SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Toplumcu Gerçekçi Edebiyatın Öncü İsmi Fakir Baykurt

Toplumcu Gerçekçi Edebiyatın Öncü İsmi Fakir Baykurt
A- A+ PAYLAŞ

"Yılanların Öcü", "Irazca'nın Dirliği" ve "Onuncu Köy" eserleriyle Türk edebiyatında unutulmaz bir iz bırakan, toplumcu gerçekçi edebiyatın öncü isimlerinden, yazar, şair, eğitimci ve sendikacı Fakir Baykurt'un, vefatının üzerinden 25 yıl geçti.

Elif ve Veli Baykurt çiftinin altı çocuğundan biri olan yazar, 1929'da Burdur'un Yeşilova ilçesine bağlı Akçaköy'de dünyaya geldi.

Asıl adı Tahir olan Baykurt, 1936'da Akçaköy İlkokulu'nda öğrenime başladı. Henüz 9 yaşındayken babası vefat eden Baykurt, kendisini okula göndereceğini söyleyen dayısı Osman Erdoğuş'un yanına Balıkesir'e taşındı. Ancak dayısı okula göndermeyerek, Baykurt'u yanında çalıştırdı. Üç yıl dayısının yanında yaşayan usta edebiyatçı, İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla dayısının askere alınması üzerine Akçaköy'e döndü.

Fakir Baykurt, 1942'de ağır bir sıtma geçirdi, 1943'te ilkokul eğitimini tamamladı. Şiir yazmaya bu dönem başlayan yazar, 1948'de Isparta Gönen Köy Enstitüsünden köy öğretmeni olarak mezun oldu.

Edebiyatla ilgilenmesi üzerine Köy Enstitüsüne kütüphane başkanı seçilen Baykurt, kütüphane vesilesiyle kendini geliştirme fırsatı yakaladı.

Baykurt'un "Fesleğen Kokulum" adlı ilk şiiri 1945'te Türk'e Doğru dergisinde yayımlandı. Daha sonra kaleme aldığı eserler ise 1947'de Kaynak dergisinde okurla buluştu.

Sonraki yıllarda eserlerinde "Fakir Baykurt" adını kullanmaya başlayan usta edebiyatçı, öğretmenlik serüvenine ilişkin şunları söylemişti:

"Öğretmenliğe 1948'de Isparta Gönen Köy Enstitüsünü bitirerek girdim. İlk atandığım Kavacık'ta üç yıl kaldım. Burası Yeşilova ilçesine bağlı, kendi doğduğum Akçaköy'e yakın bir dağ köyüydü. Kavacık'tan sonra sağlık nedeniyle Dereköy'e geçtim. Öğretmenlikte hiç gözden uzak tutmadığım ilke, yüklendiğim görevi mesleksel açık vermeden yapmaktı. 1960 ocak ayında bakanlık buyruğuna alındım. 27 Mayıs 1960 sonrası Milli Eğitim Bakanı Prof. Fehmi Yavuz’la konuşup ilköğretim müfettişi olarak göreve başladım."

Muzaffer Hanım ile 1951'de evlenen Baykurt'un, bu evlilikten oğlu Tonguç ile kızları Işık ve Sönmez dünyaya geldi.

İlk romanı "Yılanların Öcü"nü 1954'te yazdı

Fakir Baykurt, 1953'te Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümüne kayıt oldu. Aynı dönem, Gayret adlı dergide yazmaya başlayan Baykurt, bazı yazıları sebebiyle soruşturmaya tabi tutuldu.

Köy hayatını anlatan ilk romanı "Yılanların Öcü"nü 1954'te kaleme alan Baykurt'un bu romanı daha sonra tiyatro ve sinemaya uyarlandı.

Yazar Baykurt, 1955'te üniversiteden mezun oldu ve Sivas'ın Hafik ilçesine öğretmen olarak atandı.

Vatani görevini Ankara Piyade Yedek Subay Okulu'nda 1957'de tamamlayan yazar, askerlikten sonra Artvin'in Şavşat ilçesinde öğretmenliğe devam etti.

Usta edebiyatçı, bir dönem Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan yazıları nedeniyle öğretmenlikten alındı. Bir süre Ankara Yapı İşleri Müdürlüğünde görevlendirilen Baykurt, 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra ise Ankara'da ilköğretim müfettişliğine getirildi.

Indiana Bloomington Üniversitesinde eğitim gördü

Fakir Baykurt, 1962-1963'te ABD'ye giderek Indiana Bloomington Üniversitesinde ders araçları konusunda uzmanlık eğitimi gördü. Türkiye'ye döndükten sonra bir süre müfettişlik yapan yazar, Türkiye Öğretmenler Sendikasının (TÖS) kuruluşunda rol alarak başkanlık görevini üstlendi.

Türkiye Öğretmen Dernekleri Milli Federasyonunun (TÖDMF) genel başkanlığını da yapan Baykurt, 1966'da Milli Folklor Enstitüsüne uzman olarak atandı ve aynı yıl Kültür ve Turizm Bakanlığında danışmanlık yaptı. Baykurt, 1969'da Türkiye çapındaki ilk öğretmenler boykotuna katıldığı için bir kez daha açığa alındı, 12 Mart 1971'deki darbeden sonra ise uzun süre tutuklu kaldı.

Usta edebiyatçı, bir süre Orta Doğu Teknik Üniversitesinde halkla ilişkiler ve yayın müdürlüğü görevinde bulundu, 1977'de İsveç'te öğretmen yetiştirme çalışmalarına katıldı.

Baykurt, 1979'dan sonra yerleştiği Almanya'nın Essen eyaletinin Duisburg şehrinde, Yabancı Çocuk ve Gençlerin Teşvik ve Bölgesel Çalışma Kurumunda eğitim uzmanlığı yaptı, 1986'da öğretmenliğe başladı, 1995'te Pestalozzi Okulundan emekli oldu, yurt dışında kurulan Türkiye Aydınlarıyla Dayanışma Girişiminin yönetiminde de görev aldı.

Usta yazar, toplumcu gerçekçi bir yaklaşımla kısa öyküler kaleme aldı. Yazıları, Yeditepe, Yücel, Varlık, Fikirler, Kaynak, İmece, Yazın, Sanat Olayı, Cumhuriyet, Evrensel ve Yön adlı gazete ve dergilerde yayımlandı.

Diline doğal, yalın, şiirsel bir halk Türkçesi hakim olan Baykurt, 1950-1970'te etkili olan köy edebiyatı hareketinin önde gelen temsilcisi olarak da gösterildi. Yazar, "Tırpan" ve "Kaplumbağa" adlı romanlarında imgesel ögelerden yararlandı.

Almanya'nın Essen kentinde pankreas kanseri nedeniyle 11 Ekim 1999'da hayatını kaybeden Baykurt, Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.

Eserleri Bulgarca ve Rusça başta olmak üzere birçok dile çevrilen yazarın aldığı başlıca ödüller şöyle:

Yunus Nadi Roman Ödülü, TRT Sanat Ödülleri, Türk Dil Kurumu Roman Ödülü, Sait Faik Hikaye Armağanı, Orhan Kemal Roman Armağanı, Avni Dilligil Tiyatro Ödülü, Berlin Senatosu Çocuk Yazını Ödülü, Alman Endüstri Birliği (BDI) Yazın Ödülü, Sedat Simavi Roman Ödülü, Yaşam Radyo Ustalara Saygı Onur Ödülü, Pir Sultan Abdal Derneği Ödülü.

Kaleme aldığı eserler ise şunlar:

Roman: "Yılanların Öcü", "Irazca'nın Dirliği", "Onuncu Köy", "Amerikan Sargısı", "Tırpan", "Köygöçüren", "Keklik", "Kara Ahmet Destanı", "Yayla", "Yüksek Fırınlar", "Koca Ren", "Yarım Ekmek" ve "Kaplumbağalar"

Öykü: "Çilli", "Efendilik Savaşı", "Karın Ağrısı", "Cüce Muhammet", "Anadolu Garajı", "On Binlerce Kağnı", "Can Parası", "İçerdeki Oğul", "Sınırdaki Ölü", "Gece Vardiyası", "Barış Çöreği", "Duisburg Treni", "Bizim İnce Kızlar" ve "Dikenli Tel"

Toplum ve Eğitim Yazıları: "Efkar Tepesi", "Şamaroğlanları", "Kerem ile Aslı", "Kale Kale", "Kaplumbağalar", "Topal Arkadaş", "Yandım Ali", "Sakarca", "Sarı Köpek", "Dünya Güzeli", "Saka Kuşları", "Bir Uzun Yol" ve "Dostluğa Akan Şiirler"

İstanbul, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız