Yeşilçam'ın usta isimlerinden Süleyman Turan, yalnız yaşadığı evinde hayatını kaybetti. Kalp krizi geçirdiği anlaşılan Turan'ın cenazesi Haydarpaşa Numune Hastanesi’ne kaldırıldı.
Süleyman Turan'ın kapıdaki gazeteleri almamasından şüphelenen komşuları polise haber verdi. Olay yerine gelen polis ekipleri çilingir yardımıyla içeri girdi ve usta oyuncunun cansız bedeniyle karşılaştı.
Süleyman Turan'ın iki gün önce hayatını kaybettiği belirlendi.
'BENİ KALAMIŞ'A GÖMÜN'
Kalamış aşığı olan Süleyman Turan’ın her defasında dostlarına, “Ben Kalamış aşığıyım beni Kalamış’a gömün” dediği öğrenildi.
CENAZESİ ÇARŞAMBA GÜNÜ
Süleyman Turan'ın komşusu Sinem Akıneri, "Süleyman abi bizim hayatımızda çok güzel bir yeri olarak kalacak. Benim sınıf arkadaşımdı. Öyle takılırdık birbirimize. Eşim ve benim çok çok iyi arkadaşımdı. Çok neşeli, son derece beyefendi, çocukla çocuk, büyükle büyük olan birisiydi. Herkes tarafından seviliyordu. Yolda yürürken fotoğraf çekilmek için çevirirlerdi. Bizim topraklarda bu işler hüzünlü bitiyor nedense. Dilerim ki gittiği yerde mutlu olur" dedi.
"Onu çok çok iyi hatırlayacağız" diyen Akıneri, "Her zamanda çok seveceğiz. En son bir hafta on gün kadar önce görüşmüştük. Bir hastalığı vardı. O hastalığın yaş ile beraber belki bir takım zorluklarını yaşamaya başlamış olabilir. Çok dinç bir adamdı. Ne yaşlı nede hasta psikolojisi hiçbir zaman onda olmadı. Gayet dirayetli bir insandı. Bizimle de çok konuşmak istemezdi bu tarz şeyleri. Her ölüm erken ama bizim için çok daha erken. Çünkü çok sevdiğimiz biri olduğu için. Cenazenin yarın öğlen Şakirin Camii'nden kaldırılacağı söylendi. Cenazenin şu anda Adli Tıp'ta olduğunu söylediler. Sanırım evde yalnız olduğundan, komşuları evden bir ses alamadıkları için polis çağırmış olabilir. Arkadaki evlerin güvenliği de bu bilgiyi verdiler bize" şeklinde konuştu.
SÜLEYMAN TURAN KİMDİR?
Süleyman Turan, 19 Kasım 1936 tarihinde İstanbul Kadıköy'de doğdu. Gerçek Adı Süleyman Başturan'dır. İlk, orta ve liseyi Kadıköy'de okudu. Liseyi Haydarpaşa Lisesi'nde bitirdi. Daha küçük yaşlarda sanata karşı meraklı olduğu için halkevlerine girer çıkardı.
Oralarda çalışmalar yapan resim hocalarının atölyelerine katılır resim yapmayı öğrenirdi. Daha sonra İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisine girdi, ancak üçüncü sınıfa kadar okuyabildi. Yedek subay olarak askere gitti. O sırada Kore savaşı vardı. Gönüllü olarak Türk birliğine katıldı ve Japonya'ya gitti.
Bir gün, Japonya'da askerler arasında bir yetenek yarışması düzenlendi. Bu yarışmaya Türk askerler İngilizce yazılan bir piyes ile katıldı ve oyun birinci seçildi. Bu onun sahne sanatlarına başladığı ilk denemesi oldu...
Haberin tamamını aşağıdaki linke tıklayarak okuyabilirsiniz:
medyaradar.com