İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından Türk- Alman Uluslar arası İş Hukuku Sempozyumu düzenlendi.
Etkinlikle ilgili olarak İnönü Üniversitesi’nden yayınlanan basın bülteni şöyle:
"Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezinde yapılan sempozyuma Rektörümüz Prof. Dr. Cemil Çelik, Cumhuriyet Başsavcısı Muzaffer Sayın, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Başkanı Dr. Mustafa Kılıçoğlu, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Ahzen Coşar, Malatya Baro Başkanı Av. Eyüp Kutlubay ve birçok davetli katıldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan ve sempozyumla ilgili bilgiler veren Hukuk Fakültemiz Dekanı Prof. Dr. Kemal Şenocak, “9. Hukuk Dairesi Başkanı Dr. Mustafa Kılıçoğlu ile uzun yıllar önce planladığımız Türk-Alman Uluslararası İş Hukuku sempozyumunun ikincisini Malatya’da gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşamaktayız. Bu toplantının hem Türk hem de Alman hukukçularına faydalı olmasını diler toplantıya huzurları ile onur veren değerli hukukçulara saygılarımı sunarım” şeklinde konuştu.
Sempozyuma katılan Alman Akademisyenlerini temsilen konuşan Prof. Dr. Dr. H.c Wolfgang Hromadka ise şunları söyledi. “Bu sempozyum için iki konu seçtiniz toplu iş sözleşmesi ve compliance, bu iki konu Almanya’da da ilk bakışta ortak yönleri yok gibi gözükürdü. Aksine toplu sözleşme 1949 yılında o zaman daha genç olan federal Almanya’da yasal olarak düzenlenen iş hukukuna dair ilk alandı. Bununla birlikte sayılabilecek olan arabuluculuk bundan daha öncesine 1946 yılına dayanmaktadır. Oysa compliance yasası bağımsız bir yasa alanı olarak hukukçuların ilgi alanına daha yeni girmiş sayılabilir. Bu konuda ayrı bir kanuni düzenleme yok. Bu konudaki düzenlemeler çeşitli kanundaki kısmi bölümler olarak yer almaktadır. Buna rağmen bu iki başlık arasında da ortak payda vardır. İkisinin de çok büyük önemi vardır. Çünkü 1949’dan 2009 yılına kadar geçen 60 yıl içerisinde federal Almanya da toplu iş sözleşmesi imzalandı. İki Almanya’nın birleşmesi ardından yılda altı bin civarında toplu sözleşme yapılıyor.
Toplu iş sözleşmesinin 40 maddesi geçen bunca yıla rağmen hiç değişmemiştir. O zamanki yasa koyucunun ne kadar başarılı bir iş yaptığını gösteriyor bize. Compliance alanında ise biraz daha farklı bir durum vardır. Burada birlikte bir çözüm arayacağız ve sizlerin bize vereceği bilgileri de heyecanla beklemekteyiz.”
Dekanımız Kemal Şenocak’la iki yıl önce bir rüyamız vardı. O da Türk ve Alman hukukçu meslektaşlarının birlikte bir araya gelerek ülkeler arasında var olan arkadaşlığın, hukuk alanında da temelleştirilmesi rüyamız. Bunun gerçekleşmesi beni mutlu etti, şeklinde konuşmasına başlayan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Başkanı Dr. Mustafa Kılıçoğlu, “Biraz önce Prof. Dr. Dr. H.c Wolfgang Hromadka’nın ifade ettiği gibi tecrübelerimizin birbirine aktarılması ve bilimin ışığında doğrunun yakalanması ve emek dünyasına ne gibi katkılar yapılacağı konusunda bir uğraşım düşlemiştik. Bunun birinci yılını başarı ile geçen yıl tamamladık. Bu yıl ikincisini düzenlemenin coşkusu içerisindeyiz. Son derece titizlikle düzenlenmiş konular bulunmaktadır. Bilindiği üzere Türk iş hukukunda toplu iş hukuku 2821 sayılı sendikalar kanunu, 2822 sayılı toplu iş sözleşmesi ve memur sendikası yasası olmak üzere üç temel yasa üzerinde yapılandırılmıştır. Dolayısı ile sempozyum düzenlenirken öncelikle sendikalar hukuku üzerinde bir uğraşı ve düzenleme yapılmıştır. Uluslararası sendikal haklar ve sözleşmeler dışındaki düzenlemelerin yanında bizim son anayasa değişiklerimiz ile ilgili gelişmeleri de dostlarımıza anlatmayı düşünüyoruz.
Malatya Baro Başkanı Av. Eyüp Kutlubay ise konuşmasında şunları söyledi: “Küreselleşmenin etkisi ile tüm dünyada değişim ve dönüşüm süreci yaşanmaktadır. Değişim ve dönüşüm en çok endüstriyel ilişkilerde, emek ve sermaye alanında kendisini hissettirmektir. Bu süreçte emek ve sermaye aktörlerinin eski ezber ve alışkanlıklarından, ideolojik fetişizim, toptan ret ve toptan kabullere dayalı ön yargılardan kurtulup; tartışmaya, farklılıkları, farklı yaklaşmaları gerekmektedir. Problemler ancak ve ancak tarafların hoşgörü, uzlaşma ve çıkarların paralel olduğunu içselleştirmeleri ile çözüme kavuşabilir. Yargıtay Başkanlığı, İnönü Üniversitesi ve Türkiye Barolar Birliği ile düzenlediğimiz bu sempozyumun, baromuzun ilk uluslararası sempozyumu olması dolayısıyla da bizler için ayrı bir anlam ifade etmektedir.”
Türkiye Barolar Başkanı Avukat Ahsen Coşar da konuşmasında, “Sanayi devrimi ile başlayan toplumun değişmesindeki bu eşi görülmemiş hız, işçi sınıfını doğurmuştur. Buna bağlı olarak ve zamanla ideoloji olarak Marksizm, sistem olarak Kominizim tüm dünyada ağırlığını hissettirmiştir. Yeni oluşan ekonomik ve toplumsal düzenle birlikte iş ve çalışma hayatında işçilerle işverenler arasında hak ve menfaat ekseninde çatışmalar, gerilimler, kavgalar başlamıştır. Ve nihayet hukuk bu alana el atmak zorunda kalmıştır. İş hukuku dediğimiz hem özel hem de kamusal alanda bir disiplin ortaya çıkmıştır. Bu yeni disiplinle birlikte iş yaşamının kendisi, işçinin ve işverenin hakları, görev ve yetkileri hukukun düzenlemesine tabidir. Daha da ötesi ikinci kuşak hakları adı ile insan hakları kategorisine dâhil olan sosyal ve ekonomik haklar anayasal haklar arasına girdi. Özü itibari ile bir koruma hukuku olan yani daha güçlü olan işveren karşısında daha zayıf olan işçiyi koruma anlayışı üzerine kurulu bulunan iş hukuku ve bu hukuka egemen olan ülkeler sosyal hukuk devleti olmanın gereğidir. Ülkemiz hukuk yaşamı içinde en genç disiplinlerden birisi olmasına rağmen iş hukuku, avukatlarımızın, akademisyenlerimizin, yerel mahkeme yargıçlarımızın, Yargıtay’ın çabaları ve katkıları ile son derece gelişmiş dinamik bir hukuk haline gelmiştir” dedi.
23-24 Haziran 2011 tarihleri arasında yapılacak sempozyumda, Sendikal Özgürlük, İşveren Birlikleri, Sendikalar, Ulusal Üstü Hukuk ve Türkiye’de Sendikal Haklar, Toplu Sözleşmelerin Akdi ve İçeriği, Toplu İş Sözleşmesinden Kimler Yararlanır? Uygulama Alanı ve İş Sözleşmesinde Toplu İş Sözleşmesine Atıf Yapan Klozlar, Diğer Hukuk Kaynakları ile İlişkiler, Türk Hukukunda Toplu İş Sözleşmesinin Diğer Normlarla İlişkisi, Arabuluculuk: Teori Ve Uygulama, Türk Hukukunda Arabuluculuk Ve Toplu İş Hukukunda Son Gelişmeler, Türk Hukukunda Grev, Cezai Sorumluluk ve Özellikle Rüşvetçilikte Mücadele, Risk Yönetiminin Bir Parçası Olarak Compliance, Uyum Görevlisi (Compliance Officer), Etik İlkeler ve Organizasyonlarda Yasadışı Meşru Kabul Edilmeyen ve Etik Değerlere Uygun Olmayan Davranış ve Eylemlerin Raporlanması veya Açığa Çıkarılması (Whistle Blowing) ,Çalışanların Kontrolü ve Özel Araştırmalar, Türk İş Hukuku Açısından Compliance, gibi konular ele alınacaktır."