Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, "Malatya Büyükşehir Belediyesi'nde yolsuzluk var. Savcıları göreve davet ediyoruz. 53 trilyon yıllık kullanılmayan araca para veriliyor. Bu konuda suç duyurusunda bulunacağız" dedi.
Malatya'da parti il binasında CHP Malatya İl Başkanı Enver Kiraz, 31 Mart'taki yerel seçimlerinde belediye başkan adayı olan Soner Gökçe ve partililerin katılımıyla basın toplantısı düzenleyen Ağbaba, çeşitli konulara ilişkin açıklamalarda bulundu, değerlendirme yaptı.
"SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ"
Malatya Büyükşehir Belediyesi'nin borcunun 1 katrilyon 808 trilyona çıktığını kaydeden Ağbaba, "Açıklamalara bakıyorsun 'Şu kadar, bu kadar borçlandık' diyorlar. Belediye meclis üyelerimiz önerge vermişler, önergede Malatya Büyükşehir Belediyesi tam yüzde 53,31 faiz ile borçlanmış. 428 milyon lira. Böyle bir faiz tefeciden alınmaz. Derin bir yolsuzluk var. Malatyalılar hakkınızı arayacağız. Biz bunları geçmişte de söyledik maalesef duyulmadı. Geçtiğimiz ay meclis toplantısında Malatya Büyükşehir Belediyesi'nin borcu 1 katrilyon 778 trilyon lira olarak açıklandı. Bu borç, bu ayki meclis toplantısında güncellenerek, 1 katrilyon 808'e çıkmış. Her başkan farklı rakam açıklıyor. Üç başkandan farklı açıklamalar var. Maalesef nereye baksanız bir pislik akıyor. Bolu'da işe gitmeden maaş alan AKP kadın kolları, AKP eski bakan Egemen Bağış'ın şoförünün 13 yıldan beri maaşını İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden aldığını öğreniyoruz. Malatyalılar, oy verdiğiniz parti var ya, hani yüzde 68 oy verdiniz ya 'daha beter diyeceğim' demeyeyim. Yıllık sadece 53 trilyon gereksiz araçlara biniyoruz. Kim biniyor, fakir fukara mı biniyor? Zehir zıkkım olsun. Malatyalılar bunun hesabını sorun. Daha neler çıkacak, sizlere zaman zaman açıklayacağız. 53 trilyon yıllık araç kiralıyorlar, bunlar kullanılmayan bir de kullanılanlar var. Beş yılda 265 trilyon yapar. Sonra 'milli, yerli' diyor, böyle milli, yerli olunur mu? Borç 1 katrilyon 808 trilyona çıkmış. Ayrıca, kime, neyi satmışlar onları da araştıracağız. Malatya'yı babalarının çiftliği gibi yönetmişler. Bunlar hakkında her türlü takibi yapacağız. Gerekirse bunu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) gündeme getireceğiz. Malatya Büyükşehir Belediyesi'nde yolsuzluk var. Savcıları göreve davet ediyoruz. 53 trilyon yıllık kullanılmayan araca para veriliyor. Bu konuda suç duyurusunda bulunacağız. İl örgütümüz bu konuda suç duyurusunda bulunacak" diye konuştu.
Ağbaba, Kuzey Çevreyolu ve Battalgazi Devlet Hastanesi ile ilgili ise şunları söyledi:
"53 trilyonu bulup, binilmeyen araca veren AKP anlayışı, Kuzey Çevreyolu'na daha bir çivi çakmış değiller. Milletvekilleri ne diyor, 'Sayın bakanımdan söz aldık.' Ortada bir şey yok. Her hafta AKP MYK Üyesi açıklama yapıyor, 'Battalgazi Devlet Hastanesini yaptık' diyor. 53 trilyonu arabaya veriyorlar. 1 katrilyon 808 trilyon lira borç var, Battalgazi Devlet Hastanesi orada duruyor. Kazma vurmamışlar, bu kaçıncı ihale? Ama hakkını yememek lazım en az 10 kez açıklama yaptılar. 'İhale yapıyoruz, temel atıyoruz' diye açıklama yapıyorlar. Haklarını yemeyelim. Tabi bunlar açmada yetenekli. Devlet Hastanesini kaç kez açtılar, resmi gayri resmi 8-10 kez açtılar."
"6 MAYIS YSK DARBESİDİR"
Ağbaba, YSK'nın İstanbul seçimini iptal ederek, yenilenmesine ilişkin verdiği kararla ilgili, "Tamamen kumpasla, yalanla, manipülasyonlarla dolu bir seçim dönemini geride bıraktık. 31 Mart'a kadar olan dönemi hatırlayın hem İstanbul'da hem de Türkiye'nin her yerinde orantısız bir seçim kampanyasıyla karşı karşıyaydık. Cumhuriyet Halk Partisi, Millet İttifakı adayları, bir siyasi partinin adayına karşı değil devlete, bir parti devletine karşı mücadele etti. Bütün büyükşehir, belediye olanaklarının tamamı aleyhimize kullanıldı. Buna rağmen hedeflediğimiz büyükşehirlerin Bursa hariç tamamını aldık. İstanbul seçimlerini de Ekrem İmamoğlu kazandı. Kullandığı barış, sevgi, hoşgörü dili kazandı. AKP genel başkanı ve Devlet Bahçeli'nin açıklamalarını hatırlayın 'zilleti, teröristi, çukuru, tezeği' ama buna rağmen biz üslubumuzu bozmayarak, 16 milyon İstanbulluyu yönetecek şekilde bir seçim kampanyası yürüttük. Bu seçim kampanyasında Cumhuriyet Halk Partisi başarılı oldu, 31 Mart gecesi de Ekrem İmamoğlu seçimi kazandı. Şeytanın aklına gelmeyecek şeyler icat etmeye başladılar. 'Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilenler oy kullanamaz' dediler. 24 Haziran'da senin seçiminde kullandı. Başka hiçbir şey bulamadılar, sandık kurulunun oluşturulmasıyla ilgili itirazda bulundular. Sandık Kurulunu Cumhuriyet Halk Partisi, siyasi partiler oluşturmamıştır. Sandık Kurullarını, Seçim Kurulları oluşturur. Suç varsa Seçim Kurulunun. Seçim Kurullarını biz oluşturmadık. Bunun adı '6 Mayıs YSK darbesidir.' 12 Eylül darbesi silahla yapıldı, 6 Mayıs darbesi de YSK eliyle yapıldı. İkisi de seçilmişlere karşıdır" açıklamasında bulundu.
YSK'nın 'Sandık Kurullarının oluşturulmasından dolayı seçimi yenileyeceklerini' açıkladıklarını dile getiren Ağbaba, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünya hukuk tarihine geçti. Aynı YSK itiraz geliyor; Bursa Mustafakemalpaşa ilçesine İYİ Parti itiraz ediyor ve 'sandık kurulunun oluşturulmasıyla ilgili yanlışlık var' diyor, bunu reddediyor. 'İtirazın son günü 2 Mart' diyor. Erzurum'un Pasinler ilçesinde ve Samsun Atakum'daki itirazları YSK reddediyor ama sarayın emrine girmiş 7 üyeyle İstanbul seçimlerinin yenilenmesine karar veriyor. Nereden tutarsanız bir hukuksuzluk, resmen bir infaz var. Resmen 31 Mart seçimlerinde oy kullanan 16 milyon İstanbullu infaz edilmiştir. İstanbullular infaz edilmiştir. İstanbulluların oyları YSK eliyle infaz edilmiştir. 'Sandık, sandık..millet iradesi' diyenler, hiçbir zaman sandık sonuçlarını tanımamışlardır. 5 Mayıs'ta Yüzde 49,5 oyla, 317 milletvekiliyle seçilmiş Ahmet Davutoğlu'nun görevden alınması bir darbe değil midir? Ardından kendi seçilmiş belediye başkanlarının zorla istifa ettirilmesi darbe değil midir? Ne sandığı ne milli iradesi. İşlerine gelince milli irade, işlerine gelince darbe. AKP'nin tarihi darbe tarihidir. 6 Mayıs'ta Ekrem İmamoğlu, anasının ak sütü gibi seçilmiştir. Bizim polisimiz, jandarmamız, devletimiz yok. Kaymakam, vali bizden değil. 'Ekrem İmamoğlu, CHP hile yapmış' diyorlar. Biz bile gülüyoruz. Biz kendi oylarımıza sahip çıkamıyoruz, nasıl çalacağız? Ama akıl almaz yalanlarla dolu bir dönemi hep birlikte izliyoruz. Bütün milletin vicdanında Ekrem İmamoğlu İstanbul'un belediye başkanıdır."
Ağbaba, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin grup toplantısında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na 'Gel dokunulmazlığın kaldırılması için talep ver, ilk oyu ben vermezsem namerdim' sözleriyle ilgili ise şu cevabı verdi:
"Diyor ki 'Kemal Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığını kaldıralım.' YSK'ya laf söylemiş. Hodri meydan çoğunluğunuz var, AKP-MHP çoğunluğunuz var, gelin Kemal Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığını kaldırın. Sizden korkan, size teslim olan namerttir. Demirden korksak trene binmeyiz. Korksak, demokrasi mücadelesi vermeyiz. Sizden korksak, Türkiye'nin itibarını yükseltmek için, çukura atılan demokrasiyi çıkartmak için mücadele etmeyiz. Hodri meydan diyoruz, getirin meclise AKP ve MHP oylarınız var, Kemal Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığını kaldırın. Seçimden önce idamla tehdit ettiler, şimdi dokunulmazlığını kaldırarak, cezaeviyle tehdit ediyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu'nu, Cumhuriyet Halk Partisi'ni korkutacaklarını sanıyorlar ve gündem değiştiriyorlar. Bir seçim yapılmıştır ve bu seçimi Ekrem İmamoğlu kazanmıştır. Sandık Kurulları aracılığıyla da YSK, bir darbeyle milleti infaz etmiştir. 16 milyon İstanbulluyu infaz etmiştir."
Ekrem İmamoğlu'na destek veren sanatçılara sahip çıkacaklarını ifade eden Ağbaba, "(Her şey çok güzel olacak) diyen sanatçıları tehdit eden o anlayışı da kınıyoruz. Sanatçı, dizinin dibinde Dombra söyleyince, sarayda konser verince iyi; hukuka, adalete sahip çıkınca kötü. 16 Nisan referandumunda İspanya'dan 'Ben varım, sen var mısın' diyen Arda, Murat Boz iyi, Ekrem İmamoğlu'na sahip çıkan sanatçılar kötü. Sanatçılarımıza sahip çıkacağız. Bu anlayışı da şiddetle kınıyoruz" dedi.
Ferdi DURDU, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com