Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Karatepe, TBMM adına kamu idarelerinin hesaplarını denetleyen Sayıştay Başkanlığı'nın belediyelerde yaptığı teftişin Türkiye'yi iyiye götürdüğünü söylemenin mümkün olmadığını söyledi.
Malatya Turgut Özal Üniversitesi Battalgazi Meslek Yüksek Okulu Yerel Yönetimler Programı tarafından, 17 Şubat Çarşamba günü çevrimçi düzenlenen "Yerel Yönetim Akademisi" söyleşisinin konuğu Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Karatepe'ydi.
Battalgazi MYO Yönetim ve Organizasyon Bölümü Başkan Öğretim Görevlisi Cumali Aydoğan tarafından yönetilen ve Rektör Aysun Bay Karabulut'un da yer aldığı söyleşi kapsamında, yerel yönetimler tarihi ve Türkiye'nin yerel yönetimler serüvenini anlatan Prof. Dr. Şükrü Karatepe, daha sonra programa katılan öğretim görevlisi ve öğrencilerin sorularını cevaplandırdı.
Prof. Dr. Şükrü Karatepe, söyleşinin soru - cevap bölümünde, Battalgazi MYO Yerel Yönetimler Programı Öğretim Görevlisi Niyazi Doğan'ın, "Sayıştay, belediyelerde her yıl çok sayıda usulsüzlük tespit ediyor. Ancak bu usulsüzlüklerin sorumlularına hesap sorulduğu bugüne kadar görülmedi. Türkiye'de ve bu bağlamda belediyelerde cezasızlık kültürü egemen olmuş durumda. Peki, yanlış yapan yöneticilerden hesap sorulmayacaksa, bir yaptırım uygulanmayacaksa, bu teftişler neden yapılıyor?" şeklindeki sorusuna, "Teftişlerin Türkiye'yi iyiye götürdüğünü söylemenin mümkün olmadığı" karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Karatepe, söz konusu soruya karşılık, şu cevabı verdi:
"Maliyeciler titiz. Çok titiz maliyeciler. Sayıştaycılar da biliyorsunuz maliyeci; yani mali denetim yapıyorlar. Ben müfettişlik yaptım. Bu teftiş işi çok su götürür iş. Teftiş işinin Türkiye'yi çok da iyiye götürdüğünü söylemek mümkün değil. Teftiş Türkiye'de faydalı çalışmıyor. Teftiş, biraz müfettişin keyfine bağlı olarak zaman zaman da eziyet ediyor vatandaşa. Teftiş yapıldığı için işlerin düzeninde gittiğini söylemek zor sevgili hocam. Öyle değil; teftiş yapıldığı için işlerin düzenli gittiğini söyleyemeyiz.
Teftiş olmasın demiyorum. Başka bir şey söyleyeceğim. Şöyle: Gelen teftişçi arkadaşlar belediyelerde, daha çok mevzuatın şekil yönünden uygulanmasını denetlerler. Şekil. Muhasebede şekil çok önemli. Yani iki kuruşluk bir açık bulur muhasebeci; ne yapar? 10 gün uğraşır, o iki kuruşu bulmak zorunda. O iki kuruş yerine cebine 2 bin lira koysa o açığı kapatamaz yani. O da bir yerde yapılan hatadandır. Müfettiş onu bilir, tak o iki kuruşu bulur. Memur terlemeye başlar; ya da ordaki müdür terlemeye başlar, titremeye başlar çocuk. Çok zor bir şey bu.
"(...) Belediyeleri teftiş şeklinde gidip tedirgin ettiğin zaman olmuyor..."
Ben teftişin böyle olmaması gerektiğini, özellikle orta ve küçük belediyelerde zaten bilgi yetersiz iken, imkanlar yetersiz iken, bir de onların üzerine teftiş şeklinde gidip tedirgin ettiğin zaman olmuyor.
Yani bütçeye bağlı para istismar edilmez, edilemez. Maliyenin denetlediği hiç bir para istismar edilemez. Esas istismar başka yerdedir. Kayıtlı para istismar edilemez. Yani bir belediyenin makbuzla tahsil ettiği ve bütçesine giren bir paranın istismar etme şansı yoktur. Belediyelerde yolsuzluk, uğursuzluk arayacaksak, başka yerdedir o. Resmi bütçede olmaz; olmamıştır.
"Teftişçilerin kağıtları, belgeleri incelemeleri hiç bir yere götürmez"
Peki istismar nerede olur? Bu kayıtların dışındadır. Ben Kamu Yönetimi hocasıyım, 45 yıldan bu yana Kamu Yönetimi okutuyorum. İstismar bütün yerlerde, kayıtların dışındadır. Halbuki teftişçi kayıtlara bakar, dosyaya bakar. İstismar dosyanın dışındadır; başka yerdedir. Esas bu ahlaki bir konu, başka yönleri var bunun. Teftişçilerin bu nedenle kağıtları, makbuzları, belegeleri bir uçtan icelelemeleri hiç bir yere götürmez, bununla da müfettişlerin bugüne kadar birşey buldukları vaki değildir; bulmamışlardır; bulamazlar zaten.
Sayıştay teftiş etmesin demiyorum; tabi teftiş etmese başka şeyler olur Allah korusun. Teftiş etsin ama... Teftişin çok da şeyi yok... Teftiş gerekli; öyle diyelim. Teftiş gerekli, yani teftiş başka türlü fayda sağlamıyor ama gerekli. Teftiş olduğunu bilsin insanlar".
Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Aysun Bay Karabulut ise konuşmasında, "Üniversitelerin şehir ile bütünleşmesinde yerel yönetimlerin çok önemli bir rolü bulunuyor. Bilimin üretime ve istihdama dönüşmesi gerektiğine inanan bir üniversiteyiz" dedi. Karabulut, "Artık yaşam boyu süren öğrenim söz konusudur. Gençlerimizi sadece mesleğin ilk aşaması için hazırlamamız artık yeterli değildir. Gerçekleştirdiğimiz sosyal faaliyetler ile bilinçli ve sosyal bireyler yetiştirmeyi hedefliyoruz" diye konuştu.
Prof. Dr. Şükrü Karatepe'nin konuk olduğu çevrimiçi programa, Battalgazi MYO Yerel Yönetimler Programı öğrencileri, Rektör Aysun Bay Karabulut, Battalgazi MYO Müdürü Doç. Dr. Tuncay Kan, Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar, Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder, Battalgazi MYO Yönetim ve Organizasyon Bölüm Başkanı Cumali Aydoğan, Battalgazi MYO Yerel Yönetimler Programı Öğretim Görevlileri Asim Taş, Taha Yasin Ateş ve Niyazi Doğan katıldı.
malatyahaber.com- Bülten