Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 23 Nisan 1920'de açılmasının ardından ilan edilen "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı"nın 86. yıldönümü 23 Nisan Pazar günü Malatya'da da törenlerle kutlanacak. Bu arada; Belediye Başkanı Cemal Akın, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu ve Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şube Başkanı Ali Ekber Tunçdemir, birer mesaj yayınladılar.
BAYRAM PROGRAMI..
23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı'nın yıldönümü dolayısıyla Malatya'daki kutlamalar, Pazar günü saat 08.30'da Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasıyla başlayacak.
Daha sonra Abdulkadir Eriş İlköğretim Okulu'ndan bir öğrenci Valilik, Kazım Karabekir İlköğretim Okulu'ndan bir öğrenci 2. Ordu Komutanlığı, Yaşar Öncan İlköğretim Okulu'ndan bir öğrenci Belediye Başkanlığı, Muhittin Özmumcu İlköğretim Okulu'ndan bir öğrenci de Milli Eğitim Müdürlüğü makamlarını 09.00'da bir süreliğine "sembolik" olarak devralacaklar.
İnönü Stadı'ndaki kutlama törenleri ise 10.00'da Vali, Garnizon Komutanı ve Belediye Başkanının öğrenciler ile halkı selamlamasıyla başlayacak. İstiklal Marşı ve bayrağın göndere çekilmesinin ardından Milli Eğitim Müdürü günün önemini belirten bir konuşma yapacak, Hasan Varol 1. İlköğretim Okulu'ndan öğrenciler şiir okuyacak, "Öğrenci Andı"nı içirecekler.
Daha sonra; Bayrak, Flama Kıtaları, Beden Eğitim Öğretmenleri, Ana Okulları, Halk Oyunları Grupları ile Sadiye Ünsalan, Derme, Cumhuriyet, Necatibey, Rahmi Akıncı, Kemal Özalper, Türkiyem, Mehmet Emin Bitlis ve Sümer İlköğretim Okulları ile TED Koleji öğrencileri yürüyüş yapacaklar.
Saha içinde Hidayet, Cengiz Topel, Fatih ve Hacı İbrahim Işık İlköğretim Okulları gösteri yapacaklar.
Maraton Tribünü'nde Anadolu, Fatih, Turgut Özal, Turgut Özal Anadolu, Anadolu Kız Meslek Liseleri ile Cengiz Topel, 30 Ağustos, Vakıfbank ve Milli Eğitim Vakfı İlköğretim Okullarının öğrencileri tarafından fon gösterileri gerçekleştirilecek.
Staddaki törende İnönü Üniversitesi Grup Time Konserinin yanı sıra yerel sanatçılar Mehmet Balaman ve Özlem Uğurlu konser verecekler.
Pazar günü öğleden sonra Belediye Mehter Takımı, belediye önünde konser verecek.
19-26 Nisan tarihleri arasında Atatürk Evi, Müze ve Kütüphanelerin öğrencilerin ziyaretine açık tutulacağı belirtildi.
AKIN'IN MESAJI..
Belediye Başkanı Akın'ın, bayram mesajı şöyle:
"Dünyanın ve bölgemizin yakın tarihini ve coğrafyasını şekillendiren en önemli olaylardan biri Türk Kurtuluş Savaşıdır.
Dünya Savaş Tarihinde özgün bir yere sahip olan Türk Kurtuluş Savaşı aynı zamanda, Türk Milletinin var olma ve tarihsel mirası üzerinde yeniden egemen olma mücadelesidir.
Mazlum ve ezilen milletlere örnek olan Türk Kurtuluş Savaşının yaşandığı olağanüstü zor şartlarda, 23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılmış olması ise, Cumhuriyetimizin kurucularının savaş ortamında bile Milli iradenin yönetime yansımasına verdiği önem açısından son derece anlamlıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, yıkılan bir imparatorluğun külleri üzerinde genç, dinamik ve çağdaş bir yönetim anlayışının müjdecisi olmuş ve kısa bir süre sonra Cumhuriyetimizin ilanına zemin hazırlamıştır.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, halkın iradesini ülke yönetimine yansıtırken, aynı zamanda çocuklarımızın da bu ülkenin temel zenginliği olduğuna vurgu yapmıştır.
Cumhuriyetimizin Kurucusu M. Kemal Atatürk, bir konuşmasında Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim, kıymetli olduğunuzu düşünerek
ona göre çalışınız. Sizlerden çok şeyler bekliyoruz şeklindeki sözleri ile, yetişen yeni neslin ülkemiz ve milletimizin geleceği bağlamında yaşamsal önem taşıdığını veciz bir şekilde vurgulamıştır.
Milli iradenin tecelli ettiği Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılış sevinci çocuklarımızın şahsında yüceltilmiş, demokrasimizin temel kurumunda hayat bulan ülkemizin milli iradesi ile çocuklarımız güçlü bir bağla ilişkilendirilmiştir. Bu da gösteriyor ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi demokrasimizin, çocuklarımız geleceğimizin teminatıdır.
Çağdaş medeniyet düzeyinin üzerine çıkma noktasına ulaşmak yolunda geçmişi, bugünü ve geleceği aynı anda kavrama ve analiz etme görevini bize yükleyen bu anlamlı günü kutlarken, Türk Kurtuluş Savaşını başarıyla sonuçlandıran, Türkiye Büyük Millet Meclisini demokratik hayatımızın bir teminatı olarak tesis eden Mustafa Kemal Atatürk ve bu yolda çaba harcayan tüm arkadaşlarına rahmet diliyor ve şükranlarımı sunuyorum.
Bu günün Tüm milletimize, ülkemize hayırlı olmasını dilerken, 23 Nisan Bayramının gerçek sahibi olan çocuklarımıza sevgilerimi iletiyorum."
REKTÖRÜN MESAJI..
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Hilmioğlu'nun bayram mesajı ise şöyle:
"23 Nisan 2006 Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızın 86. yılını kutluyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisinin açıldığı 23 Nisan 1920, Ulusumuzun babadan oğula geçen saltanat yönetimini terk ederek halkın kendisini, seçtiği temsilcileri aracılığı ile yönetmeye başladığı günün adıdır.
Devletimizin yönetim sisteminde bu tarihle başlayan büyük değişim, Türk Ulusunun binlerce yıllık tarihindeki en büyük devrimi simgeleyen 29 Ekim 1923te Cumhuriyetin ilanı ile sonuçlanmıştır. Büyük Önderimiz MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ilk Meclisin açıldığı 23 Nisan 1920 gününü Ulusumuza aynı zamanda Çocuk Bayramı olarak armağan etmiş ve bu yönüyle de büyük Önderimiz dünya ölçeğindeki eşsiz liderliğini bir kez daha göstermiştir.
Seksen üç yıl önce kurulan genç Cumhuriyetimiz, bu geçen süre içerisinde pek çok güçlüklere rağmen tüm kurum ve kurallarıyla yerleşmiş ve Türk Ulusu ATATÜRK İlke ve Devrimlerini, Cumhuriyetin temel niteliklerini özümsemiştir. Cumhuriyetimizin en önemli kuruluş felsefesi olan Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir ilkesi, ülkemizi ilgilendiren siyasal, ekonomik, iç ve dış her türlü kararların sadece Türk Ulusuna ait olduğu, başkaca hiçbir ülkenin veya yabancı kuruluşların bu kararlarda hükümranlık hakkı olamayacağı ve egemenlik haklarımızdan kısmen veya tamamen vazgeçme anlamına gelen her tür teslimiyetçi siyasal anlayışlara kesinlikle izin verilemeyeceğini ifade eder.
Ancak ne yazık ki son yıllarda demokrasi, insan hakları ve yerel yönetimleri güçlendirme adına dış güçlerin etkisiyle yapılan bazı düzenlemelerin etnik ve dinsel ayrılıkçı hareketleri cesaretlendirdiği ve ülkemizde bir kardeş kavgası yarattığı bir gerçektir. Ülkemizin bölünmez bütünlüğü ve Anayasamızın değiştirilemez ilkeleri çerçevesinde bağımsız bir ülke olarak tek amacımız akıl ve bilimin önderliğinde çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak ve onu da aşmaktır.
