Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün veto ettiği Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair 6222 sayılı kanunda yapılan değişikliği, TBMM'den aynı şekilde geçti. Peki şimdi ne olacak? İşte yanıtı...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından bir kez daha görüşülmek üzere TBMM'ye iade edilen şike cezalarında indirim öngören Kanun, TBMM Genel Kurulunda aynen kabul edildi.
Yapılan açık oylama sonucu Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, 6 ret ve 1 çekimser oya karşın, 284 oyla Genel Kuruldan geçti. Kanuna göre, bir spor karşılaşmasının sonucunu etkilemek için bir başkasına kazanç veya başka menfaat sağlayan kişiye verilen hapis cezası indiriliyor.
İLK DURUŞMA 14 ŞUBAT'TA
16. Ağır Ceza Mahkemesi, bugün öğlen saatlerinde Özel Yetkili Savcı Mehmet Berk'in sunduğu şike iddianamesini kabul etti. 31'i tutuklu 93 şüphelinin yer aldığı iddianame kapsamında ilk duruşma 14 Şubat'ta yapılacak.
Ancak Türk futbolunu sarsan şike soruşturması kadar yasa değişikliği de gündemin ilk sıralarındaki yerini koruyor. Nitekim değişiklik, Cumhurbaşkanı'nın vetosuna rağmen TBMM'den aynı şekilde geçti.
İLGİNÇ TESADÜF
Yeni yasa sonrası şikenin cezası 1-3 yıl arası oldu. Böylece Metris Cezaevi'nde tutuklu bulunanların büyük bölümünün tahliye olacağı görüşü hakim.
Öyle ki iddianameyi hazırlayan Savcı Berk, 14 Nisan 2011 tarihli yasadan önceki şike eylemlerini 'nitelikli dolandırıcılık' kapsamında saydı. Şimdi ise tüm tutuklular, şike kapsamında yargılanacak.
Ancak 401 sayfalık iddianamede, Aziz Yıldırım ve Olgun Peker'e şikenin yanı sıra 'örgüt liderliği suçlaması da yöneltiliyor. Bu suçlamalarla karşı karşıya kalan sanıkların, tutukluluk durumunun kaldırılıp kaldırılmayacağı ise mahkemenin takdirinde.
"TAHLİYE EDİLİRLER"
Spor hukukçusu Metin Ünlü, yeni yasanın ardından yaşanacak süreci hurriyet.com.tr'ye özetledi.
Sadece 6222 sayılı kanunun 11. maddesi ile yargılanan sanıklar ve nitelikli dolandırıcılık suçu isnat edilmeyen sanıkların mutlak suretle tahliye edileceğini savunan Ünlü, "Onların dosyaları değişen yasa doğrultusunda Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilir. Diğerleri ise 'örgütlü suç' kapsamında değerlendirileceği için tutuklama hallerinin devam edip etmeyeceğine karar verecek olan 16. Ağır Ceza Mahkemesi'dir" dedi.
"İŞİN İÇİNDEN ÇIKAMIYORLAR"
Bir başka spor hukukçusu ise "Yasa değişikliğine göre sevk maddeleri ve ceza miktarları düşüyor. Ancak tutuksuz yargılama için yasanın değişnmesine gerek yoktu. İsteyen bugüne kadar tutuksuz yargılardı. Ama son değişiklikle birlikte ilk aşamada tutukluların tahliye edilmeleri gerekiyor. Yeni yasanın tabii ki etkisi olacak. 1-2 eylemden suçlananların çıkmaları lazım. Birden fazla suçlananlar için bu durum söz konusu değil. Ancak bu noktada bazı tartışmalar da yaşanacak. Çok failli dosyaların doğru ya da yanlış olduğu konuşulacak. Çete bağlantısı diye bakılırsa mahkemeler de ayrışır. İşin ilginci mahkeme bile şu an bu dosyayı kaça böleceğini düşünüyor. İşin içinden çıkamıyorlar" ifadelerini kullandı.
'YARGIYI ETKİLEME' TARTIŞMASI
Öte yandan iddianamenin kabul edilmesi ile Meclis'teki yasa görüşmesinin aynı güne denk gelmesi tartışmaları da beraberinde getirdi.
Eski PFDK üyesi Remzi Kazmaz, konuyla ilgili, "Bir hukukçu olarak farklı düşünmem yargılamayı etkilemek olur. Ama ne tesadüf ki, iddianame ve yasa görüşmesi atbaşı gidiyor. Bu ileride yargılamayı etkileyecek bir olaydır. Yasa çıktıktan sonra tahliye olma umutları vardır. Bu iddianamenin kabul edilmesi tahliye umutlarının biraz önünün kapanması demek oluyor" şeklinde konuştu.
UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.