İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Star TV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasına Diyarbakır'daki terör saldırısında ölen vatandaşlara rahmet, ailelerine ve millete sabır dileyerek başlayan Soylu, Polis Teşkilatı'nın kuruluşunun 175. yıl dönümünü de tebrik etti.
Diyarbakır'ın Kulp ilçesindeki terör saldırısına ilişkin bir soru üzerine Soylu, koronavirüsle mücadele ederken, terörle mücadeleyi ve bunun gereklerini de hiçbir zaman dilimi içerisinde bırakmadıklarını vurguladı.
"Yılbaşından bugüne kadar 22 bin operasyon gerçekleştirdik." diyen Soylu, Türkiye içerisindeki Kapan operasyonlarıyla terör örgütünün fellik fellik arandığını söyledi.
Özellikle barınma ve sığınma noktalarını ortadan kaldırmaya, hareket alanlarını daraltmaya çalıştıklarını ifade eden Soylu, diğer taraftan da şehir içlerinde emniyet istihbaratın, terörle mücadele ekiplerinin ve kırsalda yine jandarmanın birbirleriyle eş güdüm içerisinde büyük bir mücadele ortaya koyduğunu belirtti.
"Eylemi gerçekleştirenlerin sonu kötü olacak"
Kulp'taki terör saldırısının herkesi derinden üzdüğünü belirten Soylu, yaklaşık 6-7 ay önce de yine Kulp'ta böyle bir tabloyla karşılaşıldığını, yine ormana odun kesmeye giden işçilere acımasız bir saldırı gerçekleştiğini anımsattı.
Bu insanların oranın köylüleri olduğunu ve çoluk çocuğunun nafakasını temin edebilmek için masum bir şekilde çalışmaya gittiklerinin ifade eden Soylu, "Gittikleri yol bizim güvenlik güçlerimizin, jandarmamızın, Jandarma Özel Harekatımızın veya kolluk devriyelerimizin gezdiği bir yol değil. Yani bir yan yol ve tamamen bir orman yolu. Burada bir ayın çeşitli zaman dilimlerinde gidip ormandan kesiyorlar ve geçimlerini de bunun üzerinden temin etmeye çalışıyorlar." diye konuştu.
Masum insanlara yönelik eylemin PKK'nın bir karakteri olduğuna işaret eden Soylu, "Ama şunu emin bir şekilde söylüyorum bir, önce Kulp'ta bunu yaptıklarında, o masum insanları, genç insanları katlettiklerinde gittik ve orada Sayın Cumhurbaşkanımız da biz de 'kanları yerde kalmaz' dedik ve 2 ay geçmeden o eylemleri kim gerçekleştirmişse hepsi cehennemi boyladı." dedi.
Dünyada, Türkiye'de insanlık farklı bir meseleyle mücadele ederken, bu eylemi gerçekleştirenlerin sonunun kötü olacağını belirten Soylu, şöyle devam etti:
"Biz genel olarak bu ölen teröristlerin fotoğraflarını göstermekten imtina ederiz ama bunlar öldüğü zaman bunları kamuoyuyla paylaşacağız. Çünkü ibret olması lazım gelir ki masumiyeti olan, rızkına ve ekmeğine giden insanları bir sapkın terör örgütünün talimatıyla öldürenler, katledenler hem hak ettiklerini bulmuş olacaklar hem de o insanlar, orada yaşayanlar da ve bizler de bileceğiz ki bu devlet güçlü bir devlettir, yapanın yanına kar bırakmıyor."
"Üretim ve tedarik zincirinde aksama söz konusu değil"
Koronavirüsle mücadele çerçevesinde alınan önlemler ve yasaklara uyulup uyulmadığı yönündeki bir soru üzerine Süleyman Soylu, Türkiye'nin koronavirüsle mücadele konusunda milletiyle beraber güçlü bir zemin yakaladığını vurguladı.
Soylu, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade, talimatları, dünyayı iyi okuyup, Türkiye'nin bu mücadelede hangi zeminde adım atması lazım geldiğini iyi bir şekilde tespiti ile hükümetimizin, sağlık çalışanlarımızın ve sağlık perspektifimizin ortaya koyduğu tabloyla ve milletimizin de buna uyan davranışlarıyla bir taraftan Avrupa, diğer taraftan Amerika, Çin ve diğer ülkelerin karşı karşıya kaldığı süreçlerden, sürecimizi çok daha iyi yöneten bir noktadayız. İlk günden itibaren böyleyiz. Onlardan önce aldığımız tedbirler." diye konuştu.
Tedbirleri, "kamu düzeni, sağlık sisteminin sürdürülebilir olması ve ayakta kalması, üretim ve tedarik zincirinin devam etmesi, sosyal izolasyon ve sosyal mesafe" olmak üzere 4 ana ayak üzerine oturttuklarını anlatan Soylu, "Türkiye'de şu anda asayiş konusunda en ufak bir problem, üretim ve tedarik zincirinde en ufak bir aksama söz konusu değil." dedi.
Bakan Soylu, sosyal izolasyon ve sosyal mesafe ve diğer konularda alınan tedbirlere de değinerek, Türkiye'nin hükümet olarak aldığı kararlarla süreci başarılı bir şekilde yürüttüğünü belirtti.
"Şehirler arası yolculukta da iyi bir izolasyon sağlandı"
Sürecin zor olduğunun altını çizen Soylu, ilk kez böyle bir tabloyla karşı karşıya olunduğunu söyledi.
Hijyen ile sosyal mesafe ve izolasyonunun önemine işaret eden Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Mümkün olduğunca, özellikle hayatın hareketliliğini, mobilizasyonunu durduracağız. O 4 temel maddeye uyarak, bu dengeyi yol haritası içerisinde götürmeye çalışacağız. Büyükşehirlerde hayat hafta içinde yüzde 85-90 oranında şu anda tam anlamıyla kendisini evine çekmiş durumda. Hafta sonları da bu rakam yüzde 95'lerde. Birçok ölçümüz var. Özellikle toplu taşıma araçlarına binişi her gün sabah itibarıyla ölçüyoruz. Hafta içi her geçen gün artıyor. Bu hafta 84'lerde başladı, şu anda 86,5-87 seviyesinde. Her 100 yolcudan 87'si toplu taşıma kullanmıyor artık. Buna riayet ediliyor."
Bakan Soylu, şehirler arası yolculukta da iyi bir izolasyonun sağlandığına, bu oranın yüzde 99.9 olduğuna işaret ederek, "Belli periyotlarda araştırmalar yapıyoruz. Bu araştırmalarda vatandaşımızın hangi kurallara ne kadar uyduğunu, Kovid-19 karşısında hangi tedbirleri aldığını, mesajlara uyup uymadığını ve ne beklediğini periyodik bir şekilde gözlemleyebiliyoruz. 18 büyükşehir belediyesine ait toplam yolcu sayısı yüzde 86'nın neredeyse üzerine gelmiş bir durumda." bilgisini paylaştı.
Koronavirüsle mücadele çerçevesindeki tedbirlere uymayanlara uygulanan para cezasına ilişkin bir soruya ise Soylu, "Bugüne kadar toplam 26 bin kişiye adli ve idari ceza kesildi. Hem idari para cezası hem adli para cezası kesildi. Kim bunlar? 65 yaş kuralını ihlal edenler. Gençler biraz hızlı çıktı. 65 yaş onlardan 10 gün önce olmasına, 65 yaş grubunu çok çabuk zamanda geçtiler. Özellikle sosyal mesafeye riayet etmeyenler de var. Kavga edenler, kumar oynayanlar, toplu bir şekilde bir birliktelik içerisinde olanlar." yanıtını verdi.
"Türkiye daha rasyonel tedbirler aldı"
Süleyman Soylu, "Türkiye genelinde bir sokağa çıkma yasağı düşünülmüyordu. Hala aynı noktada mısınız? Önümüzdeki süreçte herhangi bir değişiklik söz konusu mu?" sorusu üzerine, bunun bir dengede götürülmesi zorunluluğu olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Başından beri almış olduğumuz tedbirler de kendi adına bir denge ile beraber yürüyor. Bu, bütün dünyanın hep birlikte yeni yaşadığı bir süreç. Bugün Güney Kore'de, Çin'de yeni bir şey tartışılıyor, 'acaba bu ikinci salgını, ikinci tetiklemeyi meydana getirecek mi?' diye bir endişe var ve bir takip söz konusu. Bütün bunları yeni yaşıyoruz. Onun için bunun ne kadar süreceğini ve bunun hızının, süratinin, etkisinin nasıl zayıflayacağını esas itibarıyla dünya da bilmiyor. Onun için Türkiye daha rasyonel ve daha sürdürülebilir tedbirler aldı. Bu tedbirler çerçevesinde de adım atıyor ama mesele Türkiye'de çok farklı boyutlara doğru gider ise elbetteki vatandaşımız da şunu gördü ki hem 20 yaş altı ve hem 65 yaş üstü sınırlandırmamızdan hem şehir izolasyonlarımızdan, şehir sınırlandırmalarımızdan hem iş yerleriyle ilgili almış olduğumuz tedbirlerden biz burada herhangi bir çekince içinde değiliz ama şu anda hem sistemimizi devam ettirebilen hem de bu tedbirleri tam anlamıyla sıkı sıkıya uygulayan bir anlayış yürütüyoruz."
"İstanbul'da bir sokağa çıkma yasağı söz konusu olur mu?" sorusu üzerine Soylu, "Hafta sonunda yüzde 95 Türkiye eve çekiliyor ancak çok zorunlu üretimler yapılıyor ama ihtiyaç duyulduğu zaman bunu sadece belirli, kısıtlı günler için değil, her türlü adım atılabilme kabiliyetine sahip olduğunu ilk kez söylüyor değiliz, Sayın Cumhurbaşkanımız da defalarca söyledi. Bunun dinamik, takip ettiğimiz bir süreç olduğunu söylüyoruz. Bazı illerimizde vakaların artış hızı epey yavaşladı. Bazı illerimizde, ilk baştaki gibi böyle katlayarak gittiği bir noktada değil. Bütün bunları da görüyoruz." diye konuştu.
"Türkiye tüm sorumluluk alanları itibarıyla meseleyi en başından beri ciddi şekilde ele aldı"
Bu süreçte mikroskobun altında inceleme gerçekleştiriyor gibi adım adım tüm olayları takip ettiklerini ve tedbirleri aldıklarını belirten Soylu, Türkiye'nin tüm sorumluluk alanları itibarıyla meseleyi en başından beri ciddi şekilde ele aldığını ifade etti.
Soylu, vatandaşların tedbirlere uymasının temel sebebinin, doğru bilgilerin doğru zamanda şeffaf olarak paylaşılması olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Buradaki güvenilirlik katsayımızı zedelemek isteyenler de var. Ben üzülüyorum. Şundan üzülüyorum, bu zamanda amiyane tabirle ifade etmek isterim, çelme atmak isteyen, bunu siyasal bir malzeme haline getirmek isteyenler var. Oysa içinde bulunduğumuz mesele, elbette ki yönetimin ve siyasetin ana konusudur ama bu millet, devlet siyasetidir. Bu, hepimizin ortak bir siyasetidir. Buna bakmak ve bunun üzerinden bir süreç yürütmemiz lazım geldiğini de buradan ifade etmek isterim."
"Karantina içinde 38 bin vatandaşımız var"
Bakan Soylu, yeni karantina bölgeleri olup olmadığı, karantina kararının hangi kriterlere göre alındığı ve karantina bölgelerinde kaç kişinin olduğu sorusuna, şöyle cevap verdi:
"Biz toplam 52 vilayette 180 alanda karantina yapıyoruz. Bunun bir tanesi ilçe merkezi Artvin Borçka, bir tanesi ilçenin tamamı, tüm sınırları, köyleriyle beraber. Yine geri kalanı da yaklaşık 10 belde, 100 köy var. Geri kalanı da mezra. Bu karantina kararı, il hıfzıssıhha kurulunun kararıyla alınıyor ama il hıfzıssıhha kuruluna gelene kadar sağlık müdürlüğümüz aynı zamanda valiliğimiz, kaymakamlığımız alanındaysa kaymakamlığımız, olayın nerden çıktığı, kimin kiminle temas ettiği, bu bulaşımın ne kadar yayılma riski olduğu, bütün bunları değerlendirdikten sonra burayla ilgili bir karantina kararı alınıyor.
Bu rakamı da ilk kez paylaşıyorum. Şu anda 180 ayrı yerleşim yerinde 122 bin 500 vatandaşımız karantina içerisinde. Siz buna 15 bin 500 yurtlarda, yurt dışından gelen vatandaşlarımızı da ilave ettiğinizde şu anda 38 bin karantina içinde vatandaşımız var."
"Devlet, büyüğünü yalnız bırakmadığını ortaya koyan tablo sergiliyor"
Sokağa çıkma kısıtlaması olan 65 yaş üstü vatandaşlara vefa grubu aracılığıyla ulaşıldığını, maaşları, ilaç ve gıda alışverişleri dahil tüm ihtiyaçlarının karşılandığını aktaran Soylu, bu sabaha kadar 1 milyon 765 bin kişiye ulaşıldığını bildirdi.
Soylu, ayrıca İstanbul'da polisler ve bekçilerin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kolonya, maske gibi hediyelerini ve mektuplarını 65 yaş üstü vatandaşlara ilettiklerini belirterek, bu kapsamda da günde 120 bin kişiye ulaşıldığını, bunun da bu akşam itibarıyla 360 bini bulacağını söyledi.
Kimseyi evde yalnız bırakmadıklarını belirten Soylu, "Burada devlet, hem şefkat yüzünü hem vatandaşını, büyüğünü yalnız bırakmadığını ortaya koyan bir tablo sergiliyor." dedi.
Pandemi İzolasyon Takip Sistemi
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Pandemi İzolasyon Takip Sistemi uygulamasının nasıl işleyeceği yönündeki soru üzerine, bazı ülkelerde var olan bu sistemin, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ve operatörlerin iş birliğinde Türkiye'de de yürütüldüğünü söyledi.
Operatörler vasıtasıyla izolasyona tabi tutulan kişinin nerede olduğunun belirlendiğini aktaran Soylu, şöyle devam etti:
"Bu hareket ettiği zaman hemen sinyal geliyor. Bu, POLNET sorgu sistemi üzerinden geliyor ve direkt bizim polislerimizin el tabletlerine, el bilgisayarlarına indiriliyor. İndirildiği andan itibaren bir, biz dışarda sorgulama yaptığımız zaman bunu takip edebiliyoruz, iki, ayrılanı hemen arayıp, bulup, ona ayrılmamasının lazım geldiğini söylüyoruz. Yani iki temel görevimiz var."
"Zor zamanın insanı olduklarını bir kez daha gösterdiler"
Yeni polis ya da bekçi alımı olup olmayacağı yönündeki soruya Bakan Soylu, şöyle yanıt verdi:
"Bu dönemde almak istesek de alamayız. Çünkü bizim polisimizin eğitimle alınması gerekir. Şu anda eğitim yapabilme kabiliyetine sahip değiliz ama şunu ifade edeyim, Türkiye'de bazı kamu sektörlerinde elbette ki izin var, adalet mekanizması dahil olmak üzere ama Türk Polis teşkilatı, Jandarma teşkilatımız, Sahil Güvenliğimiz, Göç teşkilatımız, AFAD teşkilatımız, ful mesaisinin başında. Herhangi bir izin de söz konusu değil. Buradan başta polis teşkilatımız olmak üzere tüm Türkiye'deki kamu çalışanlarını minnetle ve şükranla selamlıyorum. Allah onlardan razı olsun. Zor zamanın insanı olduklarını bir kez daha gösterdiler."
"Türkiye'de günde 10 milyon maske dağıtılıyor"
Soylu, İstanbul'da eczanelerin maskeleri bedava dağıtacağı belirtilerek, bunun Türkiye genelinde uygulanıp uygulanmayacağının sorulması üzerine, "Zannediyorum İstanbul Eczacılar Odası bir açıklama yaptı. O açıklamayı Sağlık Bakanlığımızın yapması gerekirdi. Çünkü şöyle anlaşıldı, zannedildi ki sadece İstanbul'da bu yapılacak. Oysa bu karar hemen hemen Türkiye'ye şamil bir karardır." dedi.
Şu ana kadar Sağlık Bakanlığının 235 üretici firmayla sözleşme imzaladığını, kendisinin de bu olayın her aşamasında olduğunu ve gece gündüz çalıştıklarını aktaran Soylu, şunları kaydetti:
"Şunu memnuniyetle ifade etmek istiyorum ki bugün de Sağlık Bakanımızla konuştuk, bakan yardıcılarımızla konuştuk. Şu anda Türkiye'de günde 10 milyon maske dağıtılıyor. Çok yakın zamanda inşallah bu sayı 20 milyona ve üzerinde bir sayıya çıkacak. Bunu Sağlık Bakanımız net bir şekilde ifade eder ama bugün 10 milyon üretildiğini ve her gün dağıtıldığını hem sağlık teşkilatlarımız dahil olmak üzere söyleyebilirim."
Bakan Süleyman Soylu, vatandaşlardan alışverişlerini muhakkak maskeyle yapmalarını, büyükşehirlerdeki site sakinlerinden evlerinde inzivaya çekilmelerini, devlet yetkililerinden açıklama gelinceye kadar kurallara riayet etmelerini, sanayi siteleri ve fabrika sahiplerinden çalışanlarını maskeyle çalıştırmalarını ve maskelerini günde birkaç defa değiştirmelerini takip etmelerini istedi.
"4 bin 186 hesaba işlem yaptık"
İlk günlerde yanlış bilgilendirme, toplumu tedirginliğe itme konusunda çok ciddi bir sosyal medya salgınının söz konusu olduğunu ifade eden Soylu, şöyle devam etti:
"Sadece bu salgınla ilgili 4 bin 186 hesaba işlem yaptık ve 667 kullanıcı tespit edildi ve sürekli gözaltına alınıyor ve bunların büyük bir bölümü ne yazık ki yurt dışından. Yani Türkiye'yi, FETÖ, DHKP-C, PKK, bu hesaplar sürekli olarak kaos ortamı oluşturmak, güven ortamını zedeleyebilmek, endişeyi artırmak ve Türkiye'yi panik havasına sokmak konusunda bir gayret sarf ediyor. Onlar ne kadar sarf ederlerse etsinler, milletimiz de sağlam duruşunu devam ettirmektedir."
Soylu, salgın karşısında rehavete kapılmanın mağlubiyete sebebiyet vereceğini belirterek, devletin aldığı tedbirlere, Bilim Kurulunun önerilerine harfiyen riayet etmenin önemli olduğuna dikkat çekti.
Bu süreçte ev içi tartışmalarda da artış olduğunu aktaran Soylu, "Bu aile içi tartışmayı en minimuma indirmek hepimizin temel görevi, bizim de temel görevimiz. Onun için sadece milletimiz şunu bilsin, biz tartışmanın nerede olduğunu biliyoruz, sayısını da biliyoruz ama ne olursunuz bunu aşağıya çekelim. Avrupa'nın falan dünyanın çok altında... Biz onlara sevginin ne yüce bir şey olduğunu örnek olarak gösterelim." diye konuştu.
Ankara, AA