Sanki, aslında zaten doluymuş da, ‘asayiş’ meselesi patlatmış gibi, Vali'deki öfkeyi
İsmet YALVAÇ
Malatya'da ciddi anlamda bir asayiş sorunu bulunduğuna ilişkin haberler, bu kapsamdaki vatandaş yorum ve şikayetleri anlaşılan il yöneticilerini ciddi anlamda rahatsız etmiş..
Meydana gelen olaylarda suçluların giderek artan cüret ve cesaretini gösteren haberlerini duyuyor, haberlerimizle okurlara yansıtıyoruz. Bu konuda ciddi bir sorun olduğunu gözlemliyoruz. Çarpıcı başlıklı haberlerimizle buna dikkat çekmeye çalışıyoruz.
Onun yanı sıra, dilimiz döndüğünce, olabildiğince de objektif değerlendirmelerle, fırsat buldukça bunu söz ve güç sahiplerine de anlatmaya çalışıyoruz.
Geçtiğimiz haftalarda Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci'nin, Vali ve belediye başkanlarıyla, partisinin yerel yöneticileriyle birlikte Yeni Malatya Gazetesi'ne yaptığı ziyarette de, bu konu gündeme geldi. Hatta, doğrusu konuyu ilk açan da Tüfenkci oldu. Genel konulardaki sohbetin ardından Tüfenkci'nin, Malatya'da bizim gözlem ve değerlendirmelerimize göre ne tür sorunlar olduğunu öğrenmek istediğini söylemesinin ardından, daha biz söze başlamadan, bakan "Asayiş sorunu" diyerek ön açtı. Ardından bu konuda sohbet gelişti.
Münferit olaylara ilişkin örneklemeler yaptıktan sonra, bunun öncelikle uyuşturucunun yaygınlaşması ve internette sipariş edilip, düşük fiyatlarla kargoyla getirtilebilen kolay silah temini gibi genel sorunu anlatıp, bu iki konunun ülke çapında önemli bir sorun olduğuna, Malatya'da da suçta artışın en önemli nedenlerinin başında bu durumun geldiğini anlattık.
Ayrıca, FETÖ terör örgütünün istilasının ardından bu örgüte bulaşanların tasfiyesi nedeniyle polis kadrolarında sayıca azalma yüzünden, mevcut kadrodaki polislerin çok yoğun mesai yaptığını, bazı zamanlarda olaylara yetişmekte güçlük çektiğini, bazen ekiplerin iletilen olayları ellerindeki konuyu hallettikten sonra, ikinci- üçüncü konu olarak değerlendirebildiklerine dair duyumlarımızı anlatıp, polis kadrosunun takviyesi gerektiğini söyledik.
Bakanın da dikkatle dinlediği konuşmada, münferit olaylardan da bahsedip, bu tür olayların giderek arttığını söylerken, Valinin bundan hayli rahatsız olduğunu gördük. O da, aslında ilin en üst düzey yöneticisi olarak Adliye'deki yetkililere söylemiş olması gereken, asayişin sağlanması ile ilgili ciddi bir sorun olarak olaylarda yakalanan şüphelilerin adliyece salıverilmesi iddiasını "Adliyede bırakılıyorlar" sözleriyle bakana duyurdu.
Sonra bakanın, değerlendirmeleri oldu. Uyuşturucu ve silahla ilgili konuyu Bakanlar Kurulu'nda dile getireceğini söyledi.
Gazetedeki sohbetin onlarca tanığı var.
Bu ziyaretin ardından uğurlama sırasında, Vali'nin bizim bakana ilettiğimiz, kendisinin de adliyeye dair yönüyle katkıda bulunduğu sohbetten çok hoşlaşmadığını hissettik.
Malatya basınını ve malatyahaber.com'u yakından izlediğini, Malatya'da olanları dikkatle takip ettiğini bildiğimiz bakan, geçtiğimiz hafta sonuna doğru yaptığı Malatya ziyarette, Valilik'te, Vali ve yerel güvenlik birimlerinin yöneticilerinin katıldığı İl Güvenlik Kurulu'na başkanlık etti. Ve sonrasında açıklamalar geldi.
