- Karar duruşmasında ilginç iddia ve suçlamalar.. Eski mahkeme heyetleri için suç duyurusu.. Ve 5 asli faile 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet.. 21 sanığa örgüt suçundan beraat...
Malatya’da 18 Nisan 2007 tarihinde meydana gelen ve 1'i Alman uyruklu 3 Hıristiyan misyonerin öldürüldüğü Zirve Yayınevi davasında karar 9 yıl 5 ay 10 gün sonra çıktı. Kararda aralarında Emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un da bulunduğu 21 sanığa “örgüt suçundan” beraat kararı çıkarken, cinayette suçüstü yakalanan 5 sanığa 3’er kez “ağırlaştırılmış müebbet” hapis cezası ile 39’ar yıl 9’ar ay hapis cezası verildi.
21 SANIK YARGILANIYORDU
18 Nisan 2007 tarihinde Malatya merkez Niyazi Mısrı Caddesi Ağbaba İş Merkezi’nin üçüncü katında meydana gelen ve kamuoyunda Zirve Yayınevi Cinayeti olarak bilinen olay da Hıristiyan Protestan Cemaati’nin misyonerleri olarak belirtilen Alman uyruklu Tilmann Ekkehart Geske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel öldürüldü. Olaydan hemen sonra cinayetlerle ilgili olarak kaçmak isterken üçüncü kattan yere düşen Emre Günaydın yaralı olarak, diğer sanıklar Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir ve Hamit Çeker ise cinayetin işlendiği binada yakalanmışlardı. Davada cinayetin 5 asıl sanığı ile birlikte Emekli Orgeneral Hurşit Tolon,Emekli Kurmay Albay Mehmet Ülger, Binbaşı Haydar Yeşil, İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Ruhi Abat, Astsubaylar Murat Göktürk, Abdullah Atılgan, ve Adil Akçay, Uzman Çavuşlar Mehmet Çolak, ve Adem Gedik, Eski Uzman çavuş Aykut Saka, Eski papaz olan davanın hem sanığı ve gizli tanığı İlker Çınar ile Levent Ercan Gelegen, Kürşat Kocadağ ve Mehmet Gökçe yargılanıyordu.
Toplam 21 sanığın yargılandığı davanın karar duruşması da olan 115. duruşma Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.
Duruşmada Mahkeme Başkanı Vedat Koç, sanıklardan son sözlerini aldı.
“KAÇMADIM, DEVLETİ MAHCUP ETMEDİM”
Cinayetin asil faillerinden Emre Günaydın (fotoğraftaki), “Biz tahliye edildiğimizde kaçacağımız söylenmesine rağmen onları söyleyenin yüzünü kara çıkardığım ve devleti mahcup etmediğim için şükrediyorum.” derken, sanık Abuzer Yıldırım, “Ben bu cinayeti kesinlikle işlemedim. Herhangi bir örgüt üyesi değilim. Olaydan öncesi ablamın nikahı olması doğrudur. Cinayet işleneceğini bilmiyordum. Olay yerine tehditle gittiğim sabittir. Boyumuzdan dolayı tehdit edilmemin mümkün olmadığı yönündeki kabulü kabul etmiyorum. Beraatıma karar verilsin.” ifadelerini kaydetti.
Sanık Hamit Çeker ise, “Hak etmediğim cezaları almak istemiyorum.” dedi.
CİNAYET SANIĞI: BU İŞİN ASIL FAİLLERİ GEZİYOR, VİCDANIN RAHAT DEĞİL
Cinayetin asli faillerinden Salih Gürler, “Emre'nin Abuzer'le bana bahsettiği istihbarat müdürü İsmail Bilgin, yine ‘arkamda emniyet müdürleri var’ dediği dönemin Malatya Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya araştırılmamıştır. Emre'nin FETÖ örgütünün 12 ilinin bağlı olduğu Gaziantep’e olay öncesi gitmesi hususu araştırılmamıştır. Bu davanın arkası aydınlatılmamıştır. Dava yarım kalmış şekilde bitirilmektedir. Beyanlarımı yazılı olarak da hazırladım. Mahkemenize sunuyorum. Beraatıma karar verilsin, bu işin asıl faillerinin elini kolunu sallayarak gezmelerini vicdanım el vermiyor.” dedi.
Cinayetin asıl sanıklarından Cuma Özdemir de, “2007 yılındaki psikolojik durumum ve yaşımın dikkate alınmasını talep ediyorum. 15 Temmuz FETÖ hainliği ortadadır. Dönemin emniyet müdürü Ali Osman Kahya ve bu davada görev yapan bir kısım hakim ve savcıların gözaltına alınmış olmaları bu işte parmakları olduğunu göstermektedir. Emre'nin görüntüleri sümen altı edilmiştir. Bıçak taşıma olayı Emniyet’te kapatılmıştır. Ben cinayete karışmadım. Hatta engel olmaya çalıştım. Adaletinize ve vicdanlarınıza sığınıyorum” dedi.
“HEBA OLAN 9 YILLIK HAYATIMI TARAFIMA İADE EDİN”
Emekli Kurmay Albay Mehmet Ülger, “İlker Çınar ile dosyadaki diğer devşirilmiş yalancı tanıklar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyorum. Bu cinayetin arkasında CIA ve MOSSAD ile küresel güçlerin taşeronu Fethullahçı yapı bulunmaktadır. Bunlar kurgulanmış davalardır. Ergenekon davasına monte edilerek milliyetçi ve ulusalcı kesim tasfiye edilmiştir. Ruhi Polat Almanya'ya kaçmıştır ve bu cinayetle Türk Alman ilişkileri bozulmaya çalışılmıştır. Bu hususların da dikkate alınmasını talep ediyorum. Yine iddianameyi düzenleyen duruşmalara çıkan, Cumhuriyet Savcıları ile önceki mahkeme heyeti başkanı ve üyeleri ihraç edilmişlerdir. Bu hususta dikkate alınsın.” dedi.
Sanık Öğretim Görevlisi Ruhi Abat, “15 Temmuz Darbe girişimi ile FETÖ'nün azınlıklar ve dinlerarası diyalog kavramlarını kullanarak, kozmik oda ve Özel Kuvvetleri bu dosya içerisine çekmeye çalışarak, Mesiyonik Devrim yaptıkları anlaşılmıştır. 9 yıllık heba olan hayatımı, sağlığımı ve babasız olarak büyüyen çocuklarımın o yıllarımın tarafıma iadesini talep ediyorum” ifadelerini kaydetti.
Diğer sanıklar da beraatlarını talep ettiler.
Mahkeme heyeti verdiği ara kararın ardından cinayetten 9 yıl 5 ay 10 gün sonra yargılamayı sonlandırarak kararlarını açıkladı.
DARBE GİRİŞİMİ VE ÖRGÜT SUÇUNDAN 21 SANIK BERAAT ETTİ
Mahkeme kararında, “Terör Örgütünün Kurucusu ve Yöneticisi ve üyesi Olmak” ile “Cebir ve Şiddet Kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevlerini Yapmasını Kısmen veya Tamamen Engellemeye Teşebbüs” suçlarından Emekli Orgeneral Hurşit Tolon ile birlikte toplam 21 sanık “Delil yetersizliğinden” beraat ederken, 5 asıl fail dışındaki 16 sanık ise cinayete ilişkin tüm suçlamalardan beraat ettiler.
2 SANIĞA HABERLEŞMEYİ İHLAL VE RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK CEZASI
Emekli Kurmay Albay Mehmet Ülger’e“Haberleşmenin Gizliliğini İhlal” suçundan 7 yıl 6 ay, “Resmi Belgede Sahtecilik” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası verilirken, Binbaşı Haydar Yeşil’e ise “Haberleşmenin Gizliliğini İhlal” suçundan 8 yıl 1 ay, 15 gün, “Resmi Belgede Sahtecilik” suçundan 6 yıl 9 ay 7 gün hapis cezası kararı verildi.
CİNAYETLER İÇİN 3’ER KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET
Mahkeme Heyeti cinayetlerin asıl failleri olan Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir ve Hamit Çeker’e “Tasarlayarak Adam Öldürmek” suçundan 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılmak” suçundan 30’ar yıl hapis cezası ve “Nitelikli Yağmaya Teşebbüs” suçundan 9’ar yıl 9’ar ay hapis cezası verildi. Buna göre her sanık 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile birlikte 39 yıl 9 ay hapis cezası almış oldu.
Mahkeme heyeti, cinayetin 5 asıl sanığı verdiği cezalarda , “olayın azmettiricileri ve diğer suç faillerinin bütün yönleriyle ortaya çıkarılması için hiç bir çaba göstermediklerinden” dolayı takdir indirimlerini kullanmadı.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET ALDILAR, EVLERİNDE OTURACAKLAR
Mahkeme Heyeti, 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile birlikte 39’ar yıl 9’ar ay hapis cezası vermiş olduğu ve 8 Mart 2014 tarihinde, cezaevinde tutuklu bulundukları süre göz önünde bulundurularak tahliye edilerek, evlerinde elektronik kelepçe ile gözetim altında tutulan Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Salih Gürler hakkında tutuklama kararı vermeyerek, evlerinde elektronik kelepçe takılarak adli kontrol kararı uygulanmasına hükmetti.
