Turgut Özal Üniversitesi Battalgazi Meslek Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Gündüz, Türkiye’de kullanılmayan tarım arazisi büyüklüğünün 2 milyon hektar olduğunu belirterek, “Bu, dehşet bir rakam. Bunun üzerinde düşünmemiz, sorgulamamız gerekiyor. Tarımın yurt içi gayri safi milli hâsıla içindeki payı her geçen yıl düşüyor” dedi.
Türk Ocakları Malatya Şubesi tarafından düzenlenen geleneksel haftalık konferanslar kapsamında düzenlenen “Tarımın Türkiye Ekonomisindeki Yeri” başlıklı konferansın konuşmacısı Battalgazi Meslek Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Gündüz’dü.
Toplantının açılışında konuşan Türk Ocakları Şube Başkanı Nadir Günata, Türk Ocağı’nın her siyasi görüşten, kimlikten insanların bir araya geldiği bir sivil toplum kuruluşu olduğunu belirterek “Bu fotoğrafı görmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Türk Ocakları bir siyasi partinin yan kolu değil her kesimden, her siyasi görüşten insanın gönül verdiği bir üst kimliktir. Vatansever olduktan sonra herkesi burada görmekten mutluluk duyduğumuz ifade etmek istiyorum. Ülkemizin, ekonomik, sosyal, kültürel sorunlarının çözümüne katkı sağlamak adına alanında uzman kişileri burada konuk ediyoruz. Bize destek veren herkese teşekkür ediyorum” dedi.
Günata’nın konuşmasının ardından Turgut Özal Üniversitesi Battalgazi Meslek Yüksekokulu öğretim üyesi Prof.Dr. Orhan Gündüz “Tarımın Türkiye Ekonomisindeki Yeri’ başlıklı sunum yaptı.
Türkiye’de tarımın son yıllardaki durumunu Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve FAO verileriyle aktaran Gündüz, “Tarım sektörü sadece Türkiye'de değil dünyanın bütün ülkeleri için stratejik önemi olan bir sektör. Ekonomi bilimi izah ederken ekonominin 3 sektör üzerine kurulduğunu görüyoruz. Bunlardan 1. sanayi 2. Tarım bir diğerinin de hizmetler sektörü olduğunu görüyoruz. İlk iktisat teorileri hep tarımı önceleyen veya da tarım ürünlerini ele alan konular olmuş. Bin 750 yıllarında tarım ürünlerin ticaretini yaygınlaşmasıyla beraber ortaya çıkan bir ekonomi bilimi var ve şu anda ve şu anda ülkemizde de uygulanmakta olan liberal ekonominin o dönemlerde kalmaktadır. Aslında tarım dediğimiz şey daha çok tohumu ve toprağı kendisine araç edinen ve üzerinde diğer üretim süreçlerini geçiren bir faaliyet. Tarımın üç birleşeni ve bunlara birisi bitkisel üretim, diğeri hayvansal üretim bir diğeri de gıdadır” diye konuştu.
Konferansında, tarımın dünya ve insanlık için önemine değinen Prof. Dr. Orhan Gündüz, tarım sektörünün stratejik bir değere sahip olduğuna vurgu yaparak, “Ekonomi bilimi, ekonominin 3 temel üzerinde yükseldiğini belirtir. Bunlar; sanayi, tarım ve hizmet sektörüdür. Zaten ilk ekonomi teorilerinin ortak özelliği de tarım sektörünü öne çıkarmış olmalarıdır” diye konuştu.
“Yıllık 4 milyon ton buğday ithal ediyoruz, bu durumu olağan hale getirmemek gerekir”
Türkiye’nin tarım kaynakları, potansiyeli ve ülke ekonomisinde tarımın yerine ilişkin istatistiksel veriler aktaran Prof. Dr. Orhan Gündüz, son yıllarda Türkiye’nin buğday ithal etmeye başladığını hatırlatarak, iklim ve coğrafi şartların zorunlu kıldığı durumlarda buğday ithalatının normal olduğunu, ancak bu durumun sürekli ve olağan hale getirmemek gerektiğini vurguladı. Gündüz şöyle konuştu: “Biz tarım ülkesi olarak hakikaten zengin kaynaklara sahibiz. Yeter ki bunları etkin ve verimli kullanalım. Üretime ihtiyacımız var. Yıllık 4 milyon ton buğday ithal ediyoruz. İklim ve coğrafi şartlar itibariyle eğer o yıl üretim yapamazsanız elbette ki ithal edersiniz ama bunu sürekli ve olağan hale getirmemek gerekiyor. Bizim TİGEM’lerimiz var. On binlerce hektar arazi var. Bu arazileri işleyecek kapasitede yeterli teknik personelimiz ve üreticilerimiz var. Ülkemizin hangi üründe arz açığı var ise o açığı kapatmaya yönelik üretimler yapabiliriz”.
Tarım sektörünün ülke ekonomisine katkısının tek bir alanda değil, birçok başlıkta kendini gösterdiğini belirten Prof. Dr. Gündüz, tarımın, dış ticaretin önemli unsurlarından biri olarak ekonomiye ve ticari hayata katkı sağladığını, gayri safi milli hasılayı büyüttüğünü, istihdam sağladığını, üretim faktörlerini harekete geçirdiğini, tüm bunlardan önemli olarak da insanların ve diğer canlıların beslenmesini sağlayarak yaşamın temel değerlerinin başında geldiğini vurguladı.
“Tarım arazisi varlığımız düşüyor”
Türkiye’nin güncel verilere göre, tarım arazisi varlığının 23 milyon 710 bin hektar, ekilebilir arazi büyüklüğünün ise 20 milyon hektar olduğunu ifade eden Gündüz, “Türkiye’de yaklaşık 2 milyon hektar tarım arazisinin kullanılmadığı ilgili bakanlık yetkililerince açıklandı. Bu rakam dehşet rakam. Biz hala tarımsal üretim faaliyetleri açısından sıkıntı yaşadığımızı da biliyoruz. Tarım arazisinin yıllar itibariyle değiştiğini biliyoruz. 1961 yılında 25 milyon hektar tarım arazisi varlığımız var iken bugün bu rakamın düştüğünü görüyoruz. Son yıllarda düşmeye devam ediyor. Bunu çok iyi düşünmemiz gerekiyor” dedi.
“İstihdamın % 18’i tarım sektöründe”
Türkiye’de tarım sektörünün önemli istihdam kaynaklarından biri olduğunu ve tüm istihdam içindeki tarım sektörü payının % 18 olduğunu söyleyen Gündüz, diğer sektörlerdeki istihdam oranının yükselmesi karşısında tarım sektöründeki istihdam oranının düşme eğilimine girebildiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Gündüz, “Tarımsal üretim yaptığımız için ekonomiye ciddi katkı sunuyor ama her geçen yıl tarımın yurt içi gayri safi milli hasıla içindeki payı düşüyor. Tarımın katkısı oransal olarak düşüyor. Tarımın ekonomi içerisindeki yeri kötüleşiyor anlamına gelmesin. Diğer sektörlerin katkısı yükseldikçe tarımın payı düşüyor olabilir. Gelişmiş ülkelerde tabi bu oran yüksek” ifadelerini kullandı.
Güler HAZAR, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com
