SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Rezerv Alan, Küçük Mülkleri Sermaye Sahiplerine Paylaştırmadır'

'Rezerv Alan, Küçük Mülkleri Sermaye Sahiplerine Paylaştırmadır'
A- A+ PAYLAŞ

6 Şubat 2023 depremleri sonrası yeniden imar adı altında ortaya çıkarılan 'Rezerv Alan Uygulaması'nın, mülkiyet hakkına halel getirilen vatandaşın malına çökme olarak değerlendirilirken, bundan büyük çapta etkilenen Malatya'da gerek barodan, gerek mimar ve mühendislerden, gerekse esnaf- tüccar- işçi temsilcisi STK'lardan doğru düzgün ses çıkmazken, buna ilişkin en ciddi muhalefet, bu sorunun yaşanmakta olduğu Hatay'dan geliyor.

'Rezerv Alan'la ilgili uygulamada, tüm inisiyatifi idareye bırakan geçtiğimiz Mayıs ayındaki 14 sayfalık yönetmeliğin getirdiklerini- götürdüklerini değerlendirmeleri için avukatlardan, mimar ve mühendis kuruluşlarından, CHP'nin imarla ilgili meclis üyelerinden malatyahaber.com tarafından istenen değerlendirmeye, aradan geçen aylara rağmen yanıt bile verilemezken, 'rezerv alan garabeti', yaygın basında ve bazı gazetecilerin youtube kanallarındaki yayınlarında konu ediliyor ve burada yine Hatay'dan isimler başı çekiyor.

Gazeteci Nevşin Mengü’nün programına katılan Hatay Barosu Avukatlarından Fevzi Özlüer, rezerv alan uygulamalarının belli çevreler tarafından pazarlanmaya çalışıldığı gibi depremde evi yıkılanlara ev ve işyeri yapmak veya eski yapıları yenilemek gibi amaçlar taşımadığını, küçük mülk sahiplerinin günün sonunda kaybeden olacağını tane tane anlattı. Özlüer, uygulamanın sanıldığı gibi deprem alanlarıyla sınırlı kalmayacağını, tüm Türkiye’ye yayılacağını, şu anda Hatay’ın bu işin laboratuvarı olduğunu söyledi.

Hatay ve Mersin’de rezerv alan meselesini çalışan Avukat Özlüer, Mengü’nün “rezerv iyi bir şey mi kötü bir şey mi?” sorusuna cevap verirken, 2023 Kasım ayında 6306 sayılı Afet Yasasında yapılan değişiklikle rezerv uygulamasının kentsel dönüşüm modeli olarak getirildiğini, önceden bir kentsel dönüşüm modeli olduğunu ama bu uygulamanın Türkiye’nin girdiği sermaye birikim bunalımıyla çok yakından ilişkili olduğunu anlatarak başladığı konuşmasında “Hatay merkezde, Malatya ve Adıyaman’da yaşanan deprem çok ciddi bir miktarda kentsel arazinin toplulaştırılmasına ve sermaye haline getirilmesine olanak sağladığı için bunun uygulama süreci başlatıldı. Hedef aslında bir kentsel dönüşüm rejimi hayata geçirmekten ziyade sermayenin elinde küçülen değeri artırabilecek bir süreci organize etmek, şekillendirmek. Bu uygulamanın Hatay’la sınırlı kalmayacağını Kasım ayında öngörmüş, yazmıştık” ifadelerini kullandı.

Yapılan yasal değişikliklerle rezerv alan uygulamasının Olağanüstü Hal Kanunu kapsamıyla birleştirilip yerel yönetimlerin tamamen devre dışı bırakıldığını, her yetkinin merkezi idareye geçtiğini anlatan Özlüer'e “Bunun Türkçesi şöyle: belediyeyi devre dışı bırakmak. Bakanlık geliyor diyor ki, benim bu işi hızlı yapmam lazım. Hatay’da rezerv alan ettim, buraya yeni bina yapacağım, diyor” diye konuşarak araya giren Mengü “Peki oradaki apartmanda oturan kat maliklerinin hakkı ne oluyor mesela?” sorusunu yöneltti. Özlüer buna cevaben “Rezerv alan yasası tam bir tabula rasa, yani boş bir sözleşme önünüze konuyor, bana güvenin, ben size bu yapıları yapacağım, diyor. Herhangi bir güvenceler sistemine dayalı kentsel dönüşüm modeli değil. Yani bunu birinci yılda da yapabilir üçüncü yılda mı yapar hatta imar haklarının transferi yoluyla orada size yapı verir mi vermez mi, bununla ilgili bir sınırlama veya taahhüt bulunmuyor. Mülkiyeti istiyor, ben size istediğim zaman belirli bir program dahilinde yapacağım ama ellerinde bir program yok. İhaleler bölünmüş durumda” şeklinde karşılık verdi.

Bu açıklama üzerine Mengü’nün şaşkınlık içerisinde “Bu baya mülkiyet hakkına aykırı değil mi? Mülkiyet hakkı anayasal hak değil mi?” diye tepki gösterdiği görüldü.

Özlüer, içinde yaşanan siyasal rejimin yurttaşların mülkiyet hakkını “parantez içine aldığını” belirtip, rezerv alan uygulamasının mülkiyet hakkını kullandırılamaz hale getirdiğini, sonuçlarının günbegün yaşandığını hatırlatıp, küçük mülk sahiplerinin arazilerini toplulaştırarak büyük bir kentsel arazi elde edilirken, anayasal düzeyde hakları korumanın tek yolunun toplulukların örgütlenmesi, kendi hakkını koruyacak düzeye sıçraması olduğunu vurguladı.

“Meselenin özü bir kentsel dönüşüm yapmak değil Türkiye’nin girdiği iktisadi ve siyasi bunalımı çeşitli ittifaklar yoluyla aşabilecek ve küçük mülk sahiplerinin elindeki varlıkları sermaye gruplarıyla paylaşarak yeni bir konsolidasyon rejimi inşa etmek. Bu ittifak bunu güvence altına almak için halkın elindeki son şeylere el konulması için sökün etmiş durumda” şeklinde sözlerine devam eden Özlüer, Hatay’da sürecin böyle işlediğini yapılacak evlerin kentsel alan olarak mı piyasa ilişkileri çerçevesinde finansal araç olarak mı kullanılacağının hiçbir güvencesinin olmadığının altını çizdi.

“6306’da rezerv alanlarda yapılaşmanın nasıl biçimleneceği yapılaşma olup olmayacağı bunun bir finansal kaynak olarak mı kullanılacağı yoksa yapılaşmayı mı açılacağına ilişkin bizi bağlayan yani hukuki olarak bir düzenleme yok. Önemli olan o arsanın piyasaya kazandırılması. Katı olan her şeyin buharlaşması ve finansal bir değer haline getirilmesi. Mülk sahiplerinin veya mal sahipleri veya kentte yaşayan insanlar, mal sahipleri bu sürecin dışında bırakılıyor. Bu toplumsal düzene kavuşturulduk, şu anda işleyiş bunun üzerine gerçekleşiyor” diye sözlerine devam eden Özlüer, Mengü’nün bu uygulamanın inşaat sektörünü kurtarma amaçlı olup olmadığını sorması üzerine ise şöyle dedi:

“Son 40 yılda sermaye birikiminin en önemli yapı taşlarından birisinin inşaat ikincisi madencilik. Madencilik ve enerji kamu kaynaklarının desteğiyle bugüne kadar güçlü geldi. İnşaat sektörünün piyasa koşullarında olgunlaştığını kabul ediyorduk. TOKİ ne zaman bu sürecin içine girdi ve bu belediyeler eliyle yürütülüyordu. Uzun bir dönem, yaklaşık 10 yıl böyle yürütüldü. Artık bu dönem kapatıldı özellikle yerel yönetim seçimlerinden sonra. Merkezi otorite yürütülecek, tek elden gidecek, bu işi yürüten inşaat müteahhitler ayakta kalacak veya kalamayacak.”

5403 sayılı Toprak Koruma Kanununda yapılan değişiklikle tarım arazilerinin kiralanması konusunda da açıklamalar yapan Özlüer, tarımda verimlilik gerekçe gösterilerek, 2 yıl ekilmeyen arazilerin sahibinden alınarak başkasına kiralanması uygulamasına değinirken, arazilerin düşük bedelle uluslararası şirketlerin ucuza kiralayabileceğini, uzun yıllar bu şirketlerin elinde kalabileceğini anlattı.

Yeni uygulamanın kiralayan açısından avantajlı olduğunu belirten Avukat Özlüer, küçük mülklerin hem şehirde hem kırsalda büyük şirketlerin eline geçeceği bir düzene gidildiğini, bunun deprem illeriyle değil tüm Türkiye’yi kapsayacak şekilde genişleyeceğini, belediyelerin çöp toplamadan başka işlevinin kalmayacağını, Hatay’ın bunun laboratuvarı olduğunu, İzmir Tire’de de uygulamaya geçileceği, Manisa’da bir alan ilan edildiğini, bu uygulamaları yaparken de pazarlama stratejisinin sanki sadece kötü evler yıkılıp yeni modern evlere kavuşulacakmış gibi yapıldığını ama bunun hiçbir güvencesinin yazılı olarak verilmediğini, günün sonunda kaybedenin küçük mülk sahipleri olacağını belirten ifadeler kullandı.

Gazeteci Nevşin Mengü ile Avukat Fevzi Özlüer’in görüşmesinin tamamını şu linkten izleyebilirsiniz:

 https://www.youtube.com/watch?v=7wm7Kea9u6A

malatyahaber.com

KAPAK FOTO: Malatya'da deprem sonrası imarda, en başta rantı çok yüksek olan kent merkezi çevresindeki birçok bölge ‘rezerv alan’ kapsamına alınmış, bunlardan biri de Atatürk (Kışla) ve Fuzuli Caddeleri ile Saray Mahallesi olmuştu. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

17 yorum yapılmış

  • Normaldir (2 ay önce)
    Ülkenin bütün değerlerine, taşına toprağına, dağına ormanına, denizine ırmağına çökenler fırsat bu fırsat deprem bahanesiyle doğal olarak büyük ganimete yani milletin alın teri göz nuru malına arsasına binasına ve tarlasına da çökecektir.
    %25
    %75
    Yanıtla
  • Mehmet (2 ay önce)
    Vatansever olarak memleket menfaatini kendi menfaatinden ustun görenler olarak söylüyorum.. rezerv alan buyuksehir in gerçekten büyüksehir olması demektir.. tabiki şehir planlari ileriye dönük düşünülmüş ise... rezerv alan olmasaydi yollar genisletilemeyecek, otoparklar yapilamayacak, kaldırımlar küçük yada dar olacakti.. yani kısaca şehir 2024 te yıkılmış hasar görmüş olmasına rağmen 1950 nin kafasına göre yapılmış olacakti... ve bu budefa inanın halk ya neden böyle yapıldı, trafiğe bak, şehirde araç park edecek yer bile yok vs... soylenecekti.. umarım şehir planı yolları sokakları geniş, halkın aracını evinin önüne rahatça park edebileceği, çarşı da park edip alışveriş yapabilecegi, trafigin akıcı olduğu halkın yayaların rahatça dolasacagi yorulduğun da banklar da dinlebilecegi bir şehir olur.. bu şekilde yapilacak ise Ahmet dayı nin evi 120 mt kare den 80 e düşmüş ayse teyze nin bahçeli evi az arazisinden gitmiş bizi baglamiyor.. şehrin geleceği önemli.. insanlarin menfatii değil..
    %46
    %54
    Yanıtla
  • uur (2 ay önce)
    Malatya halkı beğenmemek eleştirmek yapıcı olmamak konusunda çığır açtı elazığda vanda izmirde kimin mallarına çöktü devlet malatya izmirden dahamı değerli bırakın bu tür söylemleri yapana destek olun şehin bir an evel ayağa kalkmalı
    %56
    %44
    Yanıtla
  • Ramazan Uğur (2 ay önce)
    Ben Malatya' da yaşayan 33 yıl birikimi olan evi rezerv alanına giden emekli vatandaşım.yatay mimari ile yapılan evim isteğim dışında yıkılmak isteniyor.Ansızın kapıya asılan bir yazı ile evini boşalt nereye gidersen git,ne halin varsa gör dercesine, anlayana bu açıklama yeter.yıldız tepe mh mağduru.
    %77
    %23
    Yanıtla
  • Resul ÖZTAŞ (2 ay önce)
    Kimse boşuna heveslenmesin. Artık Malatya merkezi çarşısı yok. Sadece hiçbir karekteri olmayan aynı görünümde birbirinin aynısı yüzlerce beton bina yığını var. 5 yıl sonra Malatyaya yolunu şaşırıp gelenler hiçbir şey göremeyecekler ne çarşı ne pazar ne de antik dükkânlar. Orta asyadaki gibi basitçe suni olarak üretilmiş kimliksiz yapılar, soğuk bir şehir. 10 yıl sonra ise hiç kimse gelmeyecek. Gelseler ne görecekler ki. Sadece beton. Betona da kimse gelmez agalar.
    %74
    %26
    Yanıtla
  • Ahmet (2 ay önce)
    Başından beri bütün adaletsizliği dile getirdiği gibi, Rezerv alan adı altında, özellikle müstakil sağlam evlere, arsalara, sağlam binalara, metrekaresi yüksek mülklere, ÇÖKME yasasının adaletsizliğini dike getirdiğiniz ve bu hukuksuzluğun nasıl yapıldığını detaylandırdığınız için malatyahaber.com um değerli ailesine teşekkür ederim. Er ya da geç bu hukuksuzluk, kararı alan Akp hükümetinin ayağına dolanacaktır. Büyük ortadoğu projesinin taşeronluğunu yapan mevcut hükümet, tek adam rejimi ile hukukun önüne geçip istediği gibi kanun değişikliği yapmakta ve bu kanunsuz değişiklikten yararlanan, nemalanan ve güzellemeler yapan siyasi yancıları da ortak hareket etmektedir. Malatya nın ve Türkiye nin neresinde rant var ise, bunlar hep projelerin başında, kendi nefsini düşünen, halkın gram menfatine olmayan kararlar alıp yükünü tutma aymazlığı ve utanmazlığıyla yol almaktadır. Bu düzen elbette sonlanacak, ADALET geri gelecek ve ülkeye ihanet edenlerden hesap sorulacak. Öyle ben bunu aldım, bem bunu yaptım la olmaz. Her şey kayıt altında unutmayın. (Kayıt dışılar bile)
    %67
    %33
    Yanıtla
  • hasan (2 ay önce)
    haberin başlığı tam yerinde olmuş. niyazi mısride buna en iyi örnek olur sanırım. niyazi mısri herkesin bildiği gibi inşaat malzemecilerin yeri ve oradaki dükkanlar geneli 100 metre kareye yakın veya daha büyük dükkanlar. malum iş kolunda küçük dükkana hiçbir malzeme konmaz. duyduğuma göre hafta içi ihalesi yapılan niyazi mısri projesinde dükkanların geneli 20-30 metrekare ve lavabosuzmuş. bir tanemi ne 100 metrekare dükkan varmış. bu küçük dükkanlarda inşaatçılar nasıl malzeme satacak neresine malzeme koyacaklar? 100-150 metrekare dükkanı olana 20-30 metrekare dükkan verip birde üstüne parasını mı alacaklar, bu milletin malına çökme değilde nedir? aslına uygun proje neden yapılmaz? yazık günah değil mi?
    %72
    %28
    Yanıtla
  • Hakim (2 ay önce)
    Malatya Haberin varlığı....Yapılmak istenen rezerv alan yaygarasıyla mülk gaspına kadar varan bu zorbaca uygulamasına sorunlu taraflarını, halkın sesi olacak, şehir halkının hakkını savunacak, inşaata sektörüyle alakalı o kadar oda dernek ve hepsinden önemlisi, özde olmadığı sözde liyakat sahibi olduğu çok net ortaya çıkan, seçim zamanı ve sonrası sürekli ben çok tecrübeliyim,toki tecrübeliyim, devlet işleyişi konusunda daha ne konular da çok tecrübeli olduğunu dilbaz bir şekilde dillendiren sayın başkan Sami Er de dahil yapılan vasat işlere karşı şehir halkı için ne gür bir sada ne bir dayanak oldular.özellikle Malatya Haber ve bir iki yerel medyanın habercilik kalitesi olmazsa,şehirde ve deprem bölgesinde yapılacaklara karşı sesimiz olacak kimsemiz yok.kentsel dönüşüm başkanı nikah sarayında ki toplantıda ne diyordu;rezerv alan bizim için alt yapı sorunu olmayan ve arsalar inşaat yapımına hazır, kırsal toki arazileri gibi masrafları olmadığından bir nimet diyordu.ancak rezerv alanda yapılacak konut çalışmalari da ne yazık hem fahiş fiyatlara hemde oldukça vasat 85m2 konut çalışmalarıyla amacın yaşanabilir alanlara yapmak olmadığı ihaleler yoluyla çok büyük rantın amaçlandığı gerçeği bu haberle bir kez daha ifşa oldu.ne acı ki zorbalıklarla özel mülk gaspı yapılıyor ama ne için rant için.85m2 vasat bir ev için 3 milyona dayanan ihale bedelleri oluşacak enflasyon farkı da bindiğinde 3 milyonu geçecek olan vasat konutlar için büyük bir hizmet denebilir mi. yazık bir de utanmadan yok 18 yılda yok ödemesi kolay iyi de bir toki evinin alt yapı maliyetiyle fiyatı neredeyse 4 milyona,rezev alanda yapılacak vasat ama fiyatı fahiş olacak bir evin ihale fiyatı da 3 milyon olacak evlerin parası devletten çıkacak ihaleyi alan vurgunu yapacak, vurgunu pay edecek sonrası keyfine bakacak.talan edilen ülke kaynakları direkt halka verilse yerinde dönüşümle ne modern işler devletin desteğiylen de organize edilebilecekken ihaleler olmazsa vurgunu kim yapacak,kaynak bizlere doğrudan gelecek olsa ihale rantı nasıl olacak.zaman gösterecek rezerv alan yaygarasıyla yapılacak vasat konut projeleriyle şehre ihanet edildiği ortaya çıkacak.ne garip ki Hatay en büyük yıkımı yaşayan şehirken en fazla rezerv alan zorbalığı deprem bölgesinde Malatya da yapılmaya çalışılıyor.rezerv alan zorba bir çalışmadır rıza esasına göre yapılmazsa bu yaşanacak zorbalıklar sonucunda ülkeye daha büyük bela ve musibet getirecek.Malaty Haber e teşekkür ederim.
    %70
    %30
    Yanıtla
  • Ramazan (2 ay önce)
    Sanırım başlık yanlış olmuş
    %63
    %37
    Yanıtla
  • Hacı (2 ay önce)
    Yoklukla kanla terle 100 yılların emepi ile aç kalınarak yapılmış alınmış mallara göz koymak el koymak üstğne oturmak ne kadar tatlı değil mi? Balından yenmiyor. Sözümüz size niyazımız Allaha. Cenab-ı hâkdan başka bir sahibimiz kalmadı. Rabbim bizi korusun bunlardan. Bir ismi de KAHHAR dır yüce rabbimin. O ismi ile ne yaptığını bilen bilir.
    %70
    %30
    Yanıtla
  • Hacı abi, Allah fan başka bir sahibimiz kalmadı deyip köşeye çekilmek doğru mu? Bu kanunsuzluğu yapanlarda Allah Allah diyenler ! Şimdi Allah ile bu işler meşulaştırılıp güzellemeler yapılınca sanki doğru bir iş yapılıyor algısı malesef topluma nüksetmiş kötü bir hastalıl değil mi? İdrak olayını yitirmiş, her yapılanın Allah dan olduğuna... Kanun, yasa, adaletin işlemediği bu düzene itiraz etmek yerine, topu Allah a atmak ve O na bırakmak ne kadar doğru? Allah ın biz aciz kullarına verdiği en değerli armağanı AKIL değil mi? Önce yaşadığımız düzenin adaletini tahsis etmek gerekir. Öbür tarafın adaleti zaten belli.
    %73
    %27
    Yanıtla
  • 101MALATYALI (2 ay önce)
    Allahın laneti milletin, Malatyalının malına mülküne çöken haramilerin üzerine olsun. 2 cihanda huzur bulmasın yaptıkları evlatlarında torunlarında çıksın. Beddualar şehri malatya. Bakın beddualardan nasıl tarumar, harap oldu gördünüz. Sayın MALÇÖKOĞULLARI!!! Sizin de sonunun harap olacak, soyunuz kuruyacak çöktüğünüz malı yiyecek kimseniz olmayacak dürüst olmaz milletin malına çökerseniz. Ayrıca iki dünyanızı da yakmış olacaksınız. Yol yakınken geri dönün Allahın gazabına uğramayın.
    %64
    %36
    Yanıtla
  • Av.Abdulkadir Artan (2 ay önce)
    Rezerv alanı uygulaması Malatya ve benzeri çarpık yapılaşmanın hakim olduğu,altyapısı bozuk,binaların çoğunluğu depremden dolayı yıkılmış şehirler için tek kurtuluş yoludur. Bu yöntemle hem semtlerimizin imar ve altyapı sorunu çözülecek hem de arsa payımız,bağımsız bölüm hakkımız baki kalarak uygun ödeme koşullarında ve önceki yerimiz dikkate alınarak kendi yerimiz ya da en yakınında hak sahibi olacağız.
    %38
    %62
    Yanıtla
  • Mala çökmemek şartı ile değil mi? Avukat bey. Önce mala çökmeme garantisi versinler. Neden kimsede bu konuda bir ses yok.
    %67
    %33
    Yanıtla
  • Çok sığ düşünüyorsunuz. Malatyayı malatya yapan o salaş görünümü. O zaman manhattan gibi yüzlerce gökdelen yapın adını da Newmalatya koyun olsun bitsin. Ortasına da dev bir katedral yapmayı eksik etmeyin. Rezerv alanlara binlerce kümes gibi dükkanlar yapacaklar. Ne otel kalacak ne hamam kalacak ne mağaza yapacak dükkan ne banka binası ne ekmek fırını ne mobilyacı ne düğün salonu.... saymakla bitmez çeşit çeşit iş yerlerini 10 metrekare kulübelere, 20 metrekare mutfak kadar büro alanlarına mı yapacaksınız. Malatyayı caferin kulübeleri ile mi dolduracaksınız İleri görüşünüz çağdaş düşünceniz bu mu. Basit bir giyim mağazası açacak mekân bulamayacaksınız. Malatyanın bütün dükkanları kuyumcu dükkanı mı olacak sanıyorsunuz. Artık ekmeği de kuyumculardan alırsınız. Ya da tüm esnafı malatya dışına atın siparişleri kuryeler evlere dağıtsın dükkana da gerek kalmaz mekana da. Malatyalının sahipsiz olduğunu anladınız iyice ezin bakalım sonu ne olacak. Bakın şaka değil bir kaç yıl sonra boş bir şehirde bildiğinizi yaparsınız. Kuyumcular da mallarını birbirine satar zengin olur.
    %68
    %32
    Yanıtla
  • Adam daha neye imza attığını bilmiyor, avukat da çıkmış şöyle güzel, böyle iyi diyor. Hikaye anlatma somut örnekler ver. Ne kadar borçlanacaklar, tek katlı arsa içinde sağlam evi olanlara ne vercekler. Millet emekli maşıyla ya da asgari ücretle bu taksitleri nasıl, kaç para vr ne kadar ödeyecekler, evinden çıkarılanlar nerede ve bulacak kaç lira kira ödeyecek. Millet aç karnını doyuramıyor, sen o tarafından iki kelime yaz istersen.
    %61
    %39
    Yanıtla
  • Nerde hangi kanunda yads yonetmelikte var bu dediklerin
    %77
    %23
    Yanıtla