Binlerce yıllık ortak bir tarih ve kültürel birikimin yarattığı Türk Ulusu, bütün sorunlarına çözüm bulacak ve uygulayacak güç ve yetenektedir. Her kuşak kendisinden sonraki kuşaklara daha iyi bir Türkiye bırakmak durumunda ve sorumluluğundadır. Bu, Ülkemize ve yarının büyükleri çocuklarımıza olan en temel görevimizdir.
En yakın zamanda tüm sorunlarını çözmüş bir Türkiye göreceğimiz inanç ve temennisiyle tüm Ulusumuzun ve çocuklarımızın bayramını kutluyor, bu vesileyle bu günleri bize armağan eden Büyük Önderimizin önünde bir kez daha saygı ile eğiliyorum."
TUNÇDEMİR'İN MESAJI..
ADD Başkanı Tunçdemir'in mesajı özetle şöyle:
" Cumhuriyet'in temeline ulusal egemenlik ve laiklik ilkelerini yerleştiren Atatürk, toplumun barış, huzur ve güvenlik içinde yaşaması, gelişmesi, çağdaşlaşması ve demokratikleşmesi için gerekli ortamı oluştururken, toplumu ümmet anlayışından kurtararak, ulus olma bilincine kavuşturmuştur. Türk insanı, Cumhuriyet'le yurttaş konumuna yükselmiş, demokratik bir ortamda hak ve özgürlüklerini kullanmanın ayrıcalığını yaşamış, devletinin gerçek sahibi olmuştur.
Mustafa Kemal Atatürk egemenliğin kayıtsız koşulsuz Türk Ulusu'na ilişkin olduğunu vurgularken, bu gücün hiçbir anlam ve biçimde ortaklık kabul etmeyeceğini de anlatmaktadır. Türk Kurtuluş Savaşı ile Cumhuriyet Devrimlerinin; ruhunu, meşruluğunu ulusal egemenlik ilkesi oluşturur. Ulusal egemenliğin korunup işletilebilmesi ulus egemenliğini, ulus adına kullanan organların denetleme yollarının kayıtsız ve koşulsuz ulusun elinde bulunmasını sağlamaktan geçer.
Ulusal egemenliğimizin ve cumhuriyetin temel dünya görüşü olan Kemalizme yönelik iç ve dış saldırılar sonucu, ulusal egemenlik ilkesi içi boş bir görüntüye indirgenmiş, sistem tamimiyle yozlaştırılmış ve egemenlik ulusundur ilkesi işlemez hale getirilmiştir. Türkiyenin kurtuluşu ve kuruluşuyla ilgili bu mucizeyi neredeyse unuttuk. Meydanı, dudak büküp burun kıvıranlara bıraktık. Onlar da mucizenin temel ilkesini, egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa ait olması ilkesini alabildiğine tartışıyorlar. Devletin en tepe noktalarında, ulus devletin sonunun geldiğini savunuyorlar. Dolayısıyla, ulusal egemenliğin paylaşılmasının kaçınılmaz olduğunu iddia ediyorlar..
Diyorlar ki, Türkiye özellikle AB süreci nedeniyle buna hazır olmalı.. Yetki devri açısından, Anayasa'nın "egemenliğin ulusa ait olduğunu" belirleyen 6'ncı maddesi ile "yasama, yürütme, yargı" yetkilerini düzenleyen 7, 8, 9 ve 10'uncu maddeleri değiştirilmeli.. Yüzyılımızın ilişkiler ağında uluslar, egemenlik haklarının belirli bir alanını, kendi iradeleriyle, karar mekanizmalarında yer aldığı uluslararası kuruluşlara devredebilirler.. O kuruluştan ayrılmak mümkün olduğu sürece bu durum, ülkelerin bağımsızlığını da zedelemez..
Türkiyede, AB üyesi ülkelerde daha önce hiç yaşanmamış bir egemenlik tartışması yapılıyor. Yurt içindeki ve yurt dışındaki kimi etkin çevreler, ABnin başka hiç bir ülke için öngörmediği bir egemenlik devri için sürekli ortalığı bulandırıyor.Oysa, ulusal egemenlik ve bağımsızlık gibi kavramlar, günümüz dünyasında da, hiç bir koşulda pazarlık konusu yapılmıyor. AB süreci içinde de Türkiyedeki biçimiyle tartışmaya açılmıyor.
