"ASLA KİRLİ BİR ALIŞVERİŞİN İÇİNDE BULUNMAYIZ.." CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, "Tekel'e, Sümer'e Malatya sahip çıkmadı, kendi cebinden gitti. Kovid-19'da sağlıkta Şeker Fabrikaları'nın ne kadar önemli olduğu görüldü. Hiç kimse düşünmüyordu burada üretilen alkolün bizim sağlığımız açısından önemli olduğunu. Maalesef bu dönemde dışarıdan alkol dilenen bir ülke durumuna geldik. Özelleştirmenin ne kadar yanlış olduğu, özellikle tarım endüstrisinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu" dedi.
Milletvekili Ağbaba, Malatya'daki temasları kapsamında CHP Malatya İl Başkanı Enver Kiraz ve partililerle birlikte Malatya Ticaret Borsası'nı ziyaret etti.
Ziyarette konuşan Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, "Koronavirüs salgınından bu yana Türkiye çok önemli bir sınavdan geçiyor. Sağlık açısından çok önemli bir sınav verirken, beraberinde de ekonomi ile de özellikle tarım ekonomisi ile ilgili de ciddi anlamda önemli bir dönemden geçiyoruz. Ama her fırsatta bir takım tedbirlerle özellikle tarım sanayisi ve üretimin durmaması için çeşitli tedbirlerle devam etmeye çalıştık. Kayısı ihracatımızda ciddi anlamda bir etkilenme söz konusu değil. Mayıs ayı içerisinde şuanda kısmi bir durgunluk yaşıyoruz. Buda daha çok Avrupa ülkelerinden kaynaklı bir sıkıntı. Pandemi daha çok Avrupa ülkelerini etkilediği için şuanda kısmi bir yavaşlama söz konusu. İlk dört aya baktığımız zaman geçen yılla paralel olarak bir ihracat seyri var" ifadelerini kullandı.
Özcan, şuanda yeni mahsule hazırlık yaptıklarını hatırlatarak, "Yeni mahsul hazırlıklarımız devam ederken de en çok bunu sizin yanınızda ifade edelim, gerekirse mecliste de dile getirirseniz seviniriz; özellikle hasat döneminde bize yardımcı olacak işçi kardeşlerimizin Malatya'ya olan seyahatlerinde bir kolaylık sağlanmasını istiyoruz. Mutlaka sosyal mesafe korunup, maskeyle ilgili tedbir alındıktan sonra civar illerden bize yardımcı olmaya gelen arkadaşların seyahatleriyle ilgili bir kolaylık sağlanmasını arzu ediyoruz. Çünkü biliyorsunuz mahsulümüzün neredeyse yüzde 80'ini dışarıdan, çevre illerden gelen arkadaşlarımızla beraber hasat dönemini tamamlıyoruz" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ise, lisanslı depoculuk ile ilgili çalışmalarında emeği geçenlere teşekkür ederek, "Bakanlığı döneminde Bülent Tüfenkci'nin önemli destekleri oldu ona da çok teşekkür ediyoruz" diye konuştu.
Milletvekili Ağbaba, 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından 592 kişinin yargılandığı ve bu yargılamaların sonunda Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idamına karar verildiği Marmara'daki Yassıada, darbenin 60. yıl dönümüyle ilgili "27 Mayıs darbesinin yıl dönümü. Bu darbede idam edilen ve demokrasimizin kara lekelerinden biri olan idam olayında idam edilen Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ı rahmetle anıyorum. Demokrasimizin kara lekelerinden biri olan bu dönemleri inşallah bir daha hiç yaşamayız. Türkiye'nin gerilemesine yol açan en önemli dönemeçlerden biridir. Bütün darbeleri de kınadığımızı belirtmek istiyoruz. Bütün darbelerin Türkiye demokrasisine ve ekonomisine büyük zararlar verdiğini görüyoruz. 15 Temmuz darbesini de buradan bir kez daha kınayalım" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'yi diğer coğrafyalardan farklı kılan en önemli özelliğin laik demokratik cumhuriyet olmasından kaynaklandığını ifade eden Ağbaba, "Buna hepimizin sahip çıkması gerekiyor. Özellikle son dönemde coğrafyamızda yaşanan olayları görünce bunun bin kat daha önemli olduğunu söylemek istiyorum" dedi.
Ağbaba, Malatya'nın önemli bir tarım kenti olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: "Bu salgın dönemi tarımın, üretimin ne kadar önemli olduğunu bize bir kez daha ortaya koydu. Yıllardan beri söylüyoruz; ranta değil, üretime dayalı ekonomi olmalı diyoruz. Baktığımız zaman bir birine benzer şehirler oluştu. O şehirler gri gri iş merkezleri, gri gri binalar. Maalesef tarım Malatya'da da önemli ölçüde gerilemiş oldu. Özellikle bizim Malatya'nın 'meyve ambarı' dediğimiz bölgelerine baktığımızda insanın içi acıyor. Tecde, Bostanbaşı bölgesine baktığımızda içimiz acıyor. Elimizde kalan bir Meyvecilik Araştırma Enstitüsü var, inşallah ona da Malatya ve Malatyalılar sahip çıkar. Oranın kayısının gelişimine, Malatya'daki tarımın ve meyveciliğin gelişimine çok önemli bir katkısının olduğunu hep beraber biliyoruz."
Dünyanın kovid-19 sürecinde tarım ve üretimin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini ifade eden Ağbaba, "Ekmek, su ve hava kadar tarım ve üretimin önemli olduğunu gösterdi. Biz, inşallah bundan ders alarak tekrar tarımı, çiftçiyi ülkenin üzerinde bir yük değil; üreten, alın teriyle çalışan, Atatürk'ün dediği gibi efendi olarak görebiliriz inşallah. Bunun ne kadar önemli olduğunu görüyoruz" diye konuştu.
'Ben eylemciyim' diyen Ağbaba, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sahada çok eylem yapıyorum. Şeker Fabrikası ile ilgili 2018 yılında 45 gün boyunca fabrikaları gezerek, eylemler yaptım. Önce kimse farkında değildi daha sonra bütün siyasi partiler CHP, MHP, HDP, İYİ Parti, Saadet Partisi seçim bildirgesine koydular. Kovid-19'da sağlıkta Şeker Fabrikaları'nın ne kadar önemli olduğu görüldü. Hiç kimse düşünmüyordu burada üretilen alkolün bizim sağlığımız açısından önemli olduğunu. Maalesef bu dönemde dışarıdan alkol dilenen bir ülke durumuna geldik. Özelleştirmenin ne kadar yanlış olduğu, özellikle tarım endüstrisinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Umarım Malatya'daki fabrikanın başına bir iş gelmez. Çok güzel bir arazi zaman zaman dillendiriliyor, 'başka yere taşınsın' biz buna karşıyız. Çünkü geçmişte özelleştirilen kurumlara ne olduysa buraya da aynı şey olacak. Sümerbank'ın arazisine 300-500 milyon dolar denilen yer 5,9 milyon dolara özelleştirildi. Fabrika olarak çalışacaktı çalışması mümkün değil. Tekel Fabrikası'nın hepimizi nasıl olumsuz etkilediğini görüyoruz. Tekel'e, Sümer'e Malatya sahip çıkmadı, kendi cebinden gitti."
"ASLA KİRLİ BİR ALIŞ VERİŞİN İÇİNDE BULUNMAYIZ.."
Gündeme ilişkin de gazetecilere açıklamada bulunan Ağbaba, Türkiye'nin çözülmesi gereken öncelikli sorunlarının olduğunu kaydederek, "Korona geçtikten sonra bir yoksulluk başlayacak. İşsizlikle beraber bir yoksulluk bekliyor, bu sorunların çözülmesi gerekiyor. Türkiye'de gerçek ve insanları etkileyen gündem değil yapay gündemler tartışılıyor. Bir gün iktidarın yaratmış olduğu bir söylemle bir şeyi tartışıyorsunuz, başka bir gün hiç gündemde olmayan başka bir konuyu tartışıyorsunuz. Suni gündemler tartışılmaya devam ediliyor. Hükümet, Türkiye'de gerçek gündemin konuşulmasını istemiyor. Gerçek gündem ne; işsizlik, yoksulluk, doların 7 lira olması, insanların açıktan sokağa çıkamaz durumda, 18 milyona yakın insan işsizlik ve yoksullukla karşı karşıya. Bugün Türk-İş'in açıklamış olduğu rakamlara baktığımız zaman açlık sınırına, maalesef asgari ücretin çok altında kaldığını görüyoruz. Temel gıda ürünlerindeki fiyat artışına baktığımız zaman asgari ücretin ne kadar eridiğini görüyoruz. Hükümet gerçek gündemin konuşmasını istemiyor, yapay gündemlerle Türkiye'yi meşgul etmeye çalışıyor" diye konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin gündeminin yoksulluk ve işsizlik olduğunu ifade eden Ağbaba, "Geçtiğimiz haftalarda gördünüz belki dünyada örneği olmayan bir şey; muhalefet partisi iktidara bu krizden nasıl çıkacağına yönelik önerileri söyledi. Biz, Türkiye'nin işsizliği ve yoksulluğuyla uğraşmaya devam edeceğiz" dedi.
Milletvekili Ağbaba, bir gazetecinin 'Millet İttifakı'nda bir çatlaklı söz konusu mu, HDP bu ittifakın içerisinde yer alıyor mu?' sorusuna, "İktidar, Millet İttifakı'nı bozmaya çalışıyor. Zaman zaman suçluyor. 'HDP ve terörle işbirliğiyle' ilgili absürt suçlamalarda bulunuluyor. Bizim onlara söyleyeceğimiz şey şu; Cumhuriyet Halk Partisi'ni suçlarken önce kendine bak. 23 Haziran seçimlerini kazanmak için MİT'in ve emniyetin kırmızı bültenle aradığı Osman Öcalan'dan medet umanlar ve TRT'ye çıkaranlar bize bu lafı söyleyemezler. İstanbul seçimlerini kazanmak için 'bölücü başı' dedikleri Abdullah Öcalan'ın mektubunu TRT'de iki saat yorumlayanlar HDP'yi Abdullah Öcalan'ın mektubunda yazanları dinlemediği için suçlayanlar, bize bu suçlamaları getiremezler. Onların gündemi Millet İttifakı'nı dağıtmak. Bizim görevimizde Millet İttifakı'nı büyütmek, üzerine koymak çünkü buna Türkiye'nin ihtiyacı var. Türkiye'nin demokrasiye, adalete, hak ve hukuka ihtiyacı var. Biz, Millet İttifakı'nı büyütmek için uğraşacağız. Şuanda öyle bir sıkıntımız yok. Millet İttifakı bütün Türkiye'de dimdik ayakta. Ayrıca, Millet İttifakı özellikle elinde bulundurduğu yerel yönetimlerle birlikte Türkiye'ye ve dünyaya örnek oluyor. HDP bizim ittifakımızın içerisinde değil. HDP'yi terörize ederek, hedef göstererek, şeytanlaştırarak bu ittifaka zarar verilmeye çalışılıyor, biz yolumuza devam ediyoruz" cevabını verdi.
Ağbaba, erken seçim ve milletvekili transferine ilişkin, "Biz erken seçime hazırız. Hiçbir seçimden de kaçmayız. Şimdi bir taraftan demokrasiye ve seçime kumpas kuran bir siyaset siyaset anlayışı var. Bir taraftan da o kumpası çözen, bozan bir siyaset anlayışı var. Şimdi sen 2018 seçimlerinde sadece İYİ Parti'yi seçime sokmamak için 24 Haziran'a seçimi alıyorsun, 26 Haziran'da İYİ Parti seçime girme hakkını kazanıyor. Siyasete ve demokrasiye tuzak kurarken iyi, bu tuzağı, tertibi bozarken kötü. Demokrasinin önündeki bütün kumpasları bozmak bizim görevimiz. Biz, demokrasiye karşı kurulan kumpasları bozmak için kendimizden bile fedakarlık yaparız. Türkiye'de demokrasiye, seçimlere, temsile kumpas kurmaya çalışacaksın ondan sonra CHP'yi suçlayacaksın. Biz, asla kirli bir alış verişin içerisinde olmayız. Kirli bir tertibin içerisinde olmayız. Bu vekil transferleri içinde geçerli, siyasi partilerle işbirliği yaparken de geçerli. Biz korku, çıkar için değil milletin geleceği, demokrasi, hak, hukuk ve adalet için işbirliği yapıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Ferdi DURDU, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com