SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Vefat Edenlerin Yaş Ortalaması 74"

0
Güncellendi - 2020-07-02 03:04:45
A- A+ PAYLAŞ

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sağlık Bakanlığı Bilkent Yerleşkesi'nde, Koronavinüs Bilim Kurulu Toplantısı sonrasında düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

Salgına karşı verilen mücadelenin ortak iyilik için verilen mücadele olduğunu belirten Koca, emek verenleri sağlık camiası adına kutladı ve günün sonunda iyiliğin kazanacağını belirtti.

Salgının insanlık için ciddiyetini koruduğuna işaret eden Koca, 6 ay sonunda toplam vaka sayısının 10,5 milyonu, can kaybı sayısının ise 510 bini aştığının bildirildiğini söyledi.

Bir günde tespit edilen toplam vaka sayılarında gerileme yerine zaman zaman hayal kırıklığına yol açan artışlar olduğunu aktaran Koca, "Hastalığın gündemden düşmesi mevcut şartlarda mümkün görünmüyor. Hastalığın bütün hayatı yönetmesi de aynı şekilde insanlığın kabul edebileceği bir sonuç değil. Bütün dünya için makul ve ortak çözüm yolu günlük hayatı önlemlerle bir düzene kavuşturmaktır. Zaman kazanmak için kısıtlarla elde edilen sonuçlar bir mücadele üstünlüğü sağlamamıştır. Aslolan ise artık hayatın içinde elde edilecek sonuçtur. Başarının yeni kıstası budur." değerlendirmesinde buludu.

Türkiye'nin 83 milyon nüfusuyla süreç içinde tüm dünyada takdir topladığını dile getiren Koca, insan sağlığının hak ettiği kıymeti gördüğü bir ülke olduğunu ortaya koyduğunu ifade etti.

Koca, "Tedavi başarımız yüzde 2,57'ye kadar düşen ölüm oranımız, büyüklerimizi ve ilave kronik hastalığı olanları riskten korumamız, tedbirlere uyum kabiliyeti, dünyanın takdir nedenlerinden bazılarıdır." ifadesini kullandı.

Dünyaya örnek olan başarının kaldığı yerden sürdürülmesi gerektiğini belirten Koca, "Yeni vaka sayılarımızda binin altına inme başarısından sonra yakın günlerdeki artışlarla bazı tedirginlikler yaşamaya başladık. Bu artışların dünyadaki gelişmelerle tam olarak paralel ve dramatik olmadığını bilmeliyiz. Vaka sayılarındaki artışlar kolaylıkla kontrol altına alınabilecek artışlardır. Birazcık çabayla uyulması çoğu kere kolay olan tedbirlerdir. Yapmamız gereken gündelik hayatımızda tedbire uygun seçenekleri aramaktır. Salgınla mücadele bizlerden imkansız olanı istemiyor. Virüs gerçeğini dikkate alarak hayatımıza elden geldiğince bir düzen vermemizi gerektiriyor." ifadesini kullandı.

"Ortaklara, yardımcılara ihtiyaçları var"

Hastanelerde yatan hasta sayısının oldukça yüksek, ölüm oranlarının ise bugünkünden çok fazla olduğu günlerde hekimlerin, sağlık personelinin özverisinden pek çok kez bahsettiklerini, onların bu süreçte hayat kurtaran kahramanlar olarak görev aldıklarını aktaran Koca, "Aynı özveriyle devam etikleri görevlerinde şimdi ortaklara, yardımcılara ihtiyaçları var. Kovid-19 salgınına karşı bilinçli davranan, kurallara uyum gösteren herkes bugünün şartlarında hayat kurtaran kahramanlardan biridir. Bulaşmanın önünü keserek hayat kurtaran kahramanlar arasında yer almalıyız. Güvence altına alınacak hayatlardan biriyse kendi hayatımızdır." diye konuştu.

Salgının hayatı tehdit ettiği ne kadar doğruysa kişisel hürriyeti bir ölçüde sınırlandırdığının da aynı derecede doğru olduğunu ifade eden Koca, "Alınacak 3 tedbir maske, mesafe, temizlik hem sağlığımızın hem de hürriyetimizin koruyucusudur. Tedbirlere birlikte uyarsak hürriyet alanımızı genişletiriz, salgını bir sağlık sorunu olmakla sınırlandırırız. Uymazsak vaka sayılarının tedavi gören hastaların artması virüse yakalanma endişesinin büyümesi ortak hayatımızı geriletecektir. Sizleri hem sağlığımıza hem ortak hayatımıza sahip çıkmaya davet ediyorum." şeklinde konuştu.

"Yanlış bilinen bazı noktalar var"

Virüsler ve tedbirler konusunda yanlış bilinen bazı noktalar bulunduğunu dile getiren Koca, "virüsün yayılma hızının azaldığı" düşüncesinin yanıltıcı, "virüsün hasta etme gücünün zayıfladığı" yönündeki düşüncenin bilimsel dayanaktan yoksun olduğunu vurguladı.

Bakan Koca, "Bunlara itibar edilmesi birçoklarının hastalığa yakalanmasına, hastalığı başkasına bulaştırmasına neden olmaktadır. Bunlar hiç kimsenin gönlünün razı olacağı sonuçlar değildir. Bilim Kurulumuzca doğrulanmadıkça bu tür haberlere itibar etmeyin. İyi ve doğru haberleri vermeye en istekli kişiler bilim insanlarıdır. Umutlarınızı kesinleşmemiş bilgilerle yıpratmayın." ifadesini kullandı.

Maske ve mesafe kuralı konusunda da yanlış kanılar bulunduğuna işaret eden Koca, "Bu kurallar hem kendimizi hem karışımızdakini riskten korumamıza yarar. Virüsü eğer belirtisiz bir şekilde taşıyorsak bunu bilemeyiz. Kurallara uymadığımız için bize bulaşan virüsü haberimiz olmadan biz de başkalarına bulaştırırız. Özellikle büyüklerimizi tehlikeye atmış oluruz." değerlendirmesinde bulundu.

Ağır sonuçlara yol açması muhtemel virüsün yayılma kaynağı olmayı göze almanın sorumluluk duygusuyla bağdaşmayacağını dile getiren Koca, "Sosyal hayat içinde maske kullanmak, 'ben karşımdaki insana ve bu hastalıkla mücadele eden topluma saygılıyım' demektir. Mesafe kuralına uygun davranmak 'hastalığı geriletmek için sorumluluk alıyorum' demektir." dedi.

Maske mecburiyeti bulunan il sayısı 60'tan fazla

Maske mecburiyeti getirilen il sayısının 60'ın üzerinde olduğunu anımsatan Koca, uygulamanın düşünce olarak büyük destek bulduğunu, uyumunsa aynı düzeyde olmadığına değindi.

Maskenin gerekli her durumda kullanılmadığına işaret eden Koca, maske kullananların bir kısmının ise kullanım koşullarında dikkatli olmadığının görüldüğünü bildirdi.

Maskelerin kullanım sürelerinin sınırlı olduğunu, günlük maskelerin ertesi gün koruyuculuk özelliklerini kaybettiğini ve tekrar kullanılmaması gerektiğini anlatan Koca, "Pek çok durumda ise tedbirlerden biri yeterli sayılmaktadır. Maskemizi takarak kazandığımız üstünlüğü mesafeden ödün vererek kaybetmemeliyiz." dedi.

Bir süredir Toplum Bilimleri Kurulu adını taşıyan ikinci bir bilim kurulunda çalışmalar yaptıklarını belirten Koca, kurulun salgınla mücadelede olumlu yöndeki veya risk içermesi muhtemel toplumsal eğilimleri anlamaya, mücadele gücünü artırmaya yönelik analizler yürüttüğünü, tedbirlere yeterli uyumun gösterilmediği sosyal grupların koşullarını değerlendirdiğini aktardı.

Sağlık Bakanı Koca, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

"Bu kurulda üzerinde durulan şu düşünce dikkat çekici olmuştur; tüm dünyadaki sonuçlarıyla izlenen salgın toplumumuzda dramatik etkiye yol açmıştır. Psikolojik hayatımız hastalık gündemiyle sınırlanmıştır. Gündelik hayattaki değişme ve izole bireysel yaşam ruhsal gerilimi artırmıştır. Sizin de gözlemlerinizin bu tespitle paralel olduğuna inanıyorum. Kovid-19 ile mücadelenin bu döneminde yapıcılığımızı, iyimserliğimizi, karşılıklı ödev duygumuzu korumalıyız. Sağlığın bir bütün olduğunu, hiçbir yönden ihmal edilemeyeceğini unutmamalıyız. Koronavirüsün hayatımızın tek konusu olmasına izin ise vermemeliyiz. Kendi ruhsal hayatımızın da bir normali olduğunu, onu korumak gerektiğini bilmeliyiz."

5 ilde vaka sayısı arttı

1 Mart'tan bu yana Türkiye'deki toplam vaka sayısının 199 bin 906 olduğunu belirten Koca, vakaların yüzde 53,74'ünün tüm şehirlerle irtibat halinde olan İstanbul'da tespit edildiğini aktardı.

Son 1 hafta içinde İstanbul'daki vakaların tüm vakalara oranının yüzde 51,16 olduğunu kaydeden Koca, şu bilgileri paylaştı:

"Son iki hafta içinde 5 ilimizin günlük vaka sayılarında dikkat çekici düzeyde artış olmuştur. Bu iller Ankara, Gaziantep, Bursa, Konya ve Diyarbakır'dır. Salgın boyunca nüfusa kıyasla toplam vaka sayılarının en düşük olduğu 5 il ise şunlardır, Gümüşhane, Tunceli, Kars, Burdur ve Bartın. Vaka sayısında istikrarlı şekilde azalma gösteren, tedbirleri uygulama başarısı ile örnek olan 5 ilimizi de anmak istiyorum, Tekirdağ 2 hafta içinde günlük ortalama vaka sayısını yüzde 31,35, Balıkesir yüzde 21,72, Samsun yüzde 20,42, Kırşehir yüzde 20,27, Düzce yüzde 19,91 oranında azaltmıştır. Gümüşhane'de ise 2 haftadır hiç vaka görülmemiştir. Verdiğim bilgileri tüm şehirlerimizi kapsayacak şekilde diğer bazı kriterleri de içeren ayrıntılarıyla yarından itibaren Bakanlığımızın web sitesinde bulabilirsiniz."

Vaka sayılarını azaltmanın önündeki engellerin bir kısmının, aşılması kolay engeller olduğuna işaret eden Bakan Koca, "Mecbur kalmadıkça toplu tören ve kutlamalardan uzak kalmalıyız. Düğün törenleri, hasta ziyaretleri, asker uğurlamaları ancak tedbirlere tavizsiz bir şekilde uyularak düzenlenebilir. Alışverişimizi kalabalık ortamlardan yapmak yerine başka seçenekler geliştirilebilir. Tatil için amacına uygun şekilde kalabalıktan uzak yerler seçilebilir." diye konuştu.

Son 24 saat

Türkiye'de son 24 saatte 1192 kişiye yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tanısı konuldu, 19 kişi hayatını kaybetti, toplam vaka sayısı 201 bin 98, can kaybı 5 bin 150 oldu.

Sağlık Bakanlığının internet sitesinde yer alan ve Bakan Fahrettin Koca'nın Twitter'dan paylaştığı "Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu"nun güncel verilerine göre, bugün 52 bin 313 test yapıldı, 1192 kişiye Kovid-19 tanısı konuldu. Son 24 saatte 19 hasta vefat etti, 2 bin 311 kişi iyileşti.

Toplam test sayısı 3 milyon 433 bin 963, vaka sayısı 201 bin 98, vefat sayısı 5 bin 150 olarak kayıtlara geçti.

Yoğun bakımdaki hasta sayısı 1035, solunum cihazına bağlı hasta sayısı 362, toplam iyileşen hasta sayısı ise 175 bin 422 oldu.

