Malatya’nın Arapgir ilçesinde yeni bir kelebek türü bulundu.
Latince adı Euphydryas aurinia, İngilizcesi Marsh Fritillaria (Marsh, bataklık anlamına gelirken; fritillaria zambak ailesinden bir bitkinin adı) olan Nazuğum kelebeği ilk kez görüntülenerek kayda geçirildi.
Kelebeği ilk olarak geçen hafta sonu kelebek araştırmacıları Münir Engür ile Olcay Özşahin görüntüledi.
Engür, Nazuğum kelebeğiyle birlikte Malatya’da tür sayısına bir kelebek daha eklemekten mutlu olduklarını belirterek “Malatya Türkiye’nin en çok kelebek barındıran illerinden birisi; dördüncü sıradayız. Bir yerde kelebek sayısının çokluğu o bölgede her şeyden önce zengin bitki çeşitliliğine bağlıdır. Zengin bitki örtümüz ve farklı coğrafyalarımız olmasa kelebekler yaşayamaz. Farklı yükseltilere sahip olmamız, su kaynaklarımızın varlığı da kelebeklere yaşam alanları sunuyor” dedi.
Hafta sonu bir grup arkadaşla birlikte fotoğraf çekip gözlem yapmak için Arapgir kırsalına gittiklerini belirten Engür, “Aramızda kuş fotoğrafı çekenler de var. Grubumuzda Olcay, ben ve Ömür Çapan isminde başka bir kelebek araştırmacısı arkadaşımız yıllardır bu narin canlıların fotoğrafını çekiyor, yeni türler bulmaya çalışıyoruz. Şansımıza o gün karşımıza Nazuğum çıktı. Görür görmez tanıyıp ayrıntılı kanat altı ve kanat üstü çekimlerini yapmaya çalıştık. Hava güneşli olduğundan çok hareketliydi. Nazuğum’u Malatya’da görmek heyecan verici. Nazuğum kışı tırtıl olarak geçiren bir kelebek. Her kelebeğin bir konak bitkisi vardır. Konak bitki olmadı mı kelebek yumurta bırakamaz, yumurta bıraksa bile tırtıl çıktığında yiyecek bulamaz.” açıklamasını yaptı.
Engür, Malatya’nın her açıdan zengin bir coğrafya olduğuna dikkat çekerken “sadece kelebek türleri açısından demiyorum. Örneğin kışın bitimi baharın müjdecisi nevruz çiçeğini ararken ender fosil türlerine bile rastlıyorsunuz. Malatya doğasında her an güzel bir sürprizle karşılaşabilirsiniz” dedi.
Olcay Özşahin ise “Nazuğum çevre illerden yayılarak mı geldi yoksa önceden beri bu bölgede yaşıyor muydu, bunu bilmemiz şu anda mümkün değil. Maraş, Sivas gibi illerden yayılarak gelmiş de olabilir. Yörede Sarıçiçek Yaylasının varlığı da kelebek türleri için büyük avantaj. İnsanların erişmediği yerler kelebekler için geniş yaşam alanları sunuyor. Doğamızı, çevremizi korumamanın önemini kelebekler söz konusu olduğunda da görüyoruz. Malatya’nın farklı yükseltilere, su kaynaklarına, bitki örtüsüne sahip olması kelebek türlerinin sayısını arttırıyor” dedi.
Özşahin, Malatya Doğa Dostları (MADOST) adıyla bir grupları bulunduğunu, bu grubun şimdiye kadar 15 kadar türü kayıt altına aldığını haber verirken, Malatya’da şu ana kadar göremedikleri en az 20 tür olabileceği tahmininde bulundu.
Özşahin, kelebeklerin peşinde koşmanın doğa sevgisi açısından değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekerek “elbette kimse kelebek fotoğrafı çekerek bir kazanç sağlamıyor; bu tamamen doğayı, canlıları sevmekle ilgili. O gün bizimle birlikte kuş fotoğrafı çekmeye gelen arkadaşımız da vardı; Arapgir’in güzel doğasıyla baş başa kalmak isteyen de. Bazen bir kelebeğin veya kuşun fotoğrafını çekmek için saatlerinizi harcarsınız. Doğayla iç içe yürürken, fotoğraf çekerken dünyanın sadece bize ait bir yer olmadığını, kelebekler, kuşlar, böceklerle birlikte insanların bu döngüde zincirin sıradan bir halkası olduğunu, onlar yaşayabilirse bizim de yaşayabileceğimizi fark ediyorsunuz” yorumunu yaptı.
Erkeği Çok Kıskançmış
Wikipedia’da yer alan bilgilere göre, erkeğin kanat açıklığı 30-42 milimetre. Dişisi genellikle daha geniş kanat açıklığına sahip. İşaret ve renk olarak farklılık gösteriyor, birçok alt türü bulunuyor. Erkekler genellikle kahverengi, turuncu ve siyah işaretlerden oluşan renklere sahip. Arka kanat gümüş işaretli. Kanatın alt tarafı sarı, turuncu ve kahverengi renklerle karışık ama gümüş rengi yok. Yumurtası sarı; larvası ise siyah.
Larvası kışın yedi ila sekiz ay arası uykuya yatıyor. Larva, gök çıbanotunu konak ve beslenme için kullanıyor. Yetişkini ise genellikle düğün çiçeği, köygöçerten, beyaz ay papatyası, unutmabeni ve en çok böğürtlen yiyor. Az da olsa lilpar ve dağ mayasıl otuyla beslendiği gözlenmiş.
Dünya genelinde Palearktik Bölge denilen biyocoğrafik bölge ile alt bölgelerinde yaşıyor. Bu bölge Avrupa, Asya’da Himalaya Dağlarının kuzeyi ile Afrika’da Sahra Çölünün kuzeyini kapsıyor.
Erkek nazuğum dişiden birkaç gün önce larvadan çıkıyor. Dişi arayışına giren erkek müstakbel eşini bulursa, uzun süreli bir ilişkiyle, genlerini gelecek nesillere aktarıyor.
Erkek dişiden ayrılırken, çiftleşme tıkacı denilen bir madde salgılayarak dişinin üreme organını kapatıyor ve böylece başka erkeklerin dişiyle çiftleşmesini engelliyor.
FOTOĞRAFLAR: Olcay Özşahin ve Münir Engür
DERLEYEN: Bülent Korkmaz