AKP Malatya Milletvekili Mustafa Şahin'den ilginç açıklamalar, samimi değerlendirme ve eleştiriler.. Şahin'in son 1 yılın değerlendirmesi ve çeşitli konulardaki açıklamaları için düzenlediği basın toplantısına AKP İl Başkanı Hakan Kahtalı, Yeşilyurt İlçe Başkanı Muhammed Emin Yalçınkaya, Battalgazi İlçe Başkanı Osman Güder, İl Kadın Kolları Başkanı Aynur Oğuzhan ile parti yöneticileri ve basın mensupları katıldılar.
Sanat Sokağındaki Çamlıca Restaurant’ta düzenlenen basın toplantısında konuşan Şahin, “Başta Malatya’mız için, genelde Türkiye'siz için ve bütün insanlık alemi için yapılacak çalışmalara bir nebze olsun katkı sunmuş isek ne mutlu bizlere. 2015 yılında siyaseten güzel şeyler yapamadık. Çünkü aşağı yukarı Mart 2015 tarihinden itibaren 7 Haziran seçimleri için süreç başlamış oldu. 2015 yılının Ocak-Şubat ve Mart ayının bir kısmını yasama görevleri için mecliste bulunduk. Ama yoğun bir trafik tempoyla tekrar seçim sürecini yaşamış olduk. Ümit ediyorum ki, 2016 yılımız dolu dolu geçer. Cenab-ı Allah ülkemizde akan kanın durması için, İslam coğrafyasında ümmetin akan kanının durması için İnşallah vesile olur diye temenni ediyorum. Tabi 7 Haziran öncesinde yoğun bir çalışma atmosferimiz içerisindeydik. Burada özellikle basınımız gerçekten olmazsa olmaz güçlerimiz içerisinde yer almakta. Basınımızın bizimle bir gölge gibi sürekli sahada yer almaları ayrıca bize otokontrol mekanizmasının en iyi şekilde işlettiniz, hem de bizden almış olduğunuz veya bizim yapmış olduğumuz çalışmaları en azından direk halka yansıtmanın çalışması içerisinde oldunuz. Onun için hassaten basın mensuplarına teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“ÖNÜMÜZDEKİ 4 YILDA MALATYA’NIN EKSİKLİKLERİNİ TELAFİ EDECEĞİZ”
Basın toplantısını düzenlemekteki amacının siyasetçinin halka hesap verme sorumluluğunu yerine getirme kapsamında düzenlediğini belirten Şahin, “Yeri geldiğinde yazılarınızla ve haberlerinizle hesabını soruyorsunuz. 7 Haziran seçimleri öncesinde özellikle ülkemizin içerisinde bulunmuş olduğu o günkü siyasi atmosferle beraber AK Parti’yi de, diğer muhalefet partilerini de en iyi bir şekilde test etme imkanı oldu. Bu süre içerisinde vatandaşlarımızın 7 Haziran’da seçimde çıkan mesajı en iyi algılayan siyasi parti iktidar partisi olan bizler olduk. Bunun yanında baktık, o süre içerisinde özellikle koalisyon çalışmaları süreci içerisinde birileri hayırcı bir zihniyetle her şeye ‘hayır’ dedi. Birileri orada blok siyaseti yapmaya gayret gösterdi. Bir başkası da teröre sırtını yaslayarak gerçekten belki ilk kez Doğu Bölgesinin oradaki insanların, kesinlikle ben asla katılmıyorum, oradaki o vefakar, cefakar, çilekeş Kürt halkımızın temsilcisi olduğunu iddia eden, ama köken olarak ideolojik Marksist bir zihniyetin orada ikame edilmesi için bütün eforlarını sarf eden bir siyasi partide orada etnik kimliğe dayalı ve sırtını teröre yaslayarak o gün kendilerine verilen krediyi, belki Türkiye partisi olma noktasında bir fırsat yakalamışken, ama maalesef hoyratça, çok şımarık ve küstahça onlarda işte bildik bir takım tavırlarıyla bu ülkede bugüne kadar maalesef siyasete entegre olma noktasında bir gayret göstermediler.
Milletimizin bize vermiş olduğu mesajı biz kesinlikle en iyi şekilde algıladık ve bütün siyasi partilere zeytin dalı uzattık. O süre içerisinde koalisyonların oluşması için elimizden gelen bütün gayretleri göstermemize rağmen, birilerinin blok siyaseti yapması, birilerinin hep hayırcı zihniyetle böyle gerçekten farklı bir tavır sergilemesi, o süre içerisinde koalisyon görüşmelerini maalesef çıkmaza soktular. Gerçekten 1 Kasım seçimi sonucunda milletimizin bize vermiş olduğu güvene, hem de İslam coğrafyasında bütün mazlumların umudu olan AK Parti, dördüncü sefer tek başına iktidar olmanın zaferini elde ederek, kesinlikle milletimize hizmet etme yolunda elimizden geldiğince gecemizi, gündüzümüze katıp yolumuza devam etmenin hazını yaşamaya çalıştık.
Bu süre içerisinde özellikle Malatya’mız da 17-18 yıldır bakanlığa hasret kalmış olduğumuz o dönem içerisinde, ama ham dolsun şuanda ilimizde 5 milletvekili ile temsil edilen Adalet ve Kalkınma Partisi’nin içerisinde Malatya’mızı en iyi tanıyanlardan ki, mesleki hayatı dönemlerinde çok güzel hizmetler yaptığını biliyoruz ve ayrıca 4 yıldan daha fazla sürede, AK Partimizin kuruluşundan o güne kadar il başkanlığı yapmış olan Sayın Bülent Tüfenkci beyefendinin de Gümrük ve Ticaret Bakanı gibi önemli olan icracı bir bakanlığa da getirilmesi de, bizim ayrıca Malatya’mız için ve ayrıca da siyaseten en önemli kazanımlarımızdan birisi idi. Bu süre içerisinde geride bırakmış olduğumuz 13-14 yılı bir kenara bırakıp, önümüzdeki 4 yılı nasıl yaşarız, nasıl daha iyi bir şekilde Malatya’mızın ve ülke insanlarımızın lehine kazanımına dönüştürmenin hesabı içerisinde birkaç kez bakanımızın başkanlığında toplantılar yaparak il başkanımız, büyükşehir belediye başkanımız ve milletvekillerimizle özellikle bu süreci en iyi şekilde dizayn edebilmek için yol haritamızı şuanda daha sağlıklı temellere oturtarak İnşallah 2016 yılını, 2017 yılını, 2018 ve 2019 yılını hep beraber, STK’larımızın da sunacakları projeleri de dikkate alarak, Malatya’mızı yeni baştan bugüne kadar yapmış olduğumuz çalışmalar içerisinde eksik kalanları da telafi etmenin gayreti içerisinde olacağız.” şeklinde konuştu.
“ONLARIN YÜZDE 60’I KÜRT KÖKENLİ DEĞİL”
Şahin, kardeşlik ve barış çizgisinde bir siyaset yapmaya çalıştıklarını belirterek şöyle konuştu:
“Doğu ve Güneydoğu’da maalesef şuanda günde 1-2 şehit haberi aldığımızda yüreklerimiz parçalanmakta. Ama özellikle Doğu ve Güneydoğu’da biz 3.5 yıllık süre içerisinde ortaya çıkarmış olduğumuz çözüm süreciyle, barış ve kardeşlik sürecini başlatmış olduğumuz dönem ile beraber o bölgede onların en büyük siyasi argümanlarından birisi inkarın, reddin, asimilasyonun ve geri bırakılmışlığı elinde malzeme olarak bulundurup istismar eden terör örgütü ve siyasi yandaşları o 3.5 yıllık süre içerisinde, biz o bölgede devlet ile milletin kaynaşmasına vesile olacak, tüm Türkiye’de olduğu gibi çözüm sürecinde onu hedeflemiştik, bunu başarılı bir şekilde sürdürürken, özellikle dağlarda, yaylalarda vatandaşlarımız oralara ayak basamazken, bu süre içerisinde artık tekrar o terörün olmadığı geri dönüşün hazzını yaşamış olduğumuz o günlerde, terör örgütü ne yaptı? Orada yapmış olduğumuz yatırımları, eğitimden, sağlıktan, ulaşıma kadar ve hassaten bölge insanımızın kullanmış olduğu tarım arazilerinin suyla buluşmasını vesile olacak olan başta Silvan Barajı olmak üzere bunlara ne mana ifade ediyorsa, askeri amaçla yaptığımızın zannı ile ne yaptılar, bunları engellemeye çalıştılar. Bölgeye havaalanları yaptık, bunları engellemeye çalıştılar. Çünkü onların kafalarında şu vardı; kesinlikle bölge insanı ile devlet barışık olduğu süre içerisinde hiçbir zaman kendileri emellerine ulaşmayacaklardı. Çünkü onlar oradaki insan haklarından, özgürlüklerden, insanların geri kalmışlığından, dışlanmışlığından, ötekileştirilmişliğinden nemalanarak kendi hayatiyetlerini sürdürmeye çalışıyorlardı. Onlar ne yaparsa yapsınlar biz yolumuza devam ettik.
