CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “Özel Yetkili Mahkemelerin vermiş olduğu kararların tartışılması gerekiyor. Mutlak elzemdir, acildir, önemlidir. Onların verdiği kararlarla mahkum olanlara yeniden yargılanma hakkı verilmelidir” dedi.
“Necdet Özel yargılanıp hesap vermeli”
Eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in “asker- sivil sorumlu makamlarda oturanlar olarak milletten özür dilememiz gerekiyor” açıklamasını sert bir dille eleştiren Ağbaba, “Necdet Özel yargılanmalıdır. Pırıl pırıl subaylar ordudan atılırken, pırıl pırıl komutanlar cezaevine gönderilirken sen orada özel bir görevli olarak izledin, ses çıkartmadın. Siyasi iktidara ‘bu benim personelim, bunu yapmaz’ demedin. Sen, Tapu Kadastro Müdürü kadar olamadın. Tapu Kadastro Müdürü kendi personeline sahip çıktı, Eski Genelkurmay Başkanı kendi personelini cemaatin hakimlerine teslim etti” dedi.
“Personelini cemaatin hakimlerine teslim etti”
Ağbaba, Necdet Özel’in yargılanması gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi: “15 Temmuz’da yapılan darbe girişiminden sonra Türkiye’nin kurumlarının ne hale geldiğini çok açık şekilde ortaya koydu. Bu kurumları yönetenler başta cumhurbaşkanı olmak üzere özürler diliyorlar. ‘haklarınızı helal edin’ diyorlar. Eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’de özür dilemiş. Türkiye yerle bir olmuş, 240 insan şehit olmuş, uçağımızı uçuracak pilotumuz yok, tankımızı kullanacak askerimizden şüpheleniyoruz. Necdet Özel çıkmış özür diliyor. Necdet Özel Genelkurmay Başkanı iken bu olayları Türkiye’nin gündemine taşıdık ve uyardık. Balyoz’da, Askeri Casusluk’ta, Ergenekon’da davaları bizzat takip ettik ve uyardık. Raporlarımızı kendisine gönderdik. Askeri Casusluk’ta orada bir albayın ‘Bizler buradayken TSK’daki pilotlar içeri alındı. Bizim yerimize gelenler, yarın hangi ülkeyi bombalarlar, onu bilemeyiz’ demişti. ‘Bunlar kendi topraklarını bile bombalar’ demişti. Bunu Necdet Özel’e, Genelkurmay’a iletmiştim ama maalesef hiçbir şey yapmadılar. Şimdi kalkmış özür diliyor. Kendi döneminde general olanların tamamına yakını FETÖ mensubu çıkmış, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bombalanmış, devletin kurumları birbirine girmiş beyefendi özür diliyor. Sen özür dileme makamında değilsin. Burası da kabile devleti değil, Afrika ülkesi değil. Eğer demokrasi varsa TSK’nın bu hale gelmesinden sorumlu olanlardan birisi de Necdet Özel’dir, yargılanmalıdır. Alışkanlık oldu özür dileyip, ‘Hakkınızı helal edin’ diyorlar. Türkiye’de yaşayan bir yurttaş olarak hakkımızı helal etmediğimizi söyleyelim. Türkiye’nin bu hale gelmesine neden olanlara hakkımızı helal etmiyoruz, özürlerini de kabul etmiyoruz. Mutlaka yargılanıp, bunu hesabını vermelidir.”
