Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “Kaç terörist olduğunu, teröristlerin ayakkabı numaralarını, teröristlerin nerede yattığını, iç çamaşırlarını bilen içişleri Bakanı, İstanbul’un göbeğine gelen ve bombayı patlatan teröristten bihaber yaşayamaya devam ediyor. Yakında muhalefeti suçlarsa şaşmayalım. Türkiye, Yeni Akit kafasıyla yönetiliyor” dedi.
Milletvekili Ağbaba, CHP Malatya İl Başkanı Enver Kiraz ve partililerin katılımıyla CHP Malatya İl Teşkilatı’nda basın toplantısı düzenledi.
“TERÖR SALDIRISINI ŞİDDETLE KINIYORUZ”
Toplantıda, İstanbul İstiklal Caddesi'nde Pazar günü gerçekleştiren hain terör saldırısını kınayan Ağbaba, “Patlamada hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Maalesef alçakça bir terör saldırısı sonucu 6 yurttaşımız İstanbul’un göbeğinde katledildi. Bunu şiddetle kınıyoruz. İlk açıklamalara göre, PKK’nın yaptığı söyleniyor, terör nereden gelirse gelsin her türlü terörü reddediyoruz. Bunu yapanlar insanlığın düşmanıdır. Bu alçaklık ve ahlaksızlıktır” dedi.
“BÖYLE BİR KRİZ YÖNETİMİ OLAMAZ”
Milletvekili Ağbaba, terör eylemini gerçekleştirenlerin arkasındaki güçlerinde mutlaka bulunması gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Türkiye’nin huzuruna, birliğine, turizmine yapılmış bir saldırıdır. Umarım kısa bir sürede akasındaki gerçek güçler açığa çıkar. Türkiye, Pazar akşamki saldırıyı kınadı. Bu saldırının Türkiye’ye ve insanlığa karşı yapıldığını herkes ifade etti. Ancak saldırının ardından ilginç bir uygulama oldu. BTK, internete sansür getirdi. İnternet saatlerce, gece yarısına kadar çalışmadı. Bütün sosyal medya resmen durdu. Böyle bir tedbiri neden alıyorlar, neden kısıtlamaya gidiyorlar, bunu da anlamak mümkün değil. Türkiye’nin en kalabalık meydanında patlama oluyor. Senin görevin insanları bilgilendirmek, insanlara doğru bilgi vermektir ama maalesef 2022’nin Türkiye’sinde 84 milyon sosyal medyayı kullanamadı. Böyle bir kriz yönetimi olamaz. Sen interneti kısıtlayınca başka kaynaklardan giriliyor ya da dedikodu mekanizması hayata geçiyor. Krizi yönetenlerin görevi, bu olayı sağlıklı şekilde açıklayıp, insanlara bilgi vermektir.”
“HEMEN BİR SANSÜR ÇIKARIYORLAR”
Terör saldırısının Türkiye’nin en önemli merkezinde meydana geldiğini kaydeden Ağbaba, “Türkiye’nin gözbebeği olan istiklal Caddesi’nde terör saldırısı gerçekleştiriliyor, maalesef burada hemen bir sansür çıkarıyorlar. Bir sansürle olayı geçiştirmeye, kapatmaya çalışıyorlar. Ancak kapanacak bir olay değil. İnternet sansürüyle bu olayın kapatılması mümkün olmadığı gibi maalesef doğru bilgi yerine saçma sapan bilgiler kulaktan kulağa dolaşmaya başlıyor. Mesaj gruplarında saçma sapan bilgiler, iddialar ortaya dökülüyor. Sen, halkın paniğe sevk edilmesini istemiyorsan vatandaşına doğru bilgi vereceksin. Nasıl ve ne zaman oldu bunları doğru açıklamak zorundasın. Yoksa internete sansür getirerek bu tür olaylarda krizi doğru yönetemezsin. Pazar gün ki kriz maalesef doğru yönetilemedi” diye konuştu.
“BU SALDIRILAR, 2015 SEÇİM SÜRECNİ HATIRLATIYOR”
“Her türlü habere sansür geliyor” diyen Ağbaba, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Sedat Peker video çekiyor sansür geliyor. AKP milletvekillerinin yaptığı işler ortaya dökülüyor yasın yasağı ve sansür geliyor. Emine Erdoğan eleştirilince yayın yasağı geliyor. Osman yangınları oluyor yayın yasağı geliyor. Haberlerin erişimi engelleniyor ama ilk kez bir yasak getirilerek komple internet ve sosyal medya susturulmuş durumda. Bugün işe gidecekler, Taksim’de dükkânı olanlar, metropollerde yaşayan insanlar habersiz. Terör saldırısı böyle yönetilemez. BTK’nın bu yasalar üstü yetkisi acilen elinden alınmalıdır. Bu kuruma, Anayasa’yı bile aşan bir yetki verilmemelidir. Bu saldırılar, tekrar 2015 seçim sürecini hatırlatıyor.”
“İÇİŞLERİ BAKANI, BOMBAYI PATLATAN TERÖRİSTTEN BİHABER YAŞIYOR”
Veli Ağbaba, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu da eleştirerek, “Kaç terörist olduğunu, teröristlerin ayakkabı numaralarını, teröristlerin nerede yattığını, iç çamaşırlarını bilen içişleri Bakanı, İstanbul’un göbeğine gelen ve bombayı patlatan teröristten bihaber yaşayamaya devam ediyor. Yakında muhalefeti suçlarsa şaşmayalım. Türkiye, Yeni Akit kafasıyla yönetiliyor. Yeni Akit’in yaptığı haberlere bakınca insan ‘pes, utanmazlık, alçaklık’ diyor. Bir medya bu kadar alçalabilir mi? Genel Başkanımızın ‘Kasım’ı bekleyin’ dediği bir kampanya var. Yeni Akit, ‘Kılıçdaroğlu Kasım’ı bekleyin demişti, patlamayı mı kastetti’ diyor. Yuh, size yazıklar olsun. Bu manşeti atabilecek kadar alçalabilen bir medyayla karşı karşıyayız. Bunu Halk TV, Tele1, KRT yazmış olsaydı RTÜK devreye girer, hemen ceza keser, gazeteler ve televizyonlar kapatılırdı. Ama bu çirkin ve ahlaksız üsluba maalesef kimsenin müdahale ettiği yok. Kendi pisliklerinde boğulsunlar. Onların bu ülkenin birliği ve beraberliğinin düşmanı olduklarını ifade etmek istiyoruz” diye konuştu.
“İMRALI İLE GÖRÜŞÜLDÜĞÜ DE KULAĞIMIZA GELEN BİLGİLER ARASINDA..”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, MHP lideri Devlet Bahçeli’yi HDP söylemleri üzerinden eleştirerek, “HDP’ye Apo’yu dinlemediği için kızan, Apo’nun kardeşi TRT’ye çıkınca gıkı çıkmayan, Erdoğan’ın ülkenin itibarını sıfırlayan politikalarına ses etmeyen Bahçeli, AKP HDP’yle görüştü diye neredeyse Kılıçdaroğlu'na, CHP’ye kızacak. Seçim sürecinde AKP’ye “HDP görüşmelerine bizi de çağırın” derse, şaşırmayız” dedi.
“Siyasetçiler bir gün siyah dediklerine bir gün beyaz diyorlar” diyen Ağbaba, şunları söyledi:
“Bir gün düşman olduklarına bir gün kardeş oluyorlar. Aslında Bahçeli ile Erdoğan’ın ilişkisini biliyorsunuz. Birbirlerine etmedikleri hakaret kalmamıştı. Kavgada, sokakta söylenmeyecek sözleri karşılıklı olarak Bahçeli ile Erdoğan birbirlerine söylüyorlardı. Aniden kardeş oldular. Hem Bahçeli hem de Erdoğan’ın HDP ile ilgili söylemleri de benzer bir ilişki. Bahçeli ilkeli siyasetin örneklerini bizlere sunmaya devam ediyor. 6 gün önce “AKP-HDP görüşmesi son derece doğal ve doğru bir adım” demişti. 6 gün sonra Elazığ’da “PKK neyse HDP odur” söylemini tekrar dillendirmeye başladı. Şaşırdık mı, vallahi şaşırmadık. Düne kadar CHP’ye, ittifaka laf söyleyenler, “HDP, PKK, CHP, 6’lı masa” diyenlerin gerçek yüzü de ortaya çıkmış durumda. Parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin birbirleriyle görüşmesinden daha doğal bir şey olamaz ama bu kadarda terörize edilemez. Bizim itirazımız bu tür söylemlere, günlük siyasi hareketlerde ikiyüzlü söylemleri dile getirmek istiyoruz. 2019 seçimlerini hiç unutmayın Cumhurbaşkanı, TRT’de Öcalan’ın mektubunu yorumlamıştı. HDP tabanına Öcalan’ın mektubunda yazan direktiflere uymalarını tavsiye etmişti. Bahçeli, Öcalan'ın mektubu için "Terörist başının mektubu HDP'nin vahim sapmasına, Zillet İttifakı'na verdiği rezil desteğine itirazın, tepkinin ve bundan duyduğu rahatsızlığın eseri ve sonucudur" diye kızmış ve HDP tabanına Öcalan üzerinden mesaj vermişti. “Öcalan’ın sözlerini dinleyin” demişti. Bunu da unutmamak lazım. HDP’ye Apo’yu dinlemediği için kızan, Apo’nun kardeşi TRT’ye çıkınca gıkı çıkmayan, Erdoğan’ın ülkenin itibarını sıfırlayan politikalarına ses etmeyen Bahçeli, AKP HDP’yle görüştü diye neredeyse Kılıçdaroğlu'na, CHP’ye kızacak. Seçim sürecinde AKP’ye “HDP görüşmelerine bizi de çağırın” derse, şaşırmayız. Ama biliyoruz ki bugün ittifakımızı suçlayanlar, onları düştükçe ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Yarın bırakın HDP’yi, Öcalan ile görüşürlerse hiç şaşmayız. Aldığımız duyumlara göre de bir irtibat sağlanmış durumda. İmralı ile görüşüldüğü de kulağımıza gelen bilgiler arasında. Seçimi kazanmak için gerekirse Öcalan ile de görüşürler gerekirse PKK’yla da görüşürler.”
“SORUŞTURMANIN YEİDEN VE DAHA DERİN YAPILMASI GEREKTİĞİ ORTAYA ÇIKTI”
Milletvekili Ağbaba, basın açıklamasının devamında şunları söyledi:
“AKP döneminde Malatya birçok alanda meşhur oldu. 8-10 yıl önce Malatya ishal olmuştu. Bir Malatya bundan dolayı gündeme gelmişti. Çocuk yuvasındaki çocukların dövülmesi dolayısıyla gündeme gelmişti. Füze kalkanı konusunda dünyada gündem olmuştu. Bir başka rezillik Zirve Yayınevi cinayetleriyle Malatya, dünyanın gündemine gelmişti. Uyuşturucuyla ilgili de Malatya, dünyanın gündemine geliyor. Bir başka şey gri pasaport. Şeytanın aklına gelmeyecek, Yeşilyurt Belediyesi’nin aklına geldi. Şeytanın aklına gelmez. Bunlar şeytana pabucunu ters giydirirler. Soruşturmayı takip ediyoruz, başından beri bu işin içerisinde para olduğunu söylüyorduk. 40 bin Euro, 17 bin Euro olduğunu söyledik. Parasız iş olur mu? Soruşturmayı 3 kişiye indirdiler, Danıştay’da Mehmet Çınar’la ilgili soruşturma izni iptal edildi. Bir belediye başkanından habersiz bu kadar rezillik yapılabilir mi? Yapılmadığını kimse iddia edemez. Buna çocuklar inanmaz ama AKP’liler inanmaya devam ediyor. Yeşilyurt Belediyesi’nin hiç biri Malatya sınırları içinde yaşamayan 90 kişinin verdikleri para karşılığında yurtdışına kaçırılması sonucu gerçekleşen Gri Pasaport skandalı bitip bilmeyen skandallarına devam ediyor. Adli soruşturma aşamasında sanıkları '3 kişiye indirgenen', Yeşilyurt Belediyesi Başkanı Mehmet Çınar ile olaya dahil olan birçok ismin dava dışı bırakıldığı Gri Pasaportla İnsan Kaçakçılığı dosyasında yurt dışına kaçırılanların yurttan çıkış yeri olduğu gerekçesiyle Edirne Adliyesi'ne gönderdiği dava dosyasını inceleyen Edirne Mahkemesi 'yetkisizlik' kararı vermişti.
Davanın nerede görüleceğine Yargıtay karar verecek. Şimdi de Malatya'daki mahkemenin, soruşturmanın önceki aşamalarında gündeme gelmeyen '46 kişilik ilk kafile için valilik oluru alınmadığı' tespiti yapıldı. Bu yeni gelişmenin ardından kaçakçılıktan Valiliği sorumlu tutan Danıştay kararı da boşa düşmüş oldu. Birinci kafilenin oluru valilik izni ile alınmadığına göre “valilik sorumludur” diyen Danıştay’ın kararı ezbere verdiği ortaya çıktı. Bu son gelişmenin ardından soruşturmanın yeniden ve daha derin bir şekilde yapılması gerektiği ortaya çıktı. Sorumlular hangi görevde olursa olsun Malatya’nın ve Yeşilyurt’un ismini lekeleyen kim varsa cezasını çekmelidir.”
“MALATYA BELEDİYESİ TEMİZLİK İŞLERİ İÇİN MERCEDES ALDI”
Malatya Büyükşehir Belediyesi ile ilgili yayımlanan Sayıştay raporuna da değinen Ağbaba, “Ne yapıyor Malatya Büyükşehir Belediyesi? Hani çok övüp, “Ankara, İstanbul, İzmir gelsin, örnek alsın” diyorlardı. Malatya Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı’nca ‘temizlik işleri’ için 30 adet binek araç almış. Ne marka, aşağısına binerler mi, Mercedes almışlar. Temizlik işlerinde çalışanlar bu arabalara biniyor mu? Bu araçlara belediye yönetimi biniyor. Sayıştay, Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin doğru yönetilmediğini tespit etmiş. Temizli ve çevre koruma adı altında lüks araçlar alınmış. Bunu Selahattin Gürkan’ın onayıyla alıyorlar” dedi.
“UYUŞTURUCU MALATYA İÇİN CİDDİ BİR TEHDİT”
Milletvekili Ağbaba, “Genel Başkanımız geçen haftalarda bir video çekti. Türkiye’deki uyuşturucu ile ilgili “Uyuşturucu bu memleketin en büyük düşmanıdır” dedi. Ben daha ağır bir şey söyleyeyim; terör kadar tehlikeli. Malatya sokaklarında uyuşturucu kol geziyor, çiklet gibi satılıyor. Son 6 ayda yaşanan olaylara baktığımız zaman 3 kişinin öldürülmesi, kafe baskınları, yolda giden insanların öldürülmesi… Bunun Malatya için ciddi bir tehdit olduğunu görüyoruz. Uyuşturucu, Malatya’da gençliği yok eden en önemli olaylardan birisidir” diye konuştu.
“FİLM FESTİVALİNİN YAPILMAMASI MALATYA’YA AĞIR BİR DARBEDİR”
Kentleri marka yapan çeşitli etkinliklerin olduğunu dile getiren Ağbaba, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kentleri duyunca film festivalleri, kitap fuarları akla gelir. Altın Portakal, Altın Koza film festivalleri Antalya ve Adana’yı marka yaptı. Festival döneminde Adana’da otellerde, lokantalarda yer bulamazsınız, kent yüzbinlerce insanı misafir eder. Dolayısıyla hem ekonomik hem de kültürel anlamda önemlidir. Malatya film festivali de başladığı günden beri kent için önemli olduğunu ve desteklenmesi gerektiğini söyledik. Bir kent için film festivali önemlidir. Malatya’da film festivali ile ilgili bir şey söylenmiyor. Yapılıp yapılmayacağı belli değil, muhtemelen bazı kesimlerin baskısı sonucu festivalin iptal edileceği kulağımıza geliyor. Bu bütçeyle alakal değil anlayışla alakalı. 300 dönüm alana 300 milyon harcayan belediye para bulamaz mı? Herkese sponsor olur ve destek verir yeter ki niyet olsun. Film festivalinin yapılmaması Malatya’ya ağır bir darbedir. Malatya’nın içine kapanmasına neden olacak olaylardan birisi de maalesef budur. Yıllarca kayısı festivali yapılmadı. Bir festivalden niye rahatsız olunur, anlamak mümkün değil. Film festivalini bitirmeye doğru adım atıyorlar.
Buradan Selahattin Gürkan’a sesleniyoruz; sponsorda buluruz, yardımda ederiz, yeter ki film festivalini yapmaya devam edin.”
“MALATYA’YA HAYVANCILIK DESTEĞİ YOK”
Veli Ağbaba, Resmi Gazetede yayımlanan 2022 yılında yapılacak tarımsal Desteklemeler konulu Cumhurbaşkanlığı kararında büyükbaş hayvan desteğinde Malatya’nın yer almadığını savunarak, “Malatya’ya yine üvey evlat muamelesi yapıldı. Resmi gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararına göre İki buzağılama süresi en fazla 600 gün olan ineklerin doğan buzağılarına 500 lira ödeme yapılıyor. Aralarında Elazığ, Bingöl, Sivas’ın da bulunduğu doğu Anadolu ve Karadeniz bölgesindeki 22 şehre, bu 500 liraya ilave olarak destek amaçlı 200 lira daha verileceği belirtiliyor. Tarım ve hayvancılıkta bölgenin en önemli şehirlerinden biri olan Malatya’nın bu ilave destekten yararlanmaması kabul edilemez. Destek verilen şehirlere neye göre seçildi, Malatya neden bu 22 il arasında değil? Büyük ve küçükbaş hayvancılığın can çekiştiği günümüzde, ineklerin bile kesime gönderildiği bir dönemde Malatyalı üreticileri görmeyen kaderine terk eden AKP zihniyeti ile karşı karşıyayız. Bir kez daha gördük ki; AKP ye verilen her destek tarım ve hayvancılığa vurulan darbe olarak geri dönüyor” ifadelerini kullandı.
malatyahaber.com- Bülten