RECAİ KUTAN'A İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ'NDEN SONRA OSTİM'DEN DE FAHRİ DOKTORA.. OSTİM Teknik Üniversitesi, Türkiye'nin sanayileşmesinde ve başta GAP olmak üzere Türkiye'nin tarımsal ve enerji kaynaklarının harekete geçirilmesinde önemli hizmetleri olan, Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanı, Saadet Partisi eski Genel Başkanı, Malatya eski milletvekillerinden, hemşehrimiz Recai Kutan'a, Türkiye'nin kalkınmasına yaptığı katkılar onuruna Fahri Doktora diploması tevcih etti.
Ankara'da OSTİM Üniversitesi Yerleşkesi'nde yapılan Fahri Doktora törenine, Recai Kutan, AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, eski Bakanlar Vehbi Dinçerler, Ali Coşkun, Veysel Eroğlu, Emrullah İşler, Cumhurbaşkanı eski Danışmanı Ertan Yülek, Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Birol Çetin, Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Elmas, oğlu Murat Kutan, milletvekilleri ve bazı illerin valileri katıldı.
Fahri Doktora diplomasını TBB Başkanı Feyzioğlu sundu
Hemşehrimiz, Malatya eski Milletvekili Recai Kutan'a, Fahri Doktora diplomasını Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu sundu.
Recai Kutan, törende yaptığı konuşmada, OSTİM Teknik Üniversitesi yönetimine gösterdiği vefadan dolayı teşekkür etti.
Numan Kurtulmuş, "Hayatta ve siyasette duruşu Recai Bey'den öğrendim"
Törende, Saadet Partisi Genel Başkanı iken olaylı bir şekilde partisini terk ederek Halkın Sesi Partisi (HAS Parti)'ni kuran, HAS Parti Genel Başkanlığı döneminde AKP iktidarına sert eleştiriler yönelten, bir süre sonra ise HAS Parti'yi kapatarak AKP'ye geçen, güncel durumda AKP Genel Başkan Vekili olan Prof. Dr. Numan Kurtulmuş bir konuşma yaparak Recai Kutan'a dair düşünce ve duygularını dile getirdi.
Hayatta ve siyasset duruşun önemli olduğunu ve bunu Recai Kutan'la çalışırken, Kutan'dan öğrendiğini ifade eden Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, "Recai Kutan Bey Anadolu’yu karış karış dolaşmış, Türkiye’nin kalkınması için gerçekten elinden gelenin azamisini ortaya koymuş, şu ana kadar da az önce ifade edildi gayretle yeniden büyük Türkiye mücadelesi için emeklerini hiç esirgemeyen bir değerli büyüğümüz" dedi.
Siyaset alanında, aynı görüşte olsun ya da olmasın Recai Kutan'ı tanıyan herkesin Kutan'a saygıyla yaklaştığını ifade eden Numan Kurtulmuş, "Bu özelliğiyle de teknokrat özelliğinin yanında siyasetteki bu duruşu ile de herhalde Türkiye siyasetinde ender kişilerden birisidir” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Cemil Çelik'in Rektörlüğü döneminde İnönü Üniversitesi de Kutan'a Fahri Doktora unvanı vermişti
İnönü Üniversitesi de Prof. Dr. Cemil Çelik'in Rektörlük döneminde, 4 Ekim 2013 tarihinde Recai Kutan'a Fahri Doktora unvanı vermiş, düzenlenen törenle Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik, Recai Kutan'a akademisyen cübbesi giydirmişti.
İnönü Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü ile Sosyal Enstitüsü, Recai Kutan'a Fahri Doktora unvarı verilmesinin gerekçesini, "Mühendis ve bürokrat olarak ülkenin kalkınmasına, siyaset ve devlet adamı olarak ülkenin barış ve huzuruna yapmış olduğu katkılar" olarak açıklamıştı.
İnönü Üniversitesi'nde yaptığı konuşma büyük beğeni toplamıştı
Recai Kutan'ın, 2013-2014 Akademik Yılı Resmi Açılış Töreni'nde yaptığı konuşma özellikle üniversite öğrencilerini cesaretlendirici ve gençler anlayan ve yenilikçi girişimlerini destekleyici içeriği nedeniyle salondaki İnönü Üniversitesi öğrencileri tarafından uzun süre alkışlarla karşılanmııştı.
