Benzeri son dönemde Malatya'da da sıkça yaşanmaya başlanan, "adi" suçlulardan polise yönelik saldırılar benzeri bir olayla ilgili olarak Bekir Coşkun, Hürriyet'teki köşesinde "İnanılmaz" başlığıyla yazdığı yazıda, ülkenin başkentinde yaşanan bir olayı aktardı ve yorumladı.
Geçtiğimiz hafta içerisinde hakkında işlem yapan polislerle karşılaştığında, onlara hakaret edip tehditte bulunduğu öne sürülen bir şahıs, hırsızlık ihbarı üzerine giden polislere, ellerindeki içki şişelerini kırarak saldıran ve 2 polisi yaralayan zanlılar, yine bir hırsızlık olayına müdahale eden polisin elindeki telsize zarar veren, götürüldükleri karakolun camlarını kıran zanlılarla ilgili olayların kamuoyunda yaşandığı Malatya'dakine benzer olaylardan biri de Ankara'da yaşanmış. Bekir Coşkun, "İnanılmaz" başlıklı yazısında, şu yorumu yapıyor:
.....
"İnanılmaz
SİZE Türkiyenin ne halde olduğunu gösteren bir haber:
Birkaç gün önce Ankarada polis, iki kapkaççıyı suçüstü yakaladı. Kapkaççıların ikisi de sabıkalıydı. Bir gün karakolda tutulup işlemleri tamamlandı ve polisler sanıkları adliyeye getirdiler.
Bilirsiniz; savcılık, sabıka kayıtları, tutanak mutanak derken... Mahkeme iki sanığı da serbest bıraktı.
Onlar da serbest kalınca kendilerini yakalayan polis memurları S.Ş. ile M.G.yi dövdüler.
Polis memuru M.G. yaralandı.
Polis memuru S.Ş.nin sağ kolu kırıldı...
*
Bu haberin sahibi, bizim ünlü polis muhabirimiz Nurettin Kurta "Bu doğru mu?" diye sordum.
Nurettin Kurtun bütün haberleri doğrudur. Ama ben bir umuttur, acaba doğru çıkmayabilir mi diye şansımı denedim.
Çünkü bu haber, bir polis haberi değildir.
Bu haber, koca Türkiye Cumhuriyetinin ne hale düştüğünü gösteren bir çöküşün haberidir.
Ben, polis memurlarının adını yazmak yerine rumuzlarını koydum.
Birincisi; polislere kıyamadığım için... İkincisi; bu utançtan en az onlar sorumlu oldukları için...
*
Sokaklar suçlu dolu.
Hırsızlar, kapkaççılar, insanların malına-canına saldıran kent eşkıyaları yakalansalar bile, kendilerini adliyeye götüren polislerden-jandarmadan önce çıkıyorlar.
Bunları biliyoruz.
Ama düşünebiliyor musunuz; artık kapkaççılar polisi dövüyorlar...
Kolunu kırıyorlar...
*
Yineliyorum:
Hukuk yok...
Devletin en tepesindeki koltuklara oturmuş insanlardan, karanlık sokaklardaki kapkaççıya, hırsıza kadar suç işliyorlar; ama işledikleri suç yanlarına kalıyor.
Suçlular cenneti yaptılar Türkiyeyi.
Dürüst, namuslu insanların sığınacakları kapı kalmadı.
Gücü olan kapkaççı, hırsız, katil, çeteci, hırsız, soyguncu kazanıyor, masumlar kaybediyorlar.
Biz nereye sığınacağız?..
Nereye?.. "