna ters bir oranla yükselmesi’ gibi bir nedenin bulunduğunu ifade ediyor.
Maliyet nasıl düşüyor?
Konuyla ilgili bilgi veren uzmanlar, maliyetin nasıl düştüğüne ilişkin şu bilgileri aktarıyor:
“96 dairelik bir parsele 8’er katlı 12 blok yapacağına, 16 katlık 5 blok yapılması maliyetleri yüzde 50’ye varan oranlarda düşürüyor. Şöyle ki, 12 temel kazısı yapılacak yere 8 temel kazısı yapacak. Temel kazısı ise inşaat maliyetinin en az yüzde 30-35’ine tekabül ediyor. Ayrıca, merdiven boşlukları gibi ortak kullanım alanları maliyeti azaltıcı imalatlardır. ”
Öte yandan Emlakçılar da Malatya’da 6 katlı binalarda 100-150 bin TL’ye daire satmakta zorlandıklarını ancak çok katlı binalarda daire fiyatları 200-250 bin TL arasında değişen daireleri daha kolay sattıklarını ifada ediyorlar.
ARŞİV FOTO: Beydağı'ndaki TOKİ Konutları, "Dikey" yapılaşmanın birer örneği