Malatya Ticaret ve Sanayi Odası’nın meclis toplantısı tartışmalı geçti. Bazı üyeler, oda yönetimine sert eleştirilerde bulundu. Meclis Üyesi Erol Elbir, Hakan Er ve Oğuzhan Ata Sadıkoğlu yönetime sert eleştiriler yönelttiler. Hakan Er, nitelikli eleman ihtiyacının karşılanması için iş dünyasının mesleki eğitimde daha aktif rol almasını isterken, Meclis Üyesi Oğuzhan Ata Sadıkoğlu TSO Yönetimine yönelik olarak, “Burada ‘aşımızdan olduk, işimizden olduk, evimizden olduk, biz buradan bir şey kazanmıyoruz’ demeyin. Kimse kimseyi zorlamıyor. Yapamıyorsanız, bırakın çıkın gidin. Ama burada duruyorsanız, eleştiriye açık olmanız lazım" şeklinde sert çıkış yaptı.
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası’nın dün akşam yapılan meclis toplantısında gerginlik had safhaya çıktı. Meclis üyelerinin konuşmalarına itiraz eden yöneticilere üyelerden sert tepki geldi. “ Malatya iş dünyasına yakışır uluslararası standart ve boyutlarda fuar organizasyonların kazandırılması “ Yöneticiyseniz, dinleyeceksiniz, bilgilendireceksiniz. Eleştirileceksiniz, bunlara alışacaksınız. Ya da yönetmeyeceksiniz” gibi ifadelerin havada uçuştuğu konuşmalar sırasında yer yer karşılıklı atışmalarda yaşandı.
20 Meslek grubu(Gıda-Temizlik) üyesi Erol Elbir
Günden maddelerinin görüşülüp karara bağlandıktan sonra dilek ve temenniler bölümüne geçildi. İlk olarak 20 Meslek Komitesi üyesi Erol Elbir söz aldı. “Bu kürsüye çıkıp başkanları veya yönetimleri eleştirenlerden hiç rahatsız değilim” diyerek sözlerine başlayan Elbir, konuşmasında Meclis Üyesi Oğuzhan Sadıkoğlu’nu eleştirerek özetle “Çalışmasından memnun kalınmayan bir genel sekreterin işine son verildi. Buraya kadar normal. Bu kişinin mahkemeye başvurması ve çeşitli iddialarda bulunması da normal. Mahkeme süreci devam etmekte. Bundan önce 2 adaylı bir seçim yaşadık. Seçimi kaybeden Muzaffer (Erşan) Bey 2. toplantıda seçimi kazanan başkana “Hayırlı olsun” diyerek istifa etti. Aynı zamanda bir siyasi partinin il başkanlığını 1 oy farkla kaybeden meclis üyesi arkadaşımız, seçimi kazanan başkanın yanında seçim süresince çalıştı. Bunlar demokrasinin güzelliğidir. Babamın bana bir tavsiyesi vardı. Doktor, avukat, mühendis, işçi ol ama ‘Sakın ha sakın nankör olma da ne olursan ol’ ifadelerini kullandı.
8.Meslek Komitesi(Sağlık-Medikal) üyesi Hakan Er
Son aylarda ülkemizde meydana gelen terör olaylarını kınayarak sözlerine başlayan Er; “Döviz kurlarındaki aşırı dalgalanmaların birçok sektörü olumsuz etkilemesi, genel olarak emtia fiyatlarında yaşanan belirgin düşüşün, bizim ihraç pazarlarımıza talebimizi azaltması, vergi yükünün iş adamlarımıza ağır yükler oluşturması, devlet teşviklerinin genişletilerek yeniden ele alınması, Malatya iş dünyasına yakışır uluslararası standart ve boyutlarda fuar organizasyonların kazandırılması, nitelikli eleman ihtiyacını gidermek için mesleki eğitiminde iş dünyasının daha da aktif rol aldığı bir yapıya kavuşturulması” temennilerinde bulundu.
26. Meslek Komitesi (Teknoloji-İletişim)üyesi Oğuzhan Sadıkoğlu
Konuşmasına “Aradan bir buçuk yıl geçtiği halde bir genel sekreter bulamadık. Beyaz Masa oluşturulamadı” ifadeleriyle sözlerine başlayan Sadıkoğlu; “OSB’deki sanayiciler rahatsız. Kimileri 3-5 yıl arsa beklerken kimileri de ahbap-çavuş ilişkileri ile kısa sürede arsa buluyor. TSO, ne benim, ne de başkalarınındır. TSO dün de vardı, yarın da olacak. Savcılığa intikal etmiş konular var” dedi. Bu arada Meclis Başkanı Sami Payza “ Sayın Sadıkoğlu” diye araya girince Sadıkoğlu; “ Sözümü kesme. Sözümü kesemezsin. Konuşmamı bitireyim” diyerek tepki gösterdi.
Ve Tartışmalar..
Oğuzhan Sadıkoğlu, TSO Meclis Başkanı Sami Payza ve TSO Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç arasında geçen ilginç diyaloglar şu şekilde:
Oğuzhan Sadıkoğlu: Sayın Yalçın Geyik’de buradadır, bu meseleye girmeyecektim, söylemeyecektim, ama bu meseleye Erol bey beni mecbur etti. O şirketinde müdür olmuş, o dönemde bu harç yatmamış. Eğer onun makbuzunu buraya çıkartıp, gözümün içerisine sallarsanız namusumla, şerefimle istifa eder giderim, ama istifa etmemi de…
Meclis Başkanı Sami Payza: Kürsüye vurmadan…
Oğuzhan Sadıkoğlu: Tamam sayın başkanım, kusura bakmayın, biraz gerginlik olduğu için kusura bakmayın herkesten özür diliyorum. Eğer bu makbuzu da çıkartamıyorsanız gereğini sen yaparsın. Burada meseleleri sabote etmeye, benim şirketimde deyip de insanları töhmet altında bırakmaya kimse çocuk değil. Ben sorduğum soruların cevabını bilecek kadar burada bilgi birikimine sahip bir insanım. Dolayısıyla bunu yine söylüyorum; eğer varsa böyle bir şey, hiçbir arkadaşım beni burada görmeyecek. Ama bu makbuz yatmamışsa, personel töhmet altında değildir. Talimatla iş yapılmıştır, bunun hesabını verirsin. Vermek için ben sorduğumda da demagoji yapmaya gerek yok. Burada ‘aşımızdan olduk, işimizden olduk, evimizden olduk, biz buradan bir şey kazanmıyoruz’ demeyin. Kimse kimseyi zorlamıyor. Yapamıyorsanız, bırakın çıkın gidin. Ama burada duruyorsanız, eleştiriye açık olmanız lazım. Biz burada eksik bir şey söylediksek, bununla ilgili herkesten özür dilerim. Kimsenin aklıyla ben hareket etmek zorunda değilim. Ben çıkarım bunu sorarım. Sende bunu cevaplarsan çıkar özürde dilerim, çıkar gederim de buradan. Tekrar söylüyorum, o makbuz çıksın buraya gelsin, istifa edip gideceğim, bir daha beni görmeyeceksiniz, çok rahatsızsanız. Ben burada sorduğum zaman cevabını vereceksin, hiçbir sıkıntı olmayacak. Burada kimsenin iradesi ile hareket etmem, kimseden çekinmem, kimseden korkmam. Burada eksik bir şey varsa söylerim, düzgün bir şeyde varsa alkışlarım, saygıda duyarım. Bu memlekette bir ilçe Ticaret Odasından daha iyi proje üretemiyorsak, bu memlekette eksiklikler varsa bunları söylediğim zaman sende çıkar 3 tane projeni söylersin. Bende özür dilerim. Eğer yönetecekseniz, gerçekten irade koyacaksınız, eksiklikler varsa hesabını soracaksınız.
Sami Payza: Oğuz bey, bu benim anlamadığım yönetimin, meclis başkanı olarak benim müfettiş raporundan haberim yoktur, senin nasıl haberin var, biraz ilgimi çekti?
Oğuzhan Sadıkoğlu: En az 10 tane muhasebeci beni arıyor başkanım, ifadelerle ilgili bilgi veriyor. Yani siz burada sadece kendinizden başka dünya görmediğiniz için, samimi olun lütfen başkanım. Sizin haberiniz olmadan burada kuş uçmaz.
Sami Payza: Doğrudur, o kuş uçmayan yönetimde sende vardın. Niye kuşları uçurdun, sahip olmadın?
Oğuzhan Sadıkoğlu: Cezam varsa, cezaevine sizinle gelmeye razıyım.
Sami Payza: Benim cezaevi ile işim yok.
Hasan Hüseyin Erkoç: Tekrar 2016 yılı hayırlı ve uğurlu olsun. Oğuzhan bey konuşabilirsin, beni eleştirebilirsin. Seçildiğim gün eleştiriye açığım dedim. Seninle de çok konuyu paylaştım. Bu mesele gelmeden önce dükkanında kahve içtim. Bu mevzuları da konuştuk seninle. Sen hatta madem öyle bir şey varsa, en son meclis toplantısından 2 gün önceydi, dükkanda kahve içtik. Orada konuşurken bu mevzular gündeme geldi. Genel sekreterle ilgilide geldi, öbürleriyle ilgide geldi. Bende düşüncelerimi sana orada samimi olarak aktardım. Ama sen samimiyetsiz bir insansın.
Oğuzhan Sadıkoğlu: Samimiyetsiz değilim başkanım
Hasan Hüseyin Erkoç: Samimiyetsizsin. Çünkü sen 80 TL paraya Hasan Erkoç’un tenezzül etmeyeceğini bilirsin ve şirketin müdürü olarak da benim o parayı yatırma yetkim yoktur. Kanunen sorumluluk o şirkete aittir. O şirket yetkilisi tescil işlemini noterde karar alır, beni müdür olarak atar. Senin şirketinde var, müdür atarsın tescil işlemi gelir, siciline tescil ettirirsin. Ben Yalçın Geyik’in firmasında 2009 yılında müdür olarak gözüktüm tek firmada. Yalçın Geyik’in ihracatçı olarak 80 TL’ye tenezzül edeceğini bilmiyorum, öyle bir şey yapacağına kanaatim kesinlikle yok. Ama ne hikmetse o bilgiler bir şekilde, hainler var her halde, sızdırılmış, o makbuzda onun üzerine yırtılmış. Bunu müfettişe de ifade ettim. Ne Yalçın Bey bu 80 TL’ye tenezzül eder, nede Hasan Erkoç buna tenezzül eder. Ama ne yazıkki sen 10 yıl burada yönetimde kalmışsın, 15 yıldır Meclis Üyesisin, çıkmışsın demagoji yapma adına 80 TL’lik makbuzu Hasan Erkoç yatırmamışsın diyorsun. Ben 80 TL’ye değil, 80 bin TL’ye tenezzül edecek bir insan değilim. Bunu yüce meclisin takdirlerine sunuyorum. Yazık seninle oturduğumuz 10 yıla. Yazık seninle oturduğumuz saatlere dakikalara. İkincisi, Organize sanayi Bölgesinde Hasan Erkoç olarak bir metre yerim yoktur. Ahbap-çavuş ilişkisi ile de kimseye yer vermedim. Kimseden de korkmadım. Benim Allah‘tan başkada kimseden korkum yok. Ben korkarak kimseye bir arsa vermişsem, ispatlamak zorundasın, ispatlamazsan da müfterisin.
HABER: Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com
FOTO: Ferdi DURDU