“TUTUKLAMA GEREKİYOR, AMA YASAL ENGEL VAR”
Mahkeme kararında, “Sanıklar Abuzer Yıldırım, Cuma Özdemir, Emre Günaydın, Hamit Çeker ve Salih Gürler hakkında hükmedilen sonuç ceza miktarları itibariyle haklarında hükmen tutuklama kararı verilmesinin gerektiği anlaşılmakta ise de CMK'nın 102/2 maddesinde yer alan ‘Ağır Ceza Mahkemesi'nin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı geçemez.’ şeklindeki açık düzenleme karşısında yasal olanak bulunmaması ve mahkemeye bu hususta takdir hakkı verilmemesi nedeniyle sanıklar Abuzer Yıldırım, Cuma Özdemir, Emre Günaydın, Hamit Çeker ve Salih Gürler'in hükmen tutuklanmalarına yer olmadığına,…” ifadesi de yer aldı.
2 GİZLİ TANIK İÇİN SUÇ DUYURUSU
Sanık Emre Günaydın'ın, diğer sanıklar Varol Bülent Aral ve Hüseyin Yelki'nin kendisini azmettirdiğine ilişkin itirafta bulunduğu ve daha sonra bu itirafının doğru olmadığını açıklaması nedeniyle hakkında suç duyurusu bulunulmasına karar veren mahkeme heyeti, davanın gizli tanıkları “Adıyaman” kod adlı gizli tanık ile aynı zamanda davanın sanığı da olan İlker Çınar’ın “Deniz Uygar” kod adıyla vermiş oldukları ifadelerin doğru çıkmamış olması nedeniyle de suç duyurusunda bulunulmasına karar verildi. Ayrıca; İlker Çınar’ın dosyaya sunmuş olduğu bazı belgelerin sahte çıkması ve doğrulanmamış olması nedeniylede suç duyurusunda bulunulması da kararlaştırıldı.
DOSYAYA BAKAN HAKİM VE SAVCILAR İÇİN “FETÖ” SUÇ DUYURUSU
Dava dosyasındaki HTS kayıtlarına ilişkin rapor ile sanıklar aleyhine sahtecilik yapıldığı gerekçesiyle raporu hazırlayan kişi ya da kişiler hakkında suç duyurusu kararı alan mahkeme, davaya daha önce bakan mahkeme başkanı ve kovuşturma ile dosyada görev alan savcılarla ilgili olarak “Cinayet ve bağlı eylemlerin FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ve mensupları tarafından organize edildiği, aynı örgüt tarafından yargılamanın seyrinin değiştirilmeye çalışıldığı” iddiaları içinde suç duyurusu kararını da verdi.
HSYK kararına göre; Zirve davasına bakan mahkemelerin başkanları Eray Gültekin ve Hayrettin Kısa, mahkeme üyeleri Bülent Coşkun, Mahmut Mavi, Osman Kandemir, Savcılar Özden Doğan, İsmail Aksoy, Şeref Gürkan ve Zafer Hazar HSYK tarafından “FETÖ/PDY örgütü ile iltisak ve irtibatlarının olduğu sabit görüldüğü” gerekçesiyle meslekten men edilmişti.
MAHKEME: BU İŞİ 5 GENÇ YAPAMAZ, ÖRGÜT YENİDEN ARAŞTIRILSIN
Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kısa kararında şu ifadelerde yer aldı:
“Her ne kadar mahkememizce adam öldürme ve bağlı eylemlerin sanıklar Abuzer Yıldırım, Cuma Özdemir, Emre Günaydın, Hamit Çeker ve Salih Gürler tarafından gerçekleştirildiği kabul edilerek bu sanıkların cezalandırılmaları yoluna gidilmiş ise de, olayın meydana geliş şekli ve dosya kapsamı dikkate alındığında eylemin sadece bu beş sanık tarafından planlanarak işlenmiş olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, yaklaşık 9 yıl süren uzun yargılamaya rağmen bu sanıkları azmettiren suç faillerinin ve/veye örgütlerin ortaya çıkarılamadığı anlaşılmakla olayın azmettiricileri ve planlayıcıları olan suç faillerinin ve/veye örgütlerin ortaya çıkarılabilmesi yönünden Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına, suç duyurusu yapılmasına karar verilen bir kısım iddialar ile ilgili olarak zaman aşımı sürelerinin dolma ihtimali dikkate alınarak tüm suç duyurularının kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin derhal yapılmasına,…”
DOSYADA 3 İDDİANAME VE 3 MÜTALAA VAR
Bu arada, Zirve Yayınevi Cinayetleri davası 7 sanıkla başlayan dava önce 9 sanıkla, ardından FETÖ/PDY mensubu olduğu gerekçesiyle aranan kaçak savcı Zekeriya Öz'ün, olayı Ergenekon Davası'yla ilişkilendirmesi ve yeni sanıklar bulmasıyla 21 sanıkla devam ederken, dava süresinde 3 ayrı iddianame ve 3 ayrı mütalaa hazırlandı.
Davada en ilginç ve en dikkat çeken konu ise davaya Mart 2014 öncesine kadar bakan 2 mahkeme başkanı, 5 savcı, 2 mahkeme üyesinin FETÖ nedeniyle mesleklerinden ihraç edilmiş olması.
Burhan KARADUMAN, Ferdi DURDU, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com