Recai Kutan, İnönü Üniversitesi'nin, sunduğu Fahri Doktora diplomasını aldıktan ve cübbesini giydiketn sonra şu konuşmayı yapmıştı:
"NE VARSA GENÇLERDE VAR"
“Değerli rektörümüz, bu konuşmayı yapmak üzere bana ilk daveti yaptığında acaba ne konuşmalıyım diye düşündüm. Hatıralarımı mı anlatmalıyım, tecrübelerimi mi paylaşmalıyım? Sonra dedim ki kendi kendime, ‘Ne varsa gençlerde var. Akıllı adam geçmişe değil, geleceğe yatırım yapar. Ben gençlere hitap etmeliyim.’ Gerçekten de gençlik bizim en büyük zenginliğimiz. Geleceği sizler inşa edeceksiniz. Bu yüzden gençliğe ne kadar yatırım yaparsak geleceğimizden o kadar emin oluruz. Her ne kadar doktorayı yeni almış olsam da 83 yaşındayım. Şimdi size söyleyeceklerim, işte bu 83 yıllık hayat dersinden çıkardığım notlardır. Umarım bu ağabeyinizin yapacağı tavsiyeler, yürüyeceğiniz yolda size yardımcı olur. Önünüzde uzun bir ömür var. Zorlu ama bir o kadar da heyecanlı günleriniz olacak. Karşınıza engeller çıkacak. Hüzünleriniz, umutsuzluklarınız olacak. Gün gelecek, kendinizi dünyayı değiştirecek kadar güçlü hissedeceksiniz. Gün gelecek, parmağınızı dahi oynatmak istemeyeceksiniz. Bir büyüğünüz, bir ağabeyiniz olarak ilk tavsiyem sudur: Ne olursa olsun, asla vazgeçmeyin. Hiçbir zaman inancınızı yitirmeyin. Tarihimizdeki bütün zaferler silahla değil, inançla kazanılmıştır. Yıllarca birlikte omuz omuza çalıştığım değerli devlet adamı Merhum Necmettin Erbakan'ın dediği gibi, ‘Bir ülkenin en büyük gücü, tankı, topu, parası değil inançlı evlatlarıdır.’ İman, imkandır. İnanıyorsanız mutlaka başarırsınız”.
"GENÇLER İDEALLERİNİN PEŞİNDE KOŞMALI"
“Gençler, saplantılı ideolojilerin değil, büyük ideallerin peşinde koşun. İnsanların hayrı ve saadeti için çalışın. Gün gelir çok para kazanabilirsiniz. Lüks arabalara, şaşaalı evlere sahip olabilirsiniz ama eğer bir idealiniz yoksa, büyük hayalleriniz yoksa bunların hiçbir anlamı olmaz. Unutmayın dünyayı ihtirası olanlar değil, iddiası olanlar şekillendirir. Necip Fazıl bana dostluk gösteren bir ağabeyimdi. Kendisiyle uzun sohbetlerim, birlikteliklerim oldu. Necip Fazıl, 'Sakarya Türküsü' isimli meşhur şiirinde, 'İnsan bu su misali kıvrım kıvrım akar ya / Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya / Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir / Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir' der. Sizler de hayatınız boyunca hep iki tercihten birini seçmek zorunda kalacaksınız. Siz temiz olanı seçin. Ne olursa olsun haktan, doğrudan, mazlumdan yana olun”
"KAR TANELERİ GİBİ OLUN, FARKLILIKLARINIZI KORUYUN AMA FARKLILIKLARINIZ BİR BAHÇENİN ÇİÇEKLERİ GİBİ OLSUN"
“Bendeniz 27 yaşında iken Diyarbakır Devlet Su İşleri Bölge Müdürü oldum. Diyarbakır'ın merkez olduğu bölgenin hudutları dahilinde Urfa, Mardin, Siirt, Bitlis, Muş, Van ve Hakkari vardı. Gençliğim Fırat'ın ve Dicle'nin kıyılarında geçti. Bugün tankla dolaşılan o coğrafyayı biz katır sırtında dolaştık. Türkiye'nin en büyük projesi olan GAP, işte o bir avuç idealist gencin ürünüdür ama asıl demek istediğim bu değil. Fırat ve Dicle bana çok şey öğretti. Su hayatın kaynağıdır. Kur'an da, 'Hayatı olan, diri olan her şeyi sudan yarattık' buyuruluyor ve ben sudan çok şey öğrendim. Bugün bir su uzmanı olarak şunu söyleyebilirim ki; insan ve su birbirine çok benzer. Mesela suyun sertliği arttıkça tadı ve temizleme özelliği azalır. Belki siz gençler hatırlamazsınız ama bundan 20-30 yıl önce anneleriniz çamaşır yıkamak için tatlı su kaynaklarına, ırmaklarına giderlerdi çünkü oradaki su sert değil, yumuşaktı. İnsan da böyledir. Yumuşak su nasıl çamaşırlardaki kirleri rahatlıkla çözüyorsa, yumuşak huy da kalpleri yumuşatır, gerginlikleri yok eder. Sizler de öfkeniz de su gibi olun. Unutmayın, ne kadar keskin olursa olsun, hiçbir kılıç suyu delemez. İçinizde kimya okuyanlar bilir. Su, ilahi hikmet gereği hidrojen ve oksijen moleküllerinin çarpışmasından oluşur. Bu çarpışma suyu meydana getirir. İlim de böyledir. Eskilerin deyimiyle, ‘müsademe-i efkârdan barika-i hakikat doğar.’ Yani fikirlerin çarpışmasından gerçek ortaya çıkar. Birbirinizin fikrine saygı gösterin. Kaba kuvvetle değil, fikir kuvvetiyle çarpışın. Yine hepiniz bilirsiniz. Bilim adamları, kar tanelerini incelediler. Binlerce fotoğraf çektiler. Bu resimlerde gördüler ki birbirine benzer tek bir kar tanesi bile yok. Sizler de kar taneleri gibi olun. Renkleriniz, bölgeleriniz, dilleriniz, düşünceleriniz, giyimleriniz farklı olabilir ama farklılıklarınızı ayrılık nedeni değil, zenginlik unsuru olarak görün. Unutmayın hepiniz aynı bahçenin çiçekleri, aynı milletin evlatlarısınız.”
“SİZ HEP BOYUNUZDAN BÜYÜK İŞLERE KALKIŞIN”
“Yıllar önce mühendis olarak bir büyük beton tesisinin yapımında çalışıyordum. Tonlarca demir atmış, tonlarca beton dökmüştük. Bir gün işçilerden biri geldi, ‘Betonda ince bir su sızıntısı’ olduğunu söyledi. Gittik baktık. Minicik damlalar. Önemsemedik. Dedik ki, ‘Bu bir damla su koskoca betona ne yapabilir ki?’ Aradan çok fazla zaman geçmeden haber geldi, suyun damladığı yerde beton çatlamış. Gençler; taşı delen suyun gücü değil, sürekliliğidir. Sizler de aynı hedefe odaklanmış su damlaları gibi olun. Göreceksiniz ki bütün duvarlar çatlamış, karşınızdaki bütün engeller yıkılmış olacaktır. Kâinat yaratıldığından beri elma yere düşer. Yine kâinat yaratıldığından beri, tas suyun üzerinde yüzer. Newton’u ve Arşimet’i farklı kılan tek şey sorgulamış olmalarıdır; elmanın neden yere düştüğünü, tasın neden batmadığını sormuş olmalarıdır. Siz de öyle olun. Size sunulanla yetinmeyin. Sorgulayın. Eleştirin, araştırın. Hani bir söz var, ‘Boyundan büyük işlere kalkışma’ diye. İnanmayın. Siz hep boyunuzdan büyük işlere kalkışın”.
RECAİ KUTAN'IN ÖZGEÇMİŞİ
Mehmet Recai Kutan, 1930 senesinde Malatya'da dünyaya geldi. İlk, orta ve lise tahsilini Malatya'da tamamladı.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi'nden mezun oldu.
1953 senesinde Devlet Su İşleri'nde (DSİ) çalışmaya başladı. 1969 senesinde Türk Mühendislik Müşavirlik ve Müteahhitlik kurumunda genel müdür olarak görev yaptı.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan liderliğinde kurulan Milli Selamet Partisi (MSP)'nde siyasete atıldı ve bu partide, genel başkan yardımcılığı görevini yürüttü.
1977 seçimlerinde MSP'den Malatya milletvekili oldu. 1977 yılı koalisyon hükümeti döneminde İmar ve İskan Bakanlığı yaptı. 12 Eylül 1980 ihtilali sırasında tutuklanarak dokuz buçuk ay cezaevinde kaldı. Askeri mahkeme tarafından 2 sene hapis cezasına çarptırıldı. Ancak Yargıtay'ın kararı bozması sonrasında beraat etti.
1983 yılında darbe sonrası demokratik hayata geçiş sürecinde Refah Partisi‘nde (RP) görev alan Recai Kutan, 1995 Genel Seçimlerinde 20. Dönem Refah Partisi Malatya Milletvekili olarak tekrar parlamentoya girdi.
Recai Kutan, 1996 yılında RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan‘ın Başbakanlığında kurulan RP-DYP (Doğru Yol Partisi) koalisyon hükümetinde, (54. Hükümet - 28.6.1996-30.6.1997) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak görev aldı.
RP'nin kapatılması üzerine de Fazilet Partisi'ne geçti.
2001'de Saadet Partisi'nin (SP) kuruluş çalışmalarında yer aldı ve genel başkanlık görevini üstlendi. 26 Ekim 2008'de görevini Numan Kurtulmuş'a devretti.
Güler HAZAR, malatyahaber.com- Yeni Malatya Gazetesi
FOTO: Recai Kutan'ın, OSTİM Teknik Üniversitesi'ndeki Fahri Doktora töreninden
ARŞİV FOTO: Recai Kutan'a, Prof.Dr. Cemil Çelik'in rektörlüğü döneminde, 2013 yılında verilen Fahri Doktora töreninden