SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Zamanın Sessiz Tanığı: Sevserek Han

Zamanın Sessiz Tanığı: Sevserek Han
A- A+ PAYLAŞ

Araştırmacı-yazar, gezgin, emekli eğitimci Fikri Demirtaş, Pütürge yolu üzerindeki Yaygın köyünde (mahalle) yer alan, Malatya’nın kaderine terk edilmiş tarihi eserlerinden Sevserek Hanı ele aldı. Eski Malatya valilerinden Ulvi Saran döneminde kazı çalışması yapılan Sevserek’in günümüzde sahipsiz kaldığını yazan Demirtaş, bu eserden “zamanın sessiz tanığı” diye söz etti. 

Soğuk bir kış günü, Büyükşehir Belediyesi Sanat Sokağı’ndaki Mahfil Sahaf Celal Yalvaç Araştırmalar Merkezi’nde araştırmacı-yazar Nezir Kızılkaya ile Kültür ve Turizm Bakanlığı emekli şube müdürü Adil Aktaş ile buluşup Sevserek Han gezisine başladıklarını anlatan Demirtaş yazısına şöyle devam etti:

“Battalgazi ilçesinin Yaygın Mahallesi'nde, Pütürge yolu üzerinde yer alan Sevserek Hanı’na doğru yola koyulduk. Elazığ karayolunda ilerlerken, Çiftlik Mahallesi’ni geçtik ve Pütürge, Doğanyol, Nemrut yönlendirmelerinin bulunduğu kavşağa vardık. 

Bu yol ayrımında da Malatya'nın Turizmdeki Tanıtım Eksikliği görünüyor. 

Malatya şehrinin doğu ve batı girişlerinde, şehrin tarihi ve turistik değerlerini tanıtan panoların eksikliği dikkat çekiyor. Dünyaca ünlü Kommagene Krallığı'nın ihtişamlı mirası Nemrut Dağı, tarihi Süryani yapısı Mor Barsavmo Manastırı (Peraş Kalesi), Pütürge’de , Şiro Çayı'nın yanındaki Kerar Kalesi, MS 1. yüzyıla uzanan bir geçmişe sahip.

Bu kale, Roma Bizans, Ermeni, Keldani ve Süryani kültürlerinin izlerini taşıyor. Aslantepe Höyüğü gibi önemli yerler için ne bir bilgilendirme tabelası ne de büyük, resimli tanıtım panosu bulunuyor. Hatta Malatya merkezde, Kültür Müdürlüğü'nde ve Büyükşehir Sanat Sokağı'nda bile Malatya'nın tarihi ve turistik yerlerinin yeterli tanıtımı yapılmıyor. Bu durum, Malatya'nın turizmde geri kalmasının acı bir göstergesi. Oysa komşu iller Adıyaman, Elazığ turizmde  yıllardır gözle görülür bir fark yaratmış durumda.

Saat 13.00 sularında Sevserek Hanı’na ulaştık. Ancak yol kenarında kahverengi  yönlendirme levhası bulunmadığından, tarihi yapıyı bulmak hiç de kolay olmadı. Arabamızı park edip bu zamana meydan okuyan hanın taş duvarlarına doğru yürüdük.

Tarihin Kucağında: Sevserek Hanı

Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 15.09.2005 / 954 Kararı ile tescillenen Sevserek Hanı, ilk bakışta yorgun ama dimdik ayakta duran bir yapı olarak karşımızda duruyordu. Ancak demir kapısı paslanmış, zincirle kilitlenmişti. Üzerinde “Dikkat! Kazı alanına girmek yasaktır” yazılı bir tabela asılıydı. Ne bir bilgi levhası ne de kahverengi yönlendirme tabelası vardı.

Bir yanı yol kenarında, diğer yanı kayısı bahçeleriyle çevrili bu Selçuklu hanının duvarları, zamanın yıpratıcı etkilerine karşı direniyordu. Siyah, beyaz, kahverengi ve yosun yeşili taşlar, doğanın ve tarihin renk paletiyle göz kamaştırıyordu. Ancak definecilerin açtığı çukurlar, iç kısımlarda köstebek yuvasına dönüşmüş tahribatlar ve sökülüp yerlere saçılmış taşlar, insanda hüzün uyandırıyordu. Hanın üst örtüsü büyük ölçüde yok olmuştu; ancak ayakta kalan duvarları ve iç mekânın ihtişamı, buranın bir zamanlar nasıl görkemli bir yapı olduğunu gözler önüne seriyordu. İç kısımlarda, göğe doğru yükselen kavak ve yabani ağaçlar, doğanın yapıyı yavaş yavaş ele geçirdiğinin bir kanıtıydı.

Tarihî Kayıtlar ve Kaderine Terk Edilmişlik

Sevserek Hanı, Battalgazi ilçesine bağlı Yaygın Mahallesi sınırları içinde yer alıyor ve Malatya şehir merkezine 21 kilometre uzaklıkta bulunuyor. 1600 metrekarelik geniş bir alanı kaplayan hanın tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmemekle birlikte, Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykavus dönemine (1246-1257) tarihlendirilen bir sikke bulunması, 13. yüzyıl ortalarında inşa edildiğine işaret ediyor.

2011- 2012 yılında Sevserek Hanı'nda başlatılan kazının bilim başkanı ve Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İsmail Aytaç (günümüzde profesör) başkanlığında temizlik çalışması yapılmış.

 Kazı 2013’te aniden durdurulmuş. Oysa kazılar sırasında basınçlı su ve ısıtma sistemi kalıntıları bulunmuş, mutfak olduğu düşünülen alanda çeşitli metal eşyalar keşfedilmişti. Ancak bugün han, kaderine terk edilmiş durumda.

Tarihi Korumak Bir Sorumluluktur

Sevserek Hanı, yalnızca Malatya’nın değil, Anadolu’nun ortak tarih mirasının önemli bir parçası. Ancak ilgisizlik ve definecilerin tahribatı nedeniyle her geçen gün daha fazla zarar görüyor. Yetkililerin bir an önce harekete geçerek:

Sevserek Hanı'nın Korunması İçin Acil Önlem Şart!

Kazı çalışmaları durdurulan Sevserek Hanı'nın, restorasyon süreci başlayana kadar korunması büyük önem taşıyor. Yapının, hava koşulları ve diğer dış etkenlerden zarar görmesini engellemek için, üzerine acilen geçici bir koruma örtü sistemi inşa edilmesi gerekmektedir. Hanın restorasyonunu tamamlaması, kahverengi  tabelasının asılması, sit alanı  koruma altına alarak etrafını güvenlik önlemleriyle çevirmesi de.

Nemrut Yolu Üzerinde

Adıyaman Nemrut Dağı ören yeri, İl Merkezine  87 km, Malatya Pütürge yolu üzerinden Nemrut 98 km mesafededir. Malatya'dan Nemrut’a arabayla gidenler , 200 metrelik bir yürüyüşle zirveye ulaşma kolaylığı sağlarken, Adıyaman’dan Nemrut'a  gidenler için bu mesafe yürüyerek  1200 metre. Ancak buna rağmen, Adıyaman tarafından her yıl 150 bin turist bölgeye gelirken, Malatya güzergâhı yalnızca 5 bin kişiyi ağırlıyor. Bu farkın kapanması için  Malatya İl Kültür  ve Turizm  Müdürlüğü, Büyükşehir  Belediyesi, Pütürge  Belediyesince etkili tanıtım politikaları şart.

Sevserek Hanı ve benzeri tarihi yapılar, sadece taş duvarlardan ibaret değildir; onlar geçmişin sesini bugüne taşıyan tanıklardır. Onlara sahip çıkmak, kimliğimize sahip çıkmaktır.

Sevserek Han'ın Unutulan Hikâyesi

17 Mayıs 2016 tarihinde Yeni Malatya Gazetesi, malatyahaber.com, Anadolu Ajansı ve çeşitli bültenlerde yer alan haberlere göre, dönemin Malatya Valisi Ulvi Saran, 2011 yılında Sevserek Hanı'nda başlatılan restorasyon çalışmalarına büyük önem vermişti.

