Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Vekili ve AR-GE Başkanı hemşehrimiz Prof.Dr. Doğan Aydal,”Hükümetin depremin yaşandığı illerdeki uygulamalara bakıldığında gelecekte çok daha büyük problemlere yol açacağı görülmektedir “ dedi.
Depremde açıklanan ölüm sayısının gerçeği yansıtmadığının altını çizen Prof.Dr. Aydal ;”Gerçekte ölmüş ama resmi kayıtlarda yaşıyor gözüken kişilerin sahip olduğu mallarla ilgili tapu kayıtlarında bir değişiklik olup olmadığı, banka hesaplarında deprem sonrası bir hareket olup olmadığı mutlaka araştırılmalıdır” diyerek yaptığı açıklamalarda çok önemli konulara değinerek hükümetin durumu yeniden ,çok titiz bir şekilde bir daha değerlendirmesini istedi.
Prof. Dr. Doğan Aydal ,açıklamasında şunları söyledi:
“6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli olarak 11 ilimizde gerçekleşen depremin ikinci senesinde AK Parti Hükümet sözcülerinin ifadelerine bakıldığında Deprem geçiren illerle ilgili birçok problemin çözüldüğü ve yıl sonuna kadar 453.000 konut ve işyerinin bitirileceği ifade edilmektedir.
Ancak bu illerdeki uygulamalara bakıldığında, hükümetin bir algı operasyonu yaptığı, bu süreci iyi yönetemediği ve halk açısından değişen bir şey olmadığı, uygulanan politikaların gelecekte çok daha büyük problemlere yol açacağı düşünülmektedir.
Depremle İlgili Bilgi Kirliliği Had Safhadadır
Deprem ile ilgili olarak Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığınca verilen bilgiler dikkate alındığında “Depremden etkilenen 11 ilde 6 Mart 2023 tarihi itibarıyla 1.712.182 binada hasar tespit çalışması yapılmıştır. Buna göre; 35.355 binanın yıkılmış, 17.491 binanın acil olarak yıkılması gerektiği ve 179.786 binanın ağır hasarlı olduğu….” ifadesi görülmektedir. Sadece yıkılmış bina sayısı esas alınsa ve yıkılan her binada sadece 3 vatandaşımız vefat etmiş olsa yüz bin kişiden daha fazla vatandaşımızın hayatını kaybetmiş olması düşünülebilir. Resmi olarak bildirilen vefat sayısı yaklaşık 54.000 kişidir. Malatya özelinde de durum benzerdir. Depremde yıkılan BİNA sayısı 6643, ama vefat eden kişi sayısı olarak bildirilen resmi sayı 1237’dir. Yani her çöken beş binada sadece bir kişi vefat etmiş gözükmektedir. Bu durum Hükümetçe yeniden gözden geçirilmelidir. Zira gerçekte ölmüş ama resmi kayıtlarda yaşıyor gözüken kişilerin sahip olduğu mallarla ilgili tapu kayıtlarında bir değişiklik olup olmadığı, banka hesaplarında deprem sonrası bir hareket olup olmadığı mutlaka araştırılmalıdır. Bu araştırmada yapay zekâ programları önemli katkılarda bulunabilir.
453.000 Konutun Bitirilmesi Mümkün Değildir
İlk itiraz edilecek konu TOKİ marifetiyle bitirilmesi düşünülen binaların sayısıyla ilgilidir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sn. Murat Kurumun Eylül 2022’de yaptığı açıklamada TOKİ’nin 2003-2022 arasında inşa ettiği konut sayısı 1.170.000’dir. Bir başka deyişle TOKİ ortalama olarak yıllık 58.500 konut yapmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın 7 şubat 2025’te Anadolu Ajansında çıkan ifadesi “ …Kalan 252 bin konut ve iş yerimizi de hızlıca bitirmenin gayretindeyiz. Yılbaşı’na kadar 453 bin konut ve iş yerinin inşasını tamamlayacağız” şeklindedir. Bu kabiliyetteki TOKİ’nin yıl sonuna kadar 453.000 konutu bitirmesi mümkün değildir. Bu cümle, olsa olsa halkı rahatlatmaya yönelik politik bir cümledir.
Bina yapılan yerlerde hiçbir alt yapı hizmeti ve yaşam alanı yoktur
İkinci itiraz edilecek önemli konu, bitirilen binaların vasfı ile ilgilidir. Bazı binaların kabalarının bitirildiği doğrudur. Ancak bu alanlar” yaşam alanları” vasfını henüz taşımamaktadır. Bazı binaların bitirildiği ifade edilen yerlerde, yol, kanalizasyon, PTT, internet, diğer alt yapı eksikliklerinin yanı sıra, sağlık ocağı, karakol, okul, cami, alışveriş alanları, otobüs hizmetleri, taksi durakları, berber, fırın, market ve benzeri hiçbir iş yeri bulunmamaktadır. Dolayısıyla vatandaşlar konteynerlerde çok sıkıntı çekmelerine rağmen bu evlere gitmek istememektedirler.
Tek Bir İş Yeri Yapılmamıştır
Bu konuyu Malatya özelinde incelediğimiz zamanda açıkça görmekteyiz. Malatya’da yıkılan 103.000 konuttan sadece 26.305 tanesinin bitirildiği Valilikçe resmi olarak duyurulmuştur. Yani depremden sonra iki yıl geçmesine rağmen ancak dörtte biri bitirilmiştir. Bitirilenler şehirden uzakta ve yukarıda belirtilen “ Sosyal Yaşam Alanları”nın tamamından yoksun durumdadır. Malatya’da dikkat çeken en önemli konu da Hükümetin İşyeri yapımına hiç başlamamış olmasıdır. Malatya’da 27.500 iş yeri yıkılmış hükümet tek işyeri dahi yapmamıştır. İş yerlerinin yapılmaması ihracatı da doğrudan etkilemiş ilk yıl içinde Deprem öncesi 455 milyon dolar olan ihracat 392 milyon dolara düşmüştür. 2024 yılında kısmi bir artış olsa da deprem öncesi değerlere dönememiştir. Organize Sanayi bölgesinde çalışan 42.000 kalifiye elemandan 12.000 kişi başka illere göç etmiştir.
Küçük ve orta ölçekli sanayi işletmeleri hiçbir tamir görmeyen yıkıldı yıkılacak binalarda zanaatlarını icra etmeye çalışmaktadırlar.
Vatandaş düz ayak dükkanlardan alışverişi tercih etmektedir. Şehir Merkezinde yapımı devam eden işyerlerinin 8,5 metrekarelik, kuş yuvası misali, çok katlı olması da gelecekte çok problem oluşturacaktır. Bu işyerleri için ayrıca para talep edilmesi de bir başka problemdir.
Bitirildiği Söylenen Evlerin Fiyatları Belli Değildir
Kura sonrası evlerinin anahtarı verilenler vatandaşlara boş senetler imzalatıldığından, vatandaş evlerin ne kadara mal olacağını bilememektedir. Vatandaşlara verilen Deprem destek kredisinin (Kredi Garanti Fonu) %11 faizli olacağı ifade edilmiş ancak tahsilat günü geldiğinde %50-60 faiz talep edilmiştir. Vatandaş ev fiyatları ile ilgili büyük bir endişe içindedirler.
Zayi Belgesi bildirim süresini kaçıranlar sıkıntı çekmektedirler
Deprem sonrası binası yıkılan, vergi ile evrakları, faturaları ve benzeri evrakları dağılan ve/veya çalınan esnaf ve ticaret erbabına Valilik ve Kaymakamlıklarca “Zayi Bildirim süresi” tanınmıştır. Ancak korkuları sebebiyle başka şehre giden esnaf birkaç ay sonra dönüp bu evrakı vermek istediklerinde, mahkeme müracaat süresinin dahi bittiği, müracaatlarının kabul edilmeyeceği bildirilmiştir. Hükümet bu konuda da esnafa yardımcı olmalıdır.
Mücbir Sebep Sınırı arttırılmalı ve süresi uzatılmalıdır
Yıllık cirosu 2,5 milyona kadar olan esnafa vergi ertelemek için uzatılan süre Mayıs 2025’te bitecektir. Bu tarihten sonra geriye dönük iki yıllık vergi talep edilecektir. Bir berber veya çaycının bile yıllık cirosu 2,5 milyondan fazladır. Yıllık ciro miktarı ve geçmişe dönük vergi ödeme zamanı birkaç yıl daha uzatılmalıdır.
Göçlerin engellenmesi için gerekli ekonomik ve sosyal önlemler alınmalıdır
TUİK resmi rakamlarına göre deprem sonrası Malatya’dan kütük kayıtlarını silen vatandaş sayısı 103.000’dir. Kaydını sildirmeden giden sayısı da yaklaşık yüz bin kişidir. Bir başka deyişle Nüfusa bakılarak BÜYÜKŞEHİR unvanını alan Malatya ilk resmi sayımda bu özelliğini de kaybedecektir. Mahalle yapılan köylerin tekrar köy vasfına dönmesi başta olmak üzere birçok yeni problemle karşı karşıya kalacaktır. İnönü ve Turgut Özal Üniversitelerinin öğrenci v öğretim üyesi kaybetmesi de an meselesidir. Bu sonuçlarda Malatya’ya farklı ekonomik darbeler vurabilir.
Malatya Büyükşehir Belediyesinin 157 taşınmazının kirasını arttırımı fırsatçılıktır
Belediye sahip olduğu taşınmazların kirasını fırsattan istifade %250-350 oranında arttırmıştır. Bu artış özel şahıslarında kirasını arttırmasına yol açmış, Malatya’ya bir darbe de AK Partili Belediye tarafından vurulmuştur.
Özet olarak ifade etmek gerekirse AK Parti Hükümeti Deprem sürecini iyi yönetememiş ve hala yönetememektedir. Halk Yeniden Refah İktidarını dört gözle beklemektedir.“
Bülten