Saadet Partisi (SP) Malatya İl Teşkilatı, aylık genişletilmiş il divan toplantısını yaptı.
Parti binasında il yönetim kurulu üyeleri ve partililerin katılımıyla gerçekleştirilen genişletilmiş il divan toplantısında, Saadet Partisi Malatya İl Başkanı Mehmet Asiltürk, gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Asiltürk, barış süreci ile ilgili yaptığı açıklamada, “Biz Saadet Partisi olarak, Milli Görüş Hareketi olarak bu barışın böyle olamayacağını, bu barışın sadece İslam kardeşliğinin ihtisas olmasıyla mümkün olacağını ifade ediyoruz. Kürt kardeşlerimizin dil talebi, yaşam talebi ve ekonomik taleplerinin tek bir cümle dahi konuşulmadığı bir barışın söz konusu olamayacağı, bu terörist grupların haklarını almak için yapılan bir çaba olduğunu, bunun da sadece Türkiye değil, başka güçlerin eliyle hem Türkiye’ye hem de PKK’ya dayatıldığını tahmin ediyoruz. Yapılanlar bunu gösteriyor” görüşünü savundu.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Mavi Marmara baskınından dolayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan özür dilemesi konusunda da bir açıklama yapan Asiltürk, “Türkiye’den özür dilenmesi, şehitlere tazminat ödeneceğinin açıklanması ve Gazze’deki ambargonun da Türkiye ile görüşülerek, yumuşatılması konusunda destek verileceğinin açıklanmasının ardından “Acaba hangi İslam ülkesi işgal edilecek?” diye düşünmeden geçemiyoruz. Hiçbir şehidin kanı parayla satılamaz. Şehitlik mertebesi, en büyük mertebedir. Bu şehitlik mertebesine yara aldıracak bir konudur” dedi.
KAMALAK'IN ELEŞTİRİSİ..
Bu arada Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, İsrail’in Türkiye’den özür dilemesinden endişelendiğini belirterek, “Bu özrün karşılığı Türkiye-İran savaşına yol açmasın” dedi.
İlkadım İlçe 2. Olağan Kongresi’ne katılmak üzere Samsun’a gelen SP Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Mavi Marmara baskınından dolayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan özür dilemesini değerlendirdi. Kamalak, “9 şehidimizi bu özür geri getirecek değildir. Türkiye bakımından yine de önemlidir. Ama orada da endişelerimiz var. 3 yıl önce ‘Netanhayu’ iken, 3 yıl sonra ‘neden yahu’ endişemiz var. Çünkü Türkiye’mizin 28 bölgesinde NATO üssü var. 2 yıl önce Malatya’nın Kürecik beldesine füze kalkanı yerleştirildi. Kurtuluş Savaşı’nda büyük bedeller ödeyen illerimizden üçüne Patriot füzeleri yerleştirildi. NATO Güney Sahil Kara Kuvvetleri Merkezi İzmir’e taşındı. Bütün bunlar bir hazırlığın ön parçaları diye endişe ediyoruz. Netice itibari ile bu özrün karşılığı 100 binlerce Müslüman’ın kanı olmasın. Türkiye İran savaşına yol açmasın” diye konuştu.