SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Soytarılar, Çakma Tarihçiler Bilmeli ki Tarih Bilimdir; Yalanla Yazılmaz"

A- A+ PAYLAŞ

Büyük Taarruz'un 102 yıl önce 26 Ağustos 1922'de başlayıp, 30 Ağustos 1922'de kesin zaferle sonuçlanmasının yıldönümü dolayısıyla, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şube Başkanı Yunus Millioğulları bir açıklama yaptı.

Millioğulları, açıklamasında şunları söyledi:

"26 Ağustos 1922 sabahı başlayan Büyük Taarruz sadece 5 günde kesin zafere ulaşmış, İngiliz Genel Kurmayının “Türkler 6 ayda geçebilirlerse büyük başarı olur” dediği Yunan tahkimatı 6 saatte darmadağın edilmiş, 4 yıl önce 13 Kasım 1918’de, elinde hiçbir yetki ve olanak yokken Kartal Çatanası ile İstanbul’u işgal etmiş İtilaf Devletleri zırhlıları arasından Boğazı geçerken yaverine inanılmaz bir kararlılık ve güvenle “Geldikleri gibi giderler” diyen Mustafa Kemal Paşa sözünü tutmuş, bozguna uğrayan emperyalizm maşası Yunan Ordusu 31 Ağustos’ta Uşak üzerinden İzmir’e doğru kaçmaya başlamıştı. 1 Eylül sabahı Başkomutan’ın“Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” emrini alan Mehmetçik, dağ bayır 400 kilometre yolu insanüstü bir hızla 9 günde katederek işgalcileri 3 yıl önce gururla çıktıkları İzmir’de denize dökmüştü.

Yıllar sonra o kutlu günü şöyle anlatıyor Falih Rıfkı Atay:

“…Türk ordusunun bir taarruz savaşına giremeyeceği fikri, bizim kuşağımız için değişmez gerçeklerden biri idi. Ordumuzun kahramanlığına bel bağlardık, fakat onun ancak savunma mucizeleri verebileceğini sanırdık. Rumca gazetelerin haberi ile merakımız biraz azalsa bile kaygımız ateş gibi yanıyordu. Zaman geçtikçe umutsuzluğumuz arttı. Bir iki kasaba alıp durmayı nimet saymaya başlamıştık… Akşamüstü Büyükada’ya gidiyordum. Güverte tıka basa dolu. Türkçe konuşmayanlarda birbirinin sözünü kapan bir sevinç var. Sadece bu sevinç bizi yıkmaya yeterdi. “Ne olmuştu?” diye sormaktan korkuyorduk. Bir fena şey vardı. Kimseye bir şey sormadan onu zihnimizde hafifletmeye uğraşıyorduk. İhtimal durmuştuk. Belki de bir iki noktada gerilemiştik. Ordu bozulmamışsa bundan ne çıkardı? Yunanlar da artık bitkin bir halde değil miydiler? Aşağı yukarı bir uzlaşma yapabilirdik. Bu da elbette Sevr anlaşmasından daha iyi olurdu… Fakat içimizdeki sorunun kimseden aramaya cesaret edemediğimiz cevabı kendiliğinden yayılıverdi: Başkomutan Mustafa Kemal Paşa bütün karargâhı ile beraber esir olmuş…

Keder insanları öldürmez derlerse bu söze inanın. Kalp denen şeyin ne dayanıklı bir maddeden yapılmış olduğunu ben, o akşamüstü Büyükada vapurunun güvertesinde öğrendim… Türkleri Büyükada Yat Kulübünden kovmuşlardı. Ada sokakları çoluk çocuğun çığlıklarıyla geçilmez hale gelmişti. Ölümü bir uyku gibi arayarak sabahı ettik. İlk vapurun en görünmez köşesine sığınarak, iki büklüm köprüye indik. Bütün Türkleri yas içinde bulacağımı sanıyordum. Meğer ne kadar soysuzluğa uğramışız. Acaba sokaktakilerin hepsi şu veya bu “muhipler” cemiyeti üyeleri mi? Bizimkiler utançlarından evlerinde mi kalmışlardı? Bu gülüşler, bu çırpınışlar, bu el sıkışlar ne idi?Meğer bütün karargâhı ile Başkomutan Mustafa Kemal değil, Yunan Başkomutanı Trikopis esir olmuş…Size kalbin ne kadar dayanıklı bir maddeden yapılmış olduğunu yukarıda söylemeseydim burada söylerdim. Bir çocuk gibi sıçramaya başladım. Habere, havadise, telgrafa koşuyorum. Yunan ordusunu yok etmişiz, İzmir’e iniyormuşuz… Ben ömrümde hiçbir edebiyat eserinde, ordulara ilk hedeflerinin Akdeniz olduğunu bildiren günlük emri okurken duyduğum zevki duymadım. Bu, bütün heyecanların üstünde bir heyecan veren, bütün şiirlerin üstünde bir şiirdi. Ne olmuştuk biliyor musunuz? Kurtulmuştuk.

Ah Mustafa Kemal, Mustafa Kemal, sana ölünceye kadar o günün sevincini ödeyebilmekten başka bir şey düşünmeyeceğim.”

Bu satırları dudakları titreyip gözleri nemlenmeden okuyabilene ne demeli? 

Yunan komutan ve siyasetçileri ile İngilizler başta bütün dünyanın saygıyla selamlayıp büyüklüğünü teslim ettiği, Yunanistan ve İngiltere’de iktidarları devirip kimilerinin siyasi hayatlarını ve hatta yaşamlarını sonlandıran, mazlum milletlere bağımsızlık umudu olan, masa üzerinde çizilen küstah haritaları da, Osmanlı’ya kabul ettirilen Türk’ün idam fermanı Sevr’i de çöpe atan,  Lozan ve Cumhuriyet yolunu açan Başkumandanlık Meydan Muharebesi Zaferi’ni, önemsizleştirmeye, unutturmaya çalışan Saray soytarıları, çakma tarihçiler ve destekçileri bilmelidirler, Tarih bilimdir, yalanlarla yazılmaz!

Bakın ne diyor Nazım Hikmet:

“Türk Köylüsü

topraktan öğrenip
kitapsız bilendir.

Hoca Nasreddin gibi ağlayan
Bayburtlu Zihni gibi gülendir.

Ferhad’dır
Kerem’dir
ve Keloğlan’dır.

yol görünür onun garip serine,

analar, babalar umudu keser,

kahbe felek ona eder oyunu.

Çarşambayı sel alır,

bir yâr sever
el alır,

kanadı kırılır

çöllerde kalır,

ölmeden mezara koyarlar onu.

O, «Yûnusûbiçâredir

Baştan ayağa yâredir»,

ağu içer su yerine.

fakat bir kerre bir derd anlayan düşmeyegörsün önlerine

ve bir kerrevakterişip
«Gayrık yeter!…»
demesinler.

bunu bir dediler mi,

«İsrâfilsûrunuurur,

mahlûkat yerinden
durur»,

toprağın nabzı başlar
onun nabızlarında atmağa.

ne kendi nefsini korur,
ne düşmanı kayırır,

dağları yırtıp ayırır,

kayaları kesip yol eyler âbıhayat akıtmağa”

Türk Ulusu, derdini anlayan Mustafa Kemal Paşa düşünce önüne ‘Gayrık yeter’ demiş, ne kendi nefsini korumuş, ne düşmanı kayırmış, dağları yırtıp ayırmış, kayaları kesip yol eylemiş, âbıhayat akıtmış, vatanını kurtarmış, bağımsızlığını kazanmış ve“Nemiz varsa, bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaş olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batı’nın, vicdanımızı ve kafamızı Doğu’nun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcağını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak, hepsini, her şeyi 30 Ağustos Zaferi’ne borçluyuz.”  dedirtmiştir Falih Rıfkı’ya.

Ana bağrının sıcaklığını duyup şerefli insanlar gibi dolaştığımız bu toprağın kadın, erkek ve çocuk onbinlerce şehidin kanları ve canları ile vatan olduğunu hiç unutmayacağız.

Atatürkçü Düşünce Derneği olarak; 30 Ağustos Zaferimizin 102. Şeref yılında, Kemalizm’in namus sesini bir sis çanı gibi yurdumuz semalarına asarak Yeniden Atatürk Cumhuriyeti’ne ulaşmak azim ve kararımızla Büyük Atatürk’ü, Kuvayı Milliye kahramanlarımızı, Gazi Meclis’in cefakâr mebuslarını, şanlı Ordumuzu, aziz şehit ve gazilerimizi minnetle, şükranla anıyor, manevi huzurlarında saygıyla eğiliyoruz.

30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun!"

Bülten- malatyahaber.com

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

15 yorum yapılmış

  • Cero (2 ay önce)
    İşinize gelmeyen doğruları söyleyenler soyatarı mı oluyor yani. Herşeyi sadece at gözlüğü ile görmek ve doğruyu dumaya tahammülü bile olmayanlara ne denir acaba? Gazeteci olamak bu mu sizce. Üslubunuzdan ne kadar eğitimli olduğunuz belli oluyor zaten. Yerse bunu da yaz gazeteci arkadaş.
    %67
    %33
    Yanıtla
  • İşimize ne gelmeyecek deli feslinin uydurduğu masallar mi? Komiksiniz :)
    %25
    %75
    Yanıtla
  • Deli fesli dediğin kişi 64 tane kitap yazmiş 4 Yabancı dilide ana dili gibi blien biriydi Siz yalanlarla yaşamaya devam edin ama unutmayın ki Gerçeklerin bir gün ortaya çıkma gibi bir huyu var
    %100
    %0
    Yanıtla
  • 1Vatandas (2 ay önce)
    Cumhuriyeti silmeye Atatürk ü unutturmaya gücünüz yetmez yetmeyecek
    %38
    %62
    Yanıtla
  • Abdulkadir (2 ay önce)
    Soytarılar başlığı yakışmamış. Resmi tarihi savunanlar, para için makam için olur. Resmi tarihe aykırı bilgi vermek cesaret ve fedakarlık işidir. Şimdi kim soytarı kim kahraman siz düşünün. Atatürkün en büyük günahı İsmet İnönü. Atatürk son zamanlarda onunla konuşmuyordu bile. Atatürk vefat eder etmez onu kim cumhurbaşkanı seçtirdi? Demek ki burada gizli eller var. İstiklal mahkemeleri ve dersim bombardımanı hesap verilmesi gereken karanlık işler. Savaştan çıkmış mazlum bir millet için bu kadar idam fazla. İngilizlerle, yunanlarla, Fransızlarla savaşıp iki gün sonra dost olmak nasıl bir duygu. Daha şehitlerimizin acıları unutulmadan bu kadar yağlı ballı olmak akla büyük sorular getiriyor.
    %82
    %18
    Yanıtla
  • Atam (2 ay önce)
    Atatürk düşmanları şunu bilin ve anlayın ki : ne kadar millete fitne soksaniz , ne kadar uyduruk , dayanaksız , deli sacmasi tarih uretseniz de bu ülkenin her ferdiginin kalbinde Atatürk ismini, ülkenin her taşının altında Atatürk'ü , her toprağında Atatürk'ü göreceksiniz. Bu da size dert olsun ...
    %45
    %55
    Yanıtla
  • Efsane Malatyasporlu 1966 (2 ay önce)
    Bu toprakları bize Vatan bırakan başta başkomutanımız ATATÜRK olmak üzere tüm yakın silah arkadaşları ve kahraman şehitlerimizi, gazilerimizi minnetle anıyorum, mekanları cennet olsun inşallah
    %60
    %40
    Yanıtla
  • Vatandaş (2 ay önce)
    Günümüzde her türlü kaynağa ulaşıp gerçek tarihi öğrenme imkanımız var. Kimin ne yapıp ne yapmadığını anlayabiliyoruz. Haber başlığındaki soytarı kelimesi de hoş değil. Bunu haberin başlığına taşımak ise daha da yanlış bir şey. Kimi kastettiğini bilemiyorum. Ama ne şekilde olursa olsun, birilerine hakaret ederseniz aynı üslup ile cevap vermelerine meydan vermiş olursunuz. Hakarete varmadan fikirler beyan edilebilir.
    %75
    %25
    Yanıtla
  • Argalı (2 ay önce)
    Büyük önder, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, bütün şehitlerimize Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun.
    %63
    %37
    Yanıtla
  • Cumhuriyet-î El Azîz (2 ay önce)
    Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde herdaim olacağız......
    %52
    %48
    Yanıtla
  • Disslike atanlar ampulün müritleri ve şeyh saİT in torunları herhalde
    %36
    %64
    Yanıtla
  • Şeyh sait'in kim olduğunu bile bilmezler mesela? Okumazlar,araştırmazlar, kulaktan dolma yalan masallara kendilerini inandirirlar :)
    %50
    %50
    Yanıtla
  • MUSTAFA (2 ay önce)
    Ne yazık ki 22 yılda bilime inanmayan, hurafelere daha çok itibar eden, yalana inanan bir toplum olduk.
    %49
    %51
    Yanıtla
  • Tarih (2 ay önce)
    Bunlar yalana inanmayı seçerler. Ulu önder öyle bir yapılmaz denileni Başarmiş ki bu İngiliz cemiyetçileri hariç herkes memnun ve gururlu. Yaşa var ol ATATÜRK !
    %46
    %54
    Yanıtla
  • Zafer (2 ay önce)
    Fesli deliler ancak sizi kandırır... Büyük Önder Atatürk her daim kalbimizdedir bunu herkes iyi bilmelidir !
    %47
    %53
    Yanıtla