Ama o 3.5 yıllık süre içerisinde biz oradaki insanlarımızın hayatlarını daha da muhkem hale getirmeye çalışırken, ama bunlar kesinlikle vermiş oldukları vaatlerde durmayarak kendi plan ve projelerini hayata geçirebilmek için oradaki yığınaklarını biraz daha muhkem bir hale getirmeye çalıştılar. Ama sonuç olarak Suruç katliamı ile beraber ondan sonra polislerimizin şehit edilmesi ve ardındaki olaylardan sonra o sürecin artık bu noktaya taşınılması kaçınılmaz oldu. Kendilerine verilen belediyelerin imkanlarını yollara hendek kazmada, altlarına patlayıcı döşemek için kullanan bir zihniyetin var olduğunu gördük. Asıl amaçları oradaki Kürt halkının geri bırakılmış olan hakların elde edilmesinden ziyade Marksist bir ideolojinin orada hakimiyeti için o bölgede mücadele veriyorlar.
Bakın, Meclise bakıyoruz; şuanda 59 milletvekilleri var yanılmıyorsam, bu 59 milletvekili ile birlikte onların yüzde 60’dan fazlası Kürt kökenli değil. Kürtlükle uzaktan yakından alakaları yok. Ama ne kadar irili ufaklı bir takım uç noktalarda farklı amaçlar için oluşan bütün siyasi düşünceleri partileri maalesef bir araya getirmişler. Bunu gören oradaki o necip milletimiz bunlara artık sırası geldiği anda gereken o kırmızı kartı gösterecektir. Bundan sonraki süreçte ben eminim, bahara çıktığımız süre içerisinde İnşallah çözüm sürecinde başlatmış olduğumuz barış ve kardeşliğin orada da ikame edileceğine ulaşacağımıza ben canı gönülden inanıyorum.“
“BÜROKRASİNİN YAPMIŞ OLDUĞU YANLIŞLAR VAR”
Malatya ile ilgili yatırımlar konusunda da konuşan Milletvekili şahin konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ayrıca bu süre içerisinde Malatya’mızla alakalı özellikle insanlarımız bizlerden çok şeyler istiyorlar. Yani diyorlar ki, hiçbir şey yapmadınız? Yani hiçbir şeyin yapılıp yapılmadığı noktasında belki yer yer siyasiler olarak televizyonlarda, basında elimizden geldiğince yaptıklarımızı anlatmaya çalıştık. Ben iktidarda olan siyasi partinin milletvekiliyim. Biz elbette buraya geldiğimiz süre içerisinde, ben haftanın 3 gününü Ankara’da, 4 gününü Malatya’da geçirmeyi 4 yılda sürdürmeye gayret gösterdim. Bundan sonra da İnşallah öyle olacak.
Amacımız vatandaşımızın elini tutabiliyorsak, esnafımızın yanına gidebiliyorsak, STK’larımızın hemen yanı başında kendilerini dinlemek için bir fırsat oluşturabiliyorsak İnşallah ben görevimizi yaptığımızı düşünürüm. Biz çok şey yaptığımızın bilincindeyiz. Köylerimize ilçelerimize, mahallelerimize, muhtarlarımıza, bütün toplumun kesimlerine her tarafına inanın adım adım ulaşmaya çalıştık. 14 yıllık süre içerisinde şuanda ilimizde 14 katrilyon liralık bir yatırım gerçekleştirmişiz. Özellikle ‘yol medeniyettir’ denildi, Malatya’mızda bugüne kadar iller bazında bağlantıları sağlanmayan duble yol kapsamında her hangi bir ilimiz kalmadı. Bir tek Sivas yolunda sürmekte olan çalışmalar var, ben eminim o yolda 2016 yılında İnşallah bitirilecek.
Orada çok kısa bir örnek vermek istiyorum; Çebiş Tüneli diye, yer yer basından da izledik. Çebiş Tüneli ile alakalı bizden önceki dönemlerde bir çebişe, çebişin ne olduğunu Malatyalılar çok iyi bilir, bir çebişe, ufacık bir keçi yavrusuna yolun güzergahını değiştiren o günkü zihniyetler, ama bugün onları biz ne yapmışız, o dolambaçlı, virajlı ve rampalı yolları tünellerle aşmanın gayreti içerisinde olduk. Şuanda Karahan ve Erkenek Tünellerimiz coğrafik şartlardan dolayı biraz gecikmeler oldu, onlarda bitirilirse, Malatya’mızda şuanda o güzergahlarda her hangi bir sıkıntı olmayacak. En son ilçelerimiz bazında Kuluncak yolumuzun sıkıntılı olduğunu biliyorduk. Yıllardır uğraşmamıza rağmen o yapılmamıştı. En son sayın bakanımız Lütfi Elvan Malatya’ya geldiğinde, daha önce Meclis’te kendilerine bilgi notu vermiştim, ikinci kez kendilerine verdiğimde, ‘Ya burası çok önemli bir yol, ne kadardır?’ dediğinde, ’20 kilometre gibi bir şey’ dediğimde, hemen talimat verdiler ve planlaması yapıldı, ihalesi yapıldı. Çiftçilikle uğraşan bir anne ve babanın evladıyım.
Çiftçilikle uğraşanların neler çektiğini en iyi bilenlerden birisiyim. Özellikle Malatya’mızda sulama suyunun ne kadar sıkıntılı olduğunu biz ta 1970’li yıllardan beri yaşayan bu bölgenin insanı olarak, bu konuda elimizden geldiğince en fazla görüşmüş olduğumuz bakan Orman ve Su İşleri bakanımız Sayın Veysel Eroğlu’dur. Sayın Eroğlu ile daha çok görüşmelerimiz oldu. Aşağı, yukarı 5-6 bin dönümlük arazileri suyla buluşturmuşuz.
Bunlar içerisinde eksik kalanlar var, bende eleştiriyorum kesinlikle. Bürokrasinin yapmış olduğu bir takım yanlışlıklar yok mu? Var tabiî ki. Tıpkı duble yolunu yapmış olduğumuz Sivas yolunun üzerindeki demiryolunun yanındaki Tohma köprüsünün yanında, adamlar yollarını yapıyorlar, maalesef oradaki köprünün de duble yol kapsamından yapılacağına bir türlü kafaları her halde ermemiş ki, onu geciktirmişler.
Buna benzer Recai Kutan Boztepe Barajı ve Turgut Özal Kapıkaya Barajlarımızın da göl alanları tamamlanmış olmasına rağmen maalesef gecikmelerden dolayı sulama sistemlerini biraz geciktirerek, ben eminim onları da 2016 yılının içerisinde tamamen bitirmiş olacağız. Bu iki proje yakın takibimiz içerisinde. Yine Şahnahan ve Medik Sulamasının yedeğinde kalan şehrimizin Kuzey bölgesinde kalan kısma Beylerderesi içerisinde bir-iki göletin yapılması için bir çok kez bölge müdürümüzü, genel müdür yardımcılarımızı, daire başkanlarımızı bir heyet halinde getirerek buraları gezdirip gösterdik. Daha önce olumsuz rapor vermişlerdi ve en sona Karayollarının izin vermemesinden dolayı, kesinlikle viyadüğün altında olursa ayakları riske olur düşüncesiyle, viyadükten yukarı bir göletin yapılması durumunda, ona karar verdiler, planlaması her şeyi bitti, ihalesi de yapıldı. Yukarıda İnekpınarı Barajı’nın da yapılması ile beraber Şahnahan yedeğinde olan ve şehrin kuzey tarafına düşen bütün arazilerimiz İnşallah kapalı sistem ile sulama sistemlerine ulaşmış olacak. Yine burada özellikle Şahnahan Sulaması ve Medik Göletinde gelen hem Yazıhan tarafında, hem Battalgazi tarafında, orada bilindiği gibi elektrik enerjisi ile ikinci bir yanılmıyorsam C kanalına suyun pompalanması ile birlikte çok yüksek rakamları çiftçilerimiz ödemek durumunda kalırlarken, onunla ilgili olarak görüşmelerimizi yaptık ve şuanda planlama aşamasında olan yeni bir proje hayata geçirilecek. İnşallah Medik Göleti’nin bulunmuş olduğu o mevkiden kapalı sisteme aktarmak kaydıyla Şahnahan ve Yazıhan tarafında dahil olmak üzere oralarda kapalı sistemleri İnşallah insanlarımızı hem elektrik enerjisinden kurtarmış olacağız, hem de o bölgeyi nitelikli sulama sistemi ile buluşturacağız. Diğer taraftan Sultansuyu’nda bir sıkıntı vardı, onun üzerinde bir Melet Deresi var. Melet Deresi'nde bir barajın, göletin olması için çok ciddi gayretler gösterdik ve onun en son fore kazıklarını çaktılar. Onunla ilgili de planlamalar bitti ve belki 2016 yılından itibaren ihale süreçleri başlatılır ve o bölgeyi de rahatlatmış oluruz.
Bir çok bölgede, Kale’de, Hekimhan’da, Akçadağ’da, Doğanşehir’de, Darende’de ve Arapgir’de suyun olduğu yerde havza müsaitse göletlerin yapılmasını takip ediyoruz. Arguvan’da Yoncalı Barajı’nın inşaatı devam ediyor ve burayı takip ediyoruz. Yine Arguvan’da Aliağa Barajı ile ilgili çalışmalar devam ediyor.
Sağlık alanında yapmış olduğumuz çalışmalar da yeni bir Devlet Hastanesi yaptık, eski Devlet Hastanesi’nin bulunduğu alanda Battalgazi bölgesi için bir devlet hastanesi kurulması için gayret gösterdik. Sayın Başbakanımız burası için söz verdi, İnşallah Battalgazi bölgesi için yeni bir devlet hastanesi yapacağız. Askeri Hastane’nin bulunmuş olduğu yeri aldık ve hastaneye devrettik. Ayrıca Askeri Hastane’nin kullanımı için farklı projelerimiz var. Yine projelerimiz arasında 150 yataklı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi hastanemiz var, yine 300 yataklı Kadın Doğum ve Çocuk hastanemiz var. Bunlarda süresi içerisinde yerine getirilecek. Üniversite de, üniversite denilince arkadaşlar, bizim birileri ile belki sıkıntılarımız sorunumuz olabilir, ama üniversite bizim üniversitemiz., insanlar gelip geçicidir, biz orada kalıcı birtakım hizmetlere ulaşması için elimizden geldiğince bakanlar düzeyinde, hükümet düzeyinde, sayın başbakanımızın düzeyinde gereken destekleri aldık, oda yanılmıyorsam 300 milyon TL’den fazla parasal destek vermişiz. Karaciğer Nakil Hastanesi’nin kurulması için çok ciddi çalışmalar yapıldı. Onkoloji Hastanesi programımızda. Bunları da bitirince ben eminim sağlıktaki hizmetlerimizi tamamlamış oluruz.
Eğitimde çok ciddi çalışmalar yaptık. Eğitimde bizden önceki dönemlerde sınıf mevcutları 70-80 iken bunları şu anda 30’lar civarına düştüğünü biliyoruz. Öğretmen açıklarının olmadığı bir dönemi yaşıyoruz. İlimizde derslik sayısının arttırılmasında çok ciddi kazanımlar elde ettik. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığında bugüne kadar yapmış olduğumuz çalışmalar 1 katrilyondan daha fazla ailelerimize destek vermişiz.”
“MALATYA’NIN MÜTEAHHİTLER KONUSUNDA ŞANSI İYİ DEĞİL”
Şahin, “Arena stadımız müteahhitten kaynaklanan, maalesef ilimizin de biraz sanırım bu konuda şansı çok iyi değil. Arena Stadına bakıyorsunuz müteahhitten kaynaklanıyor, diğer taraftan Kale’de yapılan Kapıkaya Barajı ile ilgili olarak yapmış olduğumuz çalışmalarda oradaki müteahhit yine kayyuma devretmişti. Buna benzer bazı müteahhitlerimizin sıkıntısı ile alakalı sorunlar ve projelerde gecikmeler yaşıyoruz.
Tarım Bakanlığında gerçekten devasa çalışmalar yapıyoruz. Özellikle kayısı üzerinde bir takım çalışmaların yapıldığını biliyoruz. Önümüzdeki dönem içerisinde bunun planlamasını yaparken, yine bakanımız, milletvekili arkadaşlarımız, il teşkilatımız ve büyükşehir belediye başkanımız ile beraber bir yol haritası belirledik.
Özellikle madenler noktasında devasa yer altı zenginliklerine sahip olduğumuz bir coğrafyada yaşamaktayız. Bunlar içerisinde mermer olsun, seramik olsun, demir madenleri ile alakalı bunları direk satarken, bir takım özel sektörün fabrikalar kurması için önlerindeki engelleri kaldırmak için ciddi gayretler sarf ediyoruz.
Artık kangrene dönmüş olan Kuzey Çevreyolu’nun biran önce bir onuca bağlanması için çabalarımız, gayretlerimiz devam ediyor. Kuzey Çevreyolu ile ilgili olarak arkadaşlarımızın bir takım eleştirileri vardı, olur, gayet güzel, onlara saygı duyuyoruz. Elazığ ve Kayseri’de çevreyolları tamamen hazine arazileri üzerinde yapıldı. Bizde ise tamamen özel mülkün olmuş olduğu alandan geçmiş olmasından dolayı toplulaştırma ve 18 uygulamasında biraz sıkışıklık yaşadık. Onlarda biterse hayırlı olur. Güney Çevreyolu her seferinde gündeme geldi. Güney Çevreyolu hiç bir özel mülkte geçmemiş olmasına rağmen, ama coğrafik yapının çok sıkıntılı olduğu o bölgede maliyetin ve sürenin çok uzun olacağından dolayı çok da fazla bir kabul görmedi. Bunları İnşallah bitireceğiz.
Yine hızlı tren konusunda sayın başbakanımız söz verdiler.
İkinci bir devlet üniversitesi için yanılmıyorsak 2012 de bir kanun teklifi vermiştik, şuanda arkadaşlarımızla tekrar onu güncelleyeceğiz. Malatya’da ne olursa olsun şuanda 40 bine dayanan bir üniversite kampüsü içerisinde öğrencilerimiz artık o bölgeye sığmıyorlar ve artık ikinci bir üniversite, bunun adını daha sonra tartışırız, ikinci üniversiteyi gündemimize aldık. İkinci bir devlet üniversitesinin Malatya’mıza kazandırılması için ben eminim bu yıl içerisinde onunla ilgili kanun teklifi vereceğiz. Şuanda 40 bin öğrencimiz var ve bunun yüzde 60’ı dışarıdan geliyor ve bunlar birer bacasız fabrika konumunda bulunmakta. Malatya’mıza hem ekonomik, hem ticari yönden gerçekten güzel katkılar sağlamakta. Malatyalı evlatlarımızın da liseyi okur gibi üniversiteyi de kendi bölgelerinde okumalarını sağlayacağız” şeklinde konuştu.
“KUZEY ÇEVREYOLU ŞU ANDA TIKANMIŞ DEĞİL”
Elektrikle ilgili sorunlara da değinen Şahin, “AKSA kesinlikle bir çözüme kavuşturulmalı. Bu konuda eleştiride bulunan arkadaşlarımız yerden göğe kadar haklılar. Bu sorunu sürekli takip ediyoruz” dedi.
Şahin; kayısı konusunda ise, “Kayısı geçmişten bugüne kadar hep böyle polemik konusu oldu. Bu konuda üreticiden tüketiciye ulaşana kadar yapılması gerekenleri İnşallah bu dönem yapacağız. Bu konuda STK’larımızla işbirliği yapacağız. Kayısıda Pazar sorunu yaşanmaması gerekiyor” ifadesini kaydetti.
Şahin, son dönemde Güney Çevreyolu’nun gündeme gelmesi ile ilgili olarak, “Şuanda Kuzey Çevreyolu kökten tıkanacaksa alternatifsiz değiliz. Gerekirse bütün zorluklarına rağmen Güney Çevreyolu da olsa, mutlaka Malatya’ya bir çevreyolunu kazandıracağız. Şuanda Kuzey Çevreyolu tıkanmış değil, orada çalışmalar devam ediyor. En son bakanımız ve genel müdürümüz ile görüştüm, ‘Şuanda ihalesi hazır, ihaleye çıkacağız’ demişlerdi. Eğer bir sıkıntı olursa A ve B planlarımızı devreye koymak için böyle bir alternatifimiz olabilir” dedi.
“İKİNCİ ÜNİVERSİTE İÇİN ÖNCELİK YER DEĞİL”
İkinci üniversitenin kurulacağı yer için ise Şahin, “İkinci üniversitenin yerini biz şuanda yerini hiç gündeme almadık. Bizim için önemli olan şey mutlaka ikinci üniversitenin Malatya’ya kazandırılması. Daha önce gündeme gelen bir bölge vardı, Tacan Kışlası’nın olduğu bölgede yanılmıyorsam bin küsür dönümlük bir arazi, 5 meslek yüksekokulu, 2 fakültenin hizmet vermiş olduğu bir bölgede, hemen yan tarafında yine atış alanını olmuş olduğu 3 bin dönümlük bir alanın üniversiteye devri söz konusu olmuştu. Onu da o dönem Milli Savunma Bakanımız ve Genelkurmay Başkanımız ile görüşmüştük. O gün ‘Olur’ demişlerdi. Ama şuanda asıl uğraşmamız gereken üniversitenin kuruluşunun sekteye uğramaması için, kesinlikle biz önce üniversitemizi kuralım. Malatya-Elazığ sürtüşmesini benzer Battalgazi-Yeşilyurt sürtüşmesini ben kesinlikle arzu etmiyorum. En mantıklısı ne ise, aklın yolu birdir, en uygun yeri hep beraber belirleyeceğiz” dedi.
“EN İYİ HİZMETLERİN GELMESİ İÇİN EL ELE VERECEĞİZ”
Basın toplantısının bitiminde konuşan AKP İl Başkanı Hakan Kahtalı ise, “Sayın vekilim, hem 2015 yılının değerlendirmesini, hem de 2016 yılında planlamış olduğumuz çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Yapmış olduğu değerlendirmeler için kendilerine teşekkür ediyorum. İnşallah 13 yıl AK Parti iktidarları tek başına bugüne kadar hizmetlerini sürdürmüştür. Allah’a şükürler olsun Cumhuriyet tarihi boyunca yapılmış olan hizmetlerin kat ve kat fazlasını 13 yıla sığdırmayı Cenab-ı Allah bizlere nasip etti. Önümüzdeki 4 yıl içinde halkımız bize bir güvenoyu verdi. Yüzde 49.5 ile büyük bir destek ile tekrar tek başına iktidara geldik. Bu dönem hem ilimize, hem de ülkemize hayırlı hizmetler yapmayı İnşallah Cenab-ı Allah bizlere nasip eder. Bu dönem Malatya ilimize birde bakanlık tevdi edildi. Çok önemli ve icracı bir bakanlık. Bundan dolayı Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Başbakanımıza ve yetkili organlarımıza teşekkür ediyorum. Aynı zamanda çok önemli komisyonlardan birisi olan Dışişleri Komisyonu Başkanlığına da yine bir Malatya milletvekilimize tevdi edildi. Diğer milletvekili arkadaşlarımızın da yine komisyonlarda çok önemli görevleri var. Hep birlikte şehrimizin belediye başkanları, teşkilatları ile beraber, milletvekillerimiz ile birlikte el ele vererek öncelikle ilimiz ve ülkemiz için yapabileceğimiz ne varsa, en iyi hizmetleri getirme adına gayretlerimizi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.
Burhan KARADUMAN, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com