"Toplam test sayımız 3,5 milyona yaklaştı"

Bakan Koca, Twitter hesabından son verilere ilişkin yaptığı paylaşımda, "Toplam test sayımız 3,5 milyona yaklaştı. Toplam vaka sayımız 200 bini geçti. Yeni vaka sayılarında istikrarlı bir düşüş sağlayan, tedbirleri uygulamadaki başarısıyla örnek 5 ilimiz; Tekirdağ, Balıkesir, Samsun, Kırşehir, Düzce. Tüm illerde başarabiliriz." ifadesini kullandı.

"Tehdidin karşısına tedbiri koyalım"

Koca, son bir ayda Kovid-19 testi pozitif çıkan vakaların yaş ortalamasında düşüş eğiliminin göze çarptığına dikkati çekerek, en fazla vakanın 25-45 yaş arasında göründüğünü bildirdi.

"Hareketlilik arttıkça daha fazla gencimizin taşıyıcı olduğu anlaşılıyor. Hastalığı hafif atlatmak bahane olamaz, virüsü bu yolla bir başka yakınına, annesine, babasına taşınmış oluyor." diyen Bakan Koca, şunları kaydetti:

"Büyüklerimizi, dün evde izole ederek korumayı başarmıştık. Sabırla, sebatla kurallara uyarak bize destek oldular ancak bugün dünden daha fazla risk altındalar. Salgın boyunca vefat edenlerde 60 yaş üzeri ve en az bir alt hastalığı olanların oranı yüzde 72'ye yakındır. Son günlerde yoğun bakım hastalarımızın sayısındaki artışla birlikte entübe hastaların yaş ortalaması daha da yükselmektedir. Entübe hastalarımızda bir önceki ay 65,2 olan yaş ortalaması, bu ay sonunda 67,4'e yükseldi.

Hayatı eve sığdırdığımız, büyüklerimizi korumaya aldığımız günlerin avantajlarını koruyamıyoruz. Bunun sorumluluğu altında tedbirlerimize sıkı sıkıya uymak zorundayız. İçimizi acıtan her kontrolsüz davranış bir yakınımızın, bir büyüğümüzün kaybına yol açacak kadar riskli olabilir. Anlık sevincimize, heyecanımıza, anlık talep ve ihtiyacımıza yönelik kontrolsüz bir hareketimiz, farkında olamadığımız nicelerinin ardından üzüntü duymamıza kaynaklık edebilir."

Koca, büyüklere duyulan sevgi ve saygının, onları korumakla, riske atacak her türlü davranıştan uzak durmakla gösterilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Bugüne kadar yaşananlardan sonuç çıkaralım, tehdidin karşısına tedbiri koyalım." dedi.

"Vefat eden vatandaşların yaş ortalaması 74"

Salgının 29 Mayıs-29 Haziran arasındaki seyrine ilişkin tabloları da paylaşan Bakan Koca, bu tabloda vefat eden vatandaşların yaş ortalamasının 74, entübe vatandaşların yaş ortalamasının 67,4, yoğun bakımda yatan hastaların yaş ortalamasının 64,9, hastanede yatan vatandaşların yaş ortalamasının 47,5, evde takip edilenlerin yaş ortalamasının 37,4, iyileşen hastaların yaş ortalamasının ise 36 olduğunu dile getirdi.

Koca, bu rakamların yaş arttıkça daha dikkatli olunması gerektiğini gösterdiğini belirterek, bir aylık süreçte zatürre gelişen vatandaşların yaş ortalaması başlarda 36 iken giderek arttığını, ortalama 52,9'a kadar çıktığını hatırlattı.

Salgının ağırlıklı erkeklerde etkili olduğuna dikkati çeken Fahrettin Koca, uzun süre kontrol altına alınan 20 yaş altı ve 65 yaş üstü vatandaşlarda hastalığın şu an daha az görüldüğünü ifade etti.

Virüs enfeksiyonunun erkeklerde ve ileri yaşlarda daha ölümcül olduğuna değinen Koca, hastalığa yakalanma riski yüksek olan 20-60 yaş arası grubun iyileşme oranının da yüksek olduğu bilgisini verdi.

Bakan Koca, yaş arttıkça hem solunum cihazına bağlanma hem de vefat sayısının arttığını bildirerek, bunların alt hastalıklarla olan ilgisine işaret etti.

"Bu ilaç çok iyi bildiğimiz bir ilaç"

"Almanya'nın Türkiye'ye yönelik seyahat kısıtlamasının Kovid-19 tedavisinde kullanılan ilaç sebebiyle olduğuna dair iddialar var. Bu ne kadar gerçeği yansıtıyor? Seyahat uyarısının kalkmasını bekliyor musunuz?" sorusu üzerine Bakan Koca, yarın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Sağlık Bakan Yardımcısı Emine Alp Meşe'nin Almanya'ya gideceğini hatırlattı.

Türkiye'nin tedavideki başarısını dünyanın da bildiğini vurgulayan Koca, Kovid-19 tedavisinde belirlenen rehber çerçevesinde Türkiye'deki tüm hekimlerin hastalara uyguladığı hidroksiklorokin ilacının dünyadakinden daha farklı uygulandığını anlattı.

İlacın dünyada daha çok geç dönemde, yoğun bakımda, solunum sıkıntısı olan hastalara uygulandığını aktaran Fahrettin Koca, "Bu ilaç çok iyi bildiğimiz, 15 yıldan daha fazla zaman diliminde hem romatizmal, hem sıtma gibi durumlarda kullandığımız, yan etkilerini bildiğimiz bir ilaç. Bu ilacın erken dönemde kullanılmasının faydalı olduğunu söylüyoruz. Ne kadar erken dönemde başlanırsa virüsün hücreye girişini engellediğini düşündüğümüz, ne kadar erken dönemde kullanılırsa sonucun o kadar fazla olacağını, geç dönemde kullanılmasının bir faydası olmadığını zaten bildiğimiz için erken dönemde uyguladık." diye konuştu.

Koca, "İlacı yoğun kullandığımız kendi vaka serimizde de sonuçları çıktı. Önümüzdeki günler biraz bu konudaki yayınla ilgili de toparlandıktan sonra gönderilmiş olacak, yayınlanmak üzere. Kendi vakalarımızın bu anlamdaki sonuçlarından da elde ettiğimiz sonuç, bu ilacın erken dönemde faydalı olduğu." bilgisini paylaştı.

"Sunumdan sonra kaygının ortadan kalkacağını düşünüyorum"

Almanya'nın ise ilacın zorunlu olarak her hastaya uygulanmamasını önemsediğini, erken dönemde hastalarda özellikle kalp üzerine yan etkilerin olabilme ihtimali kaygısını taşıdığını belirten Bakan Koca, Türkiye'de hastaların eğer zaten kardiyak bir sorunu varsa bu ilacın kullanılmadığını, gerektiğinde de EKG ile takibinin yapıldığını dile getirdi.

Fahrettin Koca, şöyle devam etti:

"Bizim hastanın izni dışında bir tedaviyi uygulamak gibi bir zorunluluğumuz yok. Hatta daha ötesi Almanya bu anlamda kendi tedavi protokolleriyle ilgili bize Türkiye'ye gelen Alman vatandaşlarına uygulanmasını talep ederse, ona da açık olacağımızı çok rahat söyleyebilirim. Dolayısıyla bu anlamda bir sorun olmadığını ve yarın bu anlamda bilimsel olarak giden bakan arkadaşımızın da bir sunumu olacak. Bu sunumdan sonra kaygının ortadan kalkacağını düşünüyorum."

Okulların açılması

Koca, okulların açılmasıyla ilgili kaygıların bulunup bulunmadığına ilişkin soruya da "Okulların açılmasına daha zamanımız var. Bilim Kurulunda bu konu bugün için gündeme gelmemiş oldu. Bunu salgının seyri belirler. Önümüzdeki haftalar salgının seyrine göre okulların açılmasına yakın dönemde Bilim Kurulunda salgının, rakamların seyrine göre bu tartışılır. Alınması gereken öneri anlamında bir yaklaşım olursa zaten bunu da paylaşırız." yanıtını verdi.

Okulların her ihtimale karşı önümüzdeki dönemde dijital ortamda eğitimi yapmak noktasında hazırlık içinde olduklarına değinen Fahrettin Koca, "Bu sadece salgına yönelik değil genel anlamda söylüyorum." ifadesini kullandı.

Koca, şu an bu konuyla ilgili herhangi bir gündemin olmadığını vurguladı.

65 yaş üstü vatandaşlara yönelik kısıtlama

Sağlık Bakanı Koca, 65 yaş üstü vatandaşların 10.00-20-00 saatleri arasındaki sokağa çıkma serbestisinin değişip değişmeyeceğine yönelik soruya karşılık, "Bununla ilgili herhangi bir gündem olmadı ama şunu söyleyebilirim; Büyüklerimizle ilgili özellikle bu kısıtlamanın devam etmesi gerektiğini Bilim Kurulu öneri olarak söylüyor. Çünkü özellikle vefat edenlerin, yoğun bakım ve entübe olan hasta sayımızın yaş ortalamasının giderek arttığını görüyoruz." açıklamasında bulundu.

Gençlerin bu virüsü kolay ve hatta belirtisiz taşıdığını ve bunun yaşlılar açısından daha büyük risk oluşturduğuna işaret eden Koca, bu nedenle de kısıtlamanın devamından yana olduklarını bildirdi.

Fahrettin Koca, düğünlere ilişkin soruya karşılık da bununla ilgili yayımlanan genelgeyle düğünlerde takı takılmaması, sayının 4'te 1'e kadar düşürülmesi, oyun ve benzeri etkinliklerin yapılmaması gibi kuralların belirlendiğini anımsattı.

Vatandaşların bu kurallar çerçevesinde düğünleri yapmasının önemine vurgu yapan Koca, "Çünkü en çok bulaşıcılığın bu tip bir araya gelmelerle olduğunu biliyoruz. Genelge, Bilim Kurulunun önerisi doğrultusunda kurallara uyarak düğün ve etkinlikleri yapmamız gerekiyor." şeklinde konuştu.

Antikor testleri

Bakan Koca, "Geçtiğimiz haftalarda antikor testleri yapıldı. Siz daha önce toplum bağışıklığının mümkün olmadığını söylediniz. Antikor testlerinin sonucunda iller bazında bakıldığında nasıl bir dağılım oldu? Vakalar hangi illerde daha yoğun görüldü?" sorusu üzerine ise şunları kaydetti:

"Toplam 153 bin kişi üzerinde bu çalışma yapılıyor. Şu an çalışmanın yapıldığı kişi sayısı 132 bine ulaştı. Bu sayının artışıyla birlikte toplam pozitiflik yani taşıyıcılık oranı yüzde 0,24. Bununla birlikte aynı kişilere biz antikor taraması da yapıyoruz. Antikor taramasında ELİSA testi ile ilgili yaptığımız taramada da koruyuculuk yüzde 0,81. Bu 132 bin kişide olan son durum. Zannediyorum haftaya bu çalışma biter, daha kesin, net sonuçları vermiş oluruz.

Geçen hafta yüzde 0,27'ydi, 0,24'e kadar düşmüş oldu taşıyıcılık. Buradan anladığımız; Taşıyıcılığın yüksek olmadığını, koruyuculuğun da yüksek olmadığını yüzde 1'in altında olduğunu, dolayısıyla toplumsal bir bağışıklığın olmadığını ve bunu beklememiz gerektiğini, çünkü benzer belki yüzde 60-65 oranını bulmak için 50-60 kat benzer bir salgını yaşamak gerekiyor. Dolayısıyla koruyuculuğun da yüksek olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz."

Koca, vakaların hangi illerde daha yoğun görüldüğüne ilişkin de "İllerle ilgili gelecek hafta çalışma bitmiş olur. Bütün illerin hem taşıyıcılık hem de koruyuculuğunu vermiş olacağız." dedi.

Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Koca, Avrupa Birliği'nin sınırlarını açtığı 14 ülke içerisinde Türkiye'nin bulunmamasının nedenine yönelik bir soru üzerine, "Avrupa'nın yapmaya çalıştığı ile bizim vatandaşımıza uyguladığımız yaklaşımın daha öte, daha ileri bir noktada olduğunu söylemek istiyorum." dedi.

Bakan Koca, Avrupa'nın sadece solunum sıkıntısı veya semptomu olan hasta grubuna tarama yaptığına işaret ederek, şunları söyledi:

"Bizde olduğu gibi havaalanlarında, biz de olduğu gibi kapılarda, sınırlarda, bizde olduğu gibi yeri geldiğinde askerimizin celp dönemleri dahil olmak üzere yeri geldiğinde, OSB'ler dahil olmak üzere birçok alanda taramaları yapıyoruz. Onların benzer taramaları yapmadığını görüyoruz. Test sayımız da bugüne kadar 50 binin altına, vaka sayımız düşmesine rağmen ilk zamanlara göre, düşmemiş oldu. Avrupa'nın yaptığı ortalama test sayılarının da altında olmadığımızı, artı ölüm oranıyla da Avrupa ülkelerinin hepsinin altında olduğumuzu biliyoruz."

"Yaptıklarımızı biraz daha anlatmamız gerektiği kanaatindeyim"

Türkiye'nin günlük verilerini açıklamaya çalıştığını ve bu anlamda şeffaf olmaya gayret gösterdiklerine dikkati çeken Koca, "Bütün vatandaşımızın da tedavilerini ücretsiz yapma çabası içindeyiz ve Avrupa'da olduğu gibi hastane yükümüzün olmadığını da çok rahat söyleyebiliriz. Bütün bunları Almanya'da mesela yarın arkadaşlar anlatmış olacaklar, bir sunum yapılmış olacak, zannediyorum Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Direktörü önümüzdeki günlerde Türkiye'ye gelecek, bu konuyla ilgili neler yaptığımızı yakından bilmek istediklerini, yaptıklarımızı kendileriyle paylaşmış olacağız. Dolayısıyla bizim yaptıklarımızı biraz daha anlatmamız gerektiği kanaatindeyim, eğer farklı bir yaklaşım yoksa bizi anlayacaklarını düşünüyorum."

Tıp kongreleri başta olmak üzere diğer kongrelerin yeniden düzenlenmesine ilişkin konunun Bilim Kurulu gündemine gelip gelmediğine yönelik bir başka soru üzerine ise Bakan Koca, "Bugün gündeme geldi. Bu dönemde özellikle sayıların istediğimiz düzeye inmemiş olmasıyla kongrelerin biraz daha ötelenmesini ve önümüzdeki haftalar bu seyrin daha yakın takip edilmesini, buna göre gerektiğinde kongrelerin nasıl yapılması gerektiğiyle ilgili çalışılması yönünde karar verildi." dedi.

Çin'deki yeni virüs

Çin'de domuzlarda tespit edilen ve pandemi potansiyeli taşıyan yeni bir virüs olduğu iddiaları hatırlatılarak, bu konuda bir çalışmaları olup olmadığının sorulması üzerine ise Koca, "Çin'de domuz gribi soyundan olduğu bilinen, GH1N1 olarak adlandırılan insana bulaşma potansiyeli olduğu söylenen bir virüsten bahsediliyor. Bu virüsün insandan insana geçtiğiyle ilgili şu an bir bilgi yok ama mutasyonla insandan insana geçme potansiyelinin olduğu biliniyor." diye konuştu.

Konuya ilişkin bilim insanlarının ve Bilim Kurulu'nun yer yer Çin'le bilgi alışverişinde de bulunduğunu, yakın takip içinde olduklarını söyleyen Koca, "Farklı bir durum söz konusu olursa bunu da açıklamış oluruz. Yani özetle domuz gribi H1N1 dediğimiz soyundan olan, GH1N1 olarak adlandırılan insana bulaştığı ortaya konan ama insandan insana bulaştığı daha bilinmeyen ama insandan insana bulaşma potansiyeli olan mutasyonla bunun olabileceği düşünülen bir virüsten bahsediyoruz. Bununla ilgili gelişmeleri yakın takip ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"65 yaş üstüne yeni kısıtlama olacak mı?"

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "65 yaş üzerine yeniden kısıtlamaların gelmesi mümkün mü?" şeklindeki bir soruyu yanıtlarken de bu konunun gündeme geldiğini ancak bir kısıtlama yapılması şeklinde gündem olmadığını söyledi.

Koca, "Doğrusu bu anlamda varolan kısıtlamanın şu dönemde yeterli olduğu ama özellikle büyüklerimizin dışarıda mutlak maskeli olması gerektiği, mesafeyi koruyamayacak alanlara özellikle girme noktasında dikkatli olmaları gerektiğini söyleyebiliriz." dedi.

Maskenin sadece kendimizi korumayı değil, karşımızdaki kişiyi de korumayı amaçladığını hatırlatan Koca, yakın temas içinde olunmaması gerektiğini, büyüklerle teması olan gençlerin de rahat davranmamaları gerektiğini dile getirdi.

"Cizre'yi yakından takip ediyorum"

Cizre'de vakaların kontrolden çıktığı ve hastanelerin yetersiz duruma düştüğü iddiaları hatırlatılan Bakan Koca, "Şunu çok rahat söyleyebilirim Cizre özelinde ben şahsen çok yakın takip içindeyim. İstismar edilmeye açık olduğunu düşünerek, özellikle bu anlamda bir sorunun olup olmadığı noktasında yakın takipteyim." ifadesini kullandı.

Bakan Koca, şöyle devam etti:

"Cizre ve Şırnak özelinde vaka sayılarımızın arttığını, komşu ülke nedeniyle Hakkari dahil olmak üzere biraz daha ortalamanın üzerinde bir artış olduğunu, sağlık kuruluşlarımızın da bu anlamda eksikliklerini tamamlama noktasında bir gayret içinde olduğumuzu ve şu an için sağlık kuruluşlarımızda bu ihtiyacı karşılamayacak durumda olmadığını, bunun için alınması gereken bütün tedbirleri aldığımız ve yakın takipte olduğumuzu, bahsedilen şekli ile bir sorun olmadığını söyleyebilirim. Özellikle de daha yakın birlikteliklerin, sosyal kültürel etkinliklerin, cenaze, nişan ve benzeri etkinliklerle bunun daha da arttığını görüyoruz. Sahada filyasyon çalışmasını da temaslı çalışmasını da yoğun bir şekilde yapıyoruz ve anlatmaya gayret ediyoruz. Yani endişe edildiği gibi bir durumun olmadığını söylemek istiyorum."

Türkiye'de uzun vadede Sağlık Bakanlığı bünyesinde salgınla mücadele ile alakalı bir genel müdürlük kurulma ihtimali sorulan Bakan Fahrettin Koca, bununla ilgili bir Pandemi Kurulu bulunduğunu hatırlattı.

Bu kurulun, salgınla mücadele anlamında her yıl güncellenen ve ne yapılması gerektiğini de her yıl bütün detaylarıyla ortaya koyduğu, bütün ilgili tarafları bir araya getiren bir kurul olduğuna vurgulayan Bakan Koca, "Bu anlamda bizim başarılı olmamızın en büyük etkenlerinden birisi de salgınlar noktasında her zaman Pandemi Kurulunun tarafları bir araya getirerek neler yapılması gerektiğini planlamış olmasıdır. Dolayısıyla biz salgınlara hep hazırlıklı olma noktasında gayret ve çaba içindeyiz." diye konuştu.

Bakan Koca, dezenfektan kullanımı ile ilgili bir soruyu yanıtlarken de şunları kaydetti:

"Dezenfektanlar izne tabi. Gelişigüzel bu anlamda herkesin satış yaptığı bir durum söz konusu değil. Biz sağlığa uygunluğunu, halk sağlığı tarafından izin alındıktan sonra zaten satış yapılıyor. Dolayısıyla bu anlamda uygunluğuna izin verdiğimiz dezenfektanlar dışında kullanımı asla söz konusu olmamalı ve bununla ilgili de bakanlıkça izin verilen dezenfektanları tercih etmeliyiz. Ayrıca dezenfektanları da tabii ki ölçülü kullanmak gerekiyor. Sürekli bir kullanım veya herhangi bir cilt rahatsızlığı söz konusu ise bu anlamda vatandaşlarımızın daha tedbirli olmasında fayda var."

Ankara, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız