SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Tarım Arazilerinden Çevreyolu Geçirilmemeli"

0
Güncellendi - 2017-01-12 03:07:15
A- A+ PAYLAŞ

  • Tarımsal Eğitimin Başlamasının 171. yıldönümü töreninde Milli Tarım Projesi başlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür eden Doç.Dr. Gündüz, "Cumhurbaşkanımız çizdiği istikamet biz tarımın paydaşlarını mutlu etmiştir. Cumhurbaşkanımızın bu projeye ilişkin sözlerinden anlıyoruz ki, alternatifi varken kentleşme adına tarım arazileri imara açılmamalı. Anlıyoruz ki, alternatifi varken 1. derece tarım arazilerinden çevreyolu geçirilmemeli.."dedi.

Osmanlı’da Tanzimat dönemi ile birlikte başlayan hemen her alandaki yenileşme ve değişim hareketlerinin yoğun biçimde görüldüğü alanlardan biri de eğitim kurumuydu. Bu kapsamda, geleneksel alışkanlıkların değiştirildiği ve yenilikçi hareketlerin uygulamaya geçirildiği kulvarlardan biri de tarımsal eğitim oldu. Bu amaçla, İstanbul Ayamama Çiftliği’nde 10 Ocak 1846 tarihinde Ziraat Mektebi, eğitim ve öğretime başladı.

İnönü Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Battalgazi Meslek Yüksek Okulu ve Ziraat Mühendisleri Odası Malatya Şubesi ortaklaşa düzenlediği bir programla, Türkiye’de tarımsal eğitim ve öğretimin başlamasının 171. Yıldönümünü kutladı.

Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki programa, Malatya Valisi Mustafa Toprak, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, TAGEM Genel Müdürü Dr. Nevzat Birişik, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nihat Tursun, Battalgazi MYO Müdürü ve Ziraat Mühendisleri Malatya Şubesi Başkanı Doç. Dr. Orhan Gündüz, öğretim üyeleri, TARSİM Bölge Müdürü Mehmet Ali Doğan, Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Merkez Yöneticisi İhsan Akın, öğretim üyeleri, öğrenciler ve kalabalık bir daveti topluluğu katıldı.

Sayı duruşu, İstiklâl Marşı’nın okunması ve 15 Temmuz darbe girişimini anlatan sinevizyon gösterimi ile başlayan program protokol konuşmalarıyla devam etti.

Kutlama programında, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar (TAGEM) Genel Müdürü Dr. Nevzat Birişik, “Tarım – Eğitim ve Bilim İlişkisi” konulu bir sunum yaptı.

Program kapsamında yapılan konuşmalarda, tarımsal faaliyetlerin artık ülkelerin milli güvenlik konspetini belirleyen politika başlıklarından biri olduğu vurgulanarak, tarımsal eğitim ve öğretimin tarımsal politikaların şekillendirilmesi bağlamında büyük önem taşıdığı belirtildi.

“Bazı güçler Türkiye’nin üreten değil tüketen bir ülke olmasını istiyorlar”

Kutlama programında konuşan Vali Mustafa Toprak, Türkiye’nin bazı güçler tarafından üreten değil, başkalarının ürettiğini tüketen bir tüketim toplum yapılmak istendiğini belirterek, “Biz bir taraftan tarımsal üretimimizi büyütürken, bir taraftan da tarımsal sanayimizin katma değeri yüksek üretim yapan içeriğe kavuşturmalıyız. Bu anlamda, tarımsal eğitimin niteliği ve kurumsal kültürü büyük önem taşıyor” dedi.

Türkiye'nin tarım alanında orta ve yüksek teknolojiye sahip olduğunu belirten Vali Toprak, "Tarım konusunda son yıllarda ciddi aşamalar kaydettik. Tarım ürünlerinin katma değer ile bütünleştirilmesiyle çiftçi ve üreticimizin kazançlarında önemli artış sağlanmaktadır. Ancak esas olan o gücü elde tutacak üretimi sürdürülebilir kılmaktır. Amaç, üretimi kaliteli kılmak ve daha az alanda büyük üretim gücü yakalayabilmektir” diye konuştu.

Toprak, tarımsal üretimin artırılmasında, tarımın geliştirilmesinde büyük emeği olan akademik camiaya ve diğer ilgili ve yetkililere teşekkür etti.

Rektör Kızılay: Türkiye tarım açısından önemli bir ülke

Ziraat Fakültesinin hem staj hem de çalışma alanı olarak önemli olduğunu belirten Rektör Prof. Dr. Kızılay, "Fakültemizde 13 hocamız, 20 araştırma görevlimiz, 40 yüksek lisans ve doktora öğrencimiz bulunmaktadır. İnşallah birkaç ay içerisinde yeni yapmış olduğumuz Ziraat Fakültesi binasına geçiş yapacağız. Son derece modern ve teknik donanımlı binada nitelikli laboratuvarlar olacaktır.” dedi.

Türkiye'nin tarım açısından önemli bir ülke olduğun vurgulayan Rektör Prof. Dr. Kızılay, konuşmasına şöyle devam etti: "Ülkemiz nüfusunun dörtte biri kırsal kesimde yaşamaktadır. İstihdam açısından tarım ve tarım üreticiliği çok önemli bir alan oluşturmaktadır. Bizim 2023 hedefimiz şu anda çok önemli bir hedeftir. Bu doğrultuda tarımsal üretimin yüz elli milyar dolar olmasını hedeflenmektedir. Bu ancak güçlü tarımsal üretim, güçlü tarımsal destek sonuçlarıyla elde edilebilir. Bunun sonucunda tarımsal üretimde iyi olacak, tarımsal istihdamda hedefine ulaşacaktır. 2023'te ihracatta ise tarım ürünlerinden gelen gelirin otuz milyar dolara çıkarılması hedeflenmektedir. Tüm bu hedeflere ulaşmada bilgi, teknoloji ve nitelikli insan gücü son derece önemlidir. Bu düşünceler doğrultusunda bizlerde Ziraat Fakültemizi bilimin merkezi haline getirmeyi amaçlamaktayız."

Türkiye’nin ve Malatya'nın tarıma elverişli kıymetli topraklara sahip olduğunu dile getiren Rektör Prof. Dr. Kızılay, "Tarımla uğraşan tüm çiftçilerimizi ve tarımla uğraşan emektarlarımızın bayramını kutluyorum" ifadelerini kullandı.

Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nihat Tursun da Türkiye'de geçmişe bakıldığında tarım alanında en az on kat artış gözlendiğini dile getirerek, "Ülkemizde yaklaşık kırk Ziraat Fakültesi bulunmaktadır. Buradan mezun öğrencilerin istihdam sorunun olmaması gerekir. Üretim ve verim artışı konusu ve sürdürülebilir olması önemlidir. İlimiz, bölgemiz ve ülkemize hizmet vermek için elimizden gelen tüm gayreti sarf etmekteyiz. Malatya tarım açısından önemli bir konuma sahiptir." dedi.

Doç. Dr. Gündüz: Milli Tarım Projesi önemli

Ziraat Mühendisleri Odası Malatya Şube Başkanı ve Battalgazi MYO Müdürü Doç. Dr. Orhan Gündüz de tarımın Türk toplumu için önemli olduğunu ifade ederek, hükümetin başlattığı ‘Milli Tarım’ projesini çok önemsediklerini ifade etti. Tarımın paydaşlarını heyecanlandıran bir proje olduğunu kaydeden Doç. Dr. Gündüz, "Devletimizin milli tarım politikası bizleri heyecanlandırmıştır. Çünkü bir an önce ithal ürün sıkıntısından kurtulmak ve milli üretime dayalı proje ve çalışmalarla tarıma yön vermeyi değerli buluyorum” dedi.

“Alternatifleri varken tarım arazilerinden çevre yolu geçirilmemeli”

Söz konusu projeden dolayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere hükümet yetkililerine teşekkür eden Doç. Dr. Gündüz, projenin içeriğine dair bilgiler aktararak şunları söyledi:

“Sayın Cumhurbaşkanımız aynen ‘Tarım ovalarımızı SİT alanı ilan ediyoruz. Bundan sonra tarım ovalarına bir çivi dahi çakılmasına müsaade etmeyeceğiz’ ifadelerini kullanmıştır. Milli Tarım Projesinin içerisinde tarımsal ovaların SİT alanı ilan edilmesi var. Bu istikamet biz tarımın paydaşlarını mutlu etmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımıza bir kez daha teşekkür ediyorum. Biz bu söylemlerden şunu anlıyoruz ki; alternatifleri mevcut iken tarım arazileri kentleşme amacıyla imara açılmayacak. Alternatifleri mevcut iken, birinci sınıf tarım arazilerinin ortasından çevre yolu geçirilmeyecek. Biz yine şunu anlıyoruz ki tarım arazilerinin üzerine kampüsler, okul binaları, çeşitli yapılar kurarak arazilerimizi heba etmeyeceğiz. Devlet, bu konuda bize artık bir istikamet çizdi. "

“40 yıl önceki metotlarla öğrenci yetiştiriyoruz”

Tarımsal eğitimine ve ziraat mühendislerinin karşılaştıkları sorunlara da kısaca değinen Doç. Dr. Orhan Gündüz, “Mühendislerimizi nitelikli bir eğitimden geçiremiyoruz. Ziraat mühendisi alana çıktığında üreticinin istediği donanıma sahip değil. Biz tabi bu soruları kendimize de soruyoruz. Bu eğitim ve öğretimi veren kamu kurum ve kuruluşları ile üniversitelerimizi sorgulamamız gerekiyor. Türkiye’de yaklaşık 40 tane ziraat fakültesi var. Onlarca meslek yüksekokulunda eğitim var, sanıyorum 18 Lisede tarımsal eğitim veriliyor ama nitelikli teknik eleman yetiştirme konusunda sorun yaşıyoruz. Bunun yanı sıra mühendis arkadaşlarımız sahaya çıktığında, örneğin tarım danışmanlığı yapmak istediğinde, bakanlık sertifika istiyor. İlaç bayiliği yapmak istediğinde sınav şartı istiyor. Bizim verdiğimiz öğretim ile bakanlığın uygulamaları arasında çelişki var. Bakanlığı da suçlamıyoruz çünkü fakültelerimizde hala 40 yıl önceki metotlarla öğrenci yetiştiriyoruz. Sorun bizde. Bu sistemsel bir sorun ve bunu düzeltmemiz lazım. YÖK, Tarım Bakanlığı ve üniversiteler bir adaya gelerek müfredatımızı güncellememiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

Programda konuşan Fırat Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Şükrü Doğan da okul hakkında bilgiler vererek, mesleki eğitimin öneminden bahsetti.

TAGEM Genel Müdürü ‘Tarımda Eğitim ve Bilim İlişkisi’ başlıklı sunum yaptı

Konuşmalardan sonra Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar (TAGEM) Genel Müdürü Dr. Nevzat Birişik tarafından “Tarımda Eğitim ve Bilim İlişkisi” başlıklı bir sunum yapıldı.

TAGEM Genel Müdürü Dr. Nevzat Birişik sunumunda, Türkiye’nin dünya tarımsal üretim liginde güçlü bir yeri olduğunu, ancak bazı alanlarda yapılacak yeni düzenlemelerle çok daha iyi bir noktaya gelebileceğini söyledi.

TAGEM Genel Müdürü Nevzat Birişik’in sunumunda öne çıkan hususlar özetle şöyle:

Tarım bir sosyo-ekonomik faaliyettir. Gıda, giyinme, barınma ihtiyacımızın karşılanması için yürütülen faaliyetlerin tamamıdır. Tarım ve hayvancılık birbirinden ayrılmaz, tam tersine birbirini bütünleyen faaliyetlerdir. Avcılık da buna dahildir. Balık avcılığı da bunun bir parçasıdır.

