İngilterede ekonomik krizin etkilerini göstermeye başladığı bir dönemde yapılan genel seçimin sonucu 36 yıl sonra ilk kez yeniden belirsizlik ve istikrarsızlığın sinyallerini verirken, hiçbirisi hükümet kurmak için gereken 326 sandalyeyi kazanamayarak mutlak çoğunluğu elde edemeyen partiler koalisyon arayışlarına başladı.
Açıklanan resmi olmayan sonuçlarına göre, oyların partilere göre dağılımı ve sandalye sayısı şöyle oldu: Muhalefetteki Muhafazakâr Parti, oyların yüzde 36.1ini alarak birinci parti oldu; Avam Kamarasında 306 sandalye elde etti. Mevcut parlamentodaki 91 sandalyesini kaybeden İşçi Partisi yüzde 29 oyla 258 milletvekilliği kazandı. Seçim öncesinin gözde partisi Nick Cleggin Liberal Demokratları ise yüzde 23 oya rağmen yalnızca 57 sandalye ile büyük hayal kırıklığı yaşadı.
İngiliz geleneklerine göre yeni bir hükümet kurulana dek Başbakanlık görevini yürütecek olan İşçi Partisi lideri Gordon Brown, Liberal Demokrat Parti ile anti muhafazakâr bir ittifak arayışına gireceğinin sinyalleri verdi.
Brown, Başbakanlık Konutu önünde yaptığı açıklamada, seçim sisteminin değiştirilmesi için referanduma gidilmesi gerektiğini söyledi. Genel seçimin ardından bir bilinmezin içine girildiğini belirten Brown, Mevcut seçim sisteminin değiştirilmesi için ülkede referandum yapılması gerekiyor. İnsanlar belirsizliği sevmiyor. Daha adil bir seçim sistemine ihtiyaç var dedi.
Muhafazakâr Partinin lideri David Cameron, Liberal Demokrat Partiye en kısa zamanda kapsamlı bir anlaşmaya varma çağrısında bulundu. Cameron, partisinin genel merkezinde yaptığı açıklamada, siyasi partiler arasında birçok konuda anlaşmazlıklar olsa da önemli olanın ülkenin ekonomisini iyileştirmek olduğunu vurguladı ve Liberal Demokrat Parti lideri Nick Clegg ile koalisyon hükümetine gidilebileceğinin sinyalini verdi. Cameron, olası bir seçim sistemi değişikliğini de değerlendirirken, bu konuda bir komite kurulabileceğini ifade etti.
Clegg ise açıklamasında, mutlak çoğunluğu kazanamamış olsa da seçimin galibi olan David Cameron liderliğindeki Muhafazakâr Partinin milli çıkarlara hizmet eden bir hükümeti kurma hakkının öncelikli sahibi olduğunu söyledi.
Liberaller anahtar
Koalisyon konusunda bütün partilerin kapısını çalmak zorunda kalabileceği düşüncesiyle seçimin mutlak kaybedeni, herkesin en iyi dostu olarak adlandırılan Clegg, parlamentonun arka koridorlarında kimseyle kirli pazarlık yapmayacaklarnı söyledi.
İngiliz siyaseti yeni kabineyi kurma konusunda yazılı bir kural barındırmadığı gibi, en çok oy alan da dahil hiçbir partiye bu hakkı otomatik olarak vermiyor. Süreç içinde Brown kabinesi görevini sürdürecek ve hükümeti kurmak için ilk adımı atabilecek. Seçimin galibi Muhafazakârların da mutlak çoğunluğa ulaşabilmek için aynı partiyle dirsek temasına gireceğini belirten siyasi gözlemciler, iki partinin sandalye sayısının 326yı geçebileceğine dikkat çekiyor. Muhafazakâr Partinin Liberal Demokratları birlikte bir hükümet kurmaya ikna etmeleri halinde Başbakan Gordon Brownın yenilgiyi kabullenip, kısa süre içinde istifa etmesi bekleniyor. Kraliçe II. Elizabeth de beklemeden muhalefet lideri Cameronu Buckingham Sarayına çağırıp, hükümeti kurma görevini verebilir. İngiliz siyaseti kurallarınıa göre hükümetin kurulması için bir zaman sınırlaması yok. Ancak Kraliçenin seçim sonrası yeni parlamentonun hedeflerini belirlemek üzere 25 Mayısta yapacağı konuşma bu çalışmaların tamamlanması için önemli bir tarih olarak görülüyor. Times gazetesi, ufukta yeni bir seçim göründüğünü, David Cameronun ülkeyi yılsonu veya 2011 başında yeni bir seçime götürecek hükümete başkanlık edebileceğini yazdı.
Seçim öncesinde büyük sükse yapan ancak hüsranla karşılaşan Clegg (solda) yine de anahtar konumunda. Başbakan Brownın atacağı adım merakla bekleniyor.