"Malatya Platformu"na gelen bir yazıyı, okurumuzun hoşgörüsüne sığınarak, haber sütunlarımıza alıyoruz.. Çünkü o yazıya konu olan kişi, malatyahaber.com'un yayına başladığı günden belki de hayatta olduğu son güne kadar en yakın ve sadık izleyicilerinden biri, İstanbul'daki "has" Malatyalı hemşehrilerimizden Mehmet Ali Özdemir.. İstanbul'da tekstil işi ile uğraşan Merhum Özdemir'i, geçtiğimiz yıl Ekim ayı sonlarında kaybetmiştik.
"Babalar Günü"nde, babasına olan duygularını ifade ettiği mesajını, sadece "Didem" diye imzasını koyup gönderen okurumuzun, Mehmet Ali Özdemir ağabeyimizin kızı olduğunu öğrendik.
"Malatya Platformu"na sık sık Malatya ile ilgili konulardaki görüşlerini, duygularını yazmış olan Mehmet Ali Özdemir'in, bu kez kızının kendisi için yazdıklarını, sayın Didem Özdemir'in hoşgörüsüne sığınarak, haber sütunlarımıza aldık.
İşte Didem Özdemir'in; babası, bizim de Mehmet Ali Ağabeyimiz için yazdıkları..
"İlk defa sensiz bir babalar günü geçiriyorum ve haziran sıcağında inan çok üşüyorum.Olur da dönersin sandım, atmadım kıyamadım kıyafetlerine hani gelirde kızarsın diye Yokluğunu hiç kabullenemedim,hep geleceksin sarılacaksın diye bekledim. Sensiz geçen 230 gün 230 gündür duyamıyorum sesini, hissedemiyorum sarılışını.Hani derler ya gözden ırak olan, gönülden de ırak olur diye, yalan be kralım, yok öyle bir şey...Sen gözümden uzaktasın ama gönlümden ırak olmana imkan var mı???
Hep anlatıyorum sana,dertleşiyorum ama teselli etmiyorsun beni,artık almıyorsun koynuna sana gelen bana gelsin ağlama demiyorsun. Kollarından daha sıcak,daha güvenli bir yer yokmuş anladım. Hissederdin bazen canımın ne istediğini bir bakardım akşam alıp gelmişsin şimdi milyarlar versem böle bir şey olabilir mi babam ya. Hala elimi bırakıp gidebildiğine inanamıyorum ben. Bana uçabileceğim kanatlar verdin ama uçmayı öğretmeden gittin.Düştüm, sendeledim, kanatlarımı nasıl kullanmam gerektiğini bilemedim, akıl danışamadım. Tüm hatıralarım bir bir geçiyor aklımdan hafızamdan her babalar günü. Sanki programlanmış gibi film olmuş dönüyor gözümün önünde.Sana kitap yazmıştım özel olsun diye ağlamıştın kitabı okuyunca nasıl da duygulanmıştın
Ölüm deyince sessiz, yorumsuz kalırmıs insan senden sonra öğrendim, mezarlığın ordan her gecişimde kelimelere inat gözyaşlarımla isyan ettim "NEDEN" diye ? Ben sessizliği sevmiyorum ben,sensiz yalnızlığı hiç sevmiyorum.Gidiyorum bak artık cok az kaldı anılarımla kopmama çok az kaldı.. Son nefesini verdiğin yatakta gitti ağladım arkasından sadece kelime çıkmadı dilimden dudağımdan çıkamadı ne diyebilirdim ki ne söyleyebilirdim ki... Takdir-i ilahi demişler kabullenmesem n'olcak ki? Olmuşla ölmüşe çare olmadığını öğrendim...
Sensiz bir babalar günü Haziran sıcağında beni üşüten bir gün.Eskiden beklerdim bugün gelsin diye artık küfrediyorum kim çıkardı bugünü diye Hani derler ya birgün mü hatırlanacak diye, öyle bir gün oluyor ki, keşke bir günde olsa kutlayabilsem diye dolanıyorsun .
Babam, mezun oluyorum ne kadar zor geliyor biliyor musun senin orda olmayacağını bilmek, nasıl can acıtıyor... Lime lime ciğerimi dağlıyor
Sen biliyor musun babam, Mehmet Ali ÖZDEMİR'in kızı olmak nasıl gurur veriyor insana!!!
Şimdi ben sana ne yapsam güllerle mezarını mı süslesem dualarla kabrini mi aydınlatsam ? Ne yapsam kral babam sana ne yapsam?
Ellerim koynumda bağlı kaldı gittiğinden beri açılmadı ben senle öldüm tekrar senle yaşamak için seni bekliyorum
Babam, kralım, kralbabam, hayatımın anlamı,soluğum, nefes alışım, dayanağım, desteğim, her şeyim uzaklarda olsanda sarılıp koklayamasam da,öpüp sana bakamasam da; "BABALAR GÜNÜN KUTLU OLSUN" seni çok seviyorum, hem de çokkk.."