SON DAKİKA
SON DEPREMLER

TBMM'nin Açılması ve Malatya Cephesi

A- A+ PAYLAŞ

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Açılması ve Malatya Cephesi
Celal YALVAÇ Yazıları Arşivi'nden 

Birinci Cihan Harbi sonrası Türk Siyaset Tarihi’nin en önemli dönüm noktalarından birisi de 23 Nisan 1920 günü Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıdır.

16 Mart 1920 günü İstanbul’un fiilen işgal edilmesi ve bu olay esnasında bazı çirkinliklerin yaşanması, Mustafa Kemal’in 19 Mart 1920 tarihli tamiminin yayınlanmasına sebep oldu. Amasya Mülakatı esnasında bir takım gizli protokoller imzalanmış; bunlardan birisinde, Anadolu’da bir meclisin kurulma gereğine de işaret edilmişti. Vilayetlere, Müstakil Liva’lara ve Kolordu Kumandanlarına telgrafla bildirilen bu tamimde, “Ankara’da salahiyeti fevkaladeye malik bir meclis umuru milleti tedvir ve murakabe etmek üzere içtima edecektir”denilmekte ve bu meclisin hangi şartlarla meydana getirileceği madde madde belirtilmektedir.

Heyeti Temsiliye namına bu tebliği yayınlayan Mustafa Kemal, NUTUK’unda , “... Ben, ilk yazdığım müsveddede –Meclisi Müessisan/Kurucu Meclis- tabirini kullanmıştım. Maksadım da toplanacak meclisin –rejimi-değiştirmek selahiyetiyle ilk anda mücehhez bulunmasını temin etmek içindi. Fakat bu tabirin kullanılmasındaki maksadı lüzumu gibi izah edemediğim için veya izah etmek istemediğim için halkın ünsiyet etmediği bir tabirdir, diye, Erzurum ve Sivas’da ikaz edildim. Bunun üzerine –salahiyeti fevkaladeye malik meclis- tabirini kullanmakta iktifa ettim.” (NUTUK, İstanbul-1938, S. 301) demektedirler.

Bu yazımızda, Büyük Millet Meclisi’nin açılma hikayesine geniş anlamda girecek değiliz. Anlatmak istediğimiz, olayın Malatya cephesi ile ilgili gelişmelerdir.

Elimizde ilk tel, 27 Kanunisani 36 (27 Ocak 1920) tarihini taşımakta ve Arga/ (Akçadağ) Kaymakam Vekili Sabit Bey tarafından gönderilmiş bulunmaktadır. Bu telde, “Meb’usan intihabı (seçimi) dünkü gün ikmal edilerek mazbatasının süvari-i mahsusla takdim kılındığı.” İfadesi yer almaktadır.

Malatya Mutasarrıflığı’na gönderilen Arga/Akçadağ mahreçli 29 Mart 1920 tarihli telgrafta ise, “..Vilayetten mübelleğ iki kıt’a telgrafname mevad-ı (?) ufk-u vatanda ru-nüma endişaver bulutların zevalini mübeşirdir. Binaberin Ankara’dan gösterilen lüzum üzerine Meclis-i Fevkalade içün sür’at icra-yı emr buyrulan intihabata (seçimlere) devam olunub olunmayacağı müste’izindir.” ibareleri vardır. Telgraf metninin altındaki imza kaymakam vekili Adil Bey’e aittir.

Meclisin açıması ile ilgili belgelerden birisi, dikkatle üzerinde durulmaya değecek önemdedir. Tebliğ yazışmalarının belge metni arkasına mürekkeple yazılmış oluşu ve bu yazının arkaya taşması, asıl metnin okunuşunu zorlaştırmakta; ön yüzünün fotoğraf olarak neşrini önlemektedir. Bu belge metni aynen aşağıdadır:

“Mahreç: Elaziz
Numro: 911
Kelime: 70
Aded: 1726/148

Malatya Mutasarrıflığına
Heyet-i Temsiliye’den varid olan telgrafname zirdedir. 17 Nisan 36
Vali Vekili Mümtaz

Suret

Ankara’da içtimaa davet edilmiş olan Meclis-i Milli-i Fevkalade için birçok Liva’lardan intihab(seçim) edilen azalar yola çıkmışlardır. Hareket eden aza miktarına nazaran on gün(e) kadar Ankara’da ekserinin husulu me’muldur. Bina-yı Aliye-i Meclis’in Nisan’ın yiğirmibirinci cihar-ı şenbih (Çarşamba) günü küşadı takarrür etmişdir. Bilcümle alakadarın gerek oradan intihab edilmiş olan ve gerekse diğer mahallerden intihab edilenlerin yolda bulunan bilumum meclis azalarına keyfiyetin tebliğ-i iş’arı.”