Vali, toplantının ardından yaptığı açıklamada, Malatya'da asayişle ilgili sorun bulunmadığının toplantıda konuşulanlardan ortaya çıktığını belirtikten sonra, bunun bir şehir efsanesi olduğundan başladı, sonra aldı konuyu bambaşka yerlere taşıdı. Çok da ciddi suçlamalar içeren değerlendirmelerle -ki, buna kesinlikle katılmamız mümkün değil-.
Asayiş sorunundan bahsetmenin, güvenlik güçlerinin zaafı olduğunu göstererek, terör örgütlerine yol açmaktan hükümeti sıkıntıya sokmaya kadar bir dizi garip, ilginç ve doğru olmayan, ancak ‘yüklü’ bir öfkeyi yansıtan sözler sarfeden Vali'nin, niye bu kadar dolu ve öfkeli olduğuna, konuşulanları ve yazılanları göz önüne getirip anlam veremezken, mesele sonra anlaşıldı.
Kaldı ki, Valilik'teki İl Güvenlik Toplantısı'nda Vali'nin yaptığı değerlendirmede kimleri kastettiğini sorduğumuz, söz konusu toplantıya başkanlık eden Bakan Tüfenkci, "Sizleri değil.. Öyle olsa müdahale ederdim." dedi.
O öyle dedi dedi de, sanki, aslında zaten doluymuş, ‘asayiş’ meselesi patlatmış gibi, Vali'deki öfkeyi.
Malatya’ya kayısı meselesini kökten halletmek gerekçesiyle getirmek istediği Veteriner orijinli bir bürokratın (Ordu'da birlikte görev yapmış olduğu eski tarım müdürünün) gelişinin engellenmesinden başlayıp gerçek dışı enformasyonla büyütülmüş sanki bu öfke .
Daha önce birlikte görev yaptığı bu bürokratla ilgili, o ilde ‘yolsuzluk ve usulsüzlük’ suçlamasıyla yargılandığına ilişkin kamuoyuna yansıyan iddia ve olayları gündeme getirmenin ve tayinin gerçekleşmemesinin Vali’yi çok üzdüğünü olduğunu biliyorduk da -zaten onu da bir TV programında söylemiş yine bizim açımızdan gerçekle ilgisi olmayan iddialarını- , “asayiş” konusunu bahane ederek, konuyu bambaşka mecralara taşımasına anlam veremedik.
Vali, İl Güvenlik Kurulu toplantısından 1-2 gün önce katıldığı televizyon programında, Ordu'da iken birlikte görev yaptığı ve Malatya'ya getirmek istediği, o sırada bir bakanlıkta müşavir (danışman) kadrosunda görev yapan eski müdürüyle ilgili, bizim de Ordu basınından alıntıyla Malatya kamuoyuna duyurduğumuz, atamanın durdurulmasına yolaçan gelişmeler sorulduğunda adeta dökülmüş. Hükümet politikası gereği 2009'dan itibaren fındığa bugüne kadar verilen toplam 6.8 milyar TL (6 katrilyon 800 trilyon lira)'lık alan bazlı desteğin (kayısı için istenip de bir türlü sağlanamayan alan veya havza bazlı destek) bu ürüne sağladığı katkıyı görmezden gelmesi de, sadece o dönemde görevde olup bir çalışma yapması nedeniyle işi bu müdürünün çözdüğünü düşünmesi elbette ilginç..
Fındık sorununu çözdüğü (!) halde bu başarısına (!) rağmen ilindeki görevden alındıktan sonra, artık her bakanlıkta onlarcası yeralan (Tarım Bakanlığı'ndaki sayı 150 civarında!), bir nevi "bürokrat bekletme yeri" olarak da nitelendirilen danışmanlık görevinde bulunan eski müdürünü anlatırken, "Kendisi bir bakanımıza danışmanlık yapan üst düzeyde birisi" diye tanımlamış. Sonra devam etmiş: "Bir an evvel Malatya’ya geçici olarak gelmesi için gerekli yerlere kabul ettirdik, kararı çıktı. Fakat şahsın kişiliğine dönük, bu işin içinden kötü para kazanmaya alışmış kişilerin saldırısına uğradı. Ordu’dan başlayıp Malatya’da devam eden bir saldırı. Hak verirsiniz ki insanlarda gururu ve onuruyla yaşıyor. O da dedi ki; ben niye geliyorum ki! Malatya’ya ne kötülüğüm oldu ki bu kadar saldırılıyor bana. İşin içinde değişik faktörler olduğunu çok sonra gördük. Üzüldük..."
Evvel emirde, Vali'nin kayısı ile ilgili konuları bu kadar hafife alması ve bir bürokratla sorunu 'şak' diye çözeceğini düşünmüş olması sorunlu. Daha sorunlu olan, kayısıdaki sorunları, yapılanları ve neden sonuç alınamadığını en iyi bilmesi gereken Malatyalı bakana, bunu kabul ettirmesi.
Turgut Özal'ın memleketi Malatya'da kayısıyla ilgili sanki hiçbir şey yapılmamış da, eski müdürün gelip çözeceği gibi bir düşünceye sahip olunması, önce yapılan ve çok emek verilmiş olan çalışmaların neredeyse reddedilmesi, yok sayılması ayrı bir konu. Bu işe emek vermişlere hakaret değil mi? Hatırladığımız kadarıyla, kayısı ile ilgili yaptığı ilk toplantıda, zaten vermiş olduğu anlaşılan bir ekibi getirme kararını söylemişti.
Müdür getirmekten önce, size kayısı konusunda yapılanları ve yapılması gerekenleri, kayısının neden olması gerektiği yerde olmadığını en doğru şekilde söyleyebilecek uzmanları çağırması, değerlendirmeyi öyle yapması gerekmez mi? Belki o görüşmesinde, Malatya'nın koskoca İnönü Üniversitesi'nin bünyesindeki Kayısı Araştırma Enstitüsü'nün bulunduğunu, burada kayısıya dair her tür çalışma ve bilginin olduğunu, ancak bir odasının dahi bulunmadığını öğrenebilir, sorun çözecekse oradan başlayabilirdi.
Neyse..
Valinin, 'bu işin içinden kötü para kazanmaya alışmış kişilerin saldırısına uğradı... İşin içinde değişik faktörler olduğunu çok sonra gördük." sözleri önemli. Bir Vali, bu lafları edip kenara çekilemez. 'Kötü para' neymiş, kimmiş bu 'kötü para kazanmaya alışmış' kişiler? Malatya'nın eski yöneticileri mi, basın mı, başlarına müdürünü getirmek istediği kurum mu, siyasiler mi, akademisyenler mi, tüccarlar mı vb?.. Kim? Gördüğü 'değişik faktörler' neymiş? Böyle suçlamalar yaparken, neye göre konuşuyor? Dedikodu mu konuşturuyor, yoksa elinde bilgi ve belge mi var? Varsa, niye gereğini yapmayıp, sadece konuşmayı yeğliyor?
Vali televizyondaki konuşmasını, 'Fındığı Vali 5 lira yapmış!' başlığıyla haberleştiren Ordu'daki bir basın kuruluşu, haberde 'yakışık' almayan bir nitelendirme yapmış, fakat biz devlete ve makama saygı nedeniyle öyle demiyoruz.
Ama öfkesinin, muhakemesi 'sorunlu' bir yerel üst düzey yöneticisi ile karşı karşıya olunduğunu ortaya koyduğunu düşünüyor, üzülüyoruz.
Vali'yi bu göreve getirenler her kimse, gönderenlerin de onlar olacağını, başka kimsenin buna gücü yetmeyeceğinin ve dolayısıyla bu konularda bir vehime kapılmanın doğru olmadığının bilinmesi gerektiğini son söz olarak belirtmek istiyoruz.
KAPAK FOTO: Bakanın başkanlık ettiği geçtiğimiz haftaki İl Güvenlik Kurulu toplantısından
KUPÜR: Vali'nin Malatya'daki açıklamalarına ilişkin hayatgazetesiordu.com'da yayınlanan haber