İnönü Üniversitesi Senatosu, TCK'nın yasalara aykırı eğitim kurumu açanlara ilişkin cezalarında yapılan değişikliğe tepki gösterdi.
Senato'nun 1 Haziran tarihli kararında şöyle denildi:
"Bilindiği üzere, siyasal iktidar tarafından Türk Ceza Yasasının 263. maddesinde yapılan değişiklik ile yasalara aykırı eğitim kurumu açanlara ve bunları çalıştıranlara cezai indirim yapılarak sadece parasal ceza uygulanması getirilmiş ve öğretmen ve öğrenciler muaf tutularak bu ceza uygulaması sadece eğitim kurumu açan kişilerle sınırlandırılmıştır. Ayrıca, mevcut Türk Ceza Yasasının 261. maddesinde belirtilen öğreticilerde aranan niteliklerle ilgili sınırlamalar da kaldırılarak, herkesin öğreticilik ve öğretmenlik yapmasının yolu da açılmıştır.
Bu yeni yasal düzenlenme ile her tür eğitim kurumu, kuruluş ve işleyişinde devletin izin ve denetiminin dışına çıkabilmekte ve bu kurumların kapatılabilmesi fiilen olanaksız hale getirilmektedir. Bu durumda ülkemizin varlık ve bekasına, üniter devlet ve toplum yapımıza, Cumhuriyetimizin temel niteliklerine yönelik iç ve dış tehditler bu sözde eğitim kurumları aracılığıyla yaygınlaşabilecek ve hatta bu kurumlar giderek iç ve dış tehdit unsurları tarafından desteklenen birer terör odağına dönüşebilecektir.
Diğer taraftan, Ortaöğretim programında yer alan, din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin içeriğinde yapılmak istenen yönetmelik değişikliği ile din öğretimi amacından saptırılarak uygulamaları da içeren din eğitimi haline dönüştürülmek istenmektedir. Bu durum, İlköğretim ve Ortaöğretimde din eğitimini değil, sadece din dersi öğretimini öngören anayasamızın 24. maddesine açıkça aykırıdır. Ayrıca, bu program değişikliği ile, zorunlu olarak, uygulamalı bir din eğitimi sürecinden geçecek olan ortaöğretim gençliğinde, gelecekte telafisi imkansız, kalıcı psikolojik sorunlara ve bunalımlara yol açabilecektir.
Her ülke, kendi anayasasında belirlediği devletinin temel niteliklerini korumak için gerekli tedbirleri doğal olarak alır. Hiçbir ülke, devletinin temel yapısını değiştirecek yapılanmalara ve özellikle de alternatif eğitim kurumlarına izin veremez. Ülkemizin de kuruluş felsefesi, nitelikleri anayasamızda açıkça belirtilmiştir. Anayasamızın 174. maddesi ile koruma altına alınan devrim yasalarından birisi olan Öğretim Birliği Yasası 1924den bu yana yürürlüktedir. Laik eğitim sisteminde çok özel bir yeri olan din öğretimi ile ilgili olarak anayasamızın 24. maddesinde Din ve ahlak eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır hükmüne yer verilmekte ve aynı maddede Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz denmektedir.
Atatürk ilke ve devrimlerine dayanan Cumhuriyetimizin laik eğitim sistemi, toplum ile devlet arasında ortak bir ulusal bilincin oluşmasını hedeflemiştir. Türkiye bir din devleti, İslam devleti olmadığına ve olamayacağına göre, laik eğitim sisteminin ve laiklik bilincinin bu coğrafyada yaşayan her bireye, eğitim öğretim yoluyla kazandırılması gerekir. Ümmetten ulusa, hilafetten demokratik ve laik Cumhuriyete, tebaadan yurttaşa, cemaatten topluma, seçkin sınıftan bizzat halkın iradesine geçiş ancak bu bilinç kazanımı ile mümkündür. Bu nedenle laik devlette din öğretimi, laiklik ilkesini ve laiklik bilincinin oluşmasını engellemeyecek bir şekilde düzenlenmelidir. Din istismarı sonucu, din öğretimi, amacının dışına çıkartılarak eğitim kurumlarında laiklik ilkesini zedeleyici bir mahiyet kazandığında, laik devletin anayasal kurumları ve toplum bu duruma sessiz kalamaz.
Cumhuriyetimizin ve devlet yapımızın omurgasını oluşturan laiklik ilkesini zedeleyici her tür tutum, davranış ve yasal düzenlemeler ile bu bağlamda siyasal iktidarca yapılmak istenen değişiklikleri İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ SENATOSU olarak şiddetle kınadığımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz."