SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Trump'un İstediği 'Nadir Elementler' Kuluncak'ta da Var

Trump'un İstediği 'Nadir Elementler' Kuluncak'ta da Var
A- A+ PAYLAŞ

ABD Başkanı Donald Trump'un, geçtiğimiz günlerde ABD'yi ziyaret eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan talep ettiği belirtilen ve yurtta yeni bir tartışma konusu olan 'nadir toprak elemenleri'nin, Malatya'nın Kuluncak İlçesi sınırlarında da bulunduğu belirtiliyor.

“TRUMP GÖZ DİKTİ GÜNDEME GELDİ..”

Konu odatv.com'da Orçun Ak imzalı bir haberde ayrıntılı olarak gündeme getirildi.

"Trump göz dikti; gündeme geldi... " başlığıyla yayınlanan haberin girişinde, Trump'un bu konulardaki yaklaşımını yansıtan 'çıkarcı' yaklaşımı "Donald Trump'ın yeniden ABD Başkanlığı görevine gelmesinin ardından Ukrayna'ya "yüz milyarlarca" dolar verdiklerini dile getirerek Fox News'e "Onlara 500 milyar dolar değerinde nadir toprak elementleri istediğimi söyledim. Onlar da bunu kabul etti. En azından artık aptal gibi hissetmiyoruz. Aksi takdirde aptal durumuna düşeriz. Onlara dedim ki, 'Bir şeyler almak zorundayız. Bu parayı ödemeye devam edemeyiz' dedim" açıklamasında bulunmuş ve konu dünya gündemine gelmişti." diye ifade edildikten sonra, Türkiye'nin nadir toprak elementleri varlığı ile ilgili TMMOB Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel'in açıklamalarına yer verildi.

Ayhan Yüksel, Türkiye'nin nadir toprak elementi rezervlerini, değerini ve stratejik önemini şu sözlerle anlattı:

"Şimdi bizim bilinen, sonuçlandırılmış rezervimiz Eskişehir Beylikova’daki 695 milyon tonluk saha, oradaki rezerv. Bu, buradaki elementin büyük bir kısmı barit ve flörittir. Diğer kısmı, dört tane elementi barındıran nadir toprak oksitleri ile uranyum ve toryumdur. Onunla ilgili detaylı veri, ne yazık ki Eti Maden İşletmeleri tarafından kamuoyuna açıklanmadı. Ama geçmiş dönemin bakanı 695 milyon ton rezervi açıkladı. Bununla birlikte Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'nün (MTA) açık kaynaklarına baktığımızda, Malatya, Kuluncak’ta, Sivas’ta ve Burdur’da nadir toprak elementi rezervlerinin tespit edildiği söyleniyor.

Burada şu aşamada barit ve florit, flotasyon yöntemi dediğimiz zenginleştirme yöntemlerinden biriyle elde ediliyor. Nadir toprak elementlerimiz ise konsantre halde elde ediliyor. Bunun içinde dört tane nadir toprak elementi var. Ancak bu dört element ayrıştırılamıyor. Türkiye’de ne yazık ki bu teknoloji şu aşamada yok. Anlaşmaya gelecek olursak, biliyorsunuz Trump’ın Zelenski ile görüşmesinde dünyanın gündemine geldi bu nadir toprak elementleri. Şimdi nadir toprak elementleri nedir, nerede kullanılıyor, aslında onu açarsak bu anlaşmanın önemi orada anlaşılacaktır. Biliyorsunuz enerjide büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Fosil yakıtlar hem azalıyor hem de ileride bitme ihtimali var. 50 yıllık bir ömürlerinin olduğu söyleniyor. Ayrıca çevresel sorunlar nedeniyle enerjide bir dönüşüm yaşanacak. Bu da neye kayacak? Yenilenebilir enerjiye. Ama enerjide yaşanan en önemli sorun, enerjinin depolanması sorunu. Son zamanlarda gelişen teknolojiyle birlikte enerjinin depolanması sorunu da çözülmeye başlandı.

