Malatya’nın özelleştirmenin acı faturasını yaşayan illerin başında geldiğini söyleyen Şeker İş Sendikası Şube Bakanı Nuri Murat, “Bu fabrikalar Türkiye’nin önemli kurumlarıdır. Malatya Şeker Fabrikası, kurulduğu yıllar itibariyle kentin hem sosyal hem ekonomik hayatında bir lokomotif olmuştur. Şeker Fabrikası da özelleştirme kapsamına alınırsa, buraya da bir rezidans, bir otel, bir alış veriş merkezi olacağını, bunun dışında başka bir şey olmayacağını Malatya halkı çok iyi biliyor. Dolayısıyla bunu vatan meselesi olarak görüyoruz ve sahip çıkacağız” dedi.
“Malatya’nın sosyal ve ekonomik hayatının lokomotifi olmuştur”
Şeker İş Sendikası Şube Başkanı Nuri Murat, Türkiye’nin 50 yıl önce kendi uçağını yapmak istediğini ancak buna izin verilmediğini kaydederek “Şimdi yerli uçak, yerli otomobil yapmak istiyoruz. Şeker fabrikaları yarın bir şekilde kapatılıp özelleştirme adı altında yok olursa, bir daha biz pancar ekme şansını ortadan kaldırmış oluruz” diye konuştu.
Malatya’nın daha önce Sümerbank ve Tekel’in özelleştirme adı altında yapılan işlemlerine tanık olduğunu ve bunun acı faturasını ödeyen illerin başında geldiğini söyleyen Murat, “Malatya denildiğinde 3 kurum akla geliyordu. Sümer Bank fabrikası, Tekel Fabrikası ve Şeker Fabrikası akla geliyordu. Bu iki kurum bir şekilde heba oldu gitti. Şeker Fabrikası yaklaşık 70 bin insanın geçimini sağladığı bir kurum vaziyetinde. Burada yarattığı katma değer asla küçümsenmeyecek şekilde. Malatya Şeker Fabrikası, kurulduğu yıllar itibariyle Malatya’nın hem sosyal hem ekonomik hayatında bir lokomotif olmuştur” ifadelerini kullandı.
“Geçmişte yapılan hatalar burada yapılmamalı”
Et Balık ve Süt Kurumu özelleştirmelerini de hatırlatan Murat şunları söyledi:
“Devlet, geçmişte Et ve Balık Kurumu’nda, Süt Kurumu’nda yaptığı hatayı burada yapmamak için, özellikle Sayın Maliye Bakanımız bu konuda büyük hassasiyet gösteriyor. Geçen Sene Çorum Şeker Fabrikası’nın açılışında Sayın Maliye Bakanımızın bir sözü vardı. Biz kendisine teşekkür ediyoruz. ‘Şeker Fabrikaları bildiğiniz gibi değil. Buraları özelleştirirken 40 kez düşünmemiz gerekiyor’ demişti. Biz de gerçekten buralar özelleştirirken, çiftçinin, devletin içinde olduğu bir kurum şeklinde olmasını istiyoruz. Bunun dışındaki özelleştirmelerin örneğini Malatya’da gördük. Acı faturasını ödeyen illerin başında geliyoruz. Özelleştirme denilince buraların bir şekilde heba edileceği,kapatılıp gidileceği akılımıza geliyor. Malatya Şeker Fabrikası da özelleştirme kapsamına alınırsa buraya da bir rezidans, bir otel, bir alış veriş merkezi olacağını, bunun dışında başka bir şey olmayacağını Malatya halkı çok iyi biliyor. Buralar önemli ve milli kurumlardır. Buralara sahip çıkılması lazım. Bir düşünün. Biz 50 yıl önce uçak yapmaya kalkıştık ama bırakmadılar. Otomobil yapmaya kalktık bırakmadılar. Bugün geldiğimiz noktada yeniden otomobil, yeniden kendi uçağımızı yapma gereği duyduk. Burada da şeker fabrikaları yarın bir şekilde kapatılıp, özelleştirme adı altında yok olursa bir daha biz pancar ekme şansını ortadan kaldırmış oluruz. Çiftçiye bunu yaptıramayız. Biz bunu bir vatan meselesi olarak görüyoruz ve dolayısıyla bu işe sahip çıkacağız.”
“8 daireli bir apartmandan daha az zarar veriyoruz”
Özelleştirme için ‘Şehrin içinde kaldı, çevreyi kirletiyor’ gibi gerekçeler ortaya atıldığını hatırlatan Murat, “Bizim çevreye herhangi bir atık veya kimyasal akıtmıyoruz. Çünkü biyolojik arıtmamız yapılmış. Çamur sıkma ünitesi, çamur havuzlarımız yapılmış. Doğalgaz dönüşümü gerçekleşmiş. Şunu iddia ediyoruz. Malatya’da 8 daireli bir apartmanın çevreye verdiği zarardan daha az zarar veriyoruz. İlke olarak çevreye duyarlı bir kurumuz. Çünkü son yıllarda Türk Şeker çevreye yatırımlarıyla gündemdedir” şeklinde konuştu.
Güler HAZAR, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com