Geçtiğimiz günlerde Niyazi Mahallesinde, Özel Gözde Hastanesinin arka tarafındaki bir inşaat temel kazısı sırasında ortaya çıkarılan tünellerde inceleme yapan uzmanların, bunların Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren bir yapıya ait, evin tabanından bir yolla aşağıya inilerek oluşturulmuş ürün saklama mahzenleri olduğu yolunda rapor verdikleri bildirildi.
Geçmişte Ermeni vatandaşların yerleşiminin de olduğu belirtilen bölgede bulunan tünellerle ilgili olarak Malatya Müzesi Uzmanları Sanat Tarihçi Meryem Gürhan, Müze Araştırmacısı Hüseyin Şahin ve Arkeolog Ziya Kılınç tarafından hazırlanan rapor şöyle:
23.09.2008 tarihinde basın mensuplarının İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Müze Müdürlüğüne teflonla bildirmeleri üzerine; Malatya, Merkez Niyazi Mahallesinde, Özel Gözde Hastanesinin hemen güneyindeki 1901 Ada, 12 parsel nolu inşaat yapım sahasında incelemeler yapılmıştır.
Yapılan incelemede arsa inşaat alanının yüzeyinden yaklaşık 3,5-4 metre kadar aşağı zemine doğru traşlanmış ham toprak duvar aynasının doğu cephesinde; içe doğru 1,5 metre derinliğinde (uzunluk), 65-70 cm. genişliğinde ve 110-120 cm. kadar yüksekliği olan üç adet oyuk bulunmaktadır. Oyuklar derinliğe ve yüksekliğe doğru devam etmeyen küçük alanlardan oluşmaktadır. Yine buranın hemen güneydoğu tarafındaki ham toprak duvar aynasında iki oyuk daha izlenmiştir. Bu oyukların ikisinde oyuk tabanında üzüm ve zeytin çekirdeği birikintisi görülmüştür. Üzüm çekirdekleri ile birlikte küçük bir bez ve ince naylon parçası bulunmuştur. Tespit edilen oyukların bir yapıya ait, yapının tabanından aşağıya doğru açılmış bir girişle ulaşılabilen birbirine bağlantılı olan, derinliğe doğru uzantısı devam etmeyen oyukların ürünlerin serin olarak saklanmasını sağlayan mahzen yerleri olduğu düşünülmektedir. Oyukların iç yüzeylerinde ve dış yüzeyinde statigrafi verebilecek bir arkeolojik tabaka izlenmemiştir.
Bu oyukların sonuç olarak, Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren bir yapıya ait, evin tabanından bir yolla aşağıya inilerek oluşturulmuş, ürün saklama mahzenleri olduğu düşüncesindeyiz. Bu durumdaki görünümüyle 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 6. maddesinde belirtilen yerlerden olmadığı ve herhangi bir kültür varlığı özelliği taşımadığı görülmüştür."