Cep telefonu bataryaları, otomobil bataryaları derken teknolojide bir dönüşüm yaşandı. Elektrikli otomobiller ve diğer elektrikli, kablosuz aygıtlar geliştirilmeye başlandı. İşte burada da nadir toprak elementlerinin önemi ortaya çıktı."

ABD'nin bu elementler konusunda şanssız olduğunu belirten yüksel, "Bu bakımdan gelecekte kullanılacak yenilenebilir enerjilerin depolanabilmesi için bu elementler çok büyük önem arz etmeye başladı. Dünyada birinci sırada Çin var. Akabinde Türkiye, Vietnam, Brezilya ve Rusya geliyor. Rakamlar Rusya’yı gösteriyor ama bu Ukrayna’yı da kapsıyor mu? Eski Sovyet Cumhuriyeti’nin dağılmasından sonra bazı kayıtlarda Rusya geçiyor, bazı kayıtlarda Sovyetlerin diğer ülkeleri. Amerika, Avrupa Birliği ve Japonya gibi ülkeler nadir toprak elementi rezervleri konusunda bu ülkeler kadar şanslı değiller. Bu kadar rezervleri yok ama teknolojileri var.  

Türkiye maden işletilmesi ve ham madde işlenmesi konusunda yabancı sermayeye açık. Bu nedenle de bu ham maddeye ihtiyaçları var. Zelenski ile yapılan görüşmede, biz Ukrayna’nın maden mevzuatını bilmiyoruz. Özel bir uluslararası anlaşma ihtiyacı olabilir. Ama Türkiye’de şunun altını çizerek söylemek istiyorum: Bugün bir Amerikalı, Kanadalı, Avrupalı veya Japon şirketin gelip Türkiye’de madencilik yapması için önünde hiçbir engel yok aslında. Türkiye, 2002’li yıllarda yabancı sermaye üzerinden yapılan düzenlemelerle tütün kanunu, şeker kanunu, maden kanunu, iş kanunu gibi birçok yasayı değiştirdi ve yabancı sermayeye kapılarını sonuna kadar açtı. Şu anda Türkiye’de böyle bir anlaşmaya bile ihtiyaç yok.

Dünya üzerinde 17 farklı nadir toprak elementi bulunuyor. Şu anda Türkiye’de bilinen Beylikova’daki nadir toprak elementlerinin dört tanesi var, bir de uranyum ile toryumu eklersek altı oluyor. Ancak şu anda toryumun nükleer santrallerde kullanımı henüz geliştirilmedi ama geliştirilmesi yönünde çalışmalar sürüyor. Madeni üretip ham ya da konsantre bir şekilde yurt dışına ihraç etmenin ülkenin kalkınmasına bir katkısı olmaz. Önemli olan, ürettiğimiz madeni ulusal sanayimizde kullanabilmemizdir. Şimdi biz bu Neodimyumu Beylikova’da çıkardık. Neodimyumdan ne yapılıyor? Mıknatıs. Mıknatıstan ne yapılıyor? Elektrik motoru. Mıknatıs yapacak teknolojimiz var elektrik motoru da yapabiliriz belki; fakat araba yapma teknolojimiz şu anda yok" ifadelerini kullandı.

Trump ile yapılacak kapsamlı bir anlaşmaya gerek olmadığı vurgusunda bulunan Ayhan Yüksel "Herkes şunu merak ediyor: 'Trump ile böyle bir anlaşma var mı?' Böyle bir anlaşmaya Türkiye’de gerek yok, çünkü Türkiye zaten kapılarını yabancı sermayeye sonuna kadar açtı. Asıl işlenmesi gereken konu bu. Sadece nadir toprak elementleri değil; yarın bir yabancı şirket altın da çıkarabilir, demir de çıkarabilir, krom da çıkarabilir, nadir toprak elementi de çıkarabilir. Türkiye’de şu anda bu serbest. Örneklerini de yaşadık, yakın bir dönemde yaşıyoruz. Yabancı şirketler çok rahat bir şekilde geliyor, burada altın çıkarabiliyorlar. Bunun için Kanada ile yapılmış özel bir uluslararası anlaşma yok. Geliyor bir şirket, Türkiye’de bir şirket kuruyor. Kanun buna izin veriyor. Daha sonra maden arama ruhsatı alıyor. Maden kanunumuz buna izin veriyor. Madeni bulduğunda da 'Ben bunu işleteceğim' dediğinde, işletiyor" dedi.

