"MALATYA ADLİYESİ ÜÇ PARÇALI ADLİYEYE DÖNÜŞTÜ.." Yeni Adli Yıl'ın başlaması dolayısıyla bir açıklama yapan Malatya Barosu Başkanı Avukat Enver Han, Malatya Adliyesi'nin hizmet binası sorununu dile getirerek, "Mevcut Adliye binamız adaletin sağlanmasına elverişli bir yer değildir" dedi ve anlamsız bir şekilde geciktirilen yeni Adliye Sarayı'nın bir an önce yapılması gerektiğini bildirdi. Bu arada, yeni Adli Yıl dolayısıyla Malatya Çağdaş Avukatlar Derneği yönetimi de bir açıklama yaptı.
"ADLİYENİN BİR KISMI BARAKA MİSALİ BİR YERE TAŞINDI.."
Malatya Barosu Başkanı Avukat Han'ın, yeni Adli Yıl dolayısıyla yaptığı açıklama şöyle:
"Yeni adli yılın ülkemize ve vatandaşlarımıza, adalet, barış, huzur ve mutluluk getirmesini temenni ederiz.
Yeni adli yılda Malatya Adliyesinin bir kısmı baraka misali bir yere taşınmıştır.Son taşınma ile birlikte Malatya Adliyesi üç parçalı adliyeye dönüşmüştür.Bu fiziki koşullar ve bölünmüşlük adaletin tecellisini imkansız hale getirmiştir.Adliyenin ek binaya taşınması fikri ortaya çıktığında Malatya Milletvekillerimizle, Malatya İl Başkanımızla ve Adalet Bakanlığımızla temaslarda bulunulmuş Adliyenin bölünmemesi istenmiş ancak bu taleplerimize duyarsız kalınmıştır.Siyaset kurumu Malatya için çözüm üretmekten uzak durmuştur.Yeni Adliye Sarayı İnşaatı 6 yıldır anlamsız bir şekilde geciktirilmiştir.Adliyesi hatta projesi olmayan tek il durumuna düşmüştür. Malatya için bu durum üzüntü vericidir. Yapılan bu yanlışlıkların telafisi için yeni adli yılda Malatya Adliye Sarayı inşaatına ivedilikle başlanmalı ve bitirilmelidir. Zira mevcut Adliye Binamız adaletin sağlanmasına elverişli bir yer değildir.
Yeni adli yılda hakim ve savcı atamalarında liyakatin ve adaletin egemen olmasını diliyoruz.
Yeni Adli Yılda Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan Yargı Stratejisi Reform belgesinde taahhüt edilen yenilikler bir an önce meclis gündemine getirilip yasalaşmalıdır.
Demokratik bir hukuk devletinin en önemli özelliklerinden biri, hukukun üstünlüğü ilkesinin esas alınmasıdır. Yargı sistemi ve mensuplarının en önemli önceliği, her türlü gruplaşmadan, siyasi ve ideolojik kamplaşmadan uzak kalmak, bağımsızlık ve tarafsızlıklarını korumaktır. Hukuk ilkelerinin dışında başka önceliklerin ve mensubiyetlerin yargıya hakim olması asla kabul edilemez. Bağımsız, tarafsız, adil ve hızlı işleyen bir yargı, devletin ve bireylerin temel güvencesidir. Güvenilir ve hızlı bir şekilde tecelli eden adalet, toplumsal barış, huzur ve kardeşliğin en güçlü teminatıdır. Adalet sistemi, hukukun üstünlüğü ve tarafsızlık ilkesine bağlı olarak çalıştığı sürece, toplumda yargı kurumlarına, dolayısıyla adalete olan güven de sağlanacaktır.
Biz, avukatlar ve barolar olarak, bağımsız ve adil yargının, hukukun üstünlüğünün, insan haklarına saygının, hakkın ve adaletin tarafındayız. Yeni adli yılda Malatya Barosu olarak en önemli görevimiz, ülkemize, demokrasimize, hukukun üstünlüğüne, yargı bağımsızlığına, adil yargılanma hakkına, hukuk devletine, insan haklarına ve savunma hakkına sonuna kadar sahip çıkmaktır.
Adaletin tesisi için fedakarca görev yapan meslektaşlarıma, hakim ve savcılarla tüm yargı çalışanlarına görevlerinde başarı diliyorum."
MALATYA ÇAĞDAŞ AVUKATLAR DERNEĞİ'NİN AÇIKLAMASI..
Adli Yıl dolayısıyla Malatya Çağdaş Avukatlar Derneği'nden de şu açıklama yapıldı:
"2 Eylül 2019 Pazartesi günü itibariyle yeni adli yıl fiilen başlamıştır.Yeni adli yılın başta avukatlarımız olmak üzere hakim, savcı meslektaşlarımıza ve adliye çalışanlarına, yine adalet /hukuktan yana umudu olan tüm yurttaşlarımıza hayırlı olmasını diliyoruz.
2019-2020 adli yılına girerken ; maalesef yargının ve savunmanın sorunları dağ gibi büyüdüğü gibi; kutsal bir meslek olan mesleğimiz adeta çile mesleği haline gelmiştir:
Hukuk fakültelerinin bir kısmını kapatma ve kontenjanlari azaltma yerine; halen yurtsuz, akademisyensiz ve niteliksiz fakülteler açılmaktadır. Yatay ve dikey geçişler, fark dersler, sınavsız girilen yerlere dahi denklik vb. hukuksuz uygulamalarla, yurtdışı kaynaklı ve ucu açık binlerce öğrenci, kontenjan ve niteliksiz mezunlar sorununu büyütmektedir.
Stajyer ve genç Avukat meslektaşlarımız geçim sıkıntısı ve işsizlikle mücadele etmektedir. Bu durum karşısında büyük umutlarla çocuklarını hukuk fakültesine gönderen yüzbinlerce ana, baba ve aile hayal kırıklığı ve çaresizlik yaşamaktadır. 500-2000 TL arasında çalışan, intihar eden, ruhi bunalımla intihar aşamasında olan avukatlar, yaşlı meslektaşlarımızın perişan emeklilik ve geçim sıkıntıları; Avukatlara yönelik içler acısı emeklilik kriter ve maaş durumu artık görmezden gelinemeyecek bir durumdadır.
130.000'i aşkın hukukçuya rağmen, halihazırdaki 20.000 stajyer ve 102.000 öğrenciye rağmen; sözde kazanılmış hak iddialarıyla, AVUKATLIK SINAVI bir oyalamaya, 4 yıl sonrasına bir avuntuya dönüşmüştür.Bununla birlikte, her açıdan Bakanlığa bağlı, 5 yıl kıdem şartlı, yazılı sınavlı ve mülakatlı, imtiyazlı, sözde ve zorunlu arabuluculuk sistemi, hukuka aykırı olarak kurulmaya ve genişletilmeye çalışılmaktadır. Sözde alternatif ve paralel, gerçekte ise zorunlu yargımsı yapı oluşturma çabaları; DMK'daki açık yasağa rağmen, hukuka aykırı yöntemlerle, uzlaştırmanın özellikle hukukçu olmayanlara da açılması; bu kadar hukuk fakültesine, kontenjana ve hukukçuya rağmen, idari yargı hakimliğinin herkese açılıp, KHK'yla sınırsız hale getirilmesi; CMK ücretlerindeki açık hukuksuzluk; yargı reformu taslağındaki samimiyetsizlik, oyalama ve tam tersi eylemler ve kararlar ivedilikle çözülmesi gereken sorunlar olarak önümüzde durmaktadır.
Yargının ve savunmanın sorunları ağır olmakla birlikte çözümsüz olmadığı da bir gerçektir..Bugün geldiğimiz aşamada mesleki sorunlarımızın çözümü elzemdir.
Yeni adli yılda en büyük çabamız; Yargının tecellisi için gece gündüz demeden mücadele veren avukatların özlük haklarının, yargının diğer unsurları ile eşit düzeye getirilmesi olmalıdır. Ayrıca avukatlık mesleğinin tercih edilmesini sağlayacak ve mesleği icra edilebilir kılacak yasal düzenlemelerin de yeni adli yıl içerisinde yapılmasını gerekmektedir.
Tüm bunların yanında yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığının en önemli değerlerimiz olduğunu belirtmek isteriz.
Bakanlığa ve siyasi iradeye bağlı yargı ve savunma oluşturma çabaları; fikir ve düşünce hürriyetine yönelik sınırlamalar; yargının erk olarak görülmemesi; hak arama ve dava açmadaki aşırı masraf ve harçlar; adil yargılama ve savunma hakkı üzerindeki engellemeler; yargı üzerindeki siyasi ve bürokratik baskılar, yargıyı baskı altına alma çabaları, Cimer-Bimer uygulamasının amacından tamamen çıkıp, yargı üzerinde baskı oluşturmaya dönüşmesi; Hakimlik ve savcılık sınav ve mülakatlarındaki şaibe ve sıkıntılar, yargıya güven ve saygı sorunu, yargı üzerinde ve içindeki siyaset, cemaat ve tarikat etkinliği hususları hukukun üstünlüğüne inanan bir düzen oluşturma yolundaki en büyük engellerdir...Bizim de bütün sıkıntımız ve çabamız bunların çözümüne dönük olacaktır...Temel insan hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınacağı, savunmanın keyfi uygulama ve sınırlanmalardan kurtulduğu, adil yargılama ilkesinin sadece yargılama için değil, yargılayacak kişilerinde adil seçildiği günlerin sağlandığı bir düzenin çabası içinde olduğumuzu belirtmek isteriz.
Biz avukatlar yargı bağımsızlığı için tarih boyunca mücadele ettik.Yeni adli yılda da bağımsızlığımızdan aldığımız güç ve tarihimizden gelen kararlılıkla bu mücadeleyi sürdüreceğimizi belirtmek isteriz.
Gerçek bir hukuk devleti, bağımsız ve tarafsız bir yargı ve özgür savunma mücadelemiz sürecektir.
Öncelikle özgür ve bağımsız bir ülke olma hayalleri üzerinde yükselen ve nihayet zaferle kucaklaşan şanlı destanın adı olan 30 Ağustos Zafer Bayramınızı, ardından barış ve kardeşlik temennileri ile karşıladığımız 1 Eylül Dünya Barış Günü nü kutluyor ve yeni adli yılın ülkemize, milletimize, meslektaşlarımıza insanlığa ve dünyaya Adalet, barış ve huzur ve mutluluk getirmesini diliyoruz."
Bülten- malatyahaber.com
ARŞİV FOTO: Fiziksel yetersizliği nedeniyle eleştiri konusu olan Malatya Adliye Sarayı