Sadece bir üretim faaliyeti değil, bir yaşam şekli ve bir kültürdür. Tarım, insanlık tarihi eskidir ve insanlık serüvenimizin çok önemli bir parçasıdır.

Tarım, ilk defa ‘Bereketli Hilal’ olarak adlandırılan Fırat – Dicle ve Nil Havzası’nda başlamıştır. İnsanlık hep buradan şekillendi. Dinler de buradan çıktı, medeniyetler de burada inşa edildi. Biz de bu kadim geleneğin olgunlaştığı toprakların bir parçasıyız.

Tarım ile medeniyet arasında doğrusal bir ilişki vardır. 13 bin yıllık yazılı tarih, bunu doğrulamaktadır. Tarım gittiği her yere medeniyet götürmüştür. Medeniyet tarımın varlığından hayat bulmuştur. Akdeniz Havzası’ndaki medeniyet de tarımla hayat bulmuştur, Afrika’daki, Çin’deki medeniyet de tarımsal üretimin üzerine inşa edilmiştir. Amerika’da böyledir. Aztekler, Mayalar tarımsal faaliyet ile medeniyet üretti. Hindistan’da da bu böyledir.

Bunun basit bazı nedenleri var: Çünkü insanoğlu yaşayabilmek için gıdaya muhtaçtır. Nerde gıda varsa ve nerde gıda üretebilecekse oradadır insan. Tarımla birlikte ilk kez mülkiyet duygusu gelişti. Avlayarak toplayarak yaptığınız şey bir kolektif faaliyettir. Ama ekip biçmeye başladığınızda, yaşam anlayışınız ve felsefeniz değişiyor, bu da zamanla medeniyet anlayışınızı değiştiriyor. İnsan yerleşik hayata geçip, sahiplenme olgusu gelişince, zaman içerisinde diğer canlılardan ve doğanın bir kısmından kopmaya başlıyor. Bugün yer küredeki en yaygın canlı türü insandır. Kutuplarda da varız, ekvatorda da varız. Bu, bir yandan, insanoğlunun tarım yapabilme kabiliyetinden kaynaklanırken, diğer yandan tarımın gücünü ve hayati önemini göstermektedir.

Türkiye tarımda bir güç merkezi olacak mı?

Türkiye, 60 milyar dolarlık tarımsal ekonomisi ile Avrupa ve Ortadoğu’nun 1’inci, dünyanın 7’nci büyük tarım ekonomisidir. Güncel verilerle, 140 milyon tonluk tarım üretimi, 16 milyar 800 milyon dolarlık tarımsal ihracatı vardır.

Türkiye'de gıda güvenliğini bozucu en önemli konu; yüksek gümrük tarifeleri ve iklim riskleri olarak gösterilmektedir. Türkiye'nin en iyi olduğu başlıklar ise gıda varlığı, kalitesi ve güvenilirliğidir.

Türkiye kendi bölgesinde kendi ayakları üzerinde durup, bir güç merkezi olacak mı, bir smart power olacak mıdır? Olabilir. Çünkü tarım potansiyelimiz ve tarımsal kültür ve geleneğimiz bu gücümüz olduğunu gösteriyor.

Tarımsal üretim dünyada 10 kat artarken, nüfus ise yüz yıl içinde 4 kat arttı. 150 yılı düşündüğümüzde ise 6 kat arttı. Biz hiç dünyada bu kadar kalabalık olmamıştık. Bunun iki basit nedeni var: Birincisi, tıpçıların salgın hastalıkları önlemesidir. İkincisi, gıda üretiminin hızla artması.

“Doğa tahrip oldu, tehlike çanları çalmaya başladı”

Ama bu 100 yıllık üretim doğa üzerinde, doğal kaynaklarda, çevre üzerinde o kadar büyük baskı yarattı ki, tehlike çanları çalmaya başladı.

Dünyada 5 milyar hektar tarımsal arazi var. Yüzde 80’ini kullanıyoruz, yüzde 20’sini kullanamıyoruz. Ama bunun büyük bölümü mera veya çayır. Fiilen ekip biçtiğimiz tarımsal alan 1,5 milyar hektardır. Kişi başına düşen tarım arazisini hesapladığımızda, bundan çok değil, 50 yıl önce kişi başına düşen tarım arazisi 4 dönüm iken, bugün 2 dönüme düşmüştür.

Doğal kaynaklar üzerindeki aşırı baskıların yarattığı bu durum, dünya için tarımsal tehlike çanlarının çaldığını göstermektedir.”

“Malatya kaçıncı sırada onu hiç söylemeyeyim”

Dr. Birişik, Malatya’nın büyük bir potansiyele sahip olmasına karşın Türkiye’de ilk 10’a giremediğini belirterek, “Orta öğretim düzeyinde, lisans ve yüksek lisans düzeyinde eğitim verebilen eğitim kurumlarına sahip olmasına ve tarımsal çeşitlilik, potansiyel bakımından her türlü tarımsal faaliyete uygun zenginliklere sahip olmasına rağmen Malatya’nın tarımsal üretimde Türkiye’de ilk 10’da olmaması üzücü ve düşündürücüdür. Peki, Malatya kaçıncı sırada tarımsal üretimde? İsterseniz ben onu hiç söylemeyeyim” dedi.

Akademik kariyerinde yükselenlerin cübbeleri giydirildi, meslekte 35. yılını dolduranlara plaket sunuldu

Programın sonunda İnönü Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nde bu yıl profesörlük kadrosuna yükselen, Prof. Dr. Hüseyin Karlıdağ ile doçentliğe yükselen Doç. Dr. Hakan Yıldırım, yardımcı doçent kadrosuna atanan Yrd. Doç. Dr. Mehmet Keçeci'ye Rektör Prof. Dr. Ahmet Kızılay tarafından akademik binişleri (cübbe) giydirildi.

Öte yandan ziraat mühendisliği mesleğinde 35. yılını dolduran meslek mensuplarından TEMA Malatya Eski Şube Başkanı İzzet Berktaş, Nizamettin Opanoğlu, Gökmen Yücel ve Mehmet Çırak'a, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nihat Tursun ile Battalgazi MYO Müdürü Doç. Dr. Orhan Gündüz tarafında plaket sunuldu.

Güler HAZAR, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

16 yorum yapılmış

  • Mehmet (7 yıl önce)
    Bugün lüks dıye sehır merkezınden evıni satıp fahrı Kayahan dan ev alanlar! Sahıi yolu ve kuzey Çevreyolu yapılınca baraj manzaralı ev alabılmek ıcın yarışacaklar nokta !
    0
    0
    Yanıtla
  • Salih (7 yıl önce)
    Kuzey yolu için heyecanla bekleyen arazi sahiplerinin canını sıkmayınız lütfen. Baraja kadar binlerce dönüm düz ovada alabildiğine inşaat yapıldığını düşünün... yumuşacık arazi, temel kazmak ne kolay. Malzeme taşımak basit. Alabildiğine rant... Beklenen büyük depremle yerle bir olana kadar her şey bir harika dostum...
    0
    0
    Yanıtla
  • Sebul (7 yıl önce)
    Tarım arazisi diyerek kuzey çevre yolunu iptal ettirmek istiyorsunuz galiba tarım arazisi dediğiniz yerlerde ne kadar üretim yapıldığını bu arazilerin ne kadarının tarımsal olarak kullanıldığını ve bu arazilerde çiftçilerin 150 -200m sondaj vurdukları halde su bulamadıklarını barajdan getirilen suların çok masraflı olduğundan birçok çiftçinin kayısılarını kuruttuğunu malatya merkeze gelerek asgari ücretle çalıştıklarını biliyor musunuz ayrıca malatyamızın manzara açısından en güzel yerinin neresi olduğunu sorarım size malatyanın su sorunu olmayan fahri kayahan tarafına ağaçlar kesilip siteler yapılırken oralar tarıma daha elverişli değil miydi? anladığım kadarıyla şehri yeşilyurt tarafına kaydırarak insanlara çatı manzarası seyrettirmek istiyorsunuz böyle düşünüyorsanız malatyalılar için hiçde iyi bir şey yapmıyorsunuz eğer malatyanın geleceğine iyi bir yatırım yapmak istiyorsanız kuzey cevre yolunu ve sahil yolu projesini en kısa zamanda bitirirsiniz.bu arada ilerleyen yıllarda güney cevre yolununda yapılması uygun olur _
    0
    0
    Yanıtla
  • Ahmet (7 yıl önce)
    Tejde karakavak bostanbaşıfahri kayan çilesiz tarım arazisi değildi galiba Malatya merkezde yeşil alan kaldığı eskiden yeşil Malatya denilirdi şimdi hertaraf beton oldu ağacı kes bina dik
    0
    0
    Yanıtla
  • Sinan Toper (7 yıl önce)
    KUZEY ÇEVRE YOLUNU karalama kampanyası devam ediyo demek hala Zir.Müh. SİNAN TOPER
    0
    0
    Yanıtla
  • Yerelli (7 yıl önce)
    Tarımsal alanlara yerleşim yeri açılmasına ses çıkaramayanlar kuzey çevre yolu için de ses çıkarmasınlar. Kuzey çevre yolu için de en iyi güzergâh bir ucu Akçadağ kâğıt fabrikası önü diğer ucu da kömürhan köprüsü olmak üzere iki nokta arasında çizilecek doğru olmalıdır. Bu güzergâh sahil yolu da olabilir. Bunun dışındaki güzergâhlar rantabl(verimli) olmaz benden söylemesi.
    0
    0
    Yanıtla
  • abdurrahim fırat (7 yıl önce)
    Kuzey Çevre Yolunu tarımsal arazi endişesiyle gerekçelendirenleri samimi bulmuyorum.Tecde.karakavak,fahri Kayahan mahalleleri tarımsal arazi değil miydi?Şu an Dünyada hızlı trenlerin geçtiği tüm araziler tarımsal ve düz yerlerdir.
    0
    0
    Yanıtla
  • Recep (7 yıl önce)
    Şehrin daha da gelişip güzelleşmesini istemeyenlerin düşüncesi bu.Bir şehir olsun baraj kenarının güzelliğinden faydalanmasın.Bu fahri kayahan ve yeşilyurt zenginlerini daha da zengin etmek için yapılmış bir haberdir.Türkiyemizdeki şehirlerin çoğu baraj veya deniz kenarlarının güzelliklerinden faydalanmak için çalışmalar yapmışlardır.Bu haber zenginlere hizmet eden bir haberdir.
    0
    0
    Yanıtla
  • NİHAT SOYLU (7 yıl önce)
    Birileri Sürekli Baltalamak istiyor Kuzey Çevre yolu nun geçtiği Güzergah %20 Yamaç Dağda geçiyor Fahri Kayahan Botanbaşı Yağmalanırken Neden Kimseni sesi çıkmadı Kuzey çevre yolu Malatya ya Nefes Aldıracak Şehirin kaderi Oynamayın Lütfen Haber Yaparken Kendi kendi yorrumunuzu katmayın Konuşmacıların İfadelerini okudum hiç biri kuzey çevre yolundan bahsetmiyor bırakın yapılacaksa yapılsın Bu hizmete Engel olmayın
    0
    0
    Yanıtla
  • Malatyam için (7 yıl önce)
    Ben kuzey mi daha iyi olur Güney mi vallahi billahi anlamam.Ama Malatyamıza ne yatırım yapılacaksa en iyisi kalitelisi ve ileriye dönük yapılmasını memleketim için isterim.Şunu da belirtmek isterim ki bu yatırımlarda rant sağlamak isteyenler varsa hesabını Allah'a verecektir.Devlet işlerinde birilerinin yakınları tanıdıkları diye bir şey olmaz olamaz. Rabbim bu düşüncede olanların bu dünyada da acısını tattırır inşaallah. Devletimizin 1 kuruşunda 80 milyonun hakkı vardır.Hak hem maddi hem manevidir.Hesabını vermek te artık.. yorum o zihniyetlerin. Rabbim inşaallah Malatyamıza bir sivil havalimanı , güzel yollar , hızlı tren ve karayolları bölge müdürlüğünü nasip etsin.
    0
    0
    Yanıtla
  • a.gültekin (7 yıl önce)
    defalarca anlatıldı ki kuzey çevre yolu malatya için yıkımdır,işin bilimsel yönü ile ilgili kurumlar bu yol için olumsuz görüş bildirilmiş aldıran kim 32 km yol 56 km ye çıkmış kimin umurunda yeşil alanlar yok edilmiş kimin umurun da malatya için geçmiş olsun rantçılar için gözleriniz aydın demekten başka bir şey diyemeyiz.
    0
    0
    Yanıtla
  • Cengiz (7 yıl önce)
    Bu haber gercekten "cevresel kaygilarla" mi yapilmis yoksa fahri kayhan, bostanbasi muteahhitlerini bypass edecek Kuzey Cevre Yolu' nu karalamak icin mi !!!!!Malatya haber , haberciliginize saygiliyim ama Malatyamizin genel menfaatlerinin aleyhinde ; uc bes burjuvazinin menfaatlerini korumaya yonelik, her firsatta ve artik sistematiklesen Kuzey Cevre You'nu karalama haberlerinizin Malatyamizin atilim yapmasinin onunde buyuk bir engel oldugunu belirtmek isterim."Kucuk olsun benim olsun zihniyetini barindiriyor bu yaklasim.Batidan degil dogudan ornek vereyim:Erzincan elazig erzurum... bu sehirlerde yillar once bitmis, sehri bypass eden cevreyollari.Bunlar benim gorduklerim.Gormediyseniz buyrun siz de gidin ve gorun...Saygilar....
    0
    0
    Yanıtla
  • Cengiz Bey kuzey çevre yolunun fahrikayahan bostanbaşı yolunu bypass edebilme fikriniz biraz komik.sonuçta çevre yolunun altı fay bölgesi üzerinde yapılaşmaya uygun değil.sadece şunu diyebilirdiniz. tarım alanlarını öldürmeyin. çilesizi tecdeyi bostanbaşını mahvettiğiniz gibi.daha anlamlı olurdu.yinede yolu oradan geçirecekler bu toplantılar boş. bildiklerini yapacaklar.
    0
    0
    Yanıtla
  • Uyuyan adam (7 yıl önce)Cengiz isimli kullanıcı yorumuna
    Elazığ çevreyolu neredeyse 1. Sınıf tarım arazisi olan engebesiz sulanabilir bir araziden mi geçiyor merak ettim gidip görmüş iken dikkat etseydiniz
    0
    0
    Yanıtla
  • Ali (7 yıl önce)
    Ben kamyoncu olsam uzun çevre yolunda gitmem ..onun için çevre yolu kestirme olmalı yoksa is yapmaz
    0
    0
    Yanıtla
  • aşağışeherli (7 yıl önce)
    malatyada tarım nasıl olsun sulama suyu genelde elektirik kulanarak tarlaları suluyoruz 20 donum tarlaya 2400 tl elektirik parası odedim mazotun fıatı belli ektiğin ürün verdiğin paraları ancak cıkarıyor verdiğin emek karşılğı yok oyle olunca ekmeyi bıraktık asgari ucretle calışmak daha karlı olmaya başladı düşünün cifcinin halini
    0
    0
    Yanıtla