Malatya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen Siyer Dersleri’nin 10.su düzenlendi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Salih Arı’nın verdiği derste “İslam’a Karşı Çıkanlar ve Nedenleri” konusu anlatıldı.
Büyükşehir Belediyesi Sanat Galerisi Çok Amaçlı Salonu’nda gerçekleştirilen derste, Prof. Dr. Mehmet Salih Arı, Hz. Peygamber’in (s.a.v) İslam’ı tebliğ etmeye başladığında müşriklerin önce alaya aldıklarını, daha sonra da putlarla ilgili ayetler inmeye başlayınca tepkilerini artırmaya başladıklarını anlattı.
İslam’ın getirdiği ahlaki ilkeler onlara ters geliyordu
Prof. Arı, özetle şunları aktardı:
“Müşrikler Enbiya süresindeki ‘Siz ve Allah dışında taptıklarınızın hepsi Cehennem odunusunuz ve hepiniz oraya varacaksınız’ mealindeki ayeti kerime gelince tepkilerini artırdılar. İlk önce sözlü sataşma, sözlü hakaret, sonra haksızlık, eziyet, işkence ve işi ölüme kadar vardırdılar. Mesela Bilal-i Habeşi’ye yapılan işkenceler herkesin malumudur. Yine bilindiği gibi Sümeyye ve Yasir ilk şehitlerdir.
O dönemde Arabistan’da putçuluk yaygındı. Bir rivayete göre Kâbe ve civarında 360 put vardı. İslam’ın en önemlisi Tevhiddir. Tevhidin zıddı şirktir. Şirk, işte bu putlarla oluyor. Demek ki İslam’a karşı çıkmalarının en önemli nedeni putçuluk, putperestliktir. Bir türlü putlarını terk edemiyorlardı.
İkinci neden; mevki ve nüfuz endişesi. Bir çok Arap lideri bir mevkiye sahipti. Mesela kabile şefi idi, kabilede önemli bir yeri vardı. İşte o kişiler şöyle düşünüyorlardı; diyorlardı ki ‘Eğer biz İslam’a girersek ya da İslam hakim olursa bizim mevkimiz, makamımız elden gider’ ve bundan dolayı da İslam’a karşı çıkıyorlardı. Kureyş’in en yüksek liderliği Harp Bin Ümeyye’nin elindeydi. O öldükten sonra Ümeyye Oğulları onun yerine geçemediler. Velid Bin Muğire gibi insanlar yerine geçtiler. Yani en önemli lider oydu. Hz. Peygamber’e de en sert muhalefeti yapan kişilerden birisidir Velid Bin Muğire. İşte lider dediğimiz kesim, mevki ve makamları elden gidecek diye İslam’a karşı geliyorlardı.
Müşriklerin İslam’a karşı çıkmalarının bir nedeni de Kabile rekabetiydi. Hz. Peygamber (s.a.v) Haşimoğulları’ndandı. Diğer kabilelerdeki kişiler, kendi kabilelerinden olmadığı için karşı çıkıyorlardı.
Yine İslam düşmanlığının en önemli nedenlerinden birisi de fazilet mücahedesisidir. İslam’ın getirdiği bir çok ahlaki ilkeler, bir çok müşrikin işine gelmiyordu. İşte İslam diyor ki; dedikoduyu, yalancılığı bırakacaksınız. Dürüst olacaksınız. Ama Kureyş’in liderleri Haneys Bin Şüreyk, dedikoducu, yalancı, iftiracı birisiydi. Yine Ebu Leheb hakeza. Kimisi hırsızdı. Rivayetlerde zikrediliyor; bazı kaynaklarda Ebu Leheb, bazı kaynaklarda Ebu Cehil geçiyor; Kabe’de bulunan ve altından yapılmış geyik şeklindeki bir putu çalıyor, hırsızlık yapıyor. Şimdi, böyle birisi İslam’ı benimser mi? Yok. Hırsızlık, böyle tabiatına işlenmiş bir insan benimsemez. Demek ki İslam’ın getirmiş olduğu fazilet, erdem, ahlak, bunlara ters geliyordu.”
Günümüz için de geçerlidir
İslam’a karşı çıkış nedenlerinin günümüz için de geçerli olduğunu belirten Prof. Arı, “Mesela atalara körü körüne bağlılık. O gün de aynıydı, bugün de yapanlar için aynı şey geçerlidir. Hatta o günkü belli başlı kişilikler günümüzdeki bazı kişilikleri de çağrıştırıyor. Günümüzde o özellikleri kim taşıyorsa hepsi için geçerlidir” dedi.
Prof. Arı, seminer programının sonunda dinleyici sorularını da cevaplandırdı.
Bülten