Büyük bölümü Sivas sınırları içinde bulunan, güneye ve güneydoğuya doğru açılarak Malatya'nın kuzeyini bütünüyle kaplayan Yama dağı, doğal güzelliği ve stratejik konumuyla bölge halkı için hem tarihi hem de kültürel bir simge olma özelliği taşıyor.
Doğal güzelliğinin yanı sıra doğa yürüyüşü, kampçılık ve yamaç paraşütü gibi etkinliklerle de olanak sağlayan bölgeyi ziyaret edenler, zirveden Darende ve çevresindeki vadileri kuşbakışı izleyebilme fırsatı da buluyor.
Yüksek tepeler arasında yaylaların yer aldığı ve genellikle plato görünümünde olan Yama Dağı’nda özgürce koşturan yılkı* atları ise doğanın güzelliğiyle adeta bütünleşiyor.
Büyük bölümü Sivas il sınırları içinde bulunan Yama Dağı kütlesi güneye ve güneydoğuya doğru açılarak Malatya'nın kuzeyini bütünüyle kaplar. Batıda Kuruçay Vadisi'ne, güneydoğuda Fırat Vadisi'ne kadar uzanan Yama Dağı ve uzantıları genellikle volkanik yapılıdır. Yüksekliği 1500 metrenin üzerindedir. Bu dağlar geniş, toplu ve yüksek bir kabartı oluşturmaktadır. Önemli doruklar dışında bu kesim, genellikle bir plato görünümündedir. En yüksek noktası Ozan Gediği Tepesi olup, 2.375 metredir. Yüksek tepeler arasında yaylalar bulunmaktadır.
*YILKI: Yılkı, tabiatta serbest dolaşan, evcilleştirilmemiş yabani atlara verilen isimdir. Eski metinlerde sıkça geçen yılkı kelimesi bazı araştırmacıların araştırma konusu olmuştur. Eski Uygur Türkçesinde, Divân-ı Lügati't-Türk'te kısmen farklı anlamlarda kullanıldığı görülse de, Orhun Abideleri ve Dede Korkut Hikayeleri'nde, bugün kullanıldığı gibi "at", "at sürüsü" yerine kullanılmaktadır. Eski dönemlerde hayvana ihtiyaç duyan fakat kışları hayvanı besleyebilecek maddi gücü olmayan kişiler bu atları kendi kendine yiyecek bulması için doğaya salarlardı. Yabani ortamda kendi kendilerine çoğalan atlar sürü haline gelerek evcilleştirilmemiş yabani bir şekilde yaşamaktadırlar. (wikipedi)
AA- malatyahaber.com
FOTOĞRAFLAR: Bayram AYHAN