7. Malatya Uluslararası Film Festivali'nden Onur Ödülü alan Belkıs Özener, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 50 yıl önce Yeşilçam'ın ünlü kadınlarının seslendirmesini yapmaya başladığını belirterek, "Türkan Şoray ile başladım 1968 yılında ama daha evvel genç kızlığımda Neriman Köksal'ı seslendirdim. 25-26 yaşında Türkan Şoray'ı seslendirmeye başladım. Sesimi halk biliyor. 50 senedir bu sesi, Zeki Müren'in tınısı gibi sinemanın Belkıs ablanın tınısını halk biliyor fakat beni tanımıyordu." diye konuştu.
Özener, 40 yıldır sessiz kaldığının altını çizerek, "Şimdi artık televizyon, kasaplarda, manavlarda her yerde var. Alışverişimi yaparken kendi sesimi duyunca ayakta takılıp kalıyordum." ifadelerini kullandı.
Yeşilçam'dan sevdiği isimlerin hayatını kaybetmesinin ardından içine bir sızı düştüğünü dile getiren sanatçı, "Halkımla karşılaşmak istedim. Yine dünyaya gelsem yine seslendirme yaparım ama ismim altta yazmadığı için bu sızı bende devam etti gitti." değerlendirmesinde bulundu.
"Türk sinemasının Belkıs ablasıyım"
Belkıs Özener, kendi sesinin Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın ve Fatma Girik gibi isimlerin sesi olduğunun sanıldığına dikkati çekerek, Perihan Savaş'tan Müjde Ar, Hale Soygazi, Feri Cansel, Zeynep Aksu, Mine Mutlu'ya kadar 20'ye yakın kişinin şarkılarını okuduğunun altını çizdi.
Sinemada açık saçık filmler başladıktan sonra seslendirmeyi noktaladığını aktaran sanatçı, "Gözüm açık değil. Bugün bir şey olsa gözüm kapalı olur. Güzel duruşuyla, haysiyetli, kimseye avuç açmayan, kimseden bir şey talep etmeyen, asgari ücret maaşıyla yetinen bir ablanızım ben. Belkıs ablanızım. Bunu herkese söyledim. Devlet büyükleri köşklere davet ettiğinde orada da beyan ettim. Türk sinemasının Belkıs ablasıyım." dedi.
Malatya, AA