Malatya'nın Battalgazi ilçesinde camisi zamanla yıkılan ve tek başına kalan bazıları da tarihi olan minareler, yıllara meydan okuyor.
Çok sayıda medeniyete evsahipliği yapan ve bünyesinde barındığı eserlerle tarihin izlerini taşıyan Battalgazi'deki tarihi minareler dikkati çekiyor.
Arslantepe Höyüğü, Ulu Cami, Kervansaray, tarihi kale surları, dini mekanlar ve türbelerle çok sayıda tarihi kalıntının bulunduğu ilçede, geçmişte çeşitli nedenlerle yıkılan camisiz minareler yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
17. yüzyılda inşa edilen ve beyazlığını koruyan taşlarla inşa edilmesi dolayısıyla "sütlü minare" olarak bilinen Osmanlı dönemi eseri Çermik Cami minaresi, 13. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen Selçuklu eseri Halfeti Minaresi, Hanımın Çiftliği minaresi ve Boran köyü cami minaresi tek başlarına zamana direniyor.
- Sütlü minare
Battalgazi ilçesi Meydanbaşı Mahallesi'ndeki 17. yüzyılda yapılan tek kubbeli, minareli küçük bir Osmanlı eseri olan Sütlü Minare Camisi (Çermik Camisi), beyazlığını koruyan taşlarla inşa edilmesinden dolayısıyla "sütlü minare" olarak da adlandırılıyor.
Uzun yıllar dış etkenlere dayanabilmesi için taş birleşim noktalarına kurşun dökülen sütlü minare, Evliya Çelebi'nin Seyahatname eserinde de bu özellikleriyle yer alıyor.
Silindirik gövdeli minaresi ve kare planlı bir kaide üzerinde yükselen, 2006 yılında da Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilen minare, rengi ve ihtişamıyla dikkati çekiyor.
- Halfetih Minaresi
Meydanbaşı Mahallesi'nde 13. yüzyılda yapıldığı sanılan Selçuklu dönemi eseri Halfetih Minaresi de camisi ve çevresindeki yapılar yıkılmasına rağmen yıllara meydan okuyarak hala ayakta duruyor.
Ulu Cami ve Şahabiyye-i Kübra Medresesi ile bir bütünlük sağlayan minare, Battalgazi ilçesindeki tarihi Ulu Cami'nin minaresiyle aynı özelliği taşıyor.
Minarenin büyüklüğü, çevresindeki temel kalıntıları ve bu alandaki yapılar, eserin geniş bir alana yayılmış medresenin devamı olduğu izlenimi uyandırıyor. 2006 ve 2011 yıllarında çevresi Vakıflar Malatya Bölge Müdürlüğünce düzenlenen minare yanında Üç Kardeşler mezarı bulunuyor.
- Baraj gölündeki yalnız minare
Tarihi çok eski olmasa da Karakaya Barajı'nın su tutmaya başladığı 1984 yılından bu yana su içerisinde kalan Boran-Toygar Köyü Camisi'nin minaresi de zamana direniyor.
Bir kısmı suda kalan ancak yaz dönemlerinde suyun çekilmesiyle tamamen ortaya çıkan yalnız minare, yöreye ayrı bir güzellik katıyor. 1968 yılında yaptırılan minare, temelinin kaya olması dolayısıyla günümüze kadar sudan etkilenmeden zamana meydan okuyor.
- Hanımın Çiftliği Merkez Cami ve minaresi
Battalgazi ilçesiyle Derme Deresi'nin kesiştiği yerdeki Hanımın Çiftliği Merkez Camisi'nin ilçeye giden yolun genişletilmesiyle yol aksının içinde kalması, kerpiç binanın ekonomik ömrünü tamamlaması ve beldenin gelişmesiyle ihtiyaca cevap verememesi sonucu 2009'da yıkılması üzerine yalnız kalan minare yörenin sembolü olarak bölge halkı tarafından da korunuyor.
Son Osmanlı mimari tarzını andıran ve tuğlayla inşa edilen minare, yol üzerinde ilçeye girenleri karşılıyor.
- "Onlar Anadolu'da ve İslam coğrafyasındaki tapularımız"
Battalgazi Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müşaviri Kemal Deniz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tarihi ve kültürel anlamda zengin olan Battalgazi ilçesinde tespit edilen 158 tarihi eserden 97'sinin tescil edildiği, diğerlerinde ise çalışmaların sürdüğünü söyledi.
Tarihi eserlerin korunması için yoğun çalıştıklarını anlatan Deniz, ilçedeki tarihi varlıklar arasında en dikkat çekenlerin ise dini yapılar olduğunu ifade etti.
Deniz, ilçelerinde daha çok Selçuklu dönemi eserleri yer aldığını aktararak, şöyle devam etti:
"Tarihi eserlerimiz, özellikle camilerimiz ve minarelerimiz bize göre Anadolu'da ve İslam coğrafyasındaki tapularımızdır. Onlar atalarımız diktiği önemli eserlerdir. Bu nedenle de camilerin ayrıca bir önemi var. Tarihi eserlerimiz arasında bulunan camisiz minareler ise bizim için ayrı bir önem taşımaktadır. Bu nedenle Belediye Başkanımız Selahattin Gürkan öncülüğünde camisiz minarelerin ayakta kalması için her türlü koruma tedbirini almaktayız. Bu eserlerin yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılması için çalışıyoruz."
Volkan KAŞİK, AA