Saran açıklamasında “2011 yılında Sevserek Hanı'nda çalışmaların başlaması dolayısıyla düzenlenen kokteylde, bu eserin gün yüzüne çıkarılışının hikâyesini anlatan Vali Ulvi Saran, KUDEB ve Müze'nin ortak çalışmasıyla toprak altında kalan Sevserek Hanı'nın temizlik kazısının tamamlandığını, gün ışığına çıkarılması sırasında çeşitli tarihi para ve eşyaların bulunduğunu belirtti. 1200'lü yıllardan kalma madeni eşya ve paraların da yer altından çıkarıldığını söyleyen Saran, "2 aylık bir çalışma sonucu hanımız ortaya çıktı. Restorasyon projesi ihale edildi. Proje 1-2 ay içinde tamamlandıktan sonra restorasyonuna başlanacak. 1 yıl içerisinde de tamamen bitirilmesini planlıyoruz. Bilahare hanın hangi amaçla kullanılacağına karar vereceğiz." demişti.

İpek Yolu üzerinde, Nemrut güzergâhında bulunan Sevserek Hanı'nın yıllarca toprak altında kaldığını ve tahribata uğradığını vurgulayan Vali Saran, "Bunun gibi 6 adet han daha bulunmaktadır. Sevserek Han'dan başlayarak Nemrut'a doğru 60 kilometrelik yol boyunca Sevserek 2 Han, Görk Han, Tepehan, Yandere Han, Çat Han, Birinci Taşkale Han ve 2. Taşkale Han bulunmaktadır. Hepsini sırasıyla ortaya çıkarıp Malatya'ya kazandırmak istiyoruz. Sevserek Han'ın 800 yıllık bir geçmişi bulunmaktadır. İpek Yolu üzerinde ticaret yapan kervanlar buralarda konaklamış. 1600 metrekarelik bir alana sahiptir. 150 yıl önce kendi kaderine terk edilip harabe hale gelen ve üzeri tamamen toprakla kapanıp yer altında kalan hanı titiz bir çalışmayla ortaya çıkardık. Malatya Şifahanesi ya da bir sağlık merkezi gibi kullanmayı düşünüyoruz. Buna ileriki aşamalarda karar vereceğiz." şeklinde konuşmuştu.

Sevserek Han Kazısı ve Bilgileri:

Bölgedeki hanların ortaya çıkarılması projesi doğrultusunda Vali Ulvi Saran döneminde Sevserek Hanı'nda başlatılan kazının bilim başkanı ve Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İsmail Aytaç, bu alanda iki han bulunduğunu, bunlardan birisinin Sevserek Han, diğerinin ise tam karşısında ağaçların altında kalmış olan bir yapı olduğunu belirtmişti.

Aytaç'ın 2011'deki Sevserek Hanı kazısına ilişkin yaptığı ve basında yer alan açıklamaları şöyleydi:

 * Kazı yaptıkları hanın Selçuklu döneminin kervansaray tipolojisinde bir yapı olduğunu anlatan Aytaç, Yaygın'daki bu yapıdan sonra Nemrut Dağı'na kadar 8 adet kervansaray tespit ettiklerini belirtti.

 * Sevserek Hanı'nda 2 ayı aşkın süredir devam ettikleri kazının bitmek üzere olduğuna işaret ederek, yapının 1450 metrekarelik bir alana yayıldığını, bazı alanlarda 2 metre, bazı alanlarda 3,5 metreyi bulan bir toprak dolgu olduğunu, üzerine de kavak ağaçları dikildiğini söyledi.

 * Kazının Malatya Valiliği'ne bağlı Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu'nun kontrolünde gerçekleştirildiğini, çalışmalar bitirildikten sonra yapının restorasyon projesini hazırlayacaklarını, kısa sürede bitirilecek bu çalışmaların ardından Sevserek Hanı'nın restore edileceğini ve ayağa kaldırılacağını belirtti.

 * Selçuklu döneminde kervanların konakladığı bir kervansaray olarak kullanılan yapının 1580 tarihli vergi kayıtlarında kullanımdan düştüğünün anlaşıldığına değinen Aytaç, kazı sırasında 1755 tarihli bir Osmanlı sikkesi bulduklarını, bu buluntunun da yapının Osmanlı döneminde de kullanıldığını gösterdiğini anlattı.