23 Nisan 1920 ruhunun bu bağlamda bize yüklediği görev, egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa ait olması ilkesini, yeni yetişen kuşakların bilincinde sonsuza kadar yaşatmaktır.. Egemenliğin kullanılması AB üyeliğinin gerektirdiği haller için uygulanmaya kalkınması. Ulusal çıkarlar temeline aykırı hareket edilmesi, yani on binlerce şehit kanı karşılığı elde ettiğimiz ulusal egemenliğimiz tek kurşun bile atmadan, dün ülkemizi işgal eden güçlere devredilmesi İç ve dış Sevr özlemcisi emperyalist güçlerin en büyük düşünceleridir. Bu nedenlidir ki; hükümetin ülkenin diğer demokratik kurum ve kuruluşlarıyla ulusal çıkarlar temelimde uyumlu bir birlikteliği de kaçınılmazdır.
Bu günleri gören Önder Atatürk bizi, uyarıyor;
"Burada acıklı bir gerçek olmak üzere belirteyim ki, ülkemizde çok büyük tutarda yabancı parası ve pek çok propagandalar dolaşıyor. Bundaki amacın, ulusal hareketi sonuçsuz bırakmak, ulusun umutlarını kötürüm kılmak, Yunan ve Ermeni umutlarıyla yurdun kimi önemli bölgelerini işgal etme amacını kolaylaştırmak olduğu çok açıktır. Bunun yanında, her ülkede, her dönemde görüldüğü gibi, bizde de yürekleri ve sinirleri zayıf, anlayışsız insanlar ve yurt sevgisinden yoksun, kişisel gönenç ve çıkarlarını yurt ve ulusunun zararında arayan alçaklar da vardır," (Mustafa Kemal Atatürk, Söylevden)
Çözüm yolu yine, Mustafa Kemal'in Erzurum'da 5 Temmuz 1919 günü arkadaşlarına önerdiği ve en başta da kendisinin bağlı kaldığı yoldur:"Açıkça ortaya çıkmak, ulusun hakları adına yüksek sesle bağırmak ve bütün ulusun bu sese katılmasını sağlamak gerekir." Türkiye'yi, çağdaş, demokratik, laik, bilgi çağını, Ulusal Egemenlik yakalamış, mutlu ve gönençli bir ülke olarak gelecek kuşaklara bırakmak, en önemli sorumluluğumuzdur. ve Çocuk Bayramı olarak kutladığımız 23 Nisan'ın taşıdığı simgesel değer ve anlamlara sahip çıkmalı, Meclisimizi ve Cumhuriyetimizi kuranların ülkülerini yaşama geçirmek için var gücümüzle çalışmalıyız.
Ulusumuzun en değerli varlığı çocuklarımız, barışın, sevginin, umudun ve kardeşliğin temsilcileri, aydınlık yarınlarımızın güvencesidirler. Çocukların sevgi ve hoşgörü dolu bir ortamda yetiştirilmesi, yeteneklerinin geliştirilmesi, beklentilerinin karşılanması, sorunlarına çözüm bulunabilmesi ve umutlarının canlı tutulabilmesi, geleceğine yön verecek güçte bireyler olarak toplumsal yaşamda yer alabilmeleri temel amacımız olmalıdır. Çocukların olumsuzluklardan etkilenmeden mutlu bir yaşam sürmelerinin sağlanması, geleceklerinin güvence altına alınması, Devlet'in yanı sıra, bireylerden başlayarak toplumun tüm kesimlerinin çabasını gerektirmektedir..
Unutmamalısınız ki, eğer bugün geleceğe güvenle bakabiliyorsak, bu Atatürk ve kurduğu Cumhuriyet sayesindedir. Bu günün çocukları, tarihin akışını değiştiren Türk Ulusu'nun bireyi olmanın verdiği gurur ve güvenle, Cumhuriyet'in korunması ve yaşatılması, ülkemizin her alanda gelişmesi çabalarına öncülük edeceğinize inancımız sonsuzdur.."