KULUNCAK'TAKİ SAHA..

Bu arada, Malatya'nın Kuluncak İlçesi sınırlarındaki 'nadir toprak elementleri' sahasına ilişkin olarak, MTA'nın https://eticaret.mta.gov.tr adresinde "201400207 Ruhsat No’lu (Malatya-Kuluncak) Sahasına Ait Nadir Toprak Elementleri, Baryum, Stronsiyum, Çinko, Zirkon, Uranyum, Lityum, Berilyum, Niobyum, Arsenik, Nikel Maden Jeolojisi Ve Maden Kaynak Tahmini Raporu" başlığı altında şu bilgiler yer alıyor:

"AR:201400207 no’lu ruhsat sahası Malatya ili Kuluncak ilçesi sınırları içerisinde olup 1/25.000 ölçekli J39-d3, d4 ve K39-a1, a2 paftalarında bulunmaktadır. Ruhsat sahası tapulu tarla, ortak kullanım mera, taşlık ve çoğunlukla da tapu harici alanları kapsamaktadır.

Ruhsat sahasının da içerisinde bulunduğu bölgede jeolojik birimlerden temeli oluşturan Andırın kireçtaşları çalışma alanında Domuzdağı napını temsil etmektedir (Metin vd., 2013). Birim çalışma alanı içerisinde orta-kalın tabakalı, genelde masif görünümlü, grikoyu gri, yer yer beyaz renklerindedir. Kireçtaşları rekristalize kireçtaşı ve dolomitik kireçtaşı olarak ayrılmaktadır. Rekristalize kireçtaşları genelde orta-iri taneli kalsit kristallerinden oluşmakta ve kireçtaşlarının intrüzif kayaçlarla dokanak oluşturduğu alanlarda yoğun bir şekilde bulunmaktadır. Dolomitik kireçtaşları ise genelde masif ve kalın istifler sunmaktadır.

Andırın kireçtaşı Geç Triyas - Geç Kratese yaşındadır (Metin vd., 2013). Andırın kireçtaşlarının üzerine tektonik olarak Kuluncak ofiyoliti gelmektedir. Kuluncak ofiyoliti çalışma alanının bulunduğu bölgede tektonitler, kümülatlar, izotrop gabrolar, levha daykları, volkanikler ve örtü sedimanları ile eksiksiz bir istiflenme sunmaktadır (Metin vd., 2013).

Ofiyolitik birimler ruhsat sahası içerisinde görülmemektedir. Ruhsat sahasının hemen güneyinde bulunmaktadır. Araştırmacılar Andırın kireçtaşı ile Jura-Kretase (Gürer,1992) yaşlı Kuluncak ofiyolitinin bölgeye yerleşim yaşının Eosen sonrasında olduğunu düşünmektedirler.

Kuluncak ofiyoliti üzerine uyumsuzlukla gelen Üst Kretase yaşlı Hekimhan formasyonu tabanda çakıltaşı ile başlayıp kırıntılı, karbonatik ve volkanik ara seviyeli bir seri ile devam etmektedir (Metin vd., 2013). Bu formasyon Paleosen yaşlı Kuluncak-Hasançelebi magmatikleri tarafından kesilmektedir (Metin vd., 2013). Bölgede Eosen birimlerini temsil eden Darende formasyonu (Akkuş 1971, Metin vd., 2013) tabanda polijenik çakıllı çakıltaşlarıyla başlayıp, kırıntılı, karbonatik ve volkanik seviyeler içeren bir istif sunmaktadır (Metin vd., 2013). Oligosen birimleri çeşitli araştırmacılar tarafından farklı dönemlerde çalışılmış, ilk kez Kurtman (1978) tarafından adlandırılan Selimiye Formasyonu adı ile kabul edilmiştir. Bu formasyonu, Metin vd., 2013’ te yapmış olduğu çalışmada tabanda çakıltaşı ile başlayıp karbonatlı yer yer evaporitik ara seviyeler sunan kırıntılı bir istif olarak tespit etmiş ve istifi farklı üyelere ayırarak detaylandırmışlardır. İlk defa Akkuş (1971) tarafından isimlendirilen Tahtalı formasyonu, Darende ve Selimiye formasyonlarını uyumsuzlukla örtmektedir. Tahtalı formasyonu içerisinde yer yer marn ara seviyeleri içeren kireçtaşlarından oluşan bir istif bulunmaktadır ve Alt Miyosen yaşındadır (Metin vd., 2013). Bölgede Miyosen birimlerini Yılandağı formasyonu, Kangal formasyonu ve Yamadağ formasyonu oluşturmaktadır (Beyazpirinç ve diğ., 2010, Metin vd., 2013). Üst seviyeleri oluşturan Pliyo - Kuvaterner birimleri alüvyal birimlerden oluşmaktadır ve diğer birimleri uyumsuzluk ile üzerlemektedir.

Çalışma alanımız olan AR:201400207 no’lu ruhsat sahasında, Andırın kireçtaşları, Hasançelebi–Kuluncak siyenitoyidi, Kangal formasyonuna ait kırıntılı birimler, Yamadağ volkaniklerini oluşturan andezit ve bazaltlar ve Pliyosen yaşlı alüvyal birimler yer almaktadır."

DÖNEMİN BAKANI AÇIKLAMIŞTI..

2020 yılının Temmuz ayında dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in  nadir toprak elementlerinin (NTE) Malatya’nın Kuluncak ilçesinde de bulunduğunu açıklaması üzerine ilçe Belediye Başkanı Erhan Cengiz, “Kulukcak’ın şaha kalkışı olacak inşallah” demişti.

Kuluncak Belediye Başkanı Erhan Cengiz, ilçede halihazırda demir, krom ve bakır ocaklarının olduğunu ifade ederek, “Buralarda çok değerli madenlerin olduğunu dedelerimizden, babalarımızdan hep dinliyorduk. Geleceğin bu madenlere bağlı olduğu söyleniyordu ama buranın işletilmediği dile getiriliyordu. Sayın Cumhurbaşkanımızdan, Hükümetimizden Allah razı olsun, ciddi anlamda buraya bir destek verdiler. Burada 3 yıldır MTA gözetiminde bir şirket çalışıyor.

Bakan Bey'in burayı açıklamasına kadar sadece kulaktan dolma bilgilerle burada değerli madenlerin olduğunu biliyorduk. Ama Bakan Bey Eskişehir’den sonra Kuluncak ilçemizde de bu elementlerin olduğunu söylemesi bizleri mutlu etti. İlçemizin de Bakan Bey tarafından açıklanması bizleri gururlandırdı ve sevindirdi.

İlçemizin nüfusunun ileride 10 katına kadar çıkacağını ve ilçenin şehirleşme yönünde de büyük bir adım atacağını düşünüyoruz. Bizlere düşende büyüklerimizle beraber yerelden de ilçemizi kalkındırmak. İlçemizdeki maden ocakları ile birlikte nüfusumuzun da artmasını bekliyoruz. İlçenin alt yapısı, konut alanlarını, şehir planlarını gerçekleştireceğiz. Bu dağların altı cevher dolu, çok zengin dağlarımız var. "diye konuşmuştu.
 

malatyahaber.com- odatv.com

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız