Kahramanmaraş merkezli depreme zihinsel engelli ağabeyi ile uykuda yakalanan Cumali Ercan, ilk olarak onu düşündü ve evden çıkardı. O günden bu yana bir an olsun yalnız bırakmadığı ağabeyi ile ilgilenen Cumali Ercan'ın ‘Belki de benim imtihanımdır’ sözleri yürekleri ısıttı.
Kahramanmaraş merkezli 2 büyük depremden çok etkilenen illerden biri de Malatya oldu. Asrın Felaketi olarak adlandırılan depremlere, zihinsel engelli ve halk arasında ‘tavuk karası’ olarak bilinen retinitis pigmentosa hastalığı olan Erkan Ercan (50) ve kardeşi Cumali Ercan da evlerinde yakalandı. Merkez Akpınar Mahallesi Barbaros Sokak’ta bulunan 6 katlı Karacay Aparmanı’nda ilk depreme uykuda yakalanan Cumali Ercan (43), engeli bulunan ağabeyini apartmandan çıkardı. Yaşadıkları korku dolu anları İHA muhabirine anlatan Cumali Ercan’ın ağabeyi ile ilgili sözleri ise yürek ısıttı. Öte yandan ikinci depremde evlerinin yıkılması sonrası ağabeyi ile birlikte Elazığ’a gelerek yurtta konaklayan Cumali Ercan, tek isteğinin ise burada iş bulup çalışmak olduğunu belirtti.
“Sanki mahşer günüymüş gibi herkes bir yerlere kaçışıyordu”
Yaşadıkları korku dolu anları anlatan Cumali Ercan ( 43), “Deprem bizi, gece uykudayken yakaladı. Sarsıntının olduğunu hissedince kalkar kalkmaz ağabeyimin odasına yöneldim. Ağabeyim, odasında oturmuştu ve ne yapacağını bilmiyordu. Ağabeyimi tuttuğum gibi dışarı çıkardım. Apartmandan inerken sarsıntı devam ediyordu, duvarla patlamıştı. Dış kapı açılmıyordu. O kapının camını kırdım ama dışarı baktığım zaman sanki mahşer günüymüş gibi herkes bir yerlere kaçışıyordu. O esnada kimse kimseyi görmüyordu. Bizim komşulardan birisi kırılan camdan ‘imdat’ diye bağırdıktan sonra sesimizi duyan birisi oldu. O kişi, kapıya birkaç kez vurmasıyla açtı ve ağabeyimi çıkarttık. Soğuk hava vardı. Biz de dışarıdaydık ve ne yapacağımızı da bilmiyorduk. Bizim yanımızdaki binalar çökmüştü. İlk önce ağabeyimi güvenli, geniş bir alana bıraktım. Benim ellerim ve vücudum kanıyordu ve kafama darbe almıştım. Sonra hastaneye gittim. Film çekimi ve diğer işlemlerden sonra genel cerrahiye yatırdılar” dedi.
“O an tek düşündüğüm ağabeyimdi”
Engeli bulunan ağabeyin bırakmak istemediğini dile getiren Ercan, “O an tek düşündüğüm ağabeyimdi. Altı gün dışarıda kaldık, Malatya’da Hürriyet Parkı, müzede ve askerlerle birlikte ateşin başında ısınıyorduk. Ondan sonra bir tanıdığım vasıtasıyla Elazığ’da bir yurtta konakladıklarını söylediler. Ağabeyimi de alarak buraya geldik ve burada konaklıyoruz. Allah, buraları açanlardan razı olsun. Engelli ağabeyimi bırakıp bir yere gidemiyorum. Onun ayrıca, gece gözleri görmüyor. Ağabeyim hem yarı zihinsel engelli hem de ‘ tavuk karası’ hastalığı var. Belli ki Allah beni onunla imtihan ediyor. Ben dışarıda yatarım ama o dışarıda yatamaz. Onun için de bu bizim imtihanımızdır, diyorum. Rabbim, bizim imtihanımızı kolay eylesin. Allah, kimseye bu yokluğu da vermesin bu zelzeleyi de yaşatmasın ve kimseye an sevdiklerinin acısıyla kimseyi sınamasın” diye konuştu.
Elazığ, iha