 * Yapının içinde çok fazla maden kalıntıları çıktığını, buraya yakın mesafede maden ocaklarının olduğunu bildiklerini, hem maden kalıntılarının, hem de at nalı ve inşaat çivisinin bulunmasının burasının Osmanlı döneminde maden eritme ocağı olarak kullanıldığını da gösterdiğini söyledi.

 * Osmanlı İmparatorluğu'nun son ve Cumhuriyetin ilk yıllarında bu binanın taşlarının inşaat yapmak isteyen vatandaşlar tarafından alındığını, Malatyalı bir gazetecinin 1969 yılında çektiği fotoğraflarda Sevserek Hanı'nın üst örtüsünün ve tonozlarının da bulunduğunu gördüğünü, ancak bunların daha sonraki yıllarda çöktüğünü anlattı.

 * Sevserek Hanı'nın duvarlarının büyük bölümünün, ayak kemerlerinin durduğunu, bu anlamda yapının günümüze ulaşan Malatya'daki 3 handan biri olduğunu, yapının içindeki toprak katmanın bir anlamda hanın günümüze kadar gelmesini de sağladığını, şu anda üst örtü hariç diğer kısımların büyük bir bölümünün sağlam olduğunu belirtti.

 * Sevserek Hanı'nın 13. yüzyılın ilk yarısına tarihlendiğini, kazı çalışması sırasında bakır paralar bulduklarını, bakır paraların Selçuklu Sultanı İzzettin Keykavus adına basıldığını, bu paralardan da anladıkları kadarıyla 1256'lı yıllarda burasının kullanıldığını, bu yapının 1220 ile 1250 yılları arasında yapılmış olduğunu tahmin ettiklerini, ancak yapıya ait kitabeyi maalesef bulamadıklarını, bahsettiği o inşaatlarda kullanılmak üzere götürülmüş olabileceğini söyledi.

 * Kazıda kervansarayın mescidine ait bir ayet kitabesi bulduklarını, kitabede Tevbe Suresi'nin 18. ayeti yazıldığını, "Ancak Allah'a inananlar, Allah'ın mescitlerini yapar ve onarırlar" mealindeki kitabenin Arapça yazıldığını, 2 satır, 3 parça halinde bulunduğunu, çok küçük bir parçasının da bugün için bulunamadığını, ama ayetin büyük bir kısmını okuyunca kitabeyi tamamlamanın mümkün olduğunu söyledi.

 * Sevserek Hanı'nın doğusunda bir su şebekesi bulduklarını, Selçuklu döneminde yapılmış olduğu anlaşılan bu şebekenin içinde hala su bulunduğunu belirtti.

 * Tarihi kervansarayın tarihi İpekyolu'na bağlanan bir güzergah üzerinde bulunduğunu, Malatya Pütürge karayolunun tam üzerindeki tarihi yapıdan güneye doğru gidildiğinde Adıyaman, Diyarbakır ve Şanlıurfa'ya ulaşılacağını, bu güzergahın Selçuklu döneminde işlek olan bir güzergah olduğunu anlattı.

 * Bu güzergahın bir turizm güzergahına da çevrilebileceğini, Adıyaman'dan Nemrut Dağı'na gelen turistlerin oradan Malatya'ya geçebileceğini, Malatya'dan da Nemrut Dağı'na giden turistlerin Adıyaman'a geçebileceğini, bu şekilde bu güzergahın yeniden işlerlik kazanacağını, böylece sadece Malatya ve Adıyaman'a değil bölgeye bir hareketlilik kazandırılmış olacağını, çünkü bu güzergahın yayla turizmi için de uygun coğrafyaya sahip olduğunu, ormanlık alanlar, bir çok kervansaray, köprü olduğunu, amaçlarının bu güzergahı canlandırmak olduğunu söyledi.

Ancak Aytaç'ın anlattığı bu proje, Vali Saran gittikten sonra atıl kaldı, eserler yeniden kaderine terk edildi.”

Demirtaş’ın Sevserek Han’la inceleme yazısı ile fotoğrafların tamamına şu linkten erişebilirsiniz: 

https://fikridemirtas44.blogspot.com/2025/02/sevserek-han-zamann-sessiz-tang.html

Fikri DEMİRTAŞ

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız
Reklam