“Denetimli serbestliğin 2 yıla çıkarılması gerekiyor”
15 Temmuz’dan sonra cezaevlerinin mahpuslar için yaşanmaz ve işkence haline dönüştüğünü kaydeden Ağbaba, “İnsanlar nöbetleşe uyuyor, nöbetleşe nefes alıyor, 70 kişilik koğuşta bir tuvalet kullanılabiliyor, metrekare sıfırlanmış durumda, müthiş bir yoğunluk var. Oradaki sesi maalesef çok kimse duymuyor. 15 Temmuz sonrası 20 bine yakın tutuklama oldu. Bunların eklenmesiyle cezaevlerinin şartları çok daha ağırlaştı. Özellikle OHAL uygulamasıyla birlikte kendine görev çıkarak bazı cezaevi yöneticileri, cezaevlerini maalesef geçmişten çok daha kötüye götürdü. Zorla çıplak aramalar dayatılıyor. Kitap yasağı uygulanmaya başlandı. Muhalif yayın organları artık izlenmiyor. Türkiye maalesef birçok işkence haberleriyle sarsılıyor. Türkiye’nin cezaevleri bu şekilde gidemez. Cezaevi Komisyonu Üyesi olarak Türkiye’nin her yanından yüzlerce telefon alıyoruz. Bir af söylentisi var. İnsanlar ‘Af var mı, ceza indirimi var mı?’ diye bir umut içerisinde bekliyor. Söylenti çok. Milletvekili farklı, genel başkan yardımcısı farklı, bakan farklı, başbakan yardımcısı farklı söylüyor, belediye başkanı ‘af gelecek’ diye demeç veriyor. Koalisyon olsa anlayacağız. Tek sesin çıktığı bir hükümette çıkan seslere bir bakın. İnsanların geleceğiyle, hayalleriyle, umutlarıyla oynanıyor. Tek başına iktidar olan bir partinin belediye başkanı ‘af var’, başbakan yardımcısı ‘af yok, denetimli serbestlik var’, bakan ‘hayır hiçbir şey yok’ diyor. Türkiye’yi yönetemeyen bir hükümetle karşı karşıyayız. Sadece şov yapmak için uğraşıyorlar. Denetimli serbestliğin 2 yıla çıkarılmasıyla ilgili teklifimiz var. Meclis açık, bir günde yapılabilir. Cezaevlerinin bu kadar yoğun olduğu bir dönemde mutlaka gerekli bir düzenleme yapılması gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Mutlaka yeniden yargılanma hakkı verilmelidir”
Özel Yetkili Mahkemelerdeki (ÖYM) savcı ve hakimlerin tamamına yakınının cezaevinde olduğunu ifade eden Ağbaba, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aldığı kararların tamamı tartışmalı. Balyoz, Ergenekon, Odatv, KCK, Askeri Casusluk davalarını biliyoruz, daha bilmediğimiz birçok dava var. Bu mahkemelerin verdiği kararlar tartışmalıdır. Bu davalarda böyleyse, ismi bilinmeyen gencecik çocukların davaları bunlardan daha kötüdür. Mutlaka bu insanlara yeniden bir yargılanma hakkı verilmelidir. Buda hükümete çağrımızdır. Bir yeniden yargılanma mutlaka getirilmelidir. Onlarca cezaevini gezdik, bu tür yanlışlıkların ne kadar çok olduğunu hep beraber biliyoruz. Eğer siz bu hakimleri, savcıları ‘çete’ diye meslekten atıp, cezaevine koyduysanız, onların verdiği kararları da tartışmalıyız ve onların verdiği kararları da düzeltmemiz gerekiyor. Bu siyasi olur, adli olur. Özel Yetkili Mahkemelerin vermiş olduğu kararların tartışılması gerekiyor. Mutlak elzemdir, acildir, önemlidir. Bu mahkemeler, Genelkurmay Başkanı’ndan ‘terör örgütü’ lideri çıkaran mahkemeler. Özel Yetkili Mahkemelerin verdiği kararla cezaevinde olanlar için yeniden bir yargılanma hakkı verilmelidir.”
“Sürecin bir cadı avına dönüşmemesi için uğraşıyoruz”
Ağbaba, süreci dikkatle takip ettiklerini belirterek, şu iddialarda bulundu: “Sürecin bir cadı avına dönmemesi için uğraşıyoruz. Hükümeti uyarıyoruz, günahsız insanların işinden edilmesi, mesleğinden edilmesi, ‘darbeci’ diye yaftalamasına da karşı olduğumuzu söylemek istiyoruz. Suçu, günahı olan varsa mutlaka cezalandırılmalıdır ama şimdi anlıyoruz ki valiler, yöneticiler, ‘komşunuzu ihbar edin, meslektaşınızı ihbar edin, müdürünüzü ihbar edin’ diye zorlanıyorlar. Yine görüyoruz ki zorla bağış toplanıyor. Bağış vermeyenler fişlenerek, korkutuluyor. Bu uygulamaları takından takip ediyoruz. Bir başka cemaatin önü açılıyor, buda doğru değil. O cemaatlerde başka şeyler yaparlar. Devlet içerisinde cemaat, tarikat olmaz.”
“Alevilerin Cemevleri ile ilgili talepleri yerine getirilmelidir”
Alevilerin cem evleriyle ilgili taleplerinin yerine getirilmesi gerektiğine değinen Ağbaba, “Hacı Bektaş Veli’yle ilgili defalarca vermiş olduğumuz teklifler var. Orası bir müze, insanlar para vererek giriyorlar. Orası bir müze değildir. Orası o inancın mensuplarının yüzyıllardan beri kullandığı mekanlardır. Onların kendi haklarıdır. Maalesef bu konuda hükümetten bir çalışma yok. Bu çalışmaları göremiyoruz. Uzlaşının olmasının istendiği bir dönemde Alevilerin cem evleriyle ilgili yasal ibadethane olması talepleri mutlaka yerine getirilmelidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı da var. Yine toplumun büyük bir kesiminin rahatsız olduğu, önümüzdeki günlerde açılacak köprünün ismi de değiştirilmelidir” dedi.
Güler HAZAR, Ferdi DURDU, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com