Malatya İnönü Üniversitesi Briç Topluluğu, zeka oyunu olarak kabul edilen briç sporunu, üniversite öğrencileri arasında yaygınlaştırmak amacıyla çalışmalara başladı.
Briç Malatya Temsilciliği ile İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabit Duman’ın ortaklaşa yaptığı çalışma kapsamında İnönü Üniversitesi Briç Topluluğu, faaliyetlerini yoğun şekilde sürdürüyor.
İnönü Üniversitesi Briç Topluluğu Akademik Danışmanı Prof. Dr. Sabit Duman, kısa süre önce başladıkları briç faaliyetinde üniversitenin katkılarıyla iyi bir ilerleme sağladıklarını kaydederek, “Aktif olarak şuanda 16 öğrencimiz briç sporuyla ilgileniyor. Bu sene yeni başladığımız için henüz büyük bir aşama kaydetmedik. Ama epeyce bir mesafe aldığımızı düşünüyorum. Şuanda briçle uğraşan öğrencilerimiz, turnuva oynayabilecek seviyeye geldiler. Önümüzdeki sene Türkiye çapında daha iddialı bir duruma geleceğiz” dedi.
“ŞANS FAKTÖRÜ DEĞİL, DOĞRU OYUNU BULMAK ÖNEMLİ”
Duman, Briç’in diğer kağıt oyunlarından çok farklı olduğunun altını çizerek, “Bizim oynadığımız ve üniversitede yaygınlaştırmaya çalıştığımız briç, turnuva amaçlıdır. 4 kişi arasında değil de, takımlar arası ya da ikili turnuvalar dediğimiz bütün salona karşı oynanan turnuvalardır. Briç, hazır ellerle oynanıyor. Şans faktörü tamamen ortadan kalkıyor. Kağıtların dağıtılması, puanın az ya da çok gelmesi ihtimali ortadan kalkıyor. Herkes aynı kağıdı oynadığı için şans faktörü değil, doğru oyunu bulma ön plana çıkıyor. Briç’in Türkçe anlamı köprüdür. Ortaklı oynandığı için yer el oyununu iyi hesap edip, stratejisini ona göre yapmalıdır” diye konuştu.
“BRİÇ, SOYUT DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRİYOR”
Briç sporunun, objektif verilere göre değerlendirme yapmayı öğretmesinin yanı sıra soyut düşünceyi de geliştirdiğine işaret eden Duman, şunları kaydetti:
“Briç her şeyden önce sporcuların sosyalleşmesine katkı sağlar. Üniversitenin çeşitli branşlarında okuyan öğrencilerin toplanabileceği ortak bir nokta olarak da ön plana çıkıyor. Diğer taraftan da briç size hem ortağınızın size ne söylediğini hem de rakiplerin size ne söylediğini objektif olarak değerlendirme imkanı verir. Sizin elinize bakıp hissettikleriniz değil, rakiplerinizin deklaresi ve karar aşamasında da objektif verilere göre düşünürsünüz. Dolayısıyla bunu gündelik hayata yaydığımızda kalbimizden geçen değil, objektif olarak aklımızı kullanmayı gerektirir. Bunun yanında dikkatimizin artmasına da fayda sağlar. Hangi kağıtların oynandığı, hangi kağıtların çıktığı, dışarıda kaç kağıt kaldığını, rakiplerin ellerindeki dağılımın ne olduğunu hesap etmek zorundasınız. Dolayısıyla da zekayı bu yönde kullanıyorsunuz. Yani bir anlamda da soyut düşünceyi geliştiriyor.”
