SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Türk Bilim İnsanları Bibere Acılığı Veren Geni 'Susturdu'

Türk Bilim İnsanları Bibere Acılığı Veren Geni 'Susturdu'
A- A+ PAYLAŞ

Türk bilim insanları, geleneksel yetiştirme tekniklerine kıyasla daha hızlı ve etkili bir yöntem olarak kabul edilen gen düzenleme yöntemi CRISPR/Cas9 ile biberde diğer özellikleri koruyup sadece acılığın kaynağı geni susturdu.

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Bitki Bilimi ve Teknolojisi Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde, acı biberin mide rahatsızlıklarına yol açabileceği düşüncesiyle biberde acılığa neden olan "genin susturulması"na yönelik çalışma başlatıldı.

İYTE Moleküler Biyoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sami Doğanlar danışmanlığında yürütülen "Biberde Kapsaisin Sentaz Geni İçin CRISPR/Cas9 Sistemiyle Genom Düzenleme" ve "Biberde Kapsaisin Sentaz Geni (Pun1) Ekzon1 ve Ekzon2 Bölgeleri İçin gRNA'ların Geliştirilmesi" başlıklı çalışmalar yaklaşık 3 yıl devam etti.

Proje, TÜBİTAK tarafından da desteklendi. Çalışmada, CRISPR/Cas9 genom düzenleme teknolojisi kullanılarak biberdeki acılığı susturup diğer aromatik özellikleri koruyup yeni bir tatlı biber çeşidi oluşturmak hedeflendi.

Çalışmalarda biberde ısıdan sorumlu "Pun1" geninin genomu yeniden düzenlenerek ürünün acılık özelliği yok edildi.

Prof. Dr. Sami Doğanlar, AA muhabirine, gen susturmanın normal gelişim ve farklılaşma sırasında belirli hücre tiplerinde veya dokularda ürünlerine ihtiyaç duyulmayan genleri bastırmak için kullanılan bir teknik olduğunu söyledi.

Biberin Türkiye'nin tarımsal üretiminde önemli bir rol oynadığını ancak geleneksel ıslah yöntemlerinin çeşitli zorlukları beraberinde getirdiğini belirten Doğanlar, bundan yola çıkarak projeyi geliştirmeye karar verdiklerini ifade etti.

CRISPR/Cas9 genom düzenleme sisteminin biber ıslah çabalarında "yeni bir çağ açtığını" vurgulayan Doğanlar, bu teknolojinin yalnızca ürün geliştirme süreçlerini hızlandırmakla kalmadığını, aynı zamanda daha yüksek verim ve ürün kalitesi özelliklerini daha etkili bir şekilde aktarılmasını sağladığını anlattı.

Üzerinde çalıştıkları bu sistemin başarılı olması durumunda Türkiye'nin biber endüstrisinde daha da önemli bir konuma ulaşılabileceğini dile getiren Doğanlar, şunları kaydetti:

"Projemizde bibere acılık sağlayan geni susturmayı amaçladık çünkü hastanelere gittiğiniz zaman gastroenteroloji servislerinde mide problemi yaşayan çok sayıda insan var. Artık acı biberden ziyade tatlı biberin tüketilmesi tercih edilen bir durum ama tatlı biberin kalite özellikleri ve aromasıyla ıslah etmek çok zor çünkü tatlı biberler genellikle acı biberden türetiliyor. Acı biberde acılık geni uzaklaştırıldığı zaman diğer tat ve aroma genleri de uzaklaştırılıyor. Dolayısıyla şu andaki mevcut tatlı biberi yediğinizde çok tat alamıyorsunuz. Acı olan biberi bütün aroma, agronomik ve verim özelliklerini muhafaza ederek tatlı hale getirmeye çalıştık. Bunu kullanırken dünyada son 10 yılda çok popüler olan genom düzenleme teknolojilerini kullandık. Yani biberde acılık genini susturduk. Şu anda projemiz tamamlanmış durumda. Elde ettiğimiz biberleri fenotip olarak tadına baktık, diziledik ve mutasyonu dizi olarak da gördük. Artık sadece bu mevcut bitkilerin tohum vermesini bekliyoruz."

Prof. Dr. Sami Doğanlar, kısa süre içinde bu çalışmanın meyvelerini görmeyi amaçladıklarını dile getirdi.

Projede yer alan bilim insanlarından Öğretim Görevlisi Dr. Hatice Şelale Yıldız ise "Yaptığımız DNA dizileme çalışmalarında hedef genimizde değişiklik olduğunu yani dizisinin değiştiğini tespit ettik. Yani hem agromorfolojik olarak hem de genetik olarak bu değişikliği gözlemlemiş olduk." şeklinde konuştu.

CRISPR teknolojisi
Canlıların DNA'larında hedefli ve hassas değişiklikler yapmasına imkan sağlayan bir gen düzenleme yöntemi olarak tanımlanan CRISPR/Cas9, ilaç, tarım, sanayi, halk sağlığı gibi birçok alanda kullanılıyor.

İzmir, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız