..Çok sevdiği Malatyaspor’la taraftar, muhabir, yorumcu ve kısa bir dönem..
Mustafa BULAŞMAZ
Malatya'da uzun yıllar spor muhabirliği, gazete yöneticiliği ve spor yorumculuğu yapan, futbol alanındaki değerli yorumlarıyla camianın önemli isimlerinden olan Şenol Yalvaç'ı, ne yazık ki, 7 Kasım 2020 Cumartesi günü saat 15:30'u gösterdiğinde, tedavi gördüğü Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kaybettik.
Çocukluk yıllarından itibaren hayatını futbola adayan, delikanlılığında ve sonrasında gazetecilik mesleğine atılınca profesyonel ve amatör maçlarda futbol sahalarının tozunu yutan, çok sevdiği Malatyaspor’la taraftar, muhabir, yorumcu ve kısa bir dönem yönetici olarak adeta bir ömür geçiren, edindiği tecrübe ve birikimini şehrimizin futbol kamuoyuyla paylaşan çok değerli bir isimdi Şenol Yalvaç.
Şenol Yalvaç elbette sadece futboldan ibaret bir isim değildi.
Sosyal bir insandı; yardımsever, cömert, güler yüzlüydü. Gördüğü eksikleri, yanlışları çekinmeden söylerdi. Bildiğini, inandığı doğruları her platformda korkmadan söyleyen bir isimdi. Zaman zaman tehditler almış olsa bile düşüncelerini dillendirmekten çekinmezdi.
Futbol aklı çok iyiydi. İnternetin hayatımıza henüz girmediği dönemlerde teknik adamları ve futbolcuları araştırır, kimin başarılı veya başarısız olduğunu bilir, bu konuda yardım isteyenlerle de edindiği bilgileri hemen paylaşırdı. Yıldızlaşan, ülke futboluna damga vuran birçok futbolcunun ismini, o futbolcular daha alt liglerde oynarken yakın çevresi ve dostları Şenol Yalvaç’tan duymuştur.
Amatör ligleri özellikle yakından takip eder, yetenekli futbolcuları tespit eder, onları ön plana çıkarıp iyi yerlere gelmeleri adına yazıları ve yorumlarıyla elinden geleni yapardı.
Futbol aşığı bir adamdı. Malatyaspor sevgisi yüreğindeydi ama Galatasaray ve Fatih Terim'e duyduğu saygıyı her zaman dile getirirdi.
Şenol Yalvaç'ı ilk kez Hâkimiyet Gazetesinde, her gazetecinin olduğu gibi, dağınık bir masada bilgisayarının başına oturmuş, elinde çayıyla gazeteyi hazırlarken tanımıştım. Ardından ER TV'de sevgili Volkan Arıkan'la birlikte yaptığı programlarda izleme fırsatı yakalamıştım.
Heyecanlı yapısı, konuşmaları ve söylemleriyle çok renkli bir kişilikti.
Daha sonra, 2000'li yılların başında, liglerde fırtına gibi esen Malatyaspor'un maçlarını ve idmanlarını takip ederken dostluğumuz gelişti; aramızda sonsuza dek sürecek bir abi-kardeş ilişkisi oluştu.
TV Malatya'da 13 yıllık Spor Müdürlüğüm esnasında sayısız programda, canlı yayında, maç anlatımında, deplasmanlarda hep birlikteydik. Malatyaspor'un hem iyi günlerinde hem de gergin dönemlerinde yaptığımız programlarımızın iyi bir izleyici kitlesine sahip olmasında çok büyük emeği vardı. Karşılık beklemeden bütün yayınlara çıkar, konuları farklı bakış açısıyla değerlendirir, zaman zaman başkanları, zaman zamanda teknik adamları, futbolcuları ve taraftarları eleştirirdi. Bunu yaparken yol gösterir; doğru bildiğini heyecanlı konuşmalarıyla izleyicilere aktarırdı.
Samimiyeti ve iyi niyetini kimsenin yargılayamayacağı bir futbol adamı profili çizerdi; kimse söylediklerinden alınmaz, yanlış konuştuysa çıkar özrünü dilerdi.
Dönemin Malatyaspor başkanları Hikmet Tanrıverdi ve Haşim Karadağ ile yöneticiler Necip Olgun, , İlhan Kavuk, Ali Cengiz, teknik adamlar başta olmak üzere onun eleştirilerinden nasibini almayan kimse kalmamıştı. Teknik Direktör Ziya Doğan ve yönetici Ali Cengiz ile girdiği sert tartışmaları hiç unutmam ancak kimseyle uzun süre küs kalamazdı, kim çağırsa veya davet etse gider konuşur, fikrini söylerdi.
Onca eleştiriye karşın Ziya Doğan, Malatya'ya her gelişinde veya telefonda konuştuğumuzda mutlaka Şenol Abiyi sorardı. Şenol Abi onu zaman zaman sert eleştirse de aralarında daha sonra çok güzel bir diyalog oluşmuştu.
Ali Cengiz ile bir program esnasında telefondaki atışmalarını asla unutamam. Şenol abi, Malatyaspor Kulübünü sert bir dille eleştirdiği bir yayın sırasında, Ali Cengiz'in telefonla yayına bağlanacağını duyduğu anda 'Mustocum ilacımı getir, bu tartışma kalbimi yormasın' demesi hala kulaklarımda.
Bu yayından bir hafta sonra yine Ali Cengiz ile birlikte yaptığımız programda, Şenol abinin sert eleştirilerine devam etmesiyle araya giren Ali abinin 'Sen futbol oynadın mı ki Malatyaspor'u eleştiriyorsun?' sözüne karşılık Şenol Abinin hazırcevaplığıyla “Niye sen yabancı dil, İngilizce biliyor musun ki Turizm İl Müdürlüğü yapıyorsun?” karşılığını vermesi ise hala hafızalardadır.
Sakin bir yapıya sahip olmasına rağmen aniden verdiği zekice yanıtlarla herkesi şaşkına çevirirdi.
Maalesef sağlığına çok dikkat da etmezdi. Bir ara sigarayı bırakmıştı. O dönem yapımcı Metin (Kaya) Abi de sigarayı bırakmıştı. Şenol Abi, “Metincim, bir paket sigara alalım, dolaba koyalım, sadece arada içeriz” diyerek onu ikna etmişti. Ne var ki, bir süre sonra ikisi tekrar sigaraya başladılar.
Nice maçlar, kongreler, Mardin, Diyarbakır deplasmanlar gördük; Kernek’te, Hürriyet (İsmetpaşa) Parkında sabahın ilk ışıklarına kadar futbol sohbeti ettik; şakalaştık. Anılarımızı, yaşadıklarımızı anlatsak sayfalara sığmaz.
Hepsi artık bir anıdan ibaret…
Ben o yıllara yetişemedim ama muhabirlik ve yorumculuğun öncesinde matbaada çalışmış. Mürekkep ve asit yayan makinalar anlaşılan sağlığını olumsuz etkilemiş. Böbreğinden rahatsızdı. Bu yetmezmiş gibi şeker hastalığının pençesine düşmüştü. Son dönem hastaneler, diyaliz derken, çok yorulmuş, bitkin düşmüştü.
En son telefonda görüştüğümüzde “Mustocum iyi değilim, tedavim sürüyor, dua edin” demiş ve en kısa sürede bir araya gelmek için sözleşmiştik ancak olmadı.
Cumartesi günü öğleden sonra üç buçukta Metin abi arayıp, Şenol Abiyi kaybettik, deyince benim için hayat durdu sanki.
Anılar ve yaşanmışlıklar film şeridi gibi geçti gözümün önünden, ölüm herkese baki ama bazı ayrılıklar insanın kanadını kolunu kırıyor. Gözümden yaşlar döküldü, oturduğum yerde kaldım, yüreğimi derin, tarifsiz bir acı kapladı.
Sadece ben değil, herkes yıkıldı, üzüldü çünkü gerçekten bir dost canlısı, fedakâr, özverili, yeri asla doldurulamayacak güzel bir adamı kaybettik.
Ancak, Şenol Yalvaç abimize, gerektiği kadar ahde vefayı gösterdik mi, onun bu camiaya verdiği emeklerin karşılığını verebildik mi, dostları ve arkadaşları onu yeterince hatırladı mı, sordu mu, bana kalırsa hayır. Sadece hayatını kaybettiği zaman Şenol abiyi hatırladık, hüzünlendik ve üzüldük ne yazık ki.
Bende o ahde vefayı göstermeyenler arasındayım. Son yıllarda yanına gidemedik, hep bahaneler, iş ve güç derken Şenol Abiyi gerektiği kadar hatırlamadık. Ben onun şahsında ailesinden özür diliyorum.
Malatya medyasına yıllarca her aşamada emek veren, alın teri döken Şenol Yalvaç'ı neden yaşarken hatırlamadık? Neden yaptığı hizmetlerin karşılığında bir ödül vermedik, neden unuttuk, bir hatırlamayı, bir ödülü çok gördük bu güzel adama?
Eşi, çocuğu, yeğenleri, akrabaları ve dostları tabii ki yanındaydı; elinden tutup zor zamanında destek olanlardan Allah razı olsun ancak hak ettiği ahde vefayı göremedi Şenol Yalvaç...
Malatya'nın kültür, sanat, medya, spor, eğitim hayatına büyük değerler katan ve şu anda aramızda olan çok sayıda değerli isim var. Bari onları bari hatırlayalım, ömürleri uzun olsun, ama değerlerimizi onlar aramızdayken hatırlayalım; gönüllerini alalım.
Geçtiğimiz günlerde Malatya tarihi üzerine çok güzel yazılar kaleme alan Atilla Kantarcı abimizle sohbetimizde, ahde vefayı konuştuk, o da dert yandı. Naci Şavata abimizle sohbetimizde o da aynı düşüncede...
Celal Yalvaç, Cevdet Barış, Atilla Kantarcı, Naci Şavata, Cengiz İnci, İsmet Yalvaç, Özkan Akbulut, ismini sayamayacağımız çok sayıda bu kente hizmet eden çok değerli insanlarımız var. Onları unutmayalım.
Ölümün ve ayrılıkların ne zaman geleceği belli değil. İşte depremler ve pandemi, bir varız bir yokuz.
“Keşke” dememek için!
Yola çıktıklarımızı yolda bulduklarımıza değişmeyelim, sonra ne yol kalıyor ne dostlar! Hayatımıza değer katan, anlam yükleyen dostlarımızı ve arkadaşlarımızı asla unutmayalım.
Hangi meslek dalında olursa olsun emek veren, alın teri döken insanlarımıza hak ettiği saygınlığı yaşarken gösterelim; insanoğlu çekip gittikten sonra söylenenlerin çok da kıymeti kalmıyor.
Benim hayatımda çok özel ve değerli bir yere sahip olan Şenol Yalvaç'a bir kez daha Allah'tan rahmet, eşi ve çocuğu başta olmak üzere tüm Yalvaç ailesine başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Mekânın cennet olsun Şenol Abi.
________________
FOTO: Şenol Yalvaç ve Mustafa Bulaşmaz
