Malatya’nın tarımsal sulamasının yanı sıra en önemli alternatif içmesuyu kaynaklarından biri olarak planlanan ve yanda arşiv fotoğrafı görülen Çat Barajı’nda su seviyesi sıfıra indi. Çat Barajı kurumaya yüz tutarken, diğer barajlarda da durum pek parlak değil. Malatya’nın en önemli 5 barajında su seviyesi geçen yıllara oranla önemli ölçüde azaldı.
Çat Barajı kurudu
İl Koordinasyon Kurulu toplantısında kurumunun yatırımlarına ilişkin bilgiler veren DSİ 9. Bölge Müdürü İlker Aslan’ın Malatya’daki barajların doluluk oranına ilişkin açıkladığı tablo, tarım ve hayvancılıkta yaşanabilecek olumsuz senaryolara hazırlıklı olunması gerektiğini de ortaya koydu. 2016 yılının Mart ayı itibariyle yüzde 26.4 oranında doluluğa sahip Çat Barajı’nda bu yıl doluluk oranı sıfıra indi. Polat Barajı’ndaki su seviyesi yüzde 60’a yakın bir oranda azalarak yüzde 21.6’ya düştü. Henüz sadece su tutulan ve sulamanın başlamadığı Boztepe Recai Kutan Barajı’na geçen yıl yüzde 75 olan doluluk oranı bu yıl yüzde 67’ye, Kapıkaya Turgut Özal Barajında yüzde 88 olan doluluk oranı bu yıl yüzde 77’ye, Sultansuyu’nda yüzde 93.7 olan doluluk oranı yüzde 70.8’e, Sürgü Barajında da geçen yıl yüzde 87.5 olan doluluk oranı yüzde 56.8’e düştü.
İŞTE ÜRKÜTEN TABLO
MASKİ, Çat Barajı’nı acil durum suyu olarak planlıyordu
Malatya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (MASKİ), içmesuyu ile ilgili olağanüstü bir durum söz konusu olduğunda Çat Barajı’nı acil durum suyu olarak planlıyordu. MASKİ Genel Müdürü Dr. Özgür Özdemir, Yeni Malatya Gazetesi’ne geçtiğimiz aylarda verdiği röportajda ‘ Sayın Bakanımızın talimatı var. Çat Barajı’nı acil durum suyu olarak planlıyoruz. Süreçleri başlattık. Çat Barajı’nın mevcut durumu inceleniyor. Anlaşmaya vardık. Protokol aşamasındayız. Acil durumda 1000 lt/sn su almak için protokol yapacağız” açıklamasında bulunmuştu. Çat Barajının kurumasıyla MASKİ’nin acil durum suyu olarak başka alternatif su kaynakları üzerinde planlama yapabileceği değerlendiriliyor.
Çiçek, uyarmıştı!
2014 yılının Ağustos ayında o dönem Ziraat Mühendisleri Odası Malatya Şube Başkanı olan Fevzi Çiçek, Yeni Malatya Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, iklimbilimcilerin kuraklığa ilişkin yaptığı uyarıları hatırlatarak, Malatya’da tarımsal ve hayvansal üretimin olumsuz etkilenmemesi için uyarılarda bulunmuş ve alınması gereken tedbirleri sıralamıştı.
Çiçek, söz konusu açıklamasında, Malatya’nın su kaynaklarındaki azalmaya dikkat çekmiş, kaçak ve kayıplar ile HES’lerin yanı sıra su kullanımına ilişkin önemli değerlendirme ve uyarılarda bulunarak “İnsan ve diğer canlıların yaşam kaynağı olan su kaynaklarımız her geçen gün azalıyor. En basit örneği ile bugün bütün şehrin sadece bir kaynaktan içme suyunun karşılandığı, her geçen artan nüfusa rağmen azalan su kaynağı gerçeği önünde ikinci bir kaynak arayışı yapılmaması, tedbir alınmaması, bütün bunlar yetmiyormuş gibi rant amaçlı kaynak sahalarının taş ocaklarına, HES yatırımlarına peşkeş çekip ticarileştirilmelerini izah etmek ve anlamak da oldukça zor bir durumdur” diyerek, olası kuraklık sürecinde krizin doğru yönetilmesi için bir dizi önlemler alınması gerektiğini vurgulamıştı.
Çiçek, “Mesele sadece tarımsal kuraklık değil top yekun yaşam meselesidir” diyerek, sorunun çözümü için de 7 madde halinde şu önerilerde bulunmuştu:
1-Öncelikle şehre içme suyu kaynağını beslemek ve tedbir amaçlı ikinci bir kaynak tespit ederek kullanıma hazır hale getirilmelidir. Sadece bir odaklı düşünmeden bütün yaşam merkezleri ilçe mahalle ihtiyaçları tespit edilerek potansiyel kaynaklar belirlenmeli ve kullanıma hazır hale getirilmelidir.
2-Sorunun çözümü sadece yöneticiler değil kullanıcılarda birinci derecede sorumludur. Durumun ciddiyetini anlamaları ve buna göre görevlilere ve yöneticilere yardımcı olmaları kolaylaştırıcı olmaları gerekmektedir.
3-Dünyanın hiçbir yerinde ne kadar bol su kaynağı olursa olsun yarını hesap etmeden programsız ve bir o kadar verimsiz kullanımı yoktur. Geleneklerden vazgeçip, en ekonomik sulama yolu seçilmelidir.
4-Yer altı suları stratejik sulardır. En son kullanılması gereken kaynaklardır. Oysa önce yer altı suları kullanılmaktadır. Bu ise sadece yer altı sularının bitmesi anlamına gelmiyor akarsuların kaynakları da yok oluyor demektir. Önce akarsularımız ıslah etmek, kayıp kaçakları azaltmak, en son çare yer altı sularını kullanmamız gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki yer altı sularını kullanmak için harcanan maliyet akarsuların ıslahının 3-4 katıdır.
5-Tarımsal üretimde ürün desenleri ve münavebe kullanılabilecek su miktarına göre programlanmalı ve kullanıcıların buna uyması gerekmektedir.
6- Her geçen gün tarımsal üretimdeki maliyet artışı, kurak geçen bu ve öngörülen önümüzdeki dönemde artarak devam edecektir. Bu nedenle tedbirin bu günden alınması, üretim planlamasının yapılması kaçınılmazdır. Plansız üretim kısa vadede çözüm önerilerini ortaya çıkarmaktadır ki bunun en pratiği ise ithalatla çözüm. İthalat çözümünün etkilerini hepimiz çok iyi biliyoruz.
7-Su kaynakları ticarete konu edilmemelidir. Ülke enerji ihtiyaçları başka kaynaklardan karşılanmalıdır. Suyun ticarileştirilmesi insanların yaşam haklarının ellerinden alınması anlamına gelir.
Gelinen noktada, uzmanların yıllar önce yaptığı son derece önemli uyarıların dikkate alınmadığı ve gelinen noktada yaz aylarında kuraklıkla birlikte tarımsal ve hayvansal üretimde yaşanabilecek düşüşle birlikte kıtlık tehlikesinin de baş gösterebileceği ifade ediliyor.
Güler HAZAR, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com
Çat Barajı (Arşiv Fotoğrafı)