Yukarıda muhteviyatı tam olarak verilen talimata uygun olarak gereği için ilgililere emir verilmiş, yapılan işlemler ilgili tel metninin (fotoğraf kopyası üstte) arkasına işlenmiştir.

Bu işlemler ve yazışmalar da aynen şöyledir:

“210
Sıtkı ve Lütfi ve burada bulunan Van ve Bitlis müntehiplerine tebliğ-i has (?) üzere polis komiserliğine 18/Minhu

111
Merkez Komiserliğine
Ser Komiser 18/Minhu Reis
İmza İmza İmza

Lütfü ve Sıtkı beyler tarafından görülmüş ve misafireten burada bulunan Van ve Bitlis müntehiblerine (seçilenler) de tebliğ-i keyfiyet edilmişse de kendileri esas meb’us olub müntehib olmadıklarını ve işbu telgrafın kendilerine şümulu bulunmadığı, mamafih bir iki güne kadar da hareket edeceklerini beyan etmekte bulundukları ma’ruzdur.

Muavin 19/Minhu
İmza

332
Huzur-u Ali-İ Mutasarrıf Efhamiye arz ve takdim.
19/Yazıldı Ser Komiser
İmza İmza
Kaleme/19”

Yukarıdaki belgeler dikkatle incelendiğinde, bazı detayların gözden kaçtığı görülmektedir. Yukarda kısaca bahsedilen birinci telde, -mebus intihabının 26 Kanunisani.36/26 Ocak 1920 günü ikmal edilmiş olduğu- bildirilmektedir. İkinci telde ise, “..Ankara’dan gösterilen lüzum üzerine Meclis-i Fevkalade içün sür’at-ı icra-yı emr buyrulan intihabata devam olunup olunmayacağı..”sorulmaktadır. Birinci teldeki intihabatın Osmanlı Meclis-i Meb’usanı için, ikinci teldeki intihabatın ise, Meclis-i Fevkalade için olduğu görülmektedir.

Elaziz Valiliği’nin –sureti-ni gönderdiği tamimi muhtevi 17 Nisan 36 tarihli telde, Bina-yı Aliye-i Meclis’in 21 Nisan 36 Çarşamba günü küşad edileceği bildirilmektedir. Yunus Nadi Bey, Birinci Büyük Millet Meclisi (İstanbul-Nisan 1998) isimli eserinin 29-30 sayfalarında bu durumu şöyle anlatmaktadır.

“..Milletin ittihadına merkez teşkil edecek olan Meclis’in bir an evvel açılması zarureti elvermiş bu bapta tedbirler alınmakta bulunmuştu. Meclis’in adına (Türkiye Büyük Millet Meclisi” denilmesi kararlaştırılmış olduğunu evvelce yazmıştık. Meclis Nisan’ın 22’nci Perşembe günü açılacak iken bu tarih 23 Nisan Cuma’ya götürüldü. Sebebi şudur:” diye durumu izaha çalışmakta, muhtemel dini baskılara muhatap olmamak için:

“..Bu cümleden olarak Meclis’in küşadı günü Perşembe’den Cuma’ya geçirilerek evvela Hacı Bayram Camii’nde Cuma namazının edası ve oradan da o büyük cemaatla Meclis’e gidilerek ruhani bir hava içinde küşat merasiminin icrasına karar verilmişti..” demektedir.

Yukarıda metni aynen alınan telde, meclisin açılacağı gün 21 Nisan 36 (21 Nisan 1920) Çarşamba günü olarak bildirilmiştir. Yunus Nadi Bey anılarında bu tarihi 22 Nisan 1920 Perşembe günü şeklinde ifade etmektedir. Bu bir veya iki günlük tehirde, açılışın kutsal Cuma gününe rastlatılması isteği rol oynamıştır.

Açılma hazırlıkları tamamlanan Meclis’in 23 Nisan 1920 günü Cuma namazından sonra açılacağı, 21 Nisan 1920 tarihinde Kolordulara, Vilayetlere, Müstakil Livalara, Müdafaa-i Hukuk Heyeti Merkeziyelerine ve Belediye riyasetlerine –Gayet Müstacel- işaretli telgraflarla bildirilmiştir.

Mustafa Kemal Paşa’nın NUTUK’unda (Nutuk, İst-1938 S.308-309) yer verdiği bildirimsi telin Malatya Mutasarrıflığı’na gelen telin aslını ve muhteviyatını neşriyat konusu yapmıştık.

Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nın dağılması ve Ankara’da oluşacak yeni bir meclisin açılması fikri üzerine yapılan 19 Mart 1920 tarihli tamimin 4’üncü maddesinde, “Her Liva’da beş aza intihap olunacaktır.” Denilmekte, dağılmış olan meb’usandan Ankara’ya gelebileceklerin de açılacak bu meclise iştirak ettirilmesi zaruriliğinden bahsedilmektedir.

Yine elimizde bulunan iki telden birisi kafaları karıştırır mahiyettedir. İzoli’den Malatya Mutasarrıflığı’na çekilen 24 Şubat 36 (1920) tarihli telgrafda:

“Bila esbab-ı kanuniye Malatya Mutasarrıfı Bedirhani Halil Rami Beg’in zaman-ı idaresinde azledildim. Ba’zı mesail-i mühimme ve emniyetin temdidinde şahsiyetim için makam-ı alilerini tasdi’ etmek istemedim. Lehülhamd Mar’aş ve sairenin düşmandan tathiri (temizlenmesi), Dahiliye Nezareti’nin Dersaadet hakkındaki teşebbüsleri, Meclis-i Milli’nin küşadı, vatanın selamete emniyet bahş (?) ümitlerin uyanması bendenizi dasdika cür’etlendirdi. İade-i me’muriyetime emr ve irade buyurulması ma’ruzdur.Ferman” ifadeleri yer almaktadır.

Kale Müdür-ü Sabıkı Kasım Efendi tarafından gönderilen teldeki “Meclis-i Milli” ibaresi bu karışıklığın başlıca sebeblerinden birisidir. Bu ibare ile 12 Ocak 1920 günü açılan Osmanlı Meclis-i Mebusanı’na işaret edilmek istenilmişse mesele yok sayılır. Üzerinde durulacak tarafı, Kasım Efendi tarafından Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nın Meclis-i Milli olarak kabul ve ifadesidir. Yok eğer muhtemel bir meclisin küşadı bu kelimelerle isimlendirilmiş ve ifade edilmişse; bu da Kasım Efendi’nin büyük bir ön seziye ve görüşe sahip olduğunu gösterir.

Malatya Mutasarrıflığı’na gönderilen –Meb’usan- mahreçli 6 Şubat 36 tarihli telgrafda: “..Malatya meb’uslarına verilmek üzere Ziraat Bankasında otuzbinkuruş harcırah avans gönderilmiştir.” denilmekte, gereken tebliğin yapılarak evrakın muhafaza altına alınıp sağlandığı, kaydı bulunmaktadır.

Açıldığından dokuz ay sonra isminin önüne -TÜRKİYE- getirilerek “TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ” ismini alan “BÜYÜK MİLLET MECLİSİ”ne Malatya Livası’ndan seçilen kişilerin isimleri aşağıya liste edilmiştir:

1-Abdullah Bey (Meclise gitmeden istifa etmiş.)

2-Fevzi Efendi (Mustafa Fevzi Bilgili.1882 doğumlu. Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nın 4’üncü dönemine seçilmiş, bu meclise katılmamış, TBMM’sine katılmış)

3-Hacı Bedir Ağa (Kahta-1872. Fırat soyadını almış.15.5.1928’de vefat etmiş.)

4-Hacı Garip Ağa (Hekimhan-1871 Taner soyadını almış. 27.7.1925’de vefat etmiş.)

5-Hacı Mustafa Efendi (1’inci dönem Malatya Milletvekili olarak seçilmiş, meclise gitmeden istifa etmiş.)

6-Hasan Tahsin Efendi (1’inci dönem Malatya Milletvekili olarak seçilmiş. Ailesi sonradan Alagöz soyadını almış. Adnan Işık Bey, Malatya 1830-1919 isimli eserinin 646’ncı sayfasında kendilerinden bahseder. Hastalandığı için meclise gidememiş, 6.7.1920 tarihinde vefat etmiş.)

7-İsmet Bey (Meclise gitmeden istifa etmiş-İsmet İnönü’yle ilgisi yok)

8-Lütfi Bey (Malatya-1867. İdareci, hukukcu. Meclise gitmiş. Oldukça faal bir mebusluk yapmış. 8.3.1923’de vefat etmiş.)

9-Mehmet Ali Efendi (1’inci dönem Malatya Milletvekili seçilmiş. Meclise gitmeden istifa etmiş.)

10-Reşit Ağa (Besni-1875. Ağar soyadını almış. 27.4.1935’de vefat etmiş)

11-Sıtkı Bey (Hüseyin Sıtkı Gür. Ermenekli. 1874’de doğmuş, 1952’de vefat etmiştir. Malatya Ceza Reisi iken seçilmiş.)

Yukarıdaki liste incelendiğinde Abdullah Bey, Hacı Mustafa Efendi, İsmet Bey ve Mehmet Ali Efendi’nin milletvekili seçilmiş olmalarına rağmen meclise gitmeden istifa ettikleri; Alagözzade Hasan Tahsin Efendi’nin ise Meclise gidemeden hasta olup (bazı rivayete göre istemeyenlerince zehirlettirilerek) vefat ettiği görülmektedir.

Mustafa Fevzi Bilgili Efendi, son Osmanlı Meclis-i Mebusanı’na seçilmiş bir kişi olarak 1’inci meclise iştirak etmiştir. Mustafa Kemal’in 19 Mart 1920 tarihli tamiminde “Livalardan beş aza intihap olunacaktır” şartı vardır. Görüldüğü üzere, Malatya’dan da seçilmiş beş kişi ilk meclise Malatya Milletvekili olarak katılmıştır. Bu beş kişi, Hacı Bedir Ağa, Lütfi Evliyaoğlu, Reşit Ağar, Hacı Garip Ağa (Taner) ve Hüseyin Sıtkı (Gür)'dür. Osmanlı Meclis-i Mebusanı'na seçilen Mustafa Fevzi (Bilgili) Efendi de, Meclis-i Mebusan'a gitmeyip, beş azanın yanı sıra Büyük Millet Meclisi'ne 6'ncı kişi olarak katılmıştır.

Burada üzerinde durulması icabeden nokta, meclise gitmeden istifa eden beş kişi kendi gönülleri ile mi istifa etmiş; mezkur tamimdeki –beş aza- şartına uymak için istifa mı ettirilmişlerdir? Eğer kendi rızaları ile istifa ettilerse, meclise milletvekili olarak giden azalar için ikinci bir intihap yapılmış mıdır; yoksa bu azalar, ikinci sırada yer alan azalar mıdır? Bu hususların ileride araştırılması gerekir.

_________________


NOT:
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması ile ilgili olarak kaleme alınan bu yazı, olayın Malatya cephesini ilgilendiren bilgileri ihtiva etmekte olup konunun tümünü kapsayacak vaziyette değildir.

BELGELERDE GEÇEN BAZI KELİMELERİN ANLAMI:
Ru nüma:
Yüz gösteren, açıkta olan
Binaberin: Bu sebebden, bundan dolayı
Müntehib: Seçilen, seçilmiş olan
İntihab: Seçim,
Müste’zin: İzin, müsaade isteyen,
Mevadd: Madde
Mevat: Cansız şeyler, sahipsiz arazi
Efhami: Daha fehametli, çok şeref sahibi, en ulu
Tasdi’: Baş ağrıtma
Tasdika: Gerçekleri söyleme, gerçeği onaylama

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız