Eczacının sadece 'raftan ilaç alıp veren kişi' olarak değil de, aynı zamanda sağlık danışmanı olarak görevlendirilmesi durumunda hastanelerin yükünün azalacağı belirtildi.
Malatya İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Cengiz Yakıncı yaptığı açıklamada, "Eczacılık tarihine baktığımızda; 1940 yıllarında havanda ilaç yapımı, sanayinin gelişmesiyle 1960"lı yıllardan itibaren endüstriyel ilaç yapımına geçmiştir. Diğer bir deyişle; zaman içinde eczanelerde ilaç yapma, fabrikalarda ilaç üretmeye dönüşmüştür. Bu gelişme karşısında eczacı raftan ilaç alıp veren kişiymiş gibi görünmeye başlamıştır" ifadelerini kullandı.
Bu açmaza çözüm önerisini sunan Prof. Dr. Yakıncı, daha sonra şunları belirtti:
"Gelişmiş ülkeler bu durumu, eczacıları eczanede sağlık danışmanı olarak çalışmasını önererek çözüm bulmuşlardır. Sağlık danışmanlığına bir örnek verirsek: Şu anda alışılmış olan, bir hipertansiyon hastasına, eczacı reçetede doktor tarafından yazılmış ilacı temin etmekte ve ilaç kutusunun üzerine nasıl kullanacağını yazmaktadır. Halbuki eczacı zaman zaman hipertansiyon hastasını çağırıp, verilen ilacı nasıl kullandığını, ilacın yan etkilerini öğrense, hastanın tansiyonunu ölçüp hastanın kafasındaki sorulara cevap vermek gibi sağlık danışmanlığı yapsa iyi olmaz mı? Bu durumdaki hipertansiyon hastasının doktora gitme sıklığı azalacak ve doktor da diğer hastalara daha fazla zaman ayırabilecektir."
Bu hayallerin gerçekleşebilmesi için eczacılık fakültesi dekanlarının, Türkiye Eczacılar Birliği'nin (TEB) ve söz sahibi eczacılık fakültesi hocalarına görevlerin düştüğüne dikkat çeken Profesör Yakıncı, "Eczacılık fakültesi öğrencileri hastane, poliklinik gibi sağlık hizmeti verilen yerlerde staj yapmalı, teorik eğitimlerinde koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetleri konusunda en az ilaç yapımı kadar bilgi verilmelidir.
Eczacıyı sadece 'raftan ilaç alıp veren kişi' olarak değil aynı zamanda sağlık danışmanı olarak görmek istiyoruz" dedi.