Yeni Cami Çevre Düzenlemesi Projesi'ni gerçekleştirme iddiasındaki belediye, projenin Anıtlar Kurulu'nca onaylanmasından sonra, cami önündeki parkı 1 ayı aşkın bir zaman önce, iş makineleriyle "dağıttı".. Ancak sorun şu idi ki; Ağustos'un en sıcak günlerinde insanların gölgeye ihtiyaç duyduğu bir dönemde, oturup serinlediği "ulu" ağaçlı park yıkılırken, bir yanındaki "belediye" kiracısı dükkanlar tahliye edilememiş ve belediye ile mahkemelik olmuşlardı.
Parkın camiye bakan tarafındaki 12 dükkanın yanı sıra ön cephedeki bir büfeyi işleten belediye kiracıları, mülk sahibiyle anlaşamadıkları için işyerlerini terketmemekte direniyorlardı.
Bu sorun hallolmadığı için, yapılacak işin ihalesi bile olmamıştı. Ama belediye her nedense, Ağustos'un en sıcak günlerinde, gölgesinde insanların serinlediği ulu ağaçların bulunduğu parkın yerini "kocaman bir çukura" çevirmişti. Bu halden sonra da, hiçbir çalışma gözlenmedi. Kiracılar faaliyetlerini sürdürürken, daha sonra belediyenin bir faaliyeti görülmedi.
Malatya'nın gerçek anlamda "tam orta yeri" olan bahse konu alandaki "çukur"u doldurmak çok sürmedi. Oto parka dönüştü. Yemyeşil bir parkın, bir anda kocaman bir çukura ardından da "gecekondu" otoparka dönüşmesine bir anlam veremeyenlere karşın, belediyenin bu konuda henüz kamuoyuna bir açıklaması da yok.
Mahkeme ne kadar devam edecek bilinmez. Ama o kiracılarla ilgili sorun halledilmezse, o çukur orda kalacak. Tabi, belediyenin ilginç bir değerlendirmeyle, hukuki sorunlarını çözmeden kentin ortasına açtığı çukurun mevcut halinin yarattığı baskı nedeniyle, kiracılarıyla pazarlık gücünün zayıfladığını da